sarc4stic
Özel Üye
BAĞDAT - Devrik Irak lideri Saddam Hüseyin, dün akşam saatlerinde bir araya gelen Iraklı ve ABD’li yetkililerin kararlaştırdığı gibi bayram namazından önce, TSİ 04.55’te idam edildi.
Saddam Hüseyin’in cezasının infazı, başkent Bağdat’ta Şiilerin yoğun olarak bulunduğu Kazimiye bölgesindeki eski istihbarat binasında gerçekleştirildi. Bu bina Saddam Hüseyin döneminde Şii Dava Partisi üyeleri sorgusu ve zaman zaman da asılması için kullanılıyordu.
Saddam’ın yargılanma süreci
2003 yılının Aralık ayında ABD askerlerinin Tikrit’te yakaladığı devrik Irak lideri Saddam Hüseyin, dünya kamuoyunun önüne yeniden ancak 2005 yılının Ekim ayında mahkeme salonunda çıkabildi.
Devrik lideri, kendisine isnat edilen çok sayıda insanlık suçundan yargılamak üzere kurulan özel mahkemenin gördüğü ilk dava, 1982 yılında Duceyl kasabasında 148 şii’nin öldürülmesi olayıyla ilgiliydi.
Saddam Hüseyin, bu davada 7 yakın çalışma arkadaşıyla birlikte yargılandı. İlk duruşmaya elinde bir Kuran-ı Kerim’le giren Saddam Hüseyin mağrurdu.
Saddam Hüseyin, işgal güçlerinin kurduğu mahkemeyi tanımadığını söyledi ve her fırsatta siyasi mesajlar vermeye çalıştı.
Hemen her duruşmada tartışma yaşandı. Nihayetinde Kürt yargıç Rizgar Emin Muhammed, Saddam Hüseyin’e fazla yumuşak davrandığı suçlamaları karşısında, Ocak 2006’da istifa etmek zorunda kaldı.
Yerine atanan Rauf Abdülrahman’ın da Kürt oluşu, üstelik bazı akrabalarını Halepçe Katliamı’nda kaybetmesi, yargılamanın adil olmadığı eleştirilerine yol açtı. Ama yargıç Abdülrahman, daha ilk duruşmada taviz vermeyeceğini açıkça ortaya koydu ve kendisini eleştiren tüm sanıkları mahkeme salonundan attı.
Duceyl’de maruz kaldıkları işkenceleri, yakınlarının nasıl öldürüldüğünü anlatan tanıklar art arda ifade verirken, Saddam Hüseyin ve avukatları, mahkemenin meşruiyetini sorguluyor, kendilerine savunma için yeterli süre tanınmadığını ve kötü muamale gördüklerini savunarak bazı oturumları boykot ediyordu.
Devrik lider, 26 Temmuz’daki duruşmada ise asılmak yerine, bir asker gibi kurşuna dizilerek ölmek istediğini mahkemeye iletti. Ancak, mahkeme 5 Kasım’da Duceyl’de katliam yaparak insanlığa karşı suç işlediğine hükmettiği Saddam Hüseyin’in asılarak idam edilmesine karar verdi.
Temyiz mahkemesi tarafından da onanan karar, 26 Aralık’ta kesinleşti.
Tanıklar idam anını anlattı
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in son sözleri, “Birlik içinde kalın” oldu.
148 Şii’nin katledilmesiyle ilgili açılan Ducely davasında 5 Kasım’da idam cezasına çarptırılan ve cezası bu sabah infaz edilen Saddam Hüseyin asılmadan açıklamalarda bulundu.
İnfazda hazır bulunan hakim Münir Haddad, Saddam’ın asılmadan önce, “Umarım birlik içinde kalırsınız. Sizi uyarıyorum; İran koalisyonuna güvenmeyin, bu insanlar tehlikeli” dediğini söyledi.
Haddad, Saddam Hüseyin’in asılmadan önce ayrıca kimseden korkmadığını söylediğini de açıkladı.
‘DARAĞACINA DİRENMEDEN ÇIKTI’
İnfazda hazır bulunan Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak El Rubai de
Saddam Hüseyin’in idam sehpasına sakin biçimde, cesurca ve kararlı şekilde çıktığını, direnmediğini ve hiçbir şey istemediğini kaydetti.
El Rubai, elinde bir Kur’an bulunan Saddam Hüseyin’in bu Kur’an’ın birine gönderilmesini istediğini, yetkililerin bu kişinin isim ve adresini aldıklarını ve Kur’an’ı göndermeye söz verdiklerini belirtti.
Saddam Hüseyin kimdir?
El Rubai, son anlarla ilgili olarak, “Korkma demek için bana dönmesi garip bir his uyandırdı” dedi ve infazın Bağdat’ta, ancak yeşil bölge dışında yapıldığını ifade etti.
Saddam Hüseyin’in naaşının defin için ailesine verilebileceğini de söyleyen El Rubai, bütün Iraklıları birlik içinde kalmaya çağırdı ve “Despotizm simgesi gitti” dedi.
ABD Başkanı George Bush, Saddam Hüseyin’in idamının Irak’ın kendi kendisini yönetebilen ve savunabilen bir demokrasi olma yolunda önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Ancak Bush idamın Irak’taki şiddete son vermeyeceğini de belirtti.
İngiliz Dışişleri Bakanı Margaret Beckett ise Saddam Hüseyin’in Irak halkına karşı işlediği suçlardan dolayı cezalandırıldığını belirtti. Beckett, “Saddam Hüseyin’in işlediği korkunç suçlardan dolayı bir Irak mahkemesinde yargılanması ve suçlu bulunmasından memnuniyet duyuyorum” dedi.
İRAN VE İSRAİL İNFAZDAN MEMNUN
Bu arada, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, İran’ın cezanın infazından memnun olduğunu açıkladı. İran’ın resmi ajansı İRNA’ya göre, Asefi, Saddam Hüseyin’in asılmasını, “Iraklılar için bir zafer” olarak nitelediği açıklamasında, “Tıpkı Saddam Hüseyin iktidarını kaybettiğinde olduğu gibi, şimdi de Iraklılar kazanmıştır” dedi.
Saddam Hüseyin, 1980’de İran’a saldırmış, 8 yıl süren savaş bir milyon civarında kurban vermişti.
İsrail de Saddam Hüseyin’in idamına sevinen ülkelerden biri oldu. Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey İsrailli bir yetkili, Saddam Hüseyin’in idamıyla adaletin yerini bulduğunu belirtti.
İsrailli yetkili, “Ortadoğu’yu birçok kez ateşe veren ve kana boyayan, kendi halkına kimyasal silah kullanan ve binlerce insanın ölümünden sorumlu olan bir adamdan söz ediyoruz. Saddam Hüseyin kendi sonunu hazırladı. Kendi halkına çok kötülük yapmış ve İsrail’i tehdit etmiş biriydi” dedi.
İsrail ordusu 7 Haziran 1981’de, Bağdat yakınlarındaki Temmuz’da bir nükleer reaktörü vurmuştu. Körfez Savaşı sırasında da Irak İsrail’e Scud füzeleriyle saldırmıştı.
AB’DEN İDAMA TEPKİ
AB Komisyonu’nun kalkınmadan sorumlu üyesi Louis Michel, Reuters’e yaptığı açıklamada, Saddam Hüseyin’in idam edilmesinin barbarca olduğunu ve onu bir “şehit” haline getirebileceğini söyledi.
“Barbarca hareketlerle barbarizmle mücadele edemezsiniz” diyen Michel, ölüm cezasının demokrasiyle bağdaşmadığını ifade etti. Ölüm cezasının AB’nin değerlerine aykırı olduğunu belirten Michel, Irak’ın devrik lideri hangi suçları işlemiş olursa olsun, AB’nin ilke olarak idama karşı olduğunu kaydetti.
MALEZYA ENDİŞELİ
İslam Konferansı Örgütü’nün dönem başkanlığını yürüten Malezya’nın Dışişleri Bakanı Syed Hamid Albar, Saddam Hüseyin’in idam edilmesinin Irak’taki şiddeti artırabileceğini, bu yüzden de hükümetin bir an önce güveni tesis etmesi gerektiği söyledi.
Bakan, “Saddam çok sayıda kötülük yaptı, ama uluslararası kurallara göre yargılanmalı ve dolayısıyla da temyiz sürecine saygı duyulmalıydı” dedi.
Avustralya ve Japonya ise karara saygılı oldukları yönünde açıklamada bulundu.
Fransa’dan ise Irak’ın artık geleceğe bakması gerektiğine dair bir açıklama geldi.
LİBYA’DA YAS
Libya’da ise 3 günlük yas ilan edildi. Libya’nın resmi ajansı Jana’daki haberde, Kurban bayramı dolayısıyla öngörülen bütün etkinliklerin iptal edildiği ve kamu binalarındaki bayrakların yarıya indirileceği belirtildi.
Afganistan’daki Taliban militanlarının komutanı ise Saddam Hüseyin’in idam edilmesine sert tepki gösterdi ve cihadın yoğunlaşacağı tehdidinde bulundu. Vatikan da idamı trajik bir olay şeklinde niteledi. İnsan hakları örgütlerinden de idamı kınayan açıklamalar geldi.
Saddam Hüseyin’in ölümünden üzüntü duyan Rusya da idamın Irak’ta yeni bir şiddet sarmalına yol açabileceği uyarısında bulundu.
İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ KINADI
Uluslararası Af Örgütü, acele idamın yanlış olduğunu vurguladı ve Saddam rejimi altında acı çeken Irak halkının kendisine adil yargılanma hakkının verildiğini göremediği belirtti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ise, tarihin hem Saddam Hüseyin’in ölüme mahkum edildiği Duceyl katliamını hem de bu idamı acımasızca yargılayacağını duyurdu.
Irak’ta Şiilerin yoğun olarak yaşadığı Necef kentinde ve başkent Bağdat’ın Sadr semtinde ise sevinç gösterileri yapılıyor.
ABD’de sürgünde yaşayan yüzlerce Iraklı da, Saddam Hüseyin’in ölüm haberi üzerine sokaklara dökülerek kutlamalar yapmaya başladı.
Baas Partisi’ne 1957’de giren Saddam Hüseyin, Irak Başbakanı Abdülkerim Kasım’a yönelik başarısız suikast girişimine katıldı. Yaralanan Saddam Hüseyin, önce Suriye’ye, daha sonra da Mısır’a kaçtı.
Mısır’ın başkenti Kahire’de 1962’de hukuk eğitimine başlayan Saddam Hüseyin, 1963’te Baasçıların iktidarı ele geçirmesinin ardından geldiği Bağdat’ta eğitimini sürdürdü. Ancak aynı yıl Baasçıların devrilmesi üzerine tutuklanarak cezaevine gönderildi. Birkaç yıl kaldığı cezaevinden kaçmayı başaran Saddam Hüseyin, Baas Partisi liderlerinden biri oldu.
1980’DE İRAN’A SALDIRDI
Partinin 1968’te iktidara gelmesiyle sonuçlanan darbede önemli rol oynayan Saddam Hüseyin, Devlet Başkanı Ahmed Hasan El Bekir’e en yakın kişi olarak, ülke yönetiminde büyük ağırlık kazandı.
Irak petrollerinin 1972’de millileştirilmesiyle ilgili çalışmaları yürüttü. Partideki gücüne dayanarak 1976’da Ahmed Hasan’ın birçok yetkisini kullanmaya başlayan Saddam Hüseyin, 1979’da El Bekir’in yerine geçti.
Devlet Başkanlığı görevinin yanı sıra Devrim Komuta Konseyi Başkanlığı ve başbakanlık görevlerini üstlenen Saddam Hüseyin, petrol gelirlerine dayanarak geniş çaplı bir kalkınma programı başlattı.
Arap dünyasında Mısır’ın önderliğini elinden almaya ve Basra Körfezi’nde egemenlik kurmaya yönelik bir dış politika izlemeye başlayan Saddam Hüseyin, Hürmüz Boğazı’nın denetimini geçirmek amacıyla 1980’de İran’a saldırdı.
KUVEYT’İN İŞGALİ VE KÖRFEZ SAVAŞI
Uzun süren savaşın maliyeti ve petrol ihracatının durması, başlatmış olduğu ekonomik kalkınma programını önemli ölçüde aksattı. Irak, 2 Ağustos 1990’da, Saddam Hüseyin’in emriyle Kuveyt’i işgal etti. BM ise 6 Ağustos’ta Irak’a ambargo ilan etti ve 25 Ağustos’ta da Irak’a güç kullanımına izin verdi. Saddam Hüseyin iktidarına yönelik, ABD önderliğindeki Çöl Tilkisi operasyonu, 17 Ocak 1991’de başladı.
28 Şubat’ta Bağdat’ın ateşkesi kabul etmesinin ardından müttefikler, kuzey ve güneyde uçuşa yasak bölge oluşturdu ve kuzeydeki Iraklı muhalifleri Saddam Hüseyin’e karşı korumaya ve yardıma yönelik “Huzur Operasyonu”nu başlattı.
OĞULLARI ABD TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Saddam Hüseyin yönetimi, 12 yıl süren BM ambargosunn ardından, Mart ayında bu kez yalnızca ABD ve İngiltere tarafından oluşturulan koalisyonun başlattığı operasyonun ardından 9 Nisan 2003’te devrildi.
Operasyonun başlamasıyla ortadan kaybolan Saddam Hüseyin’in nerede saklandığı bilinmiyordu.
Saddam Hüseyin’in yönetim kademesinden önemli görevlere sahip oğulları Uday ve Kusay, bir istihbarat üzerine ABD kuvvetlerinin 22 Temmuz’da düzenlediği bir operasyonda Musul’da bir evde öldürüldü.
KIZLARI ÜRDÜN’E SIĞINDI
Ürdün, Saddam Hüseyin’in kızları Raghad ve Rana’ya insani sebeplerle sığınma hakkı verdi. Raghad ve Rana’nın eşleri, iki kardeş olan General Hüseyin Kamil ve Saddam Kamil 1995’te Ürdün’e iltica etmişler ve Saddam Hüseyin’i devirme planları yapmışlardı. Hüseyin Kamil, 10 yıl boyunca Irak’ın biyolojik, kimyasal ve nükleer programlarının başkanlığını yapmıştı.
Irak’ın silahları konusunda batıya bilgi vermekle suçlanan iki kardeş, 1996’da Irak’a döndüklerinde idam edilmişlerdi. Saddam Hüseyin’in eşi Sacide ile üçüncü ve en sevdiği kızı Hala’nın nerede bulunduğu bilinmiyor. Hala’nın kocası Cemal Mustafa Tikriti, savaştan sonra yakalandı.
9 Nisan 2003’te ABD askerleri Bağdat’a girdi. Firdevs Meydanı’ndaki Saddam Hüseyin heykelinin yıkılması yeni dönemin simgesi oldu.
13 Aralık 2003’te ise Saddam Hüseyin, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki Advar’da ele geçirildi. Irak’ın en güçlü adamı Saddam Hüseyin için ABD güçlerinin eline geçtiği 13 Aralık 2003, daracağına giden yolun başlangıcı oluyordu.
www.ntvmsnbc.com
Saddam Hüseyin’in cezasının infazı, başkent Bağdat’ta Şiilerin yoğun olarak bulunduğu Kazimiye bölgesindeki eski istihbarat binasında gerçekleştirildi. Bu bina Saddam Hüseyin döneminde Şii Dava Partisi üyeleri sorgusu ve zaman zaman da asılması için kullanılıyordu.
Saddam’ın yargılanma süreci
2003 yılının Aralık ayında ABD askerlerinin Tikrit’te yakaladığı devrik Irak lideri Saddam Hüseyin, dünya kamuoyunun önüne yeniden ancak 2005 yılının Ekim ayında mahkeme salonunda çıkabildi.
Devrik lideri, kendisine isnat edilen çok sayıda insanlık suçundan yargılamak üzere kurulan özel mahkemenin gördüğü ilk dava, 1982 yılında Duceyl kasabasında 148 şii’nin öldürülmesi olayıyla ilgiliydi.
Saddam Hüseyin, bu davada 7 yakın çalışma arkadaşıyla birlikte yargılandı. İlk duruşmaya elinde bir Kuran-ı Kerim’le giren Saddam Hüseyin mağrurdu.
Saddam Hüseyin, işgal güçlerinin kurduğu mahkemeyi tanımadığını söyledi ve her fırsatta siyasi mesajlar vermeye çalıştı.
Hemen her duruşmada tartışma yaşandı. Nihayetinde Kürt yargıç Rizgar Emin Muhammed, Saddam Hüseyin’e fazla yumuşak davrandığı suçlamaları karşısında, Ocak 2006’da istifa etmek zorunda kaldı.
Yerine atanan Rauf Abdülrahman’ın da Kürt oluşu, üstelik bazı akrabalarını Halepçe Katliamı’nda kaybetmesi, yargılamanın adil olmadığı eleştirilerine yol açtı. Ama yargıç Abdülrahman, daha ilk duruşmada taviz vermeyeceğini açıkça ortaya koydu ve kendisini eleştiren tüm sanıkları mahkeme salonundan attı.
Duceyl’de maruz kaldıkları işkenceleri, yakınlarının nasıl öldürüldüğünü anlatan tanıklar art arda ifade verirken, Saddam Hüseyin ve avukatları, mahkemenin meşruiyetini sorguluyor, kendilerine savunma için yeterli süre tanınmadığını ve kötü muamale gördüklerini savunarak bazı oturumları boykot ediyordu.
Devrik lider, 26 Temmuz’daki duruşmada ise asılmak yerine, bir asker gibi kurşuna dizilerek ölmek istediğini mahkemeye iletti. Ancak, mahkeme 5 Kasım’da Duceyl’de katliam yaparak insanlığa karşı suç işlediğine hükmettiği Saddam Hüseyin’in asılarak idam edilmesine karar verdi.
Temyiz mahkemesi tarafından da onanan karar, 26 Aralık’ta kesinleşti.
Tanıklar idam anını anlattı
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in son sözleri, “Birlik içinde kalın” oldu.
148 Şii’nin katledilmesiyle ilgili açılan Ducely davasında 5 Kasım’da idam cezasına çarptırılan ve cezası bu sabah infaz edilen Saddam Hüseyin asılmadan açıklamalarda bulundu.
İnfazda hazır bulunan hakim Münir Haddad, Saddam’ın asılmadan önce, “Umarım birlik içinde kalırsınız. Sizi uyarıyorum; İran koalisyonuna güvenmeyin, bu insanlar tehlikeli” dediğini söyledi.
Haddad, Saddam Hüseyin’in asılmadan önce ayrıca kimseden korkmadığını söylediğini de açıkladı.
‘DARAĞACINA DİRENMEDEN ÇIKTI’
İnfazda hazır bulunan Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak El Rubai de
Saddam Hüseyin’in idam sehpasına sakin biçimde, cesurca ve kararlı şekilde çıktığını, direnmediğini ve hiçbir şey istemediğini kaydetti.
El Rubai, elinde bir Kur’an bulunan Saddam Hüseyin’in bu Kur’an’ın birine gönderilmesini istediğini, yetkililerin bu kişinin isim ve adresini aldıklarını ve Kur’an’ı göndermeye söz verdiklerini belirtti.
Saddam Hüseyin kimdir?
El Rubai, son anlarla ilgili olarak, “Korkma demek için bana dönmesi garip bir his uyandırdı” dedi ve infazın Bağdat’ta, ancak yeşil bölge dışında yapıldığını ifade etti.
Saddam Hüseyin’in naaşının defin için ailesine verilebileceğini de söyleyen El Rubai, bütün Iraklıları birlik içinde kalmaya çağırdı ve “Despotizm simgesi gitti” dedi.
ABD Başkanı George Bush, Saddam Hüseyin’in idamının Irak’ın kendi kendisini yönetebilen ve savunabilen bir demokrasi olma yolunda önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Ancak Bush idamın Irak’taki şiddete son vermeyeceğini de belirtti.
İngiliz Dışişleri Bakanı Margaret Beckett ise Saddam Hüseyin’in Irak halkına karşı işlediği suçlardan dolayı cezalandırıldığını belirtti. Beckett, “Saddam Hüseyin’in işlediği korkunç suçlardan dolayı bir Irak mahkemesinde yargılanması ve suçlu bulunmasından memnuniyet duyuyorum” dedi.
İRAN VE İSRAİL İNFAZDAN MEMNUN
Bu arada, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, İran’ın cezanın infazından memnun olduğunu açıkladı. İran’ın resmi ajansı İRNA’ya göre, Asefi, Saddam Hüseyin’in asılmasını, “Iraklılar için bir zafer” olarak nitelediği açıklamasında, “Tıpkı Saddam Hüseyin iktidarını kaybettiğinde olduğu gibi, şimdi de Iraklılar kazanmıştır” dedi.
Saddam Hüseyin, 1980’de İran’a saldırmış, 8 yıl süren savaş bir milyon civarında kurban vermişti.
İsrail de Saddam Hüseyin’in idamına sevinen ülkelerden biri oldu. Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey İsrailli bir yetkili, Saddam Hüseyin’in idamıyla adaletin yerini bulduğunu belirtti.
İsrailli yetkili, “Ortadoğu’yu birçok kez ateşe veren ve kana boyayan, kendi halkına kimyasal silah kullanan ve binlerce insanın ölümünden sorumlu olan bir adamdan söz ediyoruz. Saddam Hüseyin kendi sonunu hazırladı. Kendi halkına çok kötülük yapmış ve İsrail’i tehdit etmiş biriydi” dedi.
İsrail ordusu 7 Haziran 1981’de, Bağdat yakınlarındaki Temmuz’da bir nükleer reaktörü vurmuştu. Körfez Savaşı sırasında da Irak İsrail’e Scud füzeleriyle saldırmıştı.
AB’DEN İDAMA TEPKİ
AB Komisyonu’nun kalkınmadan sorumlu üyesi Louis Michel, Reuters’e yaptığı açıklamada, Saddam Hüseyin’in idam edilmesinin barbarca olduğunu ve onu bir “şehit” haline getirebileceğini söyledi.
“Barbarca hareketlerle barbarizmle mücadele edemezsiniz” diyen Michel, ölüm cezasının demokrasiyle bağdaşmadığını ifade etti. Ölüm cezasının AB’nin değerlerine aykırı olduğunu belirten Michel, Irak’ın devrik lideri hangi suçları işlemiş olursa olsun, AB’nin ilke olarak idama karşı olduğunu kaydetti.
MALEZYA ENDİŞELİ
İslam Konferansı Örgütü’nün dönem başkanlığını yürüten Malezya’nın Dışişleri Bakanı Syed Hamid Albar, Saddam Hüseyin’in idam edilmesinin Irak’taki şiddeti artırabileceğini, bu yüzden de hükümetin bir an önce güveni tesis etmesi gerektiği söyledi.
Bakan, “Saddam çok sayıda kötülük yaptı, ama uluslararası kurallara göre yargılanmalı ve dolayısıyla da temyiz sürecine saygı duyulmalıydı” dedi.
Avustralya ve Japonya ise karara saygılı oldukları yönünde açıklamada bulundu.
Fransa’dan ise Irak’ın artık geleceğe bakması gerektiğine dair bir açıklama geldi.
LİBYA’DA YAS
Libya’da ise 3 günlük yas ilan edildi. Libya’nın resmi ajansı Jana’daki haberde, Kurban bayramı dolayısıyla öngörülen bütün etkinliklerin iptal edildiği ve kamu binalarındaki bayrakların yarıya indirileceği belirtildi.
Afganistan’daki Taliban militanlarının komutanı ise Saddam Hüseyin’in idam edilmesine sert tepki gösterdi ve cihadın yoğunlaşacağı tehdidinde bulundu. Vatikan da idamı trajik bir olay şeklinde niteledi. İnsan hakları örgütlerinden de idamı kınayan açıklamalar geldi.
Saddam Hüseyin’in ölümünden üzüntü duyan Rusya da idamın Irak’ta yeni bir şiddet sarmalına yol açabileceği uyarısında bulundu.
İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ KINADI
Uluslararası Af Örgütü, acele idamın yanlış olduğunu vurguladı ve Saddam rejimi altında acı çeken Irak halkının kendisine adil yargılanma hakkının verildiğini göremediği belirtti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ise, tarihin hem Saddam Hüseyin’in ölüme mahkum edildiği Duceyl katliamını hem de bu idamı acımasızca yargılayacağını duyurdu.
Irak’ta Şiilerin yoğun olarak yaşadığı Necef kentinde ve başkent Bağdat’ın Sadr semtinde ise sevinç gösterileri yapılıyor.
ABD’de sürgünde yaşayan yüzlerce Iraklı da, Saddam Hüseyin’in ölüm haberi üzerine sokaklara dökülerek kutlamalar yapmaya başladı.
Baas Partisi’ne 1957’de giren Saddam Hüseyin, Irak Başbakanı Abdülkerim Kasım’a yönelik başarısız suikast girişimine katıldı. Yaralanan Saddam Hüseyin, önce Suriye’ye, daha sonra da Mısır’a kaçtı.
Mısır’ın başkenti Kahire’de 1962’de hukuk eğitimine başlayan Saddam Hüseyin, 1963’te Baasçıların iktidarı ele geçirmesinin ardından geldiği Bağdat’ta eğitimini sürdürdü. Ancak aynı yıl Baasçıların devrilmesi üzerine tutuklanarak cezaevine gönderildi. Birkaç yıl kaldığı cezaevinden kaçmayı başaran Saddam Hüseyin, Baas Partisi liderlerinden biri oldu.
1980’DE İRAN’A SALDIRDI
Partinin 1968’te iktidara gelmesiyle sonuçlanan darbede önemli rol oynayan Saddam Hüseyin, Devlet Başkanı Ahmed Hasan El Bekir’e en yakın kişi olarak, ülke yönetiminde büyük ağırlık kazandı.
Irak petrollerinin 1972’de millileştirilmesiyle ilgili çalışmaları yürüttü. Partideki gücüne dayanarak 1976’da Ahmed Hasan’ın birçok yetkisini kullanmaya başlayan Saddam Hüseyin, 1979’da El Bekir’in yerine geçti.
Devlet Başkanlığı görevinin yanı sıra Devrim Komuta Konseyi Başkanlığı ve başbakanlık görevlerini üstlenen Saddam Hüseyin, petrol gelirlerine dayanarak geniş çaplı bir kalkınma programı başlattı.
Arap dünyasında Mısır’ın önderliğini elinden almaya ve Basra Körfezi’nde egemenlik kurmaya yönelik bir dış politika izlemeye başlayan Saddam Hüseyin, Hürmüz Boğazı’nın denetimini geçirmek amacıyla 1980’de İran’a saldırdı.
KUVEYT’İN İŞGALİ VE KÖRFEZ SAVAŞI
Uzun süren savaşın maliyeti ve petrol ihracatının durması, başlatmış olduğu ekonomik kalkınma programını önemli ölçüde aksattı. Irak, 2 Ağustos 1990’da, Saddam Hüseyin’in emriyle Kuveyt’i işgal etti. BM ise 6 Ağustos’ta Irak’a ambargo ilan etti ve 25 Ağustos’ta da Irak’a güç kullanımına izin verdi. Saddam Hüseyin iktidarına yönelik, ABD önderliğindeki Çöl Tilkisi operasyonu, 17 Ocak 1991’de başladı.
28 Şubat’ta Bağdat’ın ateşkesi kabul etmesinin ardından müttefikler, kuzey ve güneyde uçuşa yasak bölge oluşturdu ve kuzeydeki Iraklı muhalifleri Saddam Hüseyin’e karşı korumaya ve yardıma yönelik “Huzur Operasyonu”nu başlattı.
OĞULLARI ABD TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Saddam Hüseyin yönetimi, 12 yıl süren BM ambargosunn ardından, Mart ayında bu kez yalnızca ABD ve İngiltere tarafından oluşturulan koalisyonun başlattığı operasyonun ardından 9 Nisan 2003’te devrildi.
Operasyonun başlamasıyla ortadan kaybolan Saddam Hüseyin’in nerede saklandığı bilinmiyordu.
Saddam Hüseyin’in yönetim kademesinden önemli görevlere sahip oğulları Uday ve Kusay, bir istihbarat üzerine ABD kuvvetlerinin 22 Temmuz’da düzenlediği bir operasyonda Musul’da bir evde öldürüldü.
KIZLARI ÜRDÜN’E SIĞINDI
Ürdün, Saddam Hüseyin’in kızları Raghad ve Rana’ya insani sebeplerle sığınma hakkı verdi. Raghad ve Rana’nın eşleri, iki kardeş olan General Hüseyin Kamil ve Saddam Kamil 1995’te Ürdün’e iltica etmişler ve Saddam Hüseyin’i devirme planları yapmışlardı. Hüseyin Kamil, 10 yıl boyunca Irak’ın biyolojik, kimyasal ve nükleer programlarının başkanlığını yapmıştı.
Irak’ın silahları konusunda batıya bilgi vermekle suçlanan iki kardeş, 1996’da Irak’a döndüklerinde idam edilmişlerdi. Saddam Hüseyin’in eşi Sacide ile üçüncü ve en sevdiği kızı Hala’nın nerede bulunduğu bilinmiyor. Hala’nın kocası Cemal Mustafa Tikriti, savaştan sonra yakalandı.
9 Nisan 2003’te ABD askerleri Bağdat’a girdi. Firdevs Meydanı’ndaki Saddam Hüseyin heykelinin yıkılması yeni dönemin simgesi oldu.
13 Aralık 2003’te ise Saddam Hüseyin, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki Advar’da ele geçirildi. Irak’ın en güçlü adamı Saddam Hüseyin için ABD güçlerinin eline geçtiği 13 Aralık 2003, daracağına giden yolun başlangıcı oluyordu.
www.ntvmsnbc.com