Temel ile Dursun Amerika’da itfaiye teşkilatına girerler, yangın ihbarı alınır. Çok katli bir binada yangın çıkmıştır. İtfaiyeci merdiveni çalışmaz ... Temel yukarı çıkar. Dursun aşağıda kalır, Temel aşağıda bekleyen Dursun’un kucağına çocukları atmaya baslar. Temel atar, Dursun tutar, kaldırıma koyar. Bir çocuk, iki çocuk, üç dört çocuk, derken besinci zenci çocuktur .. . Temel bırakır, Dursun yakalamak için kollarını açmaz. Çocuk pat yerde. Bir zenci çocuk daha... Dursun yine tutmaz. Çocuk pat gene yerde.. Bir zenci çocuk daha atınca Dursun yukarı bağırır : Yanıkları atma! Yanıkları atma! Erzurum'a bilgisayarin daha yeni yeni gelmeye basladigi zamanlara ait bir anıyı Erzurum Kultur Kurumu İlkogretim Okulu'ndan Mansır Tıkıcı anlatıyor... Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı isyerine kurduktan sonra stok programinin kullanimi ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat gecer, isyerinden telefon: "Kardesim sizin anlattığınız gibi yapirem fakat program duzgun calışmiir." Teknik servis elemanı sorar: "Nasıl yapıyorsunuz?" "Senin anlattığın gibi." "Hata ne?" "Yazdığım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmir." "İslem basamaklarını tek tek anlatın." "Tamam" diyor ve baslıyor anlatmaya... "Programi açirem. Malin adi bolumune adini, adedi bolumune adedini, birim fiyatini vb. yazirem. Hepsini yazdiktan sonra senin anlattigin gibi kayit bolumune basirem. Ekrana bir yazi geliir: Kaydetmek ister misiniz? E / H yazisi cikiir.. Ben de diyirem Hee..." Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş. Temel'in canı çok sıkılıyormuş. Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış. Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış. Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış. Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş. Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da: - "Ben oraya gitmem. Orada bir deli Türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir patlatacam gözlerin fırlayacak diyor Trafik Polislerimizden polisler arabayi sürenin tipine göre hitap etmesini de bilirler ; -sarisin bayan saa çeker misiniz diyorum lütfen.. -beyefendi... biyikli... -bekleme yapma deri ceketli.. et benli.. -hade..duymuyormusun lan gözlüklü Söförün biri trafik sıkısık iken park yasagi olan yere direksiyonu kirar vedurur... polis; "beyaz uno çek kardesim park yasak" ....gibilerinden bir anons yapar... söför el kol hareketleri yardimiyla "abi ekmek almaya geçiyom hemen çikacam" der!... yarim saat kadar sonra elini kolunu sallaya sallaya çikinca polis anonsu patlatir... "beyaz uno ekmek nerde lan ?" Yer Ankara, hava çok sıcak.. Arkadan kokana teyzem bağırıyor, "Şöfer bey! Klimayı açar mısınız, hava çok sıcak oldu!"... Pala bıyıklı şöför, dikiz aynasından şöyle bir bakıyor ve.... otomatik kapıyı açıp açıp kapıyor.. Bayanın biri, marketin reyonunda çalışanlara aldırmadan, bütün meyvelerden tek tek alarak tadıyor.. Görevli en sonunda dayanamıyor, kadının yanına yaklaşıp, "Abla, kapruz da keselim mi?"...
güzel fıkra.. herhalde 2 kere okumak gerekiyor ama. Bi nokta virgül koy be kardeşim bide imla hataları çok olmuş saygılar..