Yoğurttaki Tehlike-Dr. Yavuz Dizdar

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve soncirit tarafından 15 Şubat 2013 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 10 üye.
  1. soncirit
    Offline

    soncirit Üye

    Katılım:
    25 Ekim 2012
    Mesajlar:
    138
    Beğenileri:
    60
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    izmir
    Beslenme hakkında araştırmalarım sonucu rastlamış bulunduğum makaleyi siz değerli Bodyforumtr ailesiyle paylaşmak istedim...


    Hemen hemen her sofrada yer alan yoğurtla ilgili çok önemli uyarı geldi. Bizim faydalı diye yediğimiz yoğurttaki asıl tehlikeyi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar açıkladı.

    Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, endüstriyel yoğurdun yoğurt olmadığını ve son dönemde artan kanser vakalarında bunun etkisinin ilk sırada olduğunu söyledi.

    Kanser hastalığı her geçen gün artıyor. Etrafımızda her gün birisine kanser teşhisi konulduğunu duyuyoruz. Uzmanlar, kanserdeki bu kadar yoğun bir artışı yalnızca sigara ile alkolle ve obezite ile açıklamanın mümkün olmadığını düşünüyor.

    Rotahaber'e konuşan Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Dizdar bu kadar çok hasta ortaya çıkmasını herkesin maruz kaldığı bir etmenle olabileceği görüşünde. Beslenme açısından da birbirinden çok farklı sosyal statüdeki insanlarda da kanserin görüldüğüne dikkat çeken Dizdar, "şunları hayatınızdan çıkarın diyebileceğiniz neler var" sorusuna şu cevabı verdi:

    "Biz bilim adamları olarak geçtiğimiz yıllarda bunu çok tartıştık. Birinci sırada olan yoğurt hala ilk sıradaki yerini koruyor. Bizim ülkemizde yoğurt, diğer ülkelere göre açık ara daha çok tüketilen bir üründür. Yoğurt, beslenmeden öte insan vücudunun dengesinin korunması açısından da çok önemlidir."

    Bu sözleri ifade eden Yavuz Dizdar, bir noktanın altını çiziyor. "Ama işlemden geçmemiş, endüstriyel yoğurt olmamalı" diyor. Dizdar, endüstriyel yoğurttan niçin uzak durulması gerektiğini de şöyle anlayor:

    "Çünkü endüstriyel yoğurt, yapay bir ürün. Ekşimiyor, dolapta bekleyen yoğurdu haftalar boyunca üstten yemeye devam etseniz bir şey olmuyor. Bunu ben defalarca test etmiş biri olarak biliyorum. Biraz dikkat eden herkesin de bildiğini düşünüyorum.

    Bir ürün bu kadar çok tüketiliyorsa, bu kadar derin bir değişime gitti ise sorun var demektir. Bir gıdanın bozulma biçiminin dönüşmüş olması, ekşimenin ötesinde küflenmeyi bile atlıyor olması içerikte çok fazla değişiklik yapıldığını gösterir. Kimse kusura bakmasın. Bunlar yoğurt değiller. "

    Ana fermente ürünün yoğurt olduğunu hatırlatan Dizdar, maalesef Türkiye'de olmazsa olmazın başında yoğurt ve ayranın geldiğini hatırlatıyor.

    HER ŞEY SON 10 YILDA DEĞİŞTİ

    Türkiye'de yoğurdun bir 10-15 yıl önce kesinlikle böyle olmadığını hatırlatan Dizdar, bu yeni yoğurt yönteminin bilinçli bir şekilde Türkiye'ye dayatıldığını söyledi. Dizdar, bu güçlerin, yoğurda ilişkin Türkiye'deki yasal tebliğleri bile değiştirdiğini ifade etti. Kendisinin bu konuda eleştirileri gündeme getirdiğinde bazı endüstriyel yoğurt üreticilerinin, "Hocam size bozulmayan yoğurt verdik daha ne istiyorsunuz" diyenlerin olduğunu dile getirdi.

    Dizdar, "Peki hayatımızdan her şeyi ile yoğurdu çıkarmalı mıyız?" sorusuna da kesin bir cevap veriyor. "Kesinlikle hayatımızdan çıkarmamalıyız. Tam tersine mümkün olduğu kadar daha çok yer açmalıyız. Ama, endüstriyel yoğurdu bırakıp yoğurdu evde yapmalıyız" diyor.

    Kaynak: haber7
     
  2. Ives
    Offline

    Ives Yeni Üye

    Katılım:
    9 Şubat 2013
    Mesajlar:
    201
    Beğenileri:
    40
    Ödül Puanları:
    0
    İşlemden geçmiş geçmemiş farketmez doğal olupta yağ oranı %1 olan yoğurt varsa söylesin yoksa mecburen kullanacağız bunu.
    İçinden proteinimizi kalsiyumumuzu aldıktan sonra problem yok,vitamin yoksaki ( var)
    multivitamin tüketiriz bizde.

    Son zamanlardaki bu doğalcılık işini anlamış değilim,teknoloji çağındayız artık tabi her şey işlenmiş endüstri ürünü olacak.
    Evde yoğurt yapmaya taş devri geleneği olarak bakıyorum.
     
  3. brhmcr
    Online

    brhmcr Guest

    Tas devri olarak bakmaya devam edersen sende kanser kervanina katilirsin uzulerek soyluyorum ki, bu kirlenen dunyada ulasabildigin maksimum dogalligi yasamaya bak daha yasin genc.
     
  4. simitci88
    Offline

    simitci88 Üye

    Katılım:
    31 Ocak 2011
    Mesajlar:
    215
    Beğenileri:
    194
    Ödül Puanları:
    53
    yogurt hileli sut hormonlu tavuklarda oyle meyvelerde dogal degil ekmektede hile var kuruyemislerde ayni sular kirli ballar sekerli yumurta yapay.... bunlari yazan adamlar napicagimizida soylesinler ozaman evde yogurt hic mantikli bi oneri degil bence
     
  5. exsisman
    Offline

    exsisman forum Kurdu

    Katılım:
    6 Eylül 2012
    Mesajlar:
    1.063
    Beğenileri:
    774
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Almanya
    iyide ne kadar kacabilecenki? :) Gidalara dikkat ettin hersey bio kullandin. Bu sefer radasyondan kanser olursun.
     
  6. thetramp
    Offline

    thetramp Özel Üye

    Katılım:
    28 Kasım 2007
    Mesajlar:
    2.723
    Beğenileri:
    2.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Elektrik-elektronik mühendisi
    Yer:
    manisa
    Üniversitede ilk yılımda aldığım seçmeli ecology and environment dersi hocamız, yapılan bir araştırmada, dünyadaki tüm tarıma elverişli alanların doğal yoldan ekilmesi durumunda bile yıllık 1 milyar insanın besin ihtiyacını karşılayabileceğini anlatmıştı.Dünya nüfusunun 7.5-8 milyar civarında olduğu tahmin ediliyor.

    Sorun insanoğlunda nüfus artışı çok hızlı dünya nüfusunun 5.5 milyar olduğu yılları hatırlıyorum ki yaşım sadece 26. Nüfus artışımızla orantılı doğayı da katlediyoruz,bir yerde gdo lu besinler,35 günde büyüyen tavuklar olmasa bu kadar insanın besin ihtiyacını karşılamak zaten imkansız olacak. Demem o ki buna bir önlem alınmadığı taktirde çok değil belki bir 20-30 sene içinde daha neler neler yiyeceğiz.
     
    soncirit, mr_dblue, CarpeNoctum ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  7. Ives
    Offline

    Ives Yeni Üye

    Katılım:
    9 Şubat 2013
    Mesajlar:
    201
    Beğenileri:
    40
    Ödül Puanları:
    0
    Bence asıl soru şu nitelikli insan nüfuslarımı bu kaynaklardan faydalanmalı niteliksiz mi?
    Hiçbir işe yaramayan halen günümüzdeki ileri ve gelişmiş uygarlığa rağmen 100 yıl gerisinde yaşayan Arap toplumları Afrika toplumlarımı,bilinçsizce çoğalmaya neden olanlar bunlar.Ülkemizde de keza aynı durum var 10-15 çocuk.Çin zaten ayrı bir hikaye .

    Bana kalırsa nitelikli insan nüfusunun yaşadığı yerlere doğal ürünler,niteliksiz Oksijen israfı popülasyona ise bu hormonlu gdo lu dediğimiz gıdalar temin edildiğinde.
    İnsanlık ilerleyecektir.

    Kısacası nüfus artabilir ve bunun bilinçsizce artmasına sebep olan nüfuslarda o ölçüde kaynaklardan mahrum bırakılmalı.
     
  8. mr_dblue
    Offline

    mr_dblue Üye

    Katılım:
    5 Eylül 2012
    Mesajlar:
    1.132
    Beğenileri:
    1.363
    Ödül Puanları:
    123

    Dünya nüfusunun artmasıyla gdo lu gıdaların artması arasında bir doğru orantı yokki,bunun nedeni insanoğlunun bitmek bilmeyen az çalışma çok kasanma hırsıdır.

    Tüketici toplumunda bunda çok suçu var tabii,kimlerden mi bahsediyorum kar,tipi mevsiminde çilek yemek isteyenlerden,kapısının önünde doğal elmalar,armutlar çürürken;mango,ananas yemeye çalışanlardan.
     
  9. mcan09
    Offline

    mcan09 Yeni Üye

    Katılım:
    7 Kasım 2012
    Mesajlar:
    292
    Beğenileri:
    44
    Ödül Puanları:
    38
    Meslek:
    VG :)
    Yer:
    Aydın
    yeter artık canıma tak etti ya iyice para biriktirdikten sonra yörük olup dağa yerleşecem.kendi tavuğumu kendim yetiştirip kendi meyvemi sebzemi kendim yiyecem.
     
  10. soncirit
    Offline

    soncirit Üye

    Katılım:
    25 Ekim 2012
    Mesajlar:
    138
    Beğenileri:
    60
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    izmir
    Gerçekten üzülüyorum ben bu konulara.Şahsen biz komşularımızdan süt alıp yapıyoruz yoğurtumuzu.Maya çalındıktan sonra yemeye hazır hale geliyor.3-4 gün içinde tükettiniz tükettiniz yoksa ekşiyor.Bazen zoruni olarak bizde dışarıdan market yoğurdu alıyoruz dolapta rahat 2 hafta duruyor... Nasıl bu kadar uzun süre bozulmadan kalıyor ? Ne var bunun içinde ? Yıllardır ve üzülerek söylemeliyimki daha Yıllarca hangi kanserojen maddeyi vücudumuza almaya devam edeceğiz... ?
     
  11. CarpeNoctum
    Offline

    CarpeNoctum Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2009
    Mesajlar:
    702
    Beğenileri:
    1.298
    Ödül Puanları:
    103
    Yer:
    Zimbabwe
    Ben 6 ay ufak boyda ismini vermiyim bi market yoğurdu deney olarak buzdolabında tuttum ayıptır söylemesi.
    6 ay boyunca bozulmadı , hakkaten beyaz eşyadan farkları yok

    Valla en azından yoğurdun çaresi kolay çok rahat yapılıyor yeterki çiğ süt satan biri haftada bir geçsin. Alın 6 7 kilo 1 haftalık yapın yoğurt.

    Ama diğer gıdalar için durum daha tehlikeli , özellikle tavuk allah sonumu hayır etsin.
    Eskiden oldugu gibi galiba vejetaryanlıga dönebilirim gibi :)

    ----
    Bide şu aman efendim bu kadar insana nasıl yeticek yoksa aç kalırız laflarınada hastayım.
    15 20 sene önce TR nüfusu kaçtı ? 60 milyon
    Şimdi kaç 75 milyon

    E o zamanlar açmıydı millet
    Sonumuz hayrola , bakalım daha neler görecez.
    Ama yok bunlar önemsiz konular aman boşver önüne konanı ye.

    Tüm hastalıkların anası bu gıdalardır , hani koyun koyun diyorlarya sırf bu sebebden dolayı koyunuz.
    Böyle doğal olmayan gıdları millete sağlıklı diye pompalıyorlar (örn:margarin) bide omega3lü margarinde var
    Güzelim tereyağ zararlı - margarinler sağlıklı

    Ondan sonra gelsin hastalıklar ki ilaçları güzelce satsınlar.
    Enteresan bi sistem dönüyor hertürlü yerleştiriyorlar her türlü.kaçacak yer yok :)
     
    mcan09 ve thetramp bunu beğendi.
  12. Rinkushichi
    Offline

    Rinkushichi Üye

    Katılım:
    27 Mayıs 2012
    Mesajlar:
    995
    Beğenileri:
    1.138
    Ödül Puanları:
    103


    İşte sıkıntı o zaten yoğurt hadi neyse çaresi bulunur da tavuğu yumurtayı ne yapacaz kendimiz tavuk çiftliği mi kuracaz tavuk, yumurta, et vs yememek de bodyi hayatına sokmuş ve bu sporda hedefleri olan bir insan için pek mümkün değil evlat acısı gibi koyar adama yani öyle ya da böyle yiyecez bu gıdaları burda bu yoğurt olayını gördükten sonra yarın gidip marketten yoğurt alıp yemeye devam edicem sistem böyle tek tük insanların bilinçlenmesiyle olmaz kitleler harekete geçmeden bu tür sorunları çözemeyiz bu saatten sonra böyle birşey de mümkün değil bu devran böyle döner biz gene şanslıyız spor yapıyoruz elimizden geldiğince dengeli besleniyoruz belirli bir düzenimiz var da sıradan vatandaş ne yapsın spor yok, yediği içtiği zararlı, dengesiz besleniyor, düzensiz hayatı var, kullandığı bir ton ilaç olur vücudu iflas etti edecek valla toplumun geneli böyle ben gene şükrediyorum halime o kadar şeyden taviz veriyoruz ve olabildiğince sağlıklı yaşıyoruz tavuktan yoğurttan gelicek zarar da tuzu biberi olur diye düşünüyorum.
     
    Son düzenleme: 15 Şubat 2013
    CarpeNoctum bunu beğendi.
  13. thetramp
    Offline

    thetramp Özel Üye

    Katılım:
    28 Kasım 2007
    Mesajlar:
    2.723
    Beğenileri:
    2.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Elektrik-elektronik mühendisi
    Yer:
    manisa
    Üstüme alındım Carpenoctum :)
    Evet o yıllarda nüfus o kadardı ama hangi besinler diğer ülkelerden girebiliyordu, yada besin çeşitliliğimiz bu kadar çok muydu? 90 yılların başından sonra dışarıdan alımımız arttı.
    Bunun dışında bu 20 senede ne kadar tarımsal araziyi imara açıp yokettiğimizin de farkında olmak lazım, çoğaldıkça doğayı yokediyoruz, doğayı yok ettikçe besinler için başka seçenekler bulmak zorunda kalıyoruz.

    Belki dediğin gibi naturel beslenme için şimdilik arazilerimiz,tarımımız ve hayvancılığımız yeterli( ki değil), bundan 20 sene sonra dünya nüfusu 10 milyar olduğunda yine yetersiz kalacak. Gdo dediğimiz şey üretimde hasatı miktar olarak, kg olarak 2-3 belki daha fazla katına çıkaran bir olay.

    Sonuna kadar gdo düşmanıyım, ancak bu bizim bize yaptığımız, kendi başımıza açtığımız bir gereksinim oldu. Ve bu hızla ve bu kadar bilinçsizce insanoğlu çoğalmaya devam ederse daha da fazlası olacak. Şu an 4 kişilik bir aile tek bir evde oturuyorken 20 sene sonra evdeki her çocuk için başka birer ev gerekecek, müteahitler çalışacak, ağaçları kesecek tarım arazlerini imara açıp yokedip binalar dikeceğiz, sonra da neden gdo var diyeceğiz :)

    Bir ailenin doğal yoldan beslenebilmesi için ortalama 5 dönüp yeri olmalı ki hadi buna da ekeceğin şey sayılıdır, her türlü beslenemezsin, ama bu kadar insana herşeyi yetiştirmeye kalkarsan ülkendeki tarım ve hayvancılıkla zaten başa çıkamazsın orada da gdo girer işin içine. Üretici kalkar bir tavuğu günde 3 defa yumurtlatır, e bu adam boşuna mı yumurtlatıyor alıp çöpe mi atıyor, hayır o da arz talep doğrultusunda gidiyor. Yani talep var 3 kere yumurtlattığında yetebiliyor, bunun sebebi tüketim, yani nüfus fazlalığı,nüfus fazlalığına tarım ve hayvancılığın yetememesi, bizim ülke de gene gdo lu da olsa gıda bulabiliyorsun, nüfusu aşırı artmış, tamamen bilinçsiz 3. dünya ülkeleri denilen ülkelerde durum çok daha acı.

    Tabi ki birde işin ticaretinde olup ta fazla kar marjı amacıyla hareket eden kurum ve kuruluşlar da vardır, bu yoktur demek saçma olur ancak bu kadar kontrolsüz çoğalmanın ve doğayı yok etmenin de bu gdo işindeki önemini de vurgulamak lazım.
     
    CarpeNoctum bunu beğendi.
  14. CarpeNoctum
    Offline

    CarpeNoctum Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2009
    Mesajlar:
    702
    Beğenileri:
    1.298
    Ödül Puanları:
    103
    Yer:
    Zimbabwe
    Tarım üzerinde konusalım o zaman ,
    Bence türkiye bu konuda çok şanslı ama tabi ne derece değerlendiriyoruz.

    Dediğine göre o zaman "bu gdolu ürünler daha verimli ve yükselen nüfus için bir çare?" duruma geliyor. Yani gdolu ürünler bu yüksek nüfus sıkıntısı yüzünden oldu.
    İşte bu endüstrinin en büyük yalanıdır.

    Misal kanada da yapılmıs bi araştırma var (GDO lu tohumlar ile üretim yapan çifçiler üzerinde)
    1000 2000 ortalama kişi çifçi üzerinde %85 civarı Gdo lu üretim yapmak istemediklerini belirtiyor.
    Sebebleri ise , oluşan arzın tamamen şirketlere geçtiği , gelirin düştüğü , doğal gıdaların yok olma tehlikesi.

    - Genetiği değiştirilmiş tohumlarla üretim yapıldığında hem ilaç kullanımı hem de ilaç fiyatı sürekli artıyor bununla ilgili yapılmıs net araştırmalar var abd'de. Yani ilaç ve ecza şirketleri zenginleşiyor, çiftçiler yoksullaşıyor!

    - En önemli ve en büyük yalan ise genetiği değiştirilmiş ürünler “açlığa çare, çiftçiye bol kazanç getirir” yalanıdır. Kanıtları ise çok açık bir çok araştırma var gdolu ve doğal gıdalar üzerinde , gdolu gıdalar ne açlığa çare getiriyor nede çifçilere kazandırıyor yukarda yazdıgım gibi.

    - Tarımsal üretim endüstrileştikçe, kimyasal kullanımı artıyor. Genetiği değiştirilmiş tohum kullanıldıkça önce toprak yoksullaşıyor, ardından da çiftçiler. Çiftçiler ya canlarına kıymak zorunda bırakılıyor, ya da kendi toprakları üzerinde köle durumuna düşürülüyor.

    - Zararlarında hem fikiriz , ancak malesef bu nüfus artışı bağlamında da hiç bi yararı yoktur.
    Olay tamamen şirketlerin ilaç firmalarının cebine giren paradır.

    Endüstiri kitlelerin ne sağlıgını nede açlık durumlarını düşünür , öncelik ne kadar para kaldırırım :)
    Gdolu gıdalar en çok bunlara ve ilaç şirketlerine yarıyor malesef. Hiç bi çiftçi memnun değil bunlardan tanıdıgınız var ise sorun...

    Hayır üretimide arttırmıyor bunlar hep incelenmiş araştırılmış tartılmış biçilmiş. Hepsi bir palavra ne zaman uyanırız allah kerim :)
    Bu konuları araştıran çok güzel inceleyen Real olan Prof lar var TR de bence takip edilmelidirler. Hiçbiri kâr amacı gütmüyor doğruları söylüyorlar ancak hiçbirinin elinde güç yok ancak bilgi verebilirler. Bunu ancak bilinçlenen kitleler bi nebze durdurabılır , bence eskiye nazaran halk artık bu konularda dahada cok bılgılenıyor...

    Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 01:57 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 01:52 ----------

    Rinkushichi

    Valla elimizden geleni yapıyoruz ancak şartlar çok açık , imkanlar belli.
    Diyorum bazen vejeteryanlıga döniyim tekrar ama ordada durum karamsar :)

    Allahtan yaşımız genç hormonlar zirve , ilerde artık yaş kemale erince AAS lere bulaşıcaz gibi mecburen, çünkü bu gıdalar için en büyük sıkıntı bel altında :)
     
    Son düzenleme: 16 Şubat 2013
    thetramp bunu beğendi.
  15. thetramp
    Offline

    thetramp Özel Üye

    Katılım:
    28 Kasım 2007
    Mesajlar:
    2.723
    Beğenileri:
    2.368
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Elektrik-elektronik mühendisi
    Yer:
    manisa
    Tanıdığım çiftçiden ziyade ege bölgesinde kendimiz üzüm işiyle uğraşıyoruz Carpenoctum :) Endüstri den söz edeceksek, endüstri ve çiftçi bu işte zaten ayrılmaz bir ikilidir, senin fabrikaya satacağın fiyat bellidir, kg üzerinden numarasına göre anlaşma yaparsın.

    Ürün numarası ürünün büyüklüğüyle alakalıdır, ve büyük ürün iyi fiyatlıdır,7 numara bir üzümü kg si 2.5 tl den işletmeye satıyorken 10 numara şekil ve boyut olarak büyük bir üzümü kg si 3.5 tl den satarsın.Yani çiftçi memnun değil falan, ben hiç rastlamadım :)
    İlaç falan işlerine hiç girmeyelim zaten, ilaçsız ürün kimse yetiştirmez hasatta 5 alacakken ilaçsız tarımla 2 bile alamazsın. Bunun gdo ile alakası yok istediğin kadar doğal ürün yetiştir bölgenin şartlarına ve hastalıklarına göre neyle tarım yaparsan yap atacağın ilaçlar bellidir zaten.
    Tarım işinde sanırım 6-7 kuşaktır varız, gdo dediğin olay alacağın ürünü bariz arttırır, en basitinden limonla greyfurtu çaprazlarsın , 4 limon 1 kg çeker( tabi içi bomboş olur ), toplam hasatın dönemde 1 olacakken 2.5 olur.
    Dediğim gibi olaya daha geniş bakarsak nüfus un bariz etkisi vardır, yetiştirilecek naturel ürün bellidir, o ürün yetiştirilir ve onu parası olan alır, parası az olan gdo luyu almak mecburiyetindedir, paranız yoksa da hiç bir şey alamazsınız. Bu dünyada böyledir, 1 sınıf ülkeler ticarette en iyi mallarınızı beğenmez , biz gdo lu besleniriz , afrikalı hindistanlı parası olmayan adama da hiç birşey gönderilmeye bile tenezzül edilmez.

    Bu arada şimdi böyle söylüyorum diye gdo destekleyicisi yada kullanıcısı olarak gözükmüyorumdur umarım, sadece tarım işinin biraz daha içinde olduğumdan objektif olmaya çalışıyorum.
     
    Son düzenleme: 16 Şubat 2013
    CarpeNoctum bunu beğendi.
  16. CarpeNoctum
    Offline

    CarpeNoctum Üye

    Katılım:
    3 Şubat 2009
    Mesajlar:
    702
    Beğenileri:
    1.298
    Ödül Puanları:
    103
    Yer:
    Zimbabwe
    Bu gecelik yeter bence okuyanlar iyice karamsara bağlıyacak :D

    Çok şey okuyup bilmekte sıkıntı , hiçbişeyi değiştiremiyorsun delirmek için net sebebiyet...
    Valide eve alısveris yaparken artık titriyor benim yüzümden kadıncagız :)
    Avrupa Amerikada vs.. bence dahada büyük bu sorun , halimize şükretmek gerek.
    Metropolleri es geçelim çoğu şehirde halen doğal gıdalara kolay kolay ulaşılıyor , ist de bile arayınca buluyosun valla.. en kötü artık kargo ile köylerden alışveriş bile imkanı var.

    Umarım bigün gıda sektöründeki teknolijinin insanlıgın sağlına ve açlığa çare olarak kullanıldıgını görürüz ekstra kar amacı gütmeden :)
     
    Son düzenleme: 16 Şubat 2013
    mcan09 ve thetramp bunu beğendi.
  17. Bigdaddy
    Offline

    Bigdaddy Üye

    Katılım:
    2 Mart 2010
    Mesajlar:
    129
    Beğenileri:
    112
    Ödül Puanları:
    53
    nedir peki bu kanserojen, koruyucu madde? isim verebilir misiniz. yoğurdun içeriğinde yapay katkı maddeleri gözükmüyor.
     
  18. mcan09
    Offline

    mcan09 Yeni Üye

    Katılım:
    7 Kasım 2012
    Mesajlar:
    292
    Beğenileri:
    44
    Ödül Puanları:
    38
    Meslek:
    VG :)
    Yer:
    Aydın

    katkı maddesi gözükür mü hiç :)
    adam hiç kendi malına zararlı katkı maddelerini içindekiler bölümüne yazar mı ? yazmaz.
     

Sayfayı Paylaş