Sporda Sıvı Alımı, Sıvıların Emilim Süreleri

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan diez
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
kahve

arkadaslar yemekten sonra ozellikle 2 buyuk bardak kahve iciyorum midede ne gibi reaksyonlar yapiyorsa garil gurul otuyor: ) acaba yaglarin ve agir maddelerin atilmasina bir yarar sagliyormu
 
Yogun kardio sonrasında, uzerimdeki şorttan tutunda tşörtüme kadar sırılsıklam oluyorum ve kardio esnasında, en az 1.5 litre sıvı kaybediyorum.

Kardio esnasında yaklasık 1-1.5 litre suyu iciyorum.

Cok aşırı terlemek yağ yakımına katkı sağlıyormu?
 
açıkçası terlemenin yağ yakımının bir göstergesi olmadığı biliyorum..
 
ben 1 yıldır spor yapıyorum boyum 185 kılom 75 benım derdım kas yapamıyorum neden bılmıyorum yıyorum spor yapıyorum kollarım yada kaslarım gelıısyo ama belımde yaglanma oluyo yaglanmayı erıtıyorum bu seferde zayfılıyorum kaslar gıdıyo haftada 5 gun seans yapıyorum hergun farklı bolglerımı calısıyorum mesela bıgun sade omuz dıger gun kol dıger gun bacak bu sekılde benım ıstegdım yagsız bır bel yanı karın kaslarının net bı sekılde goruldgu bıraz da kaslı kol acama mumkun mu ? mumkunse nasıl yapabılıırm soylersenız cok sevınıırm cunku bır yıldır bosa calıısyomuusm gıbı gelıyooo
 
bel yağlanması tamamen beslenmeyle ilgili başka açıklması yok bence... İçsel yağlanma da buna neden olabilir mi acaba?!? bilen varsa söyler.
 
belini eritirken mutlaka diğer bölgelerden de kayıp olucaktır kol , omuz gibi yapman gereken yağ yakmaya çalışırken minimum kas kaybı icin karbonhidrat ,protein ve yağ mikatarını iyi belirlemen gerekir .
 
duzenli olarak her gun 4-5 litre su tuketmek vucut saglıgı icin cok tehlikelidir. bir iki litre idealdir.

selamlar,

hergün 4-5 litre su tüketmek zararlıdır diyorsunuz fakat ben fazla suyun dışarı atıldığını ve suyun genel olarak metabolizma ve bütün denge sistemlerinin düzenlenmesinde büyük rol oynadığını biliyorum.

Acaba emilim sırasında böbreklere çok yüklenildiğini mi düşündünüz (ki bende buna ihtimal vermekteyim) yada 4-5 litre su içmedeki sıkıntı nerdedir?

Bilgilendirirseniz memnun olurum.

Çok teşekkür ederim.
 
Yogun kardio sonrasında, uzerimdeki şorttan tutunda tşörtüme kadar sırılsıklam oluyorum ve kardio esnasında, en az 1.5 litre sıvı kaybediyorum.

Kardio esnasında yaklasık 1-1.5 litre suyu iciyorum.

Cok aşırı terlemek yağ yakımına katkı sağlıyormu?

yukarıda bi arkadaş seni yanlış bilgilendirmiş.

eğer üzerindekiler sırılsıklam olucak şekilde terliyorsan bunun kesinlikle yağ yakımıyla alakası vardır. Yağ endeksi düşük kişilere dikkat ettiysen hiçbirinde bu boyutlarda terleme olmaz, yaktığın glikoz veya proteinle birlikte açığa çıkan su seni sırılsıklam olucak hale getiremez.
dostum 1 mol yağ molekülünün yakılmasıyla ortaya 3 mollük su çıkar buda protein veya karbonhidratların 3 katıdır. attığın fazla terde bu suyun göstergesidir.
 
  • Like
Reactions: LSG
yukarıda bi arkadaş seni yanlış bilgilendirmiş.

eğer üzerindekiler sırılsıklam olucak şekilde terliyorsan bunun kesinlikle yağ yakımıyla alakası vardır. Yağ endeksi düşük kişilere dikkat ettiysen hiçbirinde bu boyutlarda terleme olmaz, yaktığın glikoz veya proteinle birlikte açığa çıkan su seni sırılsıklam olucak hale getiremez.
dostum 1 mol yağ molekülünün yakılmasıyla ortaya 3 mollük su çıkar buda protein veya karbonhidratların 3 katıdır. attığın fazla terde bu suyun göstergesidir.

yağ yakımı ile terlemenin doğrudan bağlantısını özellikle genelde bağlantısını ispatlayan bir makale sunmalısınız..

terleme vücudun soğutma mekanizmasıdır ve herkeste aynı değildir..terbezlerinin sıklığı, çalışma şekli , hormonal ve genetik yatkınlık ile alakalıdır..terlemeden de yağ yakılabilir..
 
yukarıda bi arkadaş seni yanlış bilgilendirmiş.

eğer üzerindekiler sırılsıklam olucak şekilde terliyorsan bunun kesinlikle yağ yakımıyla alakası vardır. Yağ endeksi düşük kişilere dikkat ettiysen hiçbirinde bu boyutlarda terleme olmaz, yaktığın glikoz veya proteinle birlikte açığa çıkan su seni sırılsıklam olucak hale getiremez.
dostum 1 mol yağ molekülünün yakılmasıyla ortaya 3 mollük su çıkar buda protein veya karbonhidratların 3 katıdır. attığın fazla terde bu suyun göstergesidir.

Yağ endeksi düşük kişiler ağırlıkları görece daha az olduğu için kendi vücutlarını hareket ettirirken daha az enerji harcarlar dolayısıyla da daha az terler.

Terlemenin yağ yakımı sonunda ortaya çıkan suyla alakalı olduğunu neye dayanarak söylediniz? Vücut fazla suyu boşaltım yoluyla dışarı atar, hiç çok su içip de çok terleyen birine rastlamadım mesela.

Çok terlemenin yağ yakımına katkısı olduğunu düşünmek yerine, fazla enerji harcamayla ilgili olduğunu düşünmek gerek. Harcadığımız enerji arttıkça vücutta dışarı atılması gereken fazla ısı birikir. Bunun için beyin terleme emrini verir.
 
Hep merak etmişimdir Powerade'ler olsun, enerji içecekleri olsun ne işe yarar. Şimdi çok bilgim oldu, bu yüzden çok teşekkür ederim Diez. Spor yaparken uyguladığın sıvı tüketimi gerçekten değişti.
Peki bildiğim kadarıyla spordan 30 dakika önce su içmek ve spor sırasında 15-20 dakikada bir içmek ideal. Doğru mudur acaba?
 
Hep merak etmişimdir Powerade'ler olsun, enerji içecekleri olsun ne işe yarar. Şimdi çok bilgim oldu, bu yüzden çok teşekkür ederim Diez. Spor yaparken uyguladığın sıvı tüketimi gerçekten değişti.
Peki bildiğim kadarıyla spordan 30 dakika önce su içmek ve spor sırasında 15-20 dakikada bir içmek ideal. Doğru mudur acaba?

genel hatları ile doğru zira özellikle antremandan yarım saat kadar önce 500ml kadar su içmek önemli..
antreman esnasında ise şahsen 15-20 dk.da değil 3-5 dk.da bir içiyorum suyu..bu hem susamak ile ilgili kişisel bir tercih olsa da hem de zaten 45 dk süren bir antremanda ör:1 lt suyu 15dk ara ile içmek demek tek seferde 300-400 ml su içmek demekki kısa zamanda alınan su şahsen beni bazı hareketlerde şişkinlikten dolayı zorluyor..

dediğim gibi kişisel olarak kısa ve sık aralıklarla alıyorum suyu..
 
Son düzenleme:
Bende spordan 1.5 saat önce vücudu zorlayarak çok fazla su içiyorum. Spordan 20dk önce falan da 500ml daha içip spora kadar bir daha içmiyorum. Spor salonunda giyindikten sonra işiyor ve öyle spora başlıyorum. Vücut su miktarımı yükselttiğim için spor sırasında çok az susama oluyor. Spor esnasında ise sadece ağız kuruluğumu geçirmek amacıyla az az su içiyorum.

Birinde 1.5 saat önceden itibaren hiç su içmedim ve spora öyle çıktım. O gün resmen ağız kuruluğundan geberdim. Antremanda çok su içtim ve ona rağmen susuzluğum geçmedi. Midem de çok dolu ve mide hareketlerimde ve koşuda kasılmalar oldu. Spor sırasındaki sudan daha önemli bence spordan 2 saat önceden itibaren başlayan su içimi çok daha önemli diye düşünüyorum.

Konu çok güzel.

Beni bu bilgi çok şaşırttı.

Temelde soğuk içecekler sıcak içeceklere oranla daha çabuk ince bağırsağa ulaşırlar ve bu nedenle spor esnasında tercih edilmelidirler.
Acaba terliyken soğuk içme demelerinin nedeni soğuk suyun ince bağırsağa daha çabuk iletildiğinden ötürü bağırsaklarda üşütme mi oluyor.
 
Son düzenleme:
suyu mümkünse oturarak içmeniz en mantıklısıdır.ayakta içilen su sindirim görevini yeterince göremeden atılım yolunda yol açacaktır.ayrıca çok önemli ancak çokça gözden kaçan bir nokta var.o da şu ki su içerken hem ufak yudumlarla hem de "nefes alarak" içmeliyiz.soğuk sıvı önerisi ise elbetteki oda sıcaklığının 5 derece üzeri gibi bir değerdir.çünkü özellikle sıcak bünyede soğuk su içerseniz daha fazla sıvıya ihtiyacınız varmış gibi hissedersiniz fakat sıcak veya hafif soğuk içerseniz susuzluğunuzun giderildiğini farkedeceksiniz.ayrıca maden suyu anternman sonrası özellikle fitness antrenmanları sonrası kesinlikle tercihimdir.içerdiği mineraller vücudun antrenman sonrası kaybettiği minerallere çok benzediği için.
 
Merhaba, bence bu konu harika olmus. Acaba butun bu bilgilere 1 saatlik bir calisma sirasinda icilebilecek bir izotonik sprocu icecegi tarifi ekleyebilir miyiz ? Tecrubeli arkadaslarin destegini bekliyorum.
 
1 / 2 su bardağı portakal suyu
9 tatlı kaşığı şeker
3 / 8 tatlı kaşığı tuz
2 litre su

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 23:16 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 23:07 ----------

Litre / litre su
1 c. portakal suyu
2 çorba kaşığı şeker
1 / 4 tatlı kaşığı tuz
kabartma tozu 1 / 4 çay kaşığı
 
merhaba 196 boy ve 98 kiloyum. Bunu yazdım çünkü sanırsam su ihtiyacının spor sırasında bünyeden büyeye çok fark göstermesi gerek.Spordan yarım saat önce yarım litre su içiyorum.Antremanım 1 buçuk saat sürüyor.şu sıralar Bbuildingden çok fitness ve kardiyo ağırlıklı çalıştığım için ortalama 3 litre su tüketiyorum 1 buçuk saatlik antreman boyunca.Tabi bir o kadar da terliyorum.Normal mi?
 
bazı noktalar:

-insan su ihtiyacının 2/3 ünü yiyeceklerden (konvertasyon sonucu oluşan su) ve 1/3 ünü su olarak içerek karşılar ...sıvı olarak alınması gereken sağlıklı su miktarı kütle ile orantılı olarak 600-900 cc /gün ideal rakam kabul edilir...

-saf suyun (tabi ki saf su diye distile suyu sakın içmemek gerekir) emilimi çok kolaydır...içine "mineral , şeker vb " girdiği durumlarda bu emilim hızı düşer...

-sporcu içecekleri ile enerji içeceklerini , kesinlikle karıştırmamak gerekir...antrenmanlarda , enerji içeceği kullananlar geçici performans patlaması yaşasalar bile aslında vücuda son derece zararlı tepkimelere yol açtıklarını bilmeleri gerekir...enerji içecekleri genelde "kafein + şeker türevlerinden "oluşur ve en kötü yanı "dehidratasyon "yani vücuttan su atımını hızlandırmalardır...bu nedenle, kesinlikle antrenmanlarda ,hele "heavy duty" lerde kullanılması sakıncalıdır...sporcu içecekleri malum...

-antrenmanda sıvı alımı :

mümkünse anternmandan 10 dakika kadar önce 1 bardak suyu (200-300 cc) azarar azar bitirmiş olun...antrenman süresince "yavaş yavaş yudum "halinde kışın "200 cc, yazın 400 cc ye kadar çıkabilir...heavy duty lerde , ilk yarım saat sonra "sporcu içeceği "takviyesi yapabilirsiniz...ya da kendi hazırladığınız basit serumlar(su,fuctose veya bal, eser miktarda nacl(tuz) ...tabi ki miktara dikkat...)))
 
Sporda Sıvı Alımı ve Emilim Süreleri

Yine uzun bir makale ama tamamının okunmasında fayda var..

Kas çalışması esnasında kasın yarattığı kimyasal enerjinin %25-30 kadarı mekanik enerjiye, geri kalanı da ısıya çevrilir. Bu nedenle fiziksel efor sarf ettiğimiz zaman „ısınırız“. Yoğun fiziksel çalışma sırasında vücut metabolizmanın tehlikeli derecede ısınmasını önlemek için bu enerjiyi ter ile dışarı atmak zorundadır.

Sonuç: Spor yapan terler. Terleme kötü bir fiziksel kondisyonun göstergesi değildir, tam tersine, iyi antrenmanlı biri aynı zamanda „iyi“ terleyebilir. Terleme metabolizmamızın ısı ayarı için gereklidir. Terlemenin ne kadar önemli olduğu üst sınıf maraton koşucularının 40°’ye varan bir vücut sıcaklığı ile yarışı bitirmelerinde görülebilir.

Vücuttan çıkan ter miktarı çalışma yoğunluğuna, hava sıcaklığına ve nemine oranla artar. Uzun süreli ve sürekli terleyen biri gözardı edilemez ölçüde sıvı kaybeder. Bu sıvı herşeyden önce vücut hücrelerinden, hücreler arası bölgeden ve kan plazmasından alınır. Bu nedenle terlemenin sonucunda kan deveranı, vücuttaki oksijen aktarımı ve organların beslenmesi güçleşir.

Sıcak hava şartlarında antrenman yapan sporcularda sıvı kaybı gayet ciddî sağlık sorunlarına yol açabilir, en kötü şartlar altında sıcaktan inme gelmesi durumları yaşanabilir. Saatte 2 litreyi aşan ter oranları kulağa çok gelse de son derece sık rastlanan oranlar. Elbette kötü derecede sağlık sorunlarının yaşanması nadir olsa da az miktarda terlemek de vücudun verimini ve gücünü olumsuz etkiliyor. Kötü sonuçlar demişken, vücut ağırlığının %10’una tekabül eden sıvı kaybı ciddî belirtiler ve hayatî tehlike demek, sıvı kaybı vücut ağırlığının %15’ine ulaştığı zaman ölüm istisnalar haricinde kaçınılmazdır.

Bilimsel araştırmalar vücut ağırlığının %2’si kadar bir sıvı kaybının performansı oldukça olumsuz etkilediğini gösteriyor. Özellikle zafer ve mağlubiyet arasında saniyeler olan spor dallarında bu tarz bir kayıp mühim bir rol oynuyor.

Özellikle uzun süreli mukavemet yarışlarında ter ile sıvı kaybı son derece hızlı olurken „rehidrasyon“, yani tekrar sıvı alımı için ihtiyaç duyulan süre oldukça sınırlı. Ön sıralarda koşan bir maraton koşucusu yarış esnasında 4-5 litre ter kaybederken bu sıvıyı yerine koymak için sadece 2 saatten biraz fazla bir zamana sahip.

Futbol oyuncuları sıcak havada oynanan bir maç esnasında vücut ağırlıklarının %5’ini kaybedebilirler. Yalnız sadece 90 dakika oyun ile 15 dakika devre arasında vakitleri olduğu için bu kaybı tekrar yerine koymaları imkânsızdır.

Dolayısıyla buradan çıkarılacak sonuç, müsabaka esnasında ter ile kaybedilen sıvının tamamen yerine konmasının imkânsız olduğudur. Ve yine dolayısıyla alınan sıvının mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde, daha müsabaka esnasında vücut tarafından emilmesi gerektiği de kendiliğinden anlaşılır.

Haliyle antrenman veya müsabakadan önce belirli miktarda (çeyrek ilâ yarım litre), fiziksel eforun başından itibaren de düzenli ve kısa aralıklarla ufak miktarlarda sıvı alımı çok önemlidir (10-15 dakika arayla 200-250ml). Müsabaka esnasında vücudun uyarısı olan susuzluk hissi kendini gösterdiğinde zaten çok geç kalınmıştır, bu durumda vücudun sıvı kaybı tamamen yerine konulamaz.

Vücudun sıvı alımı ince bağırsak üzerinden gerçekleşir. Yani içilen sıvılar sıvı alımı başlamadan önce mideyi geçmelidirler. Dolayısıyla ancak hızlı bir şekilde mideden ince bağırsağa iletilen bir sıvı çeşidi hızlı sıvı alımını gerçekleştirebilir.

Temelde soğuk içecekler sıcak içeceklere oranla daha çabuk ince bağırsağa ulaşırlar ve bu nedenle spor esnasında tercih edilmelidirler.

Sıvıların Mideden Geçiş Süreleri

Çeşitli sıvıların içlerindeki besin maddeleri doğrultusunda mideyi hızlı bir şekilde terk etmeleri konusunda yapılmış pek çok bilimsel araştırma var. Özellikle spora yönelik içeceklerde karbonhidrat ve elektrolitlerin, özellikle natriyumun etkileri araştırılmış. Sıvının mideden geçmesindeki en önemli etken karbonhidrat oranıdır, öte yandan osmalalite, yani sıvının içindeki çözülmüş maddelerin oranı, bu konuda ikincil derecede önemlidir.

Glikozun, yani bildiğimiz şekerin %5’ten yüksek oranda sıvıda bulunması sıvının mideyi terk etmesini geciktirir. Bazı bilimsel araştırmalar glikoz yerine sakaroz (şeker kamışı şekeri) ya da maltodekstrin kullanıldığı takdirde %8’e ulasan karbonhidrat oranının mideden geçiş süresini olumsuz etkilemediğini gösteriyor. Her halükârda %10’un üzerinde karbonhidrat konsantrasyonu sıvının mideyi terk süresini oldukça uzatıyor. Elektrolitler ile karbondioksit gazının bu konudaki etkisi ise yok denecek kadar az.

Bilimsel literatürde şimdiye kadar meyve sularının mideyi terk süresini konu alan araştırmalar bulunmuyor. Öte yandan bu içeceklerin karbonhidrat oranlarının oldukça yüksek olduğu (%11-12) ve bu nedenle mideyi terk süresinin de uzun olduğu kabul edilebilir. Aynı şekilde kola, fanta, sprite gibi %10-12 seviyesinde şeker içeren içecekler de mideyi kolay terk edemiyorlar.

Meyve sularının mideyi terk etmesini güçleştiren bir diğer etken de bazı meyve suları içindeki bileşim ve organik asitler.

Genel olarak şu söylenebilir ki, bir spor içeceğinin sıvı ve enerji alımı konusunda ideal olması için karbonhidrat oranının bir litrede 80 gramın üstüne çıkmaması gereklidir.

Sıvıların emilmesi

İnce bağırsakta gerçekleşen sıvı emilmesi/alımının ölçülmesi ince bağırsağa sokulan bir alıcı aracılığı ile su ve su içinde çözülmüş olan maddelerin (örneğin karbonhidratlar, elektrolitler) ince bağırsağın içinde hangi hızla kaybolduğu ölçülerek yapılıyor. Sonuçta çıkan değer, sıvının kan tarafından emilme değeri. Bu yöntem aslında ishal içeren hastalıklar için tedavi aramak için geliştirilmiş, ancak son 10-15 yılda spor tıbbında da spor içeceklerinin bileşimini denemekte kullanılan bir yöntem.

Bütün araştırmalar gösteriyor ki, sıvının ince bağırsakta alımı tamamen pasif/edilgen bir süreç ve bu süreç osmoz (suyun difuzyonu) ile doğrudan ilişkili. Sade su söz konusu olduğunda sıvı emilmesi nispeten yavaş gerçekleşiyor, buradaki değer bir santim ince bağırsak ve bir saat başına 1ml civarında.

Suya glikoz ve natriyum katıldığı takdirde sıvı alımı da hızlandırılabiliyor, çünkü glikoz ve natriyum osmozu hızlandırıyorlar. Başka karbonhidrat kaynakları, örneğin şeker kamışından elde edilen şeker (sakaroz), meyve şekeri (früktoz) veya kısa bileşimli şekerler (maltodekstrin) sıvı alımını aynı şekilde hızlandırıyorlar.
Öte yandan natriyum hariç diğer elektrolitlerin sıvı alımına hiçbir etkileri yok, aynı şekilde şeker olmadan sadece natriyum da sıvı alımını hızlandırmıyor. Burada önemli olan natriyumun yanında karbonhidrat bulunması.

Bir içeceğe çok fazla besin maddesi (karbonhidrat ve mineraller) eklenirse, osmalalite artıyor (bkz. aşağıda hipertonik içecekler), ya da başka bir deyişle yoğunluğu çok yüksek oluyor. Bu nedenle haliyle sıvının ince bağırsak üzerinden kana karışma hızı geriliyor. Özellikle mukavemet sporcuları için kesinlikle istenmeyen bir durum.

Ter üzerinden elektrolit kaybı nispeten düşük ölçüde gerçekleşiyor. Ter üzerinden kaybedilen elektrolit oranından daha yüksek miktarda mineral alımının sıvı alımı ve performansa yönelik kanıtlanmış bir etkisi yok. Tam tersine, ter ile kaybedilen miktarın üstünde elektrolit alımı tavsiye edilmeyen bir durum. Bu noktada yalnız istisnalar kalsiyum ve magnezyum, çünkü bu iki mineral sadece %30-35 oranında ince bağırsak tarafından emilebiliyorlar. Dolayısıyla bu minerallerin içilen sıvıdaki oranları terdeki oranlarından üç kat daha fazla olabilir. Bir spor içeceğindeki kalyum oranı terdeki kalyum oranından bir nebze düşük olmalı. Bunun nedeni dinamik fiziksel efor esnasında kas hücrelerinden ek olarak kalyum serbest bırakılması ve bu nedenle kandaki kalyum oranının nispeten yüksek olması. Yani ter ile kaybedilenden daha fazla kalyum içerirse sıvı, kandaki kalyum oranı istenmeyen miktarlara ulaşabiliyor ve fiziksel efor esnasında iskelet ve kalbe baskı yaratabiliyor, ayrıca nabız düzensizliklerine de davetiye çıkarabiliyor.

Yukarıda belirttiğimiz gibi elektrolitler içinde sadece natriyum sıvı alımına doğrudan etkisi olan madde. Az miktarda natriyum içeren veya hiç içermeyen içecekler (örneğin meyve suları) yavaş yavaş vücut tarafından emiliyorlar, buna ek olarak yüksek natriyum içeren içeceklere oranla daha hızlı idrar yolu üzerinden vücuttan atılıyorlar.

1cm ince bağırsak başına 1 saatte 1ml alım değerine sahip sade su veya maden suyu ile karşılaştırıldığında %6-8 oranında karbonhidrat (60-80g/litre) ve litrede 400-500mg natriyum içeren izotonik spor içecekleri (280-300 miliosmol / kg veya litre) vücut tarafından 1cm ince bağırsak başına 1 saatte 3-4 veya daha fazla mililitre alım değerine sahipler.

Hipotonik içecekler veya ağızdan alınan sıvı konsantreleri %1,6-2 oranında karbonhidrat, ancak litrede 1200mg natriyum içerdiklerinden çok daha hızlı bir sıvı alımı gerçekleştirirler. Ancak özellikle ishal sonucu yüksek sıvı kaybını dengelemek amacıyla geliştirilmiş bu tarz ürünler düşük karbonhidrat oranları nedeniyle yeteri kadar enerji sağlayamazlar ve antrenman ya da müsabaka esnasında performansı sabit tutmak için tamamen yetersizlerdir. Ayrıca litrede 1g’dan fazlaya tekabül eden natriyum oranı da (litrede 3g tuza denk düşüyor) içeceğin tadını fazlasıyla bozacağı için olumsuz bir etken teşkil eder. Böyle bir içecek düzenli içilmeyecek kadar tuzlu olacaktır. Tecrübeler gösteriyor ki litrede 4-500, azamî 800mg natriyum spor içecekleri için ideal ölçüdür.

Ter ve kan gibi vücut sıvılarının osmalalitesi yukarıda belirtildiği gibi litre başına 300 miliosmol’dur. Dolayısıyla osmalalite değerleri bu seviyedeki içecekler izotonik içecekler olarak adlandırılırlar. Kola, fanta, gazoz gibi içeceklerin osmalaliteleri yaklaşık 660 mosm/l, saf meyve sularınınki ise 700-1000 mosm/l olduğu için bu içecekler kesinlikle hipertonik içeceklerdir. Bunlar bağırsağa ulaştıklarında osmalaliteleri vücut tarafından sadece izotonik seviyedeki sıvılar emilebileceği için düşürülür. Bunlar spor için uygun değildirler. İlk olarak yüksek şeker oranları mideyi terk hızını düşürür ve daha da önemlisi kısa süreli bir sıvı kaybı (rehidrasyon) yaratabilir ve osmalalite düşürülmesinin uzun sürmesi nedeniyle ince bağırsak tarafından emilmeleri uzun sürer.

Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, gazoz tipi içecekler ve meyve suları terle kaybedilen sıvının yerine konması için uygun değiller. İşin en önemli noktası bu içecekler aynı miktarda maden suyu veya sade su ile karıştırılıp fiziksel olarak osmalaliteleri kan seviyesine düşürülse bile meyve sularındaki değişik organik maddeler nedeniyle alımları güç kalır.

Yine bilimsel araştırmaların gösterdiği içeceklerin bileşiminin de, osmalalitelerinin de emilme hızını etkileyen faktörler olduğudur. Sıvıların verimini ölçmek için kullanılan bir yöntem de bu sıvılara işaret işlevi gören bir madde yerleştirme ve bu maddenin kanda ortaya çıkma oranı üzerinden sıvının mideyi terk ve ince bağırsak üzerinden emilme hızını belirlemedir. Bu işaret içeren araştırmaların gösterdiği dengeli bir oranlama ölçü alındığında içecekte yüksek karbonhidrat oranı ve dolayısıyla mideyi yavaş terk de söz konusu olsa karbonhidrat ve elektrolit içeren sıvıların kana sade sudan daha hızlı karıştıklarıdır. Bu nokta sporcu açısından bir taraftan kaybettiği sıvıyı yerine koyma, diğer taraftan enerji kaynağı olarak karbonhidrat alması gerektiği için çok önemli.

Günlük spor ortamında bir spor içeceğini denemenin en önemli yöntemi içeceğin performansa olan etkisini ölçmektir. Bu konuda da bileşimleri akıllıca hazırlanmış spor içeceklerinin fiziksel performansı yüksek seviyede sabit tutmayı başardıklarını kanıtlayan pek çok araştırma var.

“İdeal“ spor içeceği henüz üretilmedi. Ancak aşağıdaki çizelgede ter, vücut tarafından emilme oranları ve içeceklerde tavsiye edilen miktarlar olarak elektrolitler var. Bütün veriler mg/l cinsinden.



Kısaca sonuç sade su ve bir takım başka içeceklerin yüksek sıvı kaybı durumunda alınımları performansı olumlu etkileyebilecekleri, ancak dengeli bir bileşime sahip ve fizyolojik kıstaslar doğrultusunda hazırlanmış spor içeceklerinin spor esnasındaki sıvı ve enerji kaybına verilecek en mâkul karşılık olduğudur. Bu nokta sadede profesyonel sporcu için değil, hobi seviyesinde sporla uğraşanlar için de geçerlidir.


Kaynak: Dr. Kurt A. Moosburger, Maughan, Leiper and Brouns, 1994
http://www.mtbtr.com/gezi_yayin/yayin.asp?kayitno=867



birşey sorabılırkıyım. ben 3 ayda 30 kg verdım diyet ve fıtness le sporsalonundaki spor hocam eşliğimde. çok istiyordum ve başardım.. şimdi 15 gundur ağırlık çalışmaya basladım. formumu korumak istiyorum yedıklerıme dıkkat edip aynı şekilde devam etmemmi gerekiyor. kan ölcümü falan yaptırdım gayet ıyıyım. kendımıde çok iyi issedıorum tek amacım vucudumu sıklaştırıp guzel bır vucut yapabılmek. bana tavsıyelerınız olabılırmı neler onerırsınız.. tesekkurler..
 
Back
Yukarı