Scott Siegel-Hapisten Gerçekler.

Sa arkadaşlar geçen gün bir vücut geliştirme sitesinde, yazıyı okumustumda. Gerçekten bu yazıdan etkilendim,Özellikle son paragraf tan.Sizinlede paylaşmak istedim.


Scott Siegel bir vücut geliştirmecidir. 2001 senesinde Dünyanın en büyük Amatör vücut geliştirme yarışması olan NPC Amerika müsabakasına Hafifsiklette girdi ve 5. sırada yerini aldı. 2008 senesinde “The Wrestler” isimli sinema filminde Anabolik Steroid ilaçlarını satan satıcı rolünde oynadı. Filmin başrolü Randy Robinson.

Bir yıl sonra Şubat 2009 tarihinde, Anabolik Steroid ilaçlarını satmaktan yakalandı ve tutuklandı. Evine yapılan baskında 1.500 civarında ampül, binlerce tablet ve 100.000 dolar nakit para bulundu. Ne ilginçtir ki, filmde oynadığı satıcı rolündeki olaylar aynen gerçek yaşamında da yaşandı. 1999 ile 2003 yılları arasında da yine anabolik steroid ilaçlarını satmaktan hapis yatmıştı.

Scott Siegel, hapishane hayatında iken uyguladığı ilaç kürlerini ve hapisdeki idman durumunu anlatıyor. Hapisten yazdığı bu mektubu www.rxmuscle.com sitesine ulaştırdı ve yayınlattı.

“Yakalanma zamanına kadar sıkı bir kür içerisindeydim. 1800mg Testosteron ve 400mg Trenbolon ilaçlarını haftalık aldım. Bunun yanına 50mg Dianabol(metandienon) ve 10 IU Büyüme Hormonu ilave ettim. 192cm boy ve 135kg ağırlığındaydım. Sanırım hakkımda iri yarı hayvan denileceğini düşünüyorum. Eminim ki herkes, kürlerden sonra bir mola verileceğini bilir. Tutuklandığım gün zoraki kürümü bırakmak zorunda kaldım. Bir hafta boyunca makarna çorbasından sonra(dışarıda 5 cent olan bir şey burada 50 cent-kazıklayıcı!) burun kanaması geçirdim. Ben temiz yiyecekler yemeğe alışmıştım. Çorbadaki yüksek oranda tuz(sodyum) benim tansiyonumu artırdı.

Burun kanaması sıradan bir kanama değildi. Meksika’dan akan yağ lekesi gibiydi. Kanamanın durmasını engelleyemedim. Görevli, beni hasta odasına götürdü. Burnuma bir plastik tıpa ve bez tıktı. Sizde takdir edersiniz ki bu doğru bir davranış değil. Daha sonra hastaneden hemşire geldi ve burnumdakini çıkardı. Yerine düzgün tampon taktı ve Allah’tan kanama durdu. Bu durumdan sonra çorba içmeyi bıraktım. Anladım ki, hapishanede yiyecek konusunda dikkat etmem gerekiyor.

Westchester Country hapishanesinde ağırlıklar bulunmuyor. Sahip olduğumuz tek şey size gönderdiğim resimde yer alan çizimler(bu çizimler ikinci bölümde yayınlanacak). İlk başta biraz idman yaptım fakat bu devam etmedi. Vücudumda enerji yoktu ve idman yapamıyordum. Bütün gün uyumaktan başka bir şey yapmadım. Fazla yemek yemiyordum. Günde bir veya iki öğün. Depresyondaydım ve idman yapacak motivasyonum yoktu ve iştahımda bulunmuyordu. Galiba bu durum çevre değişikliğinden kaynaklanıyordu. Testosteron seviyem 59 çıktı(benim yaşımdaki normal bir erkeğin testosteron seviyesi 250-1000 arasıdır). Vücut ağırlığım 115kilogram’a düştü. Kendimi boktan hissediyordum. Testosteron düşüşü ve depresyonlu günler yaşadığım olumsuzluklardan bazıları. Ben 14 yaşında idmanlara start aldım.15 yaşında kas inşa etmeye başladım. Tutuklandığım güne kadar idmanlarımı hiç bırakmamıştım. Spor salonunu hiç terk etmedim. Terk ettiğim zaman kendimi kötü hissediyordum. Şimdi ise Salon yok ve ilaç yok. Ben sadece vücudum ve ruhumun hapishanede nasıl yaşadığını görüyorum. Kendimi iyi hissedene kadar tam bir yılım geçti. Benim, iyi ve kötü günlerim oldu-depresyon bazen geliyor bazen gidiyor ama bu hapishane yaşamında normal bir durum.
Enerji seviyem olması gerektiği yerde değil ama ben yardımcı olacak bir yol buldum. Biz burada kahve satın alabiliyoruz. Yani bir kaşık kahve alıyorum ve dilimin altına koyuyorum. Tadı boktan ama idmanlarımda bana yardım ediyor. Testosteron seviyem 129’a çıktı ama yinede az. Fakat ben bununla barışık olmalıyım. Her iki buçuk saatte bir yemek yemeğe başladım. Bütün yediklerim pilav ve tonbalığı. Haftada iki kere sipariş verebiliyoruz. Bunun için 75 dolar ödeniyor. Bu tamamıyla soygunculuk. Tonbalığını biz 2,50 Dolara alıyoruz(normalde 99 cent). 20 tane balık aldığımda 50 dolar ödüyorum. Ben her gün 6 kutu ton balığı tüketiyorum ve bu bir haftada 43 kutu ton balığı demek. Gördüğünüz gibi burada proteine ulaşmak kolay olmuyor.

Bir yemeklik tavuğu 4.50 dolara satıyorlar(dışarıda 99 cent… delice değil mi?). Bazı hapishanelerde dışarıdan 7kilogram yemek getirme hakkına sahipsin. Burada değil. Dışarıdan hiçbir şey getirtemezsin. Hiçbir protein içeceği, gıdası, tonbalık ve pilav. Ben şimdi 127kilogram geliyorum. Eskisi gibi sert ve vasküler değilim ama istediğim hacme ulaştım. Beni derinden etkileyen hayalet gibi bembeyaz olmamdır. Ben esmer teni seviyorum. Dışarıda solarium’a giderdim. Burada ufak kafes içerisindeyim. Bahçede bir kafes var ve üzerinde çatısı. Ancak içeriğe hava giriyor ve güneş girmiyor. Kelimenin tam anlamıyla “beyaz adam” oldum. Derler ki, düşündüklerini de yaşayabilirsin. Dışarıda en iyi salona gidiyordum, burada “Con-Fitness” ‘teyim. Dışarıda biftek yemeğe ve protein içmeye gidiyordum, burada sadece ton balığı ve pilav. Ben koyu tene sahip olmak için Solarium stüdyolarına giderdim, burada şişmiş bir casper görüntüsüyle barışık yaşıyorum. Kahretsin; böyle yaşam işte. Ben sadece gerçekleri gösteriyorum; şikayet etmiyorum.

Vücut geliştirme de en çok özlediklerimden birisi de ilaçlar. Hadi şimdi gerçekçi olalım…ismini saymak istemediğim bazı web siteleri ve vücutgeliştirme dergileri gibi değil. Vücutgeliştirmeci olarak ben ağırlıkları seviyorum. Steroid düşmanı olan insanların kendine güvenememe gibi sözleri beni hasta ediyor. Doğal vücut çalışması yanlış değil ama onlar bile bir ay sonra elde ettikleri başarılarla mutlu olmaya çalışıyorlar ve her ay bir hüküm vermek zorunda kalıyorlar. En sevdikleri Supplement(gıda takviyesi) şirketleri de geri çekiliyor. Pekala, bu nerede son bulacak? Belki dünyada biraz fazla insan ayağa kalkacak ve Steroidlerin pozitif yönlerinden bahsettiği zaman anlaşılacak. Belki kamu görevlileri ve hükümet başka bir çareler bulur.
Hiçbir çocuğun, herhangi bir ilaç almaması gerektiğini düşünüyorum. Fakat yaşlanıldığında kendini tartarak nelerin lazım olduğunu araştırabilirsin. Bunun için zaten Botox, burun ameliyatı, göğüs implantantı ve hatta popo’ya silikon yerleştirme var. Bu gibi operasyonlar, insanların kendilerini daha iyi hissetme ve görmelerini sağlıyor. Benim için de Steroidler aynı şey. Benim bunları kullandığımı, iyi hissettiğimi ve sevdiğimi söylememde hiçbir sakıncası yok. Marihuana uzun yıllar illegal bir ilaçtı. Şimdi ise bazı bölgelerde Tıbbî tedavi amaçlı serbest bırakıldı. Steroid ve büyüme hormonların hem dış hemde iç psikolojik yönlere faydalı olduğuna dair bilimsel araştırma yapmaya da ihtiyaç yok. Ben 20 yıldır steroid kullandım. Bildiğim kadarıyla tek ciddi problemim düşük bir testosteron seviyesine sahip olmamdı. Fakat doğru düzgün kürü bitirdiğimde bu sorun kalkıyordu. Karaciğer ve böbreklerim mükemmel. Ben insanlara Steroid almalarını veya almamalarını söylemiyorum. Ben kendi tecrübelerimi paylaşıyorum. Medyanın, steroidlerini kötülemesini seyretmeye hiç tahammülüm yok. Medya, kendi gerçeklerini ortaya dökmek için çok zırvalıyor. Bu artık son bulmalı ve iyi ile kötü her türlü gerçekler gösterilmelidir. Bırakın da insanlar kendi fikirlerini söylesin. Bakın o zaman göreceksiniz ki, olumlu ve olumsuz terazide boy ölçüşecek ve steroidlerle büyüme hormonların piyasada bir yeri olacak.

Bir dahaki yazımda sizlere çılgın idman programımızı anlatacağım. Eminim ki şaşkına döneceksiniz.

Yazan: Scott Siegel
http://a.imageshack.us/img819/5636/scottsiegelhapishane.jpg

Yazı ve başlık siteden alıntıdır.

 

Aramiss,bir sonraki bölümüde çevirecekmisin ,
antreman programını merak ettim Scott Siegel'in ,
hapishanede ne gibi bir program uygulayabilir acaba ,
gerçektende vucüt geliştirmeye tapan birisiymiş

 

çooooook güzel. teşekkür ederim.
diğer bölümünü çevirirsen minnetar kalırız.

 

http://www.vucut-bilim.com/haberler/diger/196-scott-siegel-hapisten-gercekler-2-.html

- işaretini kaldrıp girin okursunuz yazı alıntı zaten arkadaş cevirdim dememiş ki nerden çıktı cevir falan

 

Ben öyle bir ibare görmedim ama arkadaş çevirdin deyince galeyana geldim

 

2.yi de da okudum çok güzel devamı var mı?

 

yanlız antremanı gerçekten gördüğüm en ilginç antreman...
yoktan var etmiş adam...

 

Son kısımlara ben de katılmıyorum hele marihuana ve medyanın steroidleri kötülemesini eleştirdiği kısımlarda söyledikleri adamın ciddi problemleri olduğunu kanıtlamaya yetiyor, ne yani medya steroidleri mi övsün? Tıbbi olarak kullanılmaya başlandı diye marihuana serbest mi bırakılsın? Binlerce zararlarını bir kenara bırakıp pozitif yanlarından bahsetmemizin manası ne? Bunları yazmasındaki amaç art niyet değilse ne?

Sonsuza kadar gelişecek değiliz gelişim bir müddet sonra duruyor salak gibi çalışacağınıza cesaret edip steroid basın, steroid kullananları da eleştirmeyin, iyi taraflarına bakın demeye çalışmış kendince...

Steroid satıcısından da böyle bir yazı beklenir zaten.