Kum Torbasının Zararları ??

Konusu 'Sağlık & Sakatlanma' forumundadır ve emre_06923 tarafından 15 Ağustos 2007 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 5 üye.
  1. emre_06923
    Offline

    emre_06923 Üye

    Katılım:
    2 Eylül 2006
    Mesajlar:
    2
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    11
    Ben yeni başladım kickbox yapıyorum. Kum torbasında biraz tekme çalıştım çıplak ayakla . ayağım üstü ve bileğimin üstü kızardı ayağımı oynatınca az bir yanma oluyor . Daha önce bu sporlarla ilgilenmiş olan bir arkadaşım kum torbasında çalışa çalışa oradaki sinirlerin öldüğünü ve yaşlandığım zaman parkinson gibi sinir hastalıklarına yakalanma riskimin arttığını söledi. ben bunun doğruluk payını merak ettim.

    Kickbox yaparken ya da kum torbasında çalışırken bu gibi durumlarıla karşılaşmamak için ne yapabilirm ?? Tskler ..
     
  2. sehzadecelik
    Offline

    sehzadecelik Üye

    Katılım:
    9 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    482
    Beğenileri:
    142
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Heryer
    ben body den önce 3 tane farklı dövüş sporu yaptım.taekwondo da kum torbası resmen hayatımın bir parçası olmuştu.evet ilk baslarda ayağının acıması çok normal bu hem ordaki derinin yumusaklığından daha doğrusu önceleri hiç çalışmamasından ve senin tekme atarken doğru açıyı yakalamamandan kaynaklanır.bunun dısında parkinson gibi hiç alakasız veya herhangi rahatsızlığı yakalanman bence mümkündeğil.aksine tekme atarken ayağın yukarı kalkıyo buda ordaki kanın değişmesini ve yenilenmesini sağlar buda iyi bişey.ayrıca sunlara bir göz at.

    Parkinson hastalığı

    Vikipedi, özgür ansiklopedi

    (Parkinson sayfasından yönlendirildi)
    Git ve: kullan, ara
    Parkinson hastalığı, beynin alt kısımlarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığı. Genellikle orta yaş hastalığıdır. Adını hastalığı ilk defa 1917'de titremeli felç olarak tarifleyen James Parkinson'dan almıştır. Binde bir sıklıkla görülen, müzmin, ilerleyici, tedavisiz iyileşmeyen bir hastalıktır.
    Temel bozukluk, koordineli hareketleri düzenleyen beyin bölümlerindendir. Bu bozukluğu yapan sebep tam bilinmiyorsa idyopotik Parkinson hastalığı, sebebin belli olduğu durumlarda ise Parkinsonien sendromlar adı verilir. Bunlar:
    • Geçirilmiş beyin enfeksiyonları,
    • Bazı ilaçlar,
    • Arteioskleroz,
    • Ailevi sebepler,
    • Travma,
    • Zehirlenmeler,
    • Tümörler,
    • Kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi
    gibi durumlardır.
    Hastalığın temel belirtileri titreme, sertlik ve hareketlerin yavaşlamasıdır. Titreme ilk ortaya çıkanı olup, genellikle başlangıçta tek eldedir. Zamanla aynı taraf bacağa ve karşı ele geçebilir. Sıklıkla hastalıktan vücudun bir yarısı baskın olarak etkilenir. Titreme dinlenirken olup, uyurken kaybolur; sinirlilik ve yorgunluk titremeyi arttırır. Sertlik veya katılık boyun kaslarından başlar ve başın gövdeden önde tutulmasına sebep olur. Bel kemiği de etkilenip bel hafif öne eğilir, diz kalça ve kol eklemleri bükük hal alır. Hasta, küçük hızlı adımlarla sendeleyerek yürür, hantallaşır, saatlerce oturur. Yazıya büyük başlar, harfler gittikçe küçülür ve yazının okunması güçleşir. Monoton bir konuşması vardır. Kasların tonusu arttığı için (sertleştikleri için) bükülü kolun açılmaya çalışılması sırasında dişli çark hareket ettiriliyormuş hissi alınır. Yüz adale faaliyetleri (mimik ve jestler) silinir, donuk, anlamsız çehre (maske yüzü) vardır. Hareketlere başlamakta güçlük çeker, cildi yağlanır ve %40 hastada bunama görülür. Kelimelerin son hecesini tekrar eder. Gözünü kırpmaması söylenip, burun köküne vurulunca kırpma hareketini kontrol edemez. Gözlerin yukarıya doğru dakikalar hatta saatlerce kayması da, hastayı çok rahatsız eden bir durumdur.
    Tedavi üç grupta planlanabilir:
    • Birincisi, hastayı, faydalı aktiviteler ve zihni faaliyetlerle içe kapanık ve cemiyetten ayrı olmaktan korumaktır.
    • İkincisi, cerrahi tedavi olup, hastanın ızdırabını azaltmak için kullanılmıştır ve hasta bölgenin, elektrik veya alkolle tahribinden ibarettir. Cerrahi tedavyle titreme genellikle düzelir, ancak katılık ve hareketlerde gözle görülür bir iyileşme olmaz.
    • Üçüncü ve bugün Parkinson hastalığı'nın esas tedavisi olarak ele alınan tedavi ilaçla tedavidir. Beyinde sinir hücrelerinin uyarılabilme özelliğini arttıran asetilkolinle bunun aksini yapan dopamin arasında belli bir denge vardır. Parkinsonda bu denge asetilkolin lehine bozulmuş olup, tedavide dopamin açığının yerine konması gerekmektedir. Sentetik dopamin kan ile beyin arasındaki bariyeri aşamamaktadır. Bu problem kan-beyin engelini aştıktan sonra dopamine dönüşen, L-Dopa'nın bulunması ile çözümlenmiştir. Tedavide L-Dopa belirtilerin kaybolduğu doza kadar tedricen arttırılarak verilir. Bundan başka bir virüs ilacı olan amantadin, dopamin gibi etki gösteren bromocriptine de L-Dopa'ya yardımcı olarak tedaviye katılabilmektedir. Halen beyin doku nakli çalışmaları da devam etmektedir. Burada esas; beyin nakli olmayıp, yeni ölen ceninden dopamin yapan küçük bir bölüm, hasta beyne nakledilmektedir.
    PARKİNSON HASTALIĞININ OLUŞMA NEDENİ

    Parkinson hastalığı, üst beyin sapı bölgesinde yer alan substansiya nigra hücrelerinin azalmasından ileri gelir. Bu hücreler “dopamin” denilen bir madde yapar, depolar ve bunu kimyasal iletici olarak beynin derinliğindeki “striyatum” denilen yapının sinir hücreleriyle kurulan bağlantıda kullanır. Substansiya nigra hücreleri hasara uğrarsa dopamin yapıp depolayamazlar ve sonuç olarak striyatumda dopamin eksilir. Bu hücre hasarı % 80 gibi ciddi boyutta olduğunda Parkinson hastalığı belirtileri ortaya çıkmaya başlar.
    Bu hücrelerin hasara uğramalarının nedeni bugün için hala bilinmemektedir. Bunun rasgele bir durum olmadığı ve damar sertliği, zayıf kan dolaşımı, iltihabi ya da mikrobik kökenli değişikliklerden ileri gelmediği açıkça bellidir. Henüz keşfedilmemiş bazı maddelerin eksikliğinin ya da bilinmeyen bir toksinin bu hücre hasarından sorumlu olabileceği ileri sürülmüştür. 1982 yılında Kaliforniya’da sentetik eroin kullanan gençlerde Parkinson hastalığı belirtilerinin ortaya çıktığı gözlendikten sonra eroindeki zararlı maddenin “1-metil, 4-fenil, 1,2,3,6-tetrahidropiridin (MPTP)” yapısında olduğu ve bunun beyinde dopamin hücrelerini öldürdüğü kesin olarak anlaşılmıştır. Bu gözleme dayanarak kimyasal yapısı MPTP’ye benzeyen bazı maddelerin çevrede ya da bazı gıdalarda bulunabileceği ve hastalıktan sorumlu olabileceği görüşü doğmuştur. Konuyla ilgili yoğun araştırmaların sürdürülmesine karşın, bugün için kesin kanıtlar henüz yoktur.
    Nadir de olsa ailevi Parkinson hastalığı tanımlanmıştır. Moleküler genetik alanındaki yeni gelişmeler sonucunda, Parkinson hastalığına yol açan, başta baskın özellikte kalıtsal geçiş gösteren "sinüklein" genindeki mütasyon olmak üzere, baskın ya da çekinik (yani her nesilde görülmeyen) özellikte kalıtsal geçiş gösteren bugün için 11 tane birbirinden farklı "parkin" geninde mutasyon (kalıtsal bilgide değişiklik) saptanmıştır. Kalıtsal özellikteki Parkinson hastalığı daha çok genç yaşlarda başlar ve tüm Parkinson hastalarının yaklaşık % 5’ini oluşturur.
    Karı-kocanın her ikisinde de Parkinson hastalığının % 2’den daha az sıklıkta görülmesi hastalığın bulaşıcı olmadığının göstergesidir. Eşlerin aynı çevreyi, aynı beslenme şeklini, hastalık ortaya çıkmadan yıllar önce paylaşmakta olmaları beslenmeye ait unsurların da hastalığa neden olmadığına işaret eder.
    Günümüzde idiyopatik Parkinson hastalığının, genetik yatkınlık ve çevreden gelen etkiler sonucu ortaya çıkan ve birden çok faktöre bağlı olduğu bir hastalık olduğu kabul edilmektedir.

    KAYNAK:http://tr.wikipedia.org/wiki/Parkinson
    www.parkinsondernegi.org
     
    Morphling bunu beğendi.
  3. doctor
    Offline

    doctor Özel Üye

    Katılım:
    1 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    205
    Beğenileri:
    157
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Başlangıçta bu sorunlar normal yavaş yavaş antrenman dozunu artırırsan şikayetlerinde azalacaktır.Doğru vuruş tekniğide önemli tabi .Ayakta ölen(hissizleşen) sinirlerin parkinson hastalığıyla alakası yoktur.Ayrıntısına girmeye gerek yok ama endişelenme
     
  4. DİGİMAX
    Offline

    DİGİMAX Üye

    Katılım:
    8 Kasım 2006
    Mesajlar:
    159
    Beğenileri:
    11
    Ödül Puanları:
    28
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    İNTERNET CAFE
    Yer:
    SAMSUN
    bende önceleri çıplak elle vuruken yumruklarım bile kanıyordu ama bu hoşuma bile gidiyor.(psikopatmıyım neyim:D)
    acıyı yenmekte bi olay sonuçta..
    alıştıkça düzelecektir..
     
  5. emre_06923
    Offline

    emre_06923 Üye

    Katılım:
    2 Eylül 2006
    Mesajlar:
    2
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    11
    Tskler arkadaslar rahatladm valla umarım dediğiniz gibi sadece iyi yönleri vardır ..
     
  6. burakula01
    Offline

    burakula01 Üye

    Katılım:
    1 Şubat 2007
    Mesajlar:
    783
    Beğenileri:
    190
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İsT
    ellerin için bandaj al hiç olmasa.Çıplak elle vurma yani .en azından bandaj.elin ve ayak bileklerin için alırsan daha iyi olur.Kum torbasına el ve ayaklarla vurulmasının Parkinsonla filan hiç alakası yok ne alaka anlamadım ,arkadasına da kim sölediğse yanlıs sölemiş.Kafaya alınan sert darbelerle bu mümkün olabilir ancak ,Binlerce boksör var ,kacı parkinsona yakalanmış ki ,Sert bir spor orası ayrı bir konu.
     
  7. sehzadecelik
    Offline

    sehzadecelik Üye

    Katılım:
    9 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    482
    Beğenileri:
    142
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Heryer
    bildiğim kadarıyla muhammet ali parkinsondu.
     
  8. castorpollux
    Offline

    castorpollux Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2008
    Mesajlar:
    467
    Beğenileri:
    411
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Ankara
    kum torbasından şikayetçisin, ringe çıkınca rakibin darbeleriyle karşılaşınca ne olacak diye düşündün mü hiç? sert bir spor seçmişsin sert olmasından şikayetçi olman saçma geldi bana...
     
  9. psycho
    Offline

    psycho Üye

    Katılım:
    23 Şubat 2009
    Mesajlar:
    1
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    slm arkadaslar ben kum torbası almayı dusunuyorum uygun fıyat olması tercıhımdır..tavsıyelerınızı beklıyorum..
     
  10. castorpollux
    Offline

    castorpollux Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2008
    Mesajlar:
    467
    Beğenileri:
    411
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Ankara
    ev tipi olanlar en düşük 80lira felan...
     

Sayfayı Paylaş