salvadore_xp
Üye
Değerli arkadaşlar, hepimiz belli bir genel kültüre, ilgi alanlarımız ve bu alana dahil orta düzey ya da düzey bilgilere, çevremizden duyduğumuz doğruluğuna tam olarak emin olmamakla beraber hafızamızda yer eden muallak ve kullanılabilir bilgilere sahibiz. Dimağımıza yer eden bu unsurlarlara dair bilgileri sosyal çevremizde, okulumuzda öğretmenlerimize, işinizde iş arkadaşlarınıza, akran grubuzdaki arkadaşlarınıza, ebeveynlerinize ve forumdaki bizlere de yeri geldiğince paylaşır ve tarafınızı belli etmek için kullanırız. Alıcı durumundaki diğer taraftaki üye sizin bilgilerinize kesin ve araştırılmış, kaynaklı bilgi gözüyle baksa bile doğrulama süreci dahilinde kafasına takılanları araştırmalı ve bilginin yanlış olduğuna kanaat getirdiğinde doğru şekliyle bize sunmalıdır. Bu olması gereken en faydalı iletişim ve doğru iletişimin en büyük meyvesi olan bilgiyi bize kazandıracak halidir.
Bu paylaşım süreci elbette her zaman doğru bir şekilde işleyemiyebiliyor. Kaynak üye emin olmadığı ve pek de sorgulamadığı bilgiyi emin bir şekilde diğer üyeye sundupunda ve o üye bu bilginin doğruluğuna dair kafa yormadan tekrar kullınabilir bir hale getirmesi ve sonucunda yanlış bilgilerin kaynak kişiyle alıcı kişiye de geçmesine, yanlış bilgilerin bu şekilde yayılması sonucu halk arasında konuşulan ve doğruluğu olmayan bilgilerin bir mikrop gibi yayılmasına neden olmaz mı?
Yanlış bilgiler yeri geldiğinde sizin yüzünüzü kızartacak ve geri adım atmanıza, tabiri caizse tükürdüğünüzü yalamanıza sebep olacak ki olayı gurur meselesi de yaparsanız yeni bir problem daha doğacak demektir. Geri adım atmak elbette "tükürdüğünü yalamak" deyimiyle eş anlamlı değil; ama iddaalı ve kendinden emin konuşulması halinde deyimin doğrulandığı zaman da gelecek.
Siz zaten yanlış bilgiden zarar görürken alıcı durumunda, tek suçu sizin bilgilerinize itimat etmek olan, size ve bilgilerinize güvenen kişiye de aynı hastalığı bulaştırmak gibi değil midir?
Velhasıl arkadaşlar bilgi paylaşımı yaparken doğruluğundan emin olmadığımız bilgileri araştırmış ve doğruluğundan hiçbir şüphe duymayan bir üslupla anlatmak, alıcının da bunu sorgulamaması halinde ona zarar verecektir.
Şuan body'e dair toplumca bilinen kulaktan dolma bilgileri arşivlesek ve bir kütüphane oluştursak o kütuphane de 1000'e yakın kitap olsa içlerinde doğruların olduğu 1 kitap bile olmayacaktır. O kütuphaneye gidenin ve ordaki bilgilere itimat edenin vay haline.
Kendi adıma doğruluğa emin olmadığım bilgileri sunmamaya ve kafamda soru işaretleri bırakan keza mantığıma aykırı düşen bilgileri de sorgulayıp araştırmadan benimsemmeye ve asla kullanmamaya özen göstermeye çalışıyorum.
Bu şekilde daha bilgili ve sürekli sevdiklerimizi, sözümüze itimat edenleri aydınlatan bir insan olmaz mıyız?
Bu paylaşım süreci elbette her zaman doğru bir şekilde işleyemiyebiliyor. Kaynak üye emin olmadığı ve pek de sorgulamadığı bilgiyi emin bir şekilde diğer üyeye sundupunda ve o üye bu bilginin doğruluğuna dair kafa yormadan tekrar kullınabilir bir hale getirmesi ve sonucunda yanlış bilgilerin kaynak kişiyle alıcı kişiye de geçmesine, yanlış bilgilerin bu şekilde yayılması sonucu halk arasında konuşulan ve doğruluğu olmayan bilgilerin bir mikrop gibi yayılmasına neden olmaz mı?
Yanlış bilgiler yeri geldiğinde sizin yüzünüzü kızartacak ve geri adım atmanıza, tabiri caizse tükürdüğünüzü yalamanıza sebep olacak ki olayı gurur meselesi de yaparsanız yeni bir problem daha doğacak demektir. Geri adım atmak elbette "tükürdüğünü yalamak" deyimiyle eş anlamlı değil; ama iddaalı ve kendinden emin konuşulması halinde deyimin doğrulandığı zaman da gelecek.
Siz zaten yanlış bilgiden zarar görürken alıcı durumunda, tek suçu sizin bilgilerinize itimat etmek olan, size ve bilgilerinize güvenen kişiye de aynı hastalığı bulaştırmak gibi değil midir?
Velhasıl arkadaşlar bilgi paylaşımı yaparken doğruluğundan emin olmadığımız bilgileri araştırmış ve doğruluğundan hiçbir şüphe duymayan bir üslupla anlatmak, alıcının da bunu sorgulamaması halinde ona zarar verecektir.
Şuan body'e dair toplumca bilinen kulaktan dolma bilgileri arşivlesek ve bir kütüphane oluştursak o kütuphane de 1000'e yakın kitap olsa içlerinde doğruların olduğu 1 kitap bile olmayacaktır. O kütuphaneye gidenin ve ordaki bilgilere itimat edenin vay haline.
Kendi adıma doğruluğa emin olmadığım bilgileri sunmamaya ve kafamda soru işaretleri bırakan keza mantığıma aykırı düşen bilgileri de sorgulayıp araştırmadan benimsemmeye ve asla kullanmamaya özen göstermeye çalışıyorum.
Bu şekilde daha bilgili ve sürekli sevdiklerimizi, sözümüze itimat edenleri aydınlatan bir insan olmaz mıyız?