Bölüm-2
Soru: İlaç uzmanı Antrenör olarak, Anabolik Androjenik Steroidlerden ölen kaç insan gördün? Veya Anabolik steroidleri doğru ve yanlış kullanarak, kaç sporcu sağlık sorunu yaşadı?
Antrenör: Vaauv, bu tam bir av sorusuydu. Sen Geraldo Rivera’mısın?
Ben bunun gibi sorulardan nefret ediyorum. Çünkü vücut geliştirme sporunda böyle cehalet ve riyakarca düşünceler tekrar yansıyor. Şöyle düşünmek gerekir: eğer birisi NASCAR koşusunda ölse, o kişi kahraman ilan edildiği gibi uyguladığı spor dalı da ölümsüzleşir. Eğer birisi Vücut geliştirme ödülünü almak için çaba gösterirken ölse, o zaman bu mesele delice ve egoistlik olarak görülür ve “o kişi hak ettiği şeyi aldığını düşünülür”.
Bana bu soruyu sorduğun için cevaplayacağım. Ben kendi açımdan tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim; vücut geliştirme sporcularından ölenlerin çoğunluğu genetik temellere dayanıyor (kalp problemi gibi) ve anabolik steroidlerin uzun kullanımında kan basıncı, kandaki yağ değerleri ve buna benzer önemli markalara önem verilmemesinden kaynaklanıyor.
Sorunun diğer bölümüne geçersek, ben sağlıklarını uzun süre anabolik steroid kullanan insanların tehlikeye attığını görmedim. 10-20 yıl sonra yüksek dozda ilaç kullanan ve diğer birçok farmakolojik ilaçlar kombine eden sporcuların durumları her zaman etkileyici olacak ve bizi takip ettirecek. Benim için kişinin nasıl düşünce oluşturduğu önemlidir.
Soru için tekrar teşekkür ederim Bay Rivera. İtiraf etmeliyim ki, müşterinizin suratına sandalye ile çarpma gibi bu tip klasik klipleri görmeyi hala seviyorum. Birileri gelip bana You tube’un tamamen zaman geçiren boş bir şey olduğundan bahsetsin.
Soru: Antrenör, senin uzmanlık alanına giriyor mu bilmiyorum ama “Kuvvetlilik=Hacimli” kavramı karşısında kıyasla hafif ağırlıklarla çalışma, yüksek volum ve çeşitli açılarla uyarma gibi antrenmanları nasıl görüyorsun?
Ben bunun bireysel sorun olduğunu düşünüyorum ama beni, senin bu konudaki düşüncelerin ilgilendiriyor. Sen ne düşünüyorsun?
Antrenör: Kuvvet antrenmanın, ilerlemiş sporculara oranla yeni başlayanlar için daha önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer temelde sağlam kuvvet inşa edildiyse, kas gelişmesine ulaşmak için bir çok yol bulunur ve yüksek volum( fazla set ve tekrarlar), set arası kısa molalar, setleri devam etmek için çeşitli metotlar( artırmalı setler, değişmeli setler) gibi uygulamalar da artırılabilir.
Ayrıca kuvvet, nörolojik bir meseledir. Eğer Kuvvet’e konsantre olup düşük tekrarlarla çalışılırsa, güçlü olunur ama fazla hacimli olunamaz. Bu konuda vücudumuz akıllıdır. Genetik sınırlara yaklaştığınızda vücudunuzun büyümesi için yeni şeylere ulaşması gerekiyor.
Fazla ağırlık kaldırmak, büyümeyi uyarma adına sadece bir yol, fakat sıkça sakatlığı getirme adına da eşdeğerde bir yoldur. Eğer praktik olarak her yüksek ağırlık kaldıran şampiyon Vücut geliştirmecileri düşünecek olursanız, herhangi bir sakatlıkla kariyerini bitirdiği veya ciddi sakatlıkla kariyerini sonlandırdığı görülür.
Eğer müsabaka kazanma ve podyuma misafir(şov) olarak çıkarak kazanç elde ediyorsanız ama bunun karşısına yırtılan pazu(bizeps), arkakol(trizeps) veya göğüs kasları varsa o zaman çok anlam ifade eden bir durum olduğunu anlarsınız. Eğer siz hafif ve güvenli ağırlıklarla aynı sonuca ulaşabiliyorsanız, neden bunu yapmayasınız ki?
Soru: Peptitlerden GHRP-2/GHRP-6, Sermorelin vb. maddelerin Vücut geliştirme veya kozmetik düzenlemeler sağlama konusunda senin düşüncelerini duymak istiyorum.
Antrenör: Bu kısa soruya, benimde kısa cevap vereceğim bir konu. Ben bu konu üzerinde gereğinden fazla uğraşmadım. Bunun sebebi, gerçek büyüme hormonun(öğrencilerin %99’u kullanıyor) yerine geçememesidir. Neden bunun üzerine düşüneyim ki?
Ben, bunların kullanılmasından dolayı işe yaramayacağını vurgulamıyorum. Yalnız ben kendi terazimi ve sporcularımda kalıcı sonuçlar doğurması için bildiğimi uyguluyorum.
Soru: Ben senin uygulamalarını ve Diyet düzenlemelerinde T3, Klenbuterol, Albuterol ve iştah kapatıcı gibi maddelerin etki düzeyini, nasıl etki ettiğini ve kombinelerde nasıl sonuç verdiğini senden duymak istiyorum.
Antrenör: Vauuv, yine içinde olduğum başka bir soru daha mı?
T3, müsabakaya hazırlıklarda eğer ki ideal bir vücut ısısına ulaşma gibi sorun yoksa ve metabolizma ile oynamada bir endişesi bulunmayanlar haricindekiler için iğrenç bir maddedir. Bu durumlarda faydasından ziyade hasarı daha fazladır.
Klenbuterol meselesinde, müsabık vücut geliştirmecilerin praktikte hepsi kullanır. Müsabakaya hazırlanırken(genelde son 10 ile 12 hafta kala) Klenbuterol maddesini kimileri devre devre kullanır ve bazıları da uzun zamanda müsabaka gününe kadar uzatır. Dozlar bu alanlarda yükselir ve müsabaka sonrası yavaşça dozlar düşürülür.
Devre devre klenbuterol alımlarda (bir çok yöntem bulunur – 2 hafta kullan, 2 hafta kullanma; 1 hafta kullan, 1 hafta kullanma; 3 gün kullan, 3 gün kullanma) suyun atılması geciktirilir ki müsabakaya hazırlıkta bunu sinir edici buluyorum. Bu şekilde alımları gerekli görmüyorum ve sabit dozda uzun kullanımları daha iyi etki ediyor.
İştah kapatıcıya geldiğimizde, en kuru ve en güçlü vücut geliştirmeciler de aşırı acıkırlar ve müsabakaya hazırlıklarında iştah kapatıcılarla yardım görerek acıkma hissini bastırırlar. Ben bu sevilen iştah kapatıcı ilaçların büyük avukatcısı değilim. Yalnız benim sporcularım nikotin sakızını ilgiyle kullanırlar. Bazıları tadını da beğenir.
Kokamin(chocamine) ise bir başka sağlam iştah kapatıcıdır.
Gün sonunda sporcularıma bunun bir diyet olduğunu söylerim. İnsan zaman zaman açlığı, güçsüz olmayı ve büyük oranda bir zaman sınırlanmış gıda seçimi ile burnuna kadar gelmeyi hissedecek. Eğer bir yolda bazı zorlukların çıkması ve onlarla baş etmeyi beceremiyorsanız o zaman apış aranızda birkaç tane yumurta büyütmesini veya Müsabaka şans oyunlarını öneririm. Bu alanda diyete gerek yok ve eğer ki saymasını ve alfabeyi biliyorsanız, o vakit siz bu yarışın içerisindesiniz.
Soru: Antrenör, haftalık 400mg Testosteron gibi düşük dozlu kürde “en kötü yan etki” olarak neler görüyorsun bunu öğrenmek istiyorum. Ve vücut geliştirmeciler yüksek kan basıncı(tansiyon) problemlerini yüksek dozlu kürlerle nasıl baş ediyorlar?
Antrenör: İnanırsınız veya inanmazsınız ama bazı sporcular böyle düşük dozlarda jinekomasti ve çok şikayet edilen kötü akneye sahip oluyor. Bu şikayet konusu durum gerçektende aslında genetik alandan ileri geliyor. Bazıları yüksek dozlar kullanır ve hiçbir problem yaşamaz. Sodyum alımını düşüren ak diken bitkisi ve biraz kardiyo idman da(şu zamanlarda kimse uygulamıyor) deneyebilirsiniz.
Günün sonunda bu olay tamamen şans işidir. Biz bütün ciddi sağlık sorunları yaşamayan bir avuç ilaç kullanan veya kendisini sarhoş eden sporcuları tanıyoruz. Bunun tersi olanlarını da tanıyoruz.
Soru: Hey Antrenör, İnsulin’in gündemdeki tekniklerle kullanımı beni ilgilendiriyor. Örneğin Büyüme Hormonu İle kombine edilmesi, GHRP/GHRH ile kombine edilmesi ve yüksek protein-düşük karbonhidrat diyetleriyle ufak dozlarda kullanımı gibi. Bu tekniklerdeki yeni düşünceleri nasıl görüyorsun? Senin bu konudaki görüşünü özellikle duymak istiyorum.
Antrenör: Bazıları birçok meseleyi vücut geliştirme çevresinde çok karışık hale getiriyor. İnsulin ve Büyüme hormonu birbirinden ayrılmaz ama birçok klavye Guru’ları, saniyelik saat farklarıyla günlük 26 enjeksiyon gibi akıllıca yapıldığı düşünülen karışık doz şemasıyla normal günlük bir enjeksiyon alınmasından çok daha iyi olduğunu düşünüyorlar.
Ben sporcularımda günlük bir veya iki Büyüme Hormonu enjeksiyonunda(önce sabah ve bazen de idman sonrası veya akşam vakti) kalıyorum ve İnsulinler de sabah kahvaltıda bir enjeksiyon ve sonraki zamanlarda diğer enjeksiyonlar. Saniyelik dakikalık saat tutmaya ve EXCEL tabela kurmaya gerek yok.
Bugün çok sevilmesine rağmen ben İnsulin’in idman öncesi yada idman sonrası alınması yönünde iyi bir yandaş değilim. Ben böyle alınması yönünde mecburiyet olduğunu düşünmüyorum ve doz ayarında yada zamanlamada hata yapılırsa büyük tehlikeler doğurabilir.
Ben her zaman istenilen sonucu elde etmek için basit ve güvenilir metotları arıyorum. Sürekli uygulanılan şeyler en etkili metodu ortaya koyduğunu bir bilsen, şaşırırsın. Vücut geliştirme’de kaplumbağalar her zaman Tavşanı geçer. Her zaman!
Diyet zamanında Karbonhidrat yüklemesine kadar İnsulin’den tamamen kaçıyorum ve sadece bazı sporcularımda İnsulin’i kullanırım(çok hızlı metabolizması olanlar). Diyet zamanında Büyüme Hormonu Allah’ın bizlere hediyesidir. Sabit bir doz ile sabah kardiyosundan önce büyüme hormonu alanlar, almayanlara oranla daha fazla yağ yakar.
Belki aradığın Guru cevaplarından birisi olmadığı için üzgünüm. Örneğin “ben 2,6 IU Büyüme Hormonu peptit A567 Pazartesi, Çarşamba, Perşembe ve 5,6 IU İnsulin 9 gram Karbonhidrat hesabına göre gündüz vakitleri kullanıyorum.” Gerçeğini söylemek gerekirse, bu tamamen saf bir öküzlük. Profesyonellerin böyle şeylere ihtiyacı yok ve o halde neden birileri böyle şeylere ihtiyaç duysun?
Soru: Bu zamanlarda bazı Guru ların düşüncelerinde en iyi müsabakaya hazırlık hocalarının uygulattıkları “karbonhidrat savaşı” üzerine bir soru sormak istiyorum. Bir Guru, ketojen diyeti büyük sözlerle savunurken, diğeri ise sporcularına tonlarca karbonhidrat yediriyor ve az kardiyo yaparak yinede zayıf kalıyorlar.
Antrenör: Ben diğer Müsabakaya hazırlayan hocalar hakkında fazla bir şey söyleyemem. Birçok sporcu bu meseleyi olduğundan daha çok, açıkça fazla siyah ve beyaz yapıyor.
Diyet esnasında sporcularımın bir bölümüne Karbonhidrat veriyorum, eğer vaziyet iyi gidiyorsa, bu durumda karbonhidratlardan korkup terk etmeme gerek kalmıyor. Aslında mesele kişiye ve vaziyete göre şekilleniyor.
Kişi ne yapacağını bilirse, her iki diyet çeşidi de ihtiyaç çantasında yer alır. Ketojen diyeti eklendiğinde, müsabaka öncesi Karbonhidrat yüklemesi yapılması gerekir. Bu yapılmazsa, aşırı düz ve kaslı görülür. Yeterince Karbonhidrat yüklemesi yapmamış bir müsabakacının bir mil geriden gördüğümde tanırım ve bunu gülmesiyle yada eline kupayı almasından dolayı değil.
Her şeye rağmen ketojen diyette yükleme yapılırken az karbonhidrat alınır. Her şey takip edilmeli ve önemli denge ile uyuşmalar bulmalıdır.
Soru: Şu zamanda Müsabakaya hazırlık çevresinde takip ettiğin seni ürküten şeyler nelerdir? Ve en delice olanı nedir?
Antrenör: Böyle soruları seviyorum.
En ürkütücü olan? Çok basit olarak bugünkü zamanda alınan dozlar her zaman fazlaca etkiliyor. İnsulinler günlük 100 IU, Büyüme Hormonu günlük 50 IU, T3 200mcg, Klenbuterol 300mcg, Trenbolon 2000mg haftalık ve Testosteron 5ile 6000mg haftalık. Bütün bu delikanlılar( ve tabiî ki bayanlarda) kendilerinden düşük doz alan rakiplerinden çok daha iyi görülmüyor( ve genelde kötüler).
Bir ara bütün gözler ilk sıraya yerleşmiş sporcuyla kıyaslamalara girildi. Alınan yağ enjeksiyonları hesaplandı. Genetiği unut. Yıllarca yapılan ağır idmanları ve düzgün beslenmeyi unut. Dozları ikiye katla veya üçe katla ve sıradaki Ronnie yada Jay sensin.
Özür dilerim arkadaşlar ama bu mesele böyle gerçekleşmiyor.
Ben bir sürü Profesyonellerle çalıştım ve böylelerine az da olsa rastladım. Kimse kendi sportif genetik potansiyeline inanmak istemiyor ve bu yüzden ilaçlara yöneliyor. Bu en ürkütücü olan şey.
En delice olanı? Ben şunu söyleyebilirim ki, çok fazla tartıya bakıp fakat yeterince kondisyonel gelişmelerine bakmamalarıdır. Bunlar daha çok amatör çevrede gerçekleşiyor fakat profesyonelde de sıkça görüyoruz – özellikle yeni profesyonel sporcular “büyük sporculara dayanabilmek için” tonlarca ağırlık inşa etmek zorunda kaldıklarını düşünüyorlar.
Kazandıkları Profesyonel lisans formu dışında çok hızlı sıkı definasyon kayıp ediyorlar ve hızlıca “listeye giremedi” bölümüne düşüyorlar.
Ben vücut ağırlığına dikkat ediyorum ama kişinin nasıl görüldüğü çok daha önemlidir. Hiçbir müsabaka hakemi, sporcunun vücut ağırlığını sormayacaktır( sadece hangi siklette yarıştığını öğrenmek için sorar). Eğer formda iseniz(ve ben gerçek şampiyon formu kast ediyorum yoksa “Lanet olsun, ben Fitness salonunda köşede ışıklı alanda yukarıdan çok daha iyi şişkin görüyordum” şeklinde düşünenler değil), o zaman podyumda çok daha fazla hacimli görülürsünüz.
Tartı, bir diyetin iyi gittiğinin etkisini gösteren bir cihazdır ama yalnız başına çok az şey söyler. Temelde kaç tane gıda geçimini sağlayan vücut geliştirmeciler var ki, bu illüzyona kapılıp kurban oluyorlar.
Kaynak: Vucutbilim com