ne kadar erkeksınız.?..

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve NİKE tarafından 28 Aralık 2007 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 10 üye.
  1. NİKE
    Offline

    NİKE Üye

    Katılım:
    18 Mayıs 2006
    Mesajlar:
    904
    Beğenileri:
    1.586
    Ödül Puanları:
    103
    Meslek:
    MÜHENDİS
    lizbonda duzenlenen 10.avrupa cinsel tıp bırlıgı kongresı, .erkeklerın karsı karsıya oldugu buyuk bır tehlıkeye mercek tuttu.testesteron hormonundakı dusus.

    testesteron yas ılerledıkce azalır.
    aslında saglıklı bır erkekte testesteron salgısı yasamın degısık doemlerınde farklıdır.örnegın ergenlık donemınde testesteron duzeylerı tahmın edebılecegımız gıbı tavan yapar.bu yuzden bu yaslarda vucutta yuksek lıbıdo ve asırı fızıksel guc mevcuttur.30 yasından sonra testesteron uretımınde yavas ve sureklı bır azalma olur.ilerleyen yaslarla testesteron eksıklıgıne baglı yakınmalar ve hastalıklar gorulmeye baslar.bu azalma derecesı kısıden kısıye degısıklık gosterır.yaslı erkeklerın
    (65 yas ustu)yaklasık %15 ıla 30 u normalın altında testesteron sevıyesıne sahptır.
    pekı testesteron hormonu neden bu kadar onemlıdır.cunku testesteron bızı erkek yapan seydır.bu onemlı hormon bebegın anne karnındakı gelısımının en krıtık anında dogru zamanda dogru oranda salgılanır.ve bebegı cınsıyetını belırler.ergenlık donemındekı artıs ıse erkeklıge gecısı saglar.ayrıca hayatımızın gerı kaaln kısmınıda yıne bu hormon sekıllendırır.kaslarımızın guclulugu kemık yogunlgumuz,cınsel ostegımız,akıl saglıgımız.hatta kendımızı ıyı hıssetmemız bıle ona baglı.
    yuksek testesteron mıktarı kendıne fazla guvenmeyı ve sosyal basarıyla sonuclanıyor.testesteron kendılıgınden yukselerek bızı rekabete hazırlıyor.testesteron galıbıyet duygusu sonundada yukselerek kendıne guvenı tetıklıyor.ve farklı galıbıyetlerın bırbırını takıp etmesıne yardımcı oluyor.bu kazanan etkısı olarak tanımlanıyor.söyleyın hangınız boyle bır hormonun azalmasına goz yumabılırkı.
    ancak ne yazıkkı goz yumuyoruz.bılındıgı kadarıyla turkıyede 40 ıla 70 yas arasında erkelerın %52 sınde cınsel performansta ve ıstekte azalma oldugu ancak doktor basvurusunun azlıgına baglı olarak bu rakamların gercegın oldukca altında kaldıgı tahmı n edılıyor.

    fazla kılolar
    testesteron oranlarındakı bu dususun akla gelen ılk makul acıklaması aslında su gunumuzdekı erkekler artık daha sısman dunya genelındekı arastırmalar 90 lı yılların basında 60 yasındakı bır adamın kılolu sayılabıldıgı .ama 2000lı yılların basında obezıte sınırlarını zorladıgı nı ortaya koyuyor.doktorlar ıse obezıtenın dusuk testesteron ıcın bır kaynak oldgunu soyluyor.kılo alarak kıtle endeksınızı 10 sayı artırırsanız kanınızdakı testesteron oranı nda bır o kadar dusus gorursunuz.sonuc olarak sısman erkekler ıncelere oranla %25 daha az testessterona sahıpler.
    ve talıhsız sonuc
    testesteron eksıklıgındekı en can yakıcı sonuc sertlesme sorunu na yol acması halk arasında ıktıdarsızlık olarak adlandırılan.bu sorunu dunya uzerınde 152 mılyon kısı paylasıyor.ve 2025 yılında bu rakamın 322 mılyonu bulması beklenıyor.40 yasın stundekı erkeklerın yarsınıda fazlasında bu sorunun bulndugu nu ancak malesef %2 lık bır kısmın dogru tedavı edıldıgı bılınıyor.
    gunumuzdekı en guncel tedavı agız yoluyla ılac almaktır.PDE -5 inhıbıtorlerı vardenafıl,sıldenafıl (vıagra)ve tadalafıl (cıalıs ) pıyasada bulunan ılaclardır.bunlar genelde 10 dakıka ıcınde etkı gosyerır.
    testesteron tedavısı
    uzmanlar testesteron eksıklıgının mutlaka orta yas ve sonrası donemde kı erkeklerın rutın kontrollerınde arastırılması gerektıgını vurgulyor.erkekler bu sorunlarını ya saklıyor yada bunu n nedenlerını baska sebeplerde arıyor.bu durum cogu kez testesteron eksıklıgının gozden kacmasına yol acıyor.bu sorun tedavı edılebılır ve duzeltılebılır bır durumdur.bu tedavı sadece cınsel sorunları cozmekle kalmaz yasam kalıtesınıde artırır. tstesteron sevıyeler kan analızlerıyle olculebılmektedır.eger yorgnluk ,bıtkınlık,asırı terleme ,uyku sorunları sınırlılık ,endıse, kas gucsuzlugu, sakal buyumesınde azalma seks ıstegınızde dusus gıbı sorunlarınız varsa bu testı yaptırmanızda fayda vardır.testesteron tedavılerı oldukca genıs.2veya 3 ayda bır kas ıcıne uygulanan uzun etkılı formları oldugu gıbı vucudun cesıtlı yerlerıne surulen testojel kulanımıda mumkun.
    kısa surede etkı eden bu tedavılerın sonucları mucıze gıbı ,Londra nöroendokrınolojı enstıtusunden prof.pıerre marc bouloux 10.avrupa cınsel tıp bırlıgı kongresınde tedavı sonuclarını soyle ozetledı.bu calısmalarda ıyı kolestrolde bır artıs gozlemlendı .calısmalarda total kolestrol 225 tı 1 yıl sonra 215 e dustugu goruldu.çalısmanın basında erkeklrın %16 sında kolestrol cok yuksektı calısma sonnda bu oran % 8 indi.bıldıgını z gıbı kolestrolun azalması damar saglıgı ıcın cok önemlı .testesteron tedavısı ıle bazı bıreylerın kas kıtlesının yaklasık 3 veya 4 kg arttıgı goruldu bunun yanı sıra yag kıtlesı azaldı.yanı vucuttakı yag ve kas kıtlesı ter degıstırıyor ancak toplam kılo degısmıyor.
    yazan ve derleyen :levent erentay
    menshealth dergısınden alınmıstır.

    saygılar

    ( makaledekı ılacların adı reklam olmaması amacı ıle yazılmamıstır.)
     
    Danny Boy, AnkTıp92, SEZER YZL ve diğer 6 kişi bunu beğendi.
  2. FleXoR
    Offline

    FleXoR Özel Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2005
    Mesajlar:
    7.083
    Beğenileri:
    10.235
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Antrenör - Yazar
    Yer:
    Kırklareli & sivas
    Daha önce bir yerde okumuştum dünyada gelecekte erkek kalmayacak diye

    tabi bu yazıyı yazan kişi tıp dünyasının yöntemlerini işe katmadan yazmış

    Gerçi bu duruma dünyanın yaşı dayanırmı oda ayrı bir konu
     
  3. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Bu yazı beni çok düşündürdü. Doğruluğuna dair bir fikrim olmasa da yazılanlar mantıklı geldi. Ben küçüklüğümden beri biraz yağlıydım. Yani hiç bir dönemimde zayıf bir çocuk olmadım. Bizim ailede salaksızlık gibi bir problem yoktur. Yalnız bu bende var. 22Yaşında 5 gün önce girdim. Sadece bıyıklarım çıkıyor. Yalnız cinsel fonksiyon ve vücudun kaslanmasında pek bir problem yaşamadım. Sakal problemimi direkt kilolarıma bağlamam pek mantıklı olmaz. Ama etkisi olabilir diye düşünüyorum bu yazıyı okuduktan sonra. O zaman definasyona girdiğimizde kas kaybı yaşasak bile testeron o dönemde daha fazla salgılanıyor diyebilriiz.
    Elinde farklı bir kaynak var mı? Bu konuda derinlemesine araştırma yapmak istiyorum. Paylaşım için de sağol.
     
  4. matiasdelgado
    Offline

    matiasdelgado Üye

    Katılım:
    13 Ağustos 2008
    Mesajlar:
    63
    Beğenileri:
    40
    Ödül Puanları:
    0
    Sevgili arkadaşım salvodore yukarıda zaten makalenin tamamı var ve üstüne çok fazla mesajda atılmamış sende zaten makalenin geneli için yorum yapmışsın o yüzden demem o ki benim hani koca makaleyi alıntı yapmasaydım ve sadece mesajını yazsaydın görüntü adına çok daha güzel olurdu.Sakın yanlış anlama ukalalık yapmak değil amacım.Ben bir çok foruma üyeyim heryerde böyle şeyler olunca söylüyorum çünkü baktığınızda görüntü adına çok hoş durmuyor öyle.Ha makalenin belli yerinden alıntı yaparsınız onu anlarım o tabiki olucak ama geneli için yorum yaptığımızda alıntı yapmayalım diyorum ben sizcede güzel olmazmı?
     
  5. greenrain
    Offline

    greenrain Üye

    Katılım:
    24 Kasım 2009
    Mesajlar:
    835
    Beğenileri:
    362
    Ödül Puanları:
    73
    dışarıdan testo almak kendi üretimini durdurmaz mı?
     
  6. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    testosteron hormonu illaki yaşla birlikte azalacak. bu kadınlardada boyle. yaş geçtikçe bunda azalma ve dusu y7asanması kacınılmazdır. belli bir yastan sonra nasılki erkeklerde iktidarsızlık dediğimiz sorun yasanıyorsa kadınlardada benzeri isteksizlik olusuyor. bunlar doğanın kanunun arkadaslar. kacınılmaz seyler. burada onemli olan konu bu hormonun body buildinge etkileri. ve body buildingin bu hormona etkileri. inanın ikiside birbirini cok olumlu etkileyen iki kavram diyebiliriz. antrenman sonrasında libido artısı yasanması bunun basit bir orneği neden?? cunku agırlık kaldırma esnasında sarfettiğiğniz guc ve hırs bu hormonuj olusumunu tetikliyor. kaslarınızın yıpranmasıyla zaten vucut bu hormonu tetikliyor ki kasların toparlanma asamalarını gercekleştirmek için. spor bir cok seyin olduğu gibi bunun da ilacı. tabii beslenmeyide hesaba katmak lazım.
     
  7. pilgrim_father
    Offline

    pilgrim_father Üye

    Katılım:
    28 Kasım 2009
    Mesajlar:
    41
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    sanırım bnde testesteron eksikliği var bu belirtilerin hepsi bende var özellikle cinsel isteksizlik ve kas kütlemde azalma 3 senedir bu sporu yapıyorum ama son 1 senedir kas kütlemde düşüş olduğundan yakınıyorum bir çok kez nörolojiye gittim ve sonuçlarda sorun cıkmadı ama testesteron eksikliği hiç aklıma gelmedi hiç bu rahatsızlığı yaşayan arkadaslar varmı aramızda
     
  8. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    Oklohama yaş geçtikçe azalıyor ama vücutta testosteron yapılması için daha fazla kolesterol alınmalı ve daha fazla hayvansal gıda yenmeli.

    Ahmet Aydın Bu yazıyı hücre içi kolesterol kısmında irdelemişti.

    Şayet yüksek yağlı diyetler her yaşta yüksek testosteron üretimi sağlıyor.

    eğer diyetin şeker yükü yüksek ise testosteron üretimi düşebiliyor.

    Diyetin doymuş yağ ve hayvansal gıda yükü yükseldikçe kas üretimide artacaktir testosteron seviyeside artacaktir.

    özellikle dusuk testosteronu oldugunu dusunen kişiler

    günde 4 ila 7 tane yumurta yesin ve diyetin şeker yükünü düşürsün. diyetlerin karbohidrat yükü panik endişe ve korkuyu arttirdiği için testosteron üretimi azalabiliyor.

    işte o zaman yüksek testosteron ortaya çıkacaktir. yani düşük karbohidratlı yüksek yağlı diyetler yüksek testosteron ortaya çıkarıyor.
     
    Son düzenleme: 5 Mart 2011
  9. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    kesinlikle haklısın. ama belli bir kas kutlesini beslemek için çılgınca yağ yenmesinede kersıyım. bu sporda karbonhidratlara muhtacız aslında. ben hepsini dengeli bir şakilde tuketiyorum. yağ , karb, protein hepsi kombine. diyet donemde karbı dusurup yağı arttırıyorum. daha cok kas kazanımı hedefliyorsam karb arttırıp yağı kısıtlıyorum. sonuçta tek tip beslenme olmamalı olamazda buna katılmıyorum. karblar insan hayatından cıkarılşamaz. yağlarda oyle. dengeli bir şekilde hepsinden tuketmeliyiz.

    testosteronu yağlı besinleri tetiklediği bir gerçek. bilhassa yer fıstığı. sabahları tuketildiğinde çok faydalı. ginseng başta olmak uzere zencefil ve havlıcan gibi baharat larında cok tetikleyici olduğu savunuluyor ne kadar doğrudur bilmem. ancak baharatların genel anlamda vucutta enzim uretimini tetiklediği bir gercek. ama bunun hormonlara etkisi ne denli olur bilinmez. olayın boyutu bir cok sefer aslında psikolojiktir. bunlara ekstra olarak bazı meyvelerde (bilhassa tropik) buna etki ediyor. en unlu olarak avokado mango vb...

    birde libido soz konusu olduğunda dikkatle incelenen bir hayvan var. kopekbalığı. butun libido arttırıcı yada afrodizyuak etkili urunler sozkonusu olduğunda bu hayvanın ya kıkırdağını gorursunuz içinde ya karaciğerini yada yağını... testosteron seviyesi yeryuzundeki en yuksek hayvandır. bu hayvanın urunleride tercih ediliyor testo arttırımı için. ancak bu olay birazda genetiktir. donem donem libidoda patlamalar yasanırken donem do0nemde isteksizlik olabilir. arttırmanın en onemli yolu var :

    1. dengeli beslenme ve spor,
    2. hayata olumlu bakmak mutlu bir yaşam,
    3. adrenalini tetikleyen her turlu faaliyet.

    iyi çalışmalar saygılşarımla ...
     
  10. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    saygıdeğer dostum, bende kaslarda glikojen depolanmasına karşı değilim ama yağlar kesildiğinde insanlar doğru dürüst doymuyorlar, testosteron üretimi azaliyor, korku panik endişe ve sıkıntı başlıyor. Beyin sinyallerini veriyor.

    insulin yükünü düşürmek demek hiç karbohidrat almamak değil.

    önce yağ ve proteinlerle doyarsınız karbohidratlarıda 5-6 öğüne bölersiniz ve işlenmiş rafine gıdaları çıkarırsınız hem yüksek testosteronunuz olur hemde enerjik olursunuz.

    Erkek kalmamasının sebebi beslenme tabiki mevzu buydu.
     
    oklahoma bunu beğendi.
  11. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    adrenali ve dolayıosıyla heyecanlanmada testoya bariz katkıda bulıunur. garip bir araştırma ama :D bir cok rontgen meraklısına yapılan arastırmalarda goruluyorki aslında gordukleri goruntuden ziyade yakalanma endişesi , ve gizlilik dugusuyla yukselen adrenalinin libidoyu tetiklediği ortaya cıkıyor. yeni şeyler daima etkilidir. hayatımızın monoton olmamasına ozen gosterirsek bir adım daha yol almış oluruz.
     
  12. greenrain
    Offline

    greenrain Üye

    Katılım:
    24 Kasım 2009
    Mesajlar:
    835
    Beğenileri:
    362
    Ödül Puanları:
    73
    genel hormon mekanizmasında mekanik bir sorun olmadığı sürece sorun tamamen psikoljik, karakteristiktir. ve çoğunlukla da böyledir.yaşam tarzı karakter özelli,kleri belirleyicidir.sapığında,psikopatında yüksektir. ama daha bu konu çözülememiştir. neden yükselir neden düşer. neden düşüktür neden yüksektir. her şey alıgalrla beynin tepkileriyle oluşur. endokrin sistem direk ruh halinden etkilenir. tabi dediğim gibi mekanik bir sorun yoksa. düşük testo tedavisinde önce detyaylı araşştırmadan sonra mekanik sorun olmadığına kaanaat getirilirse o zaman başka yollar düşünülür. hemen dışardan hormon takviye edelim zihniyeti boştur.
     
  13. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    kesinlikle doğru. çoğu placebo etkili ilaçların sorunu cozdugu dusunulurse birde. yani tamamen demeyelim ama buyuk bir cogunluğu psikolojiktir.
     
  14. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    Doğada yaşayan bütün canlıların bedenleri genellikle aynı prensiple çalışmakta.

    Dolayısıyla etle beslenen ve vücutlarının büyük bir bölümü protein(insan bedeni yüzde98 protein yapısında) yapılı canlıların beyin yapıları birbirine benziyor.

    Ancak insan bedeni otla ve meyve ilede de beslenebiliyor bunun sebebinin uzun kuraklık dönemlerinde insanlar hareketsiz kalmışlar kuraklıgın bitmesini beklemişler ve etten ve yağdan fakir diyetler uygulamak zorunda kalmışlardır. Dolayısıyla ortaya depresyon çıkmıştır. Kısacası diyetlerinden yağı kesen insanların daha durgun ve çeşitli sorunlarla baş etmekte oldukça zorlandıkları görülüyor. Bir çok insan basit bir işi yaparken bile küfür ediyor söyleniyor. özellikle erkek baskın toplumlarda bu yüzden kadınlarda oldukça çile çekiyorlar. Kendine güven duymayan erkekler bağarıp çağararak konuşmaktalar ve yaşadıkları depresyonun farkında bile değiller.

    Özellikle bir profesör gunumuz insanlarını kanaryalara benzetiyor. insanlar şekerlere ve tahıllara o kadar bağımlı hale geldilerki insanların kanaryalardan farklarının kalmadığını söylüyor.

    Tahılların hayatımıza girişi tam olarak 10.000 yıllık bir süreç.

    Şimdi çeşitli kabileleri inceliyoruz ve bunlar aynı milyonlarca yıllık süreçte beslenme şekilleri tıpkı tahılların modern insan yaşamına girmeden önceki hali gibi.

    Klasik insan beslenmesi et meyve yağ ve sebzeler üzerine kurulmuş olmalıdır.

    ancak gunumuz insanları böyle yapmıyor.

    işte bu yüzden erkeklik hormonu (testosteron) etkinliğini yitiriyor. Tahılların baskın olduğu toplumlarda şiddet eylemleri artiyor, erkeklerde çaresizlik ve kendine güvensizlik artiyor. Başarılı olamayacağım hissi ortaya çıkıyor.

    çevremize baktıgımızda bir sürü insanın bağara çağara konuştuğunu görüyoruz.

    burası bir vg sitesi insanlar yağlara korkuyla bakıyorlar.

    ancak yağlarla beslenen kişilerin sağlıkları cidden mükemmel oluyor. Testosteron seviyeleri oldukça yükseliyor. Hiç bir kronik hastalık ortaya çıkmıyor.

    yani sorun erkeğin kalmamasında değil sorun insanoğlunun alışıla gelmiş beslenme düzenini bozmasından kaynaklanmakta.

    yağ asitleri olmadığı zaman beyin doğru duzgun çalışmıyor. ortaya depresyon çıkıyor.

    şekerler çikolatalar bisküviler rafine tahıl ürünleri erkeklerin savaşma gücünü azaltiyorlar vücuttaki stresi en üst düzeye çıkarıyorlar ve dolayısıyla hasta ruhlu erkekler ortaya çıkıyor.

    nutrition and psychal degeneretion isimli eser nedense hiç kimse tarafından ciddi bir şekilde incelenmiyor.

    ortaçağdan 1950- 1970 lere kadar olan süreçte depresyonun d si bile anılmıyordu.

    ancak gelin görünkü şu an muayenehaneler depresyon hastaları ile dolu durumda.

    bu bir rastlantımı erkeklerin gucunun azalması ve özelliklerinin kaybolması bir rastlantı olabilirmi.

    bilakis. Erkeklerin gücünün ve etkinliğinin azalmasının sebebi kısacası hasta ruhlu insanların çoğalmasındaki sebeb hatalı beslenme alışkanlıklarıdır.

    akıl hastası ve epilepsi hastası insanları yağ ve proteinle besliyorlar. Bunun sonucunda bu insanların sağlıkları süratle düzeliyor.

    TipII diyabet hastalarını yağ ve proteinle besliyorlar metabolik sendromları sona eriyor ve insulin resistansları inanılmaz oranda yükseliyor.

    Tip1 diyabette bile işe yarıyor. Cok yüksek olan insulin dozajları cok düşük unitelere düşüyor. hatta insulini bırakanlar dahi var.

    Dikkat eksikliği olan cocuklarda işe yarıyormu, evet işe yarıyor.

    anti depresan kullanan sayısız kadında işe yarıyormu evet işe yarıyor sağlıkları düzeliyor. depresyondan kurtuluyorlar.
     
    Son düzenleme: 12 Mart 2011
  15. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    beslenme cok cok onemli. ama direkman beslenmeye bağlayamazsın. bu işin sosyo-ekonomik boyutuda var. yani bu işide direk karbonhidrata bağlama. olay aslında cok derin bir boyutta. yani kişinin durumunu beslenme alışkanlıkları ve spor tabiiki duzeltme yapacaktır. ama bu işin %70 i psikolojik durumla doğrudan alakalı diyebilirim.
     
  16. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    Dejenerasyonun başlıca sebebi yaşam şartları ve çevresel etmenler zaten.

    sosyo - ekonomik boyutu zaten ülkemizin berbat olduğu için insanlar sağlıklı beslenemiyorlar.

    ülkemizde ve ülkemize benzeyen ülkelerde miyokard enfarktüs ruh sağlığı bozuklukları ve kronik hastalıklar oldukça yüksek. ilerlemiş tıp bile bunlara çare bulamıyor.

    oysa ülkemize hiç benzemeyen ve akdeniz ülkeleri içinde yoğun doymuş yağ tüketimi yapan fransada durum böyle değil.

    Fransada hem et ve yağ oranı çok yüksek hemde alkol tüketimi oldukça yüksek genellikle kırmızı ve beyaz şarap tüketiliyor. Ancak erkeklerin kendine olan guveni hem yüksek, hem ruh hastalıkları görülme olasılığı düşük hemde gayet sağlıklılar.

    öyleki yapılan bütün araştırmalarda fransada miyokard enfarktüs görülme oranları diğer akdeniz ülkelerine oranla oldukça düşük çıkıyor.

    özellikle kuzeyde balık tüketimi çok yoğun.

    bunu ben söylemiyorum bunu istatistikler söylüyor.

    Ayrıca sedanter toplumlarda insanlar genellikle müsabakaları izlemeyi tercih ediyor. Genellikle basit işleri yaparken bile zorlandıkları görülüyor.

    Sedanter insanların Spor dedikleri şey biraz yürümek yada bilemedin yavas adımlarla koşmak(jogging) buna bir çok sedanter insan spor diyor.

    Oysa spor farklı birşey. Spor sağlık ve performans oyunlarıdır.

    Sedanter insanlar egzersizde yapamıyorlar. Üşeniyorlar. Korku panik endişe içinde yaşıyorlar. Sürekli paranoya halindeler. Dikkatleri dağanık.

    erkeklerin azalmasındaki en büyük sorunu alkol tüketimi, sigara tüketimi, unlu ve şekerli gıdaları aşırı tüketmek, etten ve yağdan fakir bir beslenme şeklinde özetleyebiliriz.

    benim diyen bir erkeğin yaşama şeklini ve beslenmesini değiştirmesi gücünü ve kuvvetinide arttiriyor.
     
    Son düzenleme: 13 Mart 2011
    magicbaris ve oklahoma bunu beğendi.
  17. D.Wolf
    Offline

    D.Wolf Üye

    Katılım:
    19 Ocak 2008
    Mesajlar:
    1.305
    Beğenileri:
    2.200
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    istanbul
    Coyote, yazilarinda yag-protein onemini vurgulamaya calisiyorsun, ama karbonhidratlari bir kenara atarken karbonhidratlarin sadece unlu ve sekerli gidalardan alinabilmedigini de yazabilirsin sanirim. Karbonhidratlar cok yonludur ve karbonhidrati keserek vucuttan enerjiyi de kesersin ve yuksek tempolu antrenmanlara ayak uyduramazsin.

    Vucut gercek bir antrenmanda once karbonhidratlari kullanir, dolayisiyla yeteri miktarda vucuda alinmis karbonhidrat metabolizmaya yon verecek ve efor duzeyi yukselecegi icin, kaslara daha cok oksijen tasinmasi meydana gelir ve vucut enerji barindirdigi icin enerji harcamayi da iyi bir kas gelisimini saglamak icin devam ettirebilecektir.

    Unutulmamali ki, karbo yagdan once kullanilir antrenman esnasinda. Yaglarin enerji olarak kullaniminin devreye girmesi icin cok daha uzun tempo ve biraz daha dusuk yogunluklu antrenmanlarda devreye girmeye baslar. Yaglardan ziyade her zaman ilk verimi karbonhidratlardan beklemek gerekir. Aksi takdirde kas gelisimi beklenenin cok cok altinda olacaktir. Dogru sekilde kompleks karbonhidrat alimi gun boyunca devamli olarak alinmalidir vucuda.


    Diyet donemlerinde bile karbonhidrat aliminin dusuk tutuludugu sure uzun olamaz cunku protein- karbonhidrat metabolizmalari eger mukemmel bir uyum icinde calisirlarsa kas gelisimi maksimize olabilir ancak. Dusuk karbo diyetlerinde bile karbo alimi birden degil, yavas yavas azaltilir. Kisacasi, protein-karbo alimi birbirleriyle dogru orantili olmalidir. Birinden az, birinden cok almak birseyleri arti yapmiyor. Saadece belli sureler ve belli hedefler icin karbolarda kisitlamalar yapilir, bu da kisa surelidir.

    Yaglar gerekli kaynaklardir ama protein ve yag alimini en temel alim sekli olarak slogan etmek, 1.enerji kaynagini(KARBONHIDRATLAR) devre disi birakmaktir. Vucut,enerjisinin cok buyuk kisimini karbodan alir ve eger karbo alimini yapmazsaniz geriye yaglardan alinmasi gereken enerjiye ihtiyac duyarsiniz ve 3. enerji kaynagi olan proteine sira gelmesini beklersekte hayati bir tehlike icerisine girmisiz demektir. Dolayisiyla bir antrenman esnasindaki temel enerji kaynaginiz olmadan, bos glikojen depolariyla nasil bir antrenman cikarilabilir onu da dusunmek size kalmis.
     
    Son düzenleme: 21 Mart 2011
    okankut, oklahoma ve Bodysoft bunu beğendi.
  18. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    ben aylardır bu sporda karbonhidratlar olmazsa olmaz diyorum. bu olmadanda çalışılabilir mi ? evet. ama ne kadar verimli gecer kas kazanımı ne kadar olur. bu sporda atpyi yenileyen herşey cok onemlidir. performansın kalitesi buna baglı. bu yuzden karb diyoruz , kreatin diyoruz ... iyi çalışmalar
     

Sayfayı Paylaş