Genellikle insanlar çocukluklarını veya gençliğini özlerler. Çünki o yıllarda duygular daha saf , beklentiler daha küçüktür ve hayat toz pembe geçer. Büyüdükçe insanoğlu sorumluluklarını arttırır ve adeta bir hayat mücadelesinin içine dalar. Fakat hayatla mücadele etmekten kendini mutlu edicek şeyleride bırakır.
Bence hayat bir denize benzer çok fazla derinlere dalmamak lazım , arada sırada başımızı sudan çıkartıp derin bir nefes alıp dış güzelliklere bakmalı.
Eflatun'un bu konu hakkında sevdiğim bir sözü vardır..
İnsanoğlu çok garip;
Çocukluklarından sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
Ne var ki çocukluklarını özlerler...
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...
Yarından endişe ederken bugünü unuturlar.
Sonuçta ne bugünü ne de yarını yaşarlar...
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar.
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...