Yanlış bilgiler sadece size değil, çevrenizdeki insanlara da zarar verir!

Konusu 'Kültür Sanat Bilim Seyahat' forumundadır ve salvadore_xp tarafından 18 Haziran 2008 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 2 üye.
  1. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Değerli arkadaşlar, hepimiz belli bir genel kültüre, ilgi alanlarımız ve bu alana dahil orta düzey ya da düzey bilgilere, çevremizden duyduğumuz doğruluğuna tam olarak emin olmamakla beraber hafızamızda yer eden muallak ve kullanılabilir bilgilere sahibiz. Dimağımıza yer eden bu unsurlarlara dair bilgileri sosyal çevremizde, okulumuzda öğretmenlerimize, işinizde iş arkadaşlarınıza, akran grubuzdaki arkadaşlarınıza, ebeveynlerinize ve forumdaki bizlere de yeri geldiğince paylaşır ve tarafınızı belli etmek için kullanırız. Alıcı durumundaki diğer taraftaki üye sizin bilgilerinize kesin ve araştırılmış, kaynaklı bilgi gözüyle baksa bile doğrulama süreci dahilinde kafasına takılanları araştırmalı ve bilginin yanlış olduğuna kanaat getirdiğinde doğru şekliyle bize sunmalıdır. Bu olması gereken en faydalı iletişim ve doğru iletişimin en büyük meyvesi olan bilgiyi bize kazandıracak halidir.
    Bu paylaşım süreci elbette her zaman doğru bir şekilde işleyemiyebiliyor. Kaynak üye emin olmadığı ve pek de sorgulamadığı bilgiyi emin bir şekilde diğer üyeye sundupunda ve o üye bu bilginin doğruluğuna dair kafa yormadan tekrar kullınabilir bir hale getirmesi ve sonucunda yanlış bilgilerin kaynak kişiyle alıcı kişiye de geçmesine, yanlış bilgilerin bu şekilde yayılması sonucu halk arasında konuşulan ve doğruluğu olmayan bilgilerin bir mikrop gibi yayılmasına neden olmaz mı?
    Yanlış bilgiler yeri geldiğinde sizin yüzünüzü kızartacak ve geri adım atmanıza, tabiri caizse tükürdüğünüzü yalamanıza sebep olacak ki olayı gurur meselesi de yaparsanız yeni bir problem daha doğacak demektir. Geri adım atmak elbette "tükürdüğünü yalamak" deyimiyle eş anlamlı değil; ama iddaalı ve kendinden emin konuşulması halinde deyimin doğrulandığı zaman da gelecek.
    Siz zaten yanlış bilgiden zarar görürken alıcı durumunda, tek suçu sizin bilgilerinize itimat etmek olan, size ve bilgilerinize güvenen kişiye de aynı hastalığı bulaştırmak gibi değil midir?
    Velhasıl arkadaşlar bilgi paylaşımı yaparken doğruluğundan emin olmadığımız bilgileri araştırmış ve doğruluğundan hiçbir şüphe duymayan bir üslupla anlatmak, alıcının da bunu sorgulamaması halinde ona zarar verecektir.
    Şuan body'e dair toplumca bilinen kulaktan dolma bilgileri arşivlesek ve bir kütüphane oluştursak o kütuphane de 1000'e yakın kitap olsa içlerinde doğruların olduğu 1 kitap bile olmayacaktır. O kütuphaneye gidenin ve ordaki bilgilere itimat edenin vay haline.
    Kendi adıma doğruluğa emin olmadığım bilgileri sunmamaya ve kafamda soru işaretleri bırakan keza mantığıma aykırı düşen bilgileri de sorgulayıp araştırmadan benimsemmeye ve asla kullanmamaya özen göstermeye çalışıyorum.
    Bu şekilde daha bilgili ve sürekli sevdiklerimizi, sözümüze itimat edenleri aydınlatan bir insan olmaz mıyız?
     
    ozzers, Karasan ve (silinen üye bunu beğendi.
  2. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Vallahi doğru söze ne denir?!
    Ben genelde aklımda kalan, kitabi olmayan konularda da üç beş satır yazabiliyorum ama her zaman bunun aklımda kalan fikirler olduğunu ifade ederim.
    Yanlışa düşmekten çekinirim, ama bunun anlatımıma engel olmasına izin vermem, ancak görüyorum bazı insanlar hiç araştırmadan, sorgulamadan abuk sabuk lafları ortaya atıyorlar.
    Hakikaten çevrelerine zararlı bu tip insanlar, hele onlara sorgulamadan inananlar, bu insanların ekmeğine yağ sürüyorlar.
    Çok güzel konular seçiyorsun Ergün, valla ne güzel, böyle araştıran, sorgulayan, değerler sistemi ve hayatı yaşayışı irdeleyen öğretmenler yetişmesi bana umut verdi.
    Dilerim öğrencilerini de sorgulayan bireyler olarak yetiştirirsin, bizim toplumda öylesi pek az.
    Ekşisözlük'ü açalım mesela, herkes yazdığı konuda kesin fikir sahibi, babasının fikirlerini kendi kanaati haline getirmiş, diğer fikirlere sataşıp duruyor.
    Acıklı bir tablo bu, babalara saygı, geçmişi bilmek çok önemli, ama insanın babasının papağanı olmayı içine sindirmesi fena bir durum, sırf baba değil elbet, amca, abi, komşu...
    Böyle olmamak içinde, sorgulayıp araştırmak önem kazanıyor, ama onunla da kim uğraşacak?!
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  3. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Aklıma geldi, bir ara internette dolaşıp duruyordu, Atatürk'ün kalabalık bir yemek masasında otururken çekilmiş siyah beyaz bir resmi.
    Resimde 20 civarında insan var, büyük bir bölümü masanın ucunda ve silik çıkmış, bir bölümünün arkası dönük.
    Atamız ise, karizmasıyla objektife doğru bakıyor, resmin altında, bu resimde (rakamlar ezberimde yok ama) 55 kral, 23 başbakan, 17 büyük elçi var, ilk kimi görüyorsunuz yazıyor.
    İnsanlarda yorum yapıyorlar, ya hakikaten atamız ne karizmatik, ondan başkasını görmüyoruz falan.
    Be evladım, resimde 20 kişi var zaten nerenizden çıkardınız 55 kralı, dükü kontu?
    Alın size sorgulanmadan yayılan bir saçmalık, direkt hislere hitap eden, kör duygularla kolayca yayılan düşünceler.
    Bu tür somut bir olay bile bu kadar kolay yenip yutuluyorsa, sözler ne kolay yenilir yutulur siz düşünün...
     
  4. D.Wolf
    Offline

    D.Wolf Üye

    Katılım:
    19 Ocak 2008
    Mesajlar:
    1.305
    Beğenileri:
    2.200
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    istanbul
    dedigin yanlış bilgilere inanıp, uygulamak, araştırmacı ruhuna sahip olmayan,yanlış olan kolay yolu secen, kısacası, tembel ruhlu insanların en büyük belirtisidir...bence aslında bundan bizleri suclamak yerine, bilir kişilerinde biraz sorumluluk sahibi olmalarına gerektigine inanıyorum bu durumlarda...sonucta bir doktora giderken , bize sen xxx hastasısın dediginde, nasıl kabulleniyorsak, doktorun bilgisinden dolayı...aynı
    şekilde, herhangi bir konuda uzmanlaşmış zannettigimiz insanlara da aynı hassasiyeti gösteriyoruz...sorun temelde aslında...temeli biraz kurcalamak, irdelemek gerekiyor bence...sonucta, her bilmedigimzi konuya , oturup saatlerce zaman harcarsak, kendi ideallerimizden de ödün vermiş olabiliriz..yani, herşeye vakit ayıramayız..sonucta her işin bir uzmanı var....o yüzden eğiitmili insanları secmede cok dikkat edilmeli..o yüzden, ben böyle insanlara etiketli insan derim, yani bilgisinden şüphe duymadıgım insan tipi...gidipte sıradan bir insandan yardım almak yerine , biraz bekleyip, daha bilir kişiye danışmak en mantıklısı..en azından o zamana kadar kendine zarar da vermemiş olursun...mesela forumda gerçekten kalitesinden şüphe duymadıgım sadece 2-3 insan var benim için ve gerçekten o kişiler yazışmalarından da belli oluyor...bazen derim hep kendi kendime, bilmiyorum ne kadar dogru ...ben hep şöyle düşündüm...hiçbirşey bilmeyen bir insanlar, cok şey bilen bir insan arasında ne gibi farklılılar olabilir diye...aslında erişilmez olarak gördügümüz o bilgili insanı, hiç bilgisi olmayan insan daha kolay gecer , eger araştırmacı ruhuna gerçekten sahip bir insan ise..çünkü o birşey bilmedigi için daha büyük bir merakla ve zevkle bilgi edinmeyi ister ve bilgi edinmek ondan bagımlılık yaratır...ve herşeyi ögrenmiş kabul eden diğer bilgili insan , artık bilgi edinmeyi gereksiz olarak görecegi için , güncel bilgileri de kaçıracaktır...ama bilgisiz insan , bilgiyi ögrendikçe güncelliğe daha cok önem verecektir ve büyük bir ilerleme kaydedecektir...tabi bunu yapan cok az insan var, onu da söylemek istiyorum...özetlersek, soru sormak, halk oylaması gibidir bizim toplumumuzda...cogunluk ne derse o kabulümüzdür ve yakınmakta bu oylamanın görülmeyen , soyut olarak en cok oy alan, oy kullanılmamış bir secenek olarak kalacaktır...
     
  5. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Emre, anlatmak istediğimi müthiş örneklemişsin. Ben de senin anlattığın şekilde bir olay geliyor kulağıma ve dinlediğimde çıkan sonuçtan hiçbir şüphem olmamasına rağmen olay dizisini ve abartısını bir türlü mantığım almıyor. Mantığım almayınca da "doğrudur" diyip geçirtiremiyorum bir türlü. Dillendirdiğimde de olayı anlatan kişi açısından pek hoş karşılanmıyor; bu tavır benim için o kadar önemli değil açıkcası, gelen bilgiyi direkt yerleştirmiş çünkü. Olaya ekşi sözlük mantığıyla hiç bakmamıştım. Bilgiler biraz daha navra amaçlı olmasına rağmen, düşüncesini yazan arkadaşın gerçekten bu düşünceyi nasıl benimseyebildiğini ve savunabildiğimi aklım almıyor zaman zaman. Herkesin farklı düşünebilmesi ve inandığını savunması ne kadar güzel; ama mantıklı şeyler düşünmedikten sonra gereksiz bilgiler ansiklopedisinden hatta yanlış-gereksiz bilgiler ansiklopedisinden ne farkın kalır.
    Emre, bu açtığım konuda ben kendimi çok yetersiz görüyorum. Bu eksikliğin farkında olduğum doğrudur sadece. Kesinlikle bu anlattıklarımı tam mansaıyla uygulayabilen bir insan değilim. Yetersiz olduğum konularda başlık açmaya özen gösteriyorum. Benim gibi bu konuda kendini geliştirmek isteyen arkadaşlar da varsa ne mutlu ki müthiş bir fikir alışverişi oluyor.

    Beni bu başlığı açmaya iten bir diğer faktör de bilgisiz görünmekten korkan ve kendini her alanda bilgili göstermek isteyen arkadaşlarımın her alanda adı gibi eminmiş gibi atıp tutmalarıdır. O kadar kesin atıyor ki zıt yöndeki düşüncemi ne kadar ılımlı söylemeye çalışsam da direkt savaş moduna girip, olayı kişisel hakaret boyutuna getiriyorlar. O yüzden cevap bile vermiyorum artık. İletişim kapıları sonuna kadar kapalı ve insanlara birşeyleri direterek üstünlük sağlayabileceklerini düşündükten sonra harcanan zamana acıyorum sadece.
    D.Wolf, bahsettiğini zaman zaman ben de yapıyorum. Konu steroid ve tıp'a dairse BozokAydın'a, antreman ve hareketlerin yapılışıysa Fexor'a, hayat ve sosyolojiye dair se Karasan'a; Diller ,uluslar arası ilişkiler'e , farklı kültürlere dairse aneximandros'a vs... elbette itimat ederim. Ama yine de direkt benimsemem.
    Yakın abimin başından geçen bir olayı anlatmak istiyorum:
    Abimin yüz ve karınında hafif kellikler oluşmaya başladı. Doktora gittiğimizde doktor fazla ilgilenmeden hatta karnına bakmaya gerek duymadan mantar dedi. Aldı eline karneyi, başladı ilaçları yazmaya. Bir hafta sonra hiç bir değişim olmayınca tekrar doktora gittik. Bu sefer karnını vs... inceledi ve stres yapmışsın, ruhunu daraltmışsın dedi. Laroxil ve birkaç tane antidepresan yazdı. Şuan bu kellikler tamamen geçti. Doktora, onun ilmine, mevcut bilgisine, güvenliliği ve geçerliliğine inancım sonsuz. Ama ciddi ciddi sizi dinleyip, rahatsız olduğunuz bölgeyi adam akıllı incelemezse o da yanılabiliyor. Elbette Flexor vs... yanılma payları var. Bunu her zaman göz önünde bulundurmak bize fayda getirir diye düşünüyorum.
     
    aneximandros bunu beğendi.
  6. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    Birbirimizi yaglamis gibi olacagiz ama ben de senin yazilarini zevkle takip ediyorum salvadore_xp :)

    Bugunun biliminde bile buyuk adamlarin soylediklerine koru korune inanmak var. Ama o adamlar nasil buyuk oluyorlar diye soran yok. Herkesin bildigi bir ornek vereyim. Einstein Newton'in teoremlerini sorgulamasaydi biz acaba Einstein'in adini duyar miydik acaba? Bugun dahi bilimsel bir makaleyi yayimlamak istediginiz zaman, iki uc tane isin uzmani degerlendirmen sizin yazdiklarinizi okuyor, fikriniz cok parlaksa ama henuz alaninizda kabul gormemis verilere ve/veya deneylere dayaniyorsa, direkt reddediyorlar. Neden? Cunku kabul ederlerse kendi otoriteleri sarsilacak. Hayatta da bu boyle. Insanlar kendi otoriteleri sarsilmasin diye ustunde artik dusunmeyi biraktiklari fikirleri genel-gecer dogruymus gibi onunuze suruveriyorlar. Oysa, sorgulansa temelinde ne yanlislar var bugun dogru dedigimiz seylerin.

    Baska konular da var tabi. Dinsel inanclar, politik gorusler, Turkiye'nin Hirvatistan macina cikaracagi 11, bunlarin hepsini ustunkoru kabul etmeden once bir sorgulamak lazim. Gecenlerde katildigim bir seminerde ogrenmenin 4 asamasina dair bir cizelge gostermislerdi. 1950'lerde saniyorum meshur psikologlardan biri hazirlamis (bloom degildi, ama kimdi?) Neyse, ogrenmenin birinci asamasi papagan gibi ezberlemek, ikincisi ogrendiginizle problem cozebilmek, akil yurutebilmek, ucuncusu benzer ve karsit gorus/teoremlerle karsilastirabilmek, son asamada da artik kesin kanaate varip, bir taraf almak. Bizim insanlarimiz, 1'le 4 arasinda gidip geliyorlar, 2'yi 3'u yapan yok.
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  7. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Sorgulamanın ne kadar gerekli ve yerinde davanışlar olduğunun anlaşılması hiç de kolay olmayacak diye düşünüyorum. İletişim kurduğunuz kişi sizin gibi düşünmüyorsa sizin sorgulamanız ona "bana güvenmiyor" hissi uyandırabilir hatta biraz daha ileri giderek " benim açığımı mı yakalamaya çalışıyorsun ya da beni yalancı mı çıkarmaya çalışıyorsun..." gibi densiz sözler de işitebilirsiniz.
    Karşınızdaki kişi toplumun, ebeveynlerinin ve örnek aldığını kişilerden sorgulamadan moda mod aldığı davranış biçimlerini uygulayacak sizden de aynı kalıpçılığı bekleyecektir. Ondan farklı olmak hiçbir zaman onun tarafından kabul görmeyecek ve her daim hakaretler ve iğnelemelerle karşılayaşacak, neticede ya onun gibi olacak ya da onunla aynı ortamdan vazgeçmek zorunda kalacaksınız. Bunu onun iyiliği için değil kendi iyiliğiniz için yapacaksınız; bu zamandan sonra yaşayacağınız çatışmalar size bol bol sıkıntı ve stres getirecektir çünkü. Bu ilişkilerin ceremesini çekmemek için insanları erkenden tanıma yoluna gitmek pek bir akıllıca davranış olacaktır. Kişinin bakışı ve hayat görüşü, ilişkilerinde karşıdaki insanı nasıl bir kalıba büründürdüğü ve verdiği değer vs... iyi bir gözlemci ve tahlilci olabildğiniz zaman kısa sürece anlaşılacak ve kurulacak iletişimin sağlıklı olmasına, sağlıksız olacaksa fazla uzatmadan gerekli setlerin konulmasına uygun ortam hazırlacaktır.
    Toplumun genel görüşü sizin üzerinizde sizin özgüveninizin derecesine göre baskı oluşturacaktır. Düşüncelerinizin ve inandığınız değerlerin doğruluğuna ne kadar çok inanırsanız, farklı ve köhne fikirler sizi o derece az etkilecektir. Sizi etkilememsi bu insanlarla çatışmayacağınız ve istenildiğinde sıcak ortamından kurulabileceği anlamına gelmemeli. Belki derin mevzulara girmeden yüzeysel konuşarak kendimizi kontrol edebilir ve olası çakışmaları da engelleyebilirim diye düşünüyor olabilirisiniz. Bu ilişkinin ya da muhabbetin diyelim size kendiniz gibi davramadığınız ve kendinizi sınırlandığınız durumda ne kadar faydası olacağını düşünebilirsiniz ki.
    Karşıdaki kişiyle inandığınız değerler farklı olsa da farklılığın zenginlik ve karşılıklı paylaşılacak fikir, bilgi olduğu düşüncesi hakim olmadığında belki insanın ufkunu açacak ve bilgeliğini artıacak, hiçbir zaman düşünemediği olgu ya da zaruri olmayan fikirlerin altında ne tür tohumların yattığını anlamamızı sağlayacak olan zıtlıklar ve medeni çakışmalar bu durumda bize zarar verecek, inancımızı ve insanlara bakışımı olumsuz etkileyecektir.
    Kısacası bizim sağlıklı iletişim kurarak, sorgulayarak ; salt doğruya ulaşmak adına yaptığımız fikir çatışmaları, karşımızdaki insanın bize bakışı ve farklı düşünebilme kapasitesine bağlıdır. Zaman zaman kedinizi boşuns yorduğunuz ve karşılık olarak bir yığın laf kalabalığı işittiğiniz ve dünya kadar da yanlış anlaşılmalarla örülü bir geribildirim ile karşı karşıya kaldığınız olmuştur. Bunu ilk yaşayan insana farklı tür insan tanıması adına faydası olacaktır; ama rutine bindiği durumda zaman kaybından başka birşey olmayacaktır.

    Çok dağıtmışım anlatmak istediğimi;sonuna doğru toplamay çalıştım :D
     

Sayfayı Paylaş