Doğal Vücut Geliştirme

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve cmrsmr tarafından 9 Eylül 2013 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 10 üye.
  1. cmrsmr
    Offline

    cmrsmr Üye

    Katılım:
    10 Mart 2013
    Mesajlar:
    568
    Beğenileri:
    303
    Ödül Puanları:
    73
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    2.kademe Vücut Geliştirme antrenörü
    Yer:
    Trabzon
    Doğal olma yolunda belki sağlık anlamında çok zikredilen doğal yaşam planları ve ürünleri, artık insanları daha çok ilgilendirir oldu ama bir o kadarda ilgisiz insan topluluğu oluşturuldu. Doğallığını kayıp eden hayatın içerisinde bir insan ne kadar doğal kalabilir sorusu bir çok insanların beyin hücrelerinde yer edinmiş ve kendilerini bu cümle ile haklı konumuna sokmuştur. Acaba biz doğallığın ne demek olduğunu biliyor muyuz ya da doğallığı farklı yönde mi tanımlıyoruz?

    Mesela şehir hayatında yaşayan ve sadece bol meyve, sebze ve gıdalarla sağlıklı bir şekilde spor yaparak hayatını idame ettiren bir insan ile bol oksijenli temiz havada ilaçsız gıda tüketen bir köylü insan arasındaki farklılıkları konuşmamız anlamsız olur. Dış cepheden baktığımızda ilaçsız gıdalarla yaşamını sürdüren insan doğallığın tadını çıkarıyordur ve siz buna doğal olarak yaşam sürdüren insan vasfını koyabilirsiniz. Şehir hayatında yarı ilaçlı yarı doğal ama sağlıklı gıdaları tüketen bir insanın spor yaparak da bedenine kattığı ekstra yaşam kalitesini hesaplarsanız fazla eleştiri yapmamız anlamsız olur. Nitekim bu insan da doğal yaşam Kriterleri içerisindedir. Fakat olaya nasıl baktığımız önemlidir. Gıdalardaki büyümeyi artıran ilaçlar vücudumuza ne kadar etki yapar ve bunun tehlikeleri nelerdir? Biz aslında bu ilaçları gerçekten halk arasında söylenildiği kadar vücudumuza çok mu alıyoruz? Maalesef doğal yaşam konusunu biraz abartarak yaşam kalitemizi de bozuyoruz. Asıl sorun Beslenme programımızın düzgün olmamasıdır.



    Sporcuların hayatında başarı ve sağlıklı olmak adına doğal bir yaşam planı seçmesi esastır. Bu temel kaidedir fakat başarıyı yakalamak için doğal kalmak yeterli mi? Profesyonel Spor camiasında her sporcu Doping kelimesini sürekli işitmesinin yanında nelerin kullanıldığını bilir hatta grafiklerini rahatça anlatabilecek şekilde bilgisi oluşur. Bazılarını Antrenörü yönlendirir ve ne olursa olsun Doping almak birçok alanda bir vitamin takviyesi almak kadar rahatlılığını korur. Birileri çıkıp, “normal siklette yarışan sporcular ilaçsızdır” şeklinde bana uzunca hayat hikayesi okuyabilirsiniz. Doping testlerinin yapıldığı ve bu hikayeyi bana anlatabilirsiniz bende ilaveten size kitap oluşturacak kadar bu mevzuda açıklama yaparım. Şimdi bütün bu doğal olma ve dopingli sporcu tartışmalarını bir kenara bırakalım ve mevzumuzun aslına dönerek olayı aydınlatmaya çalışalım.

    Doping kullanımı, kimilerine göre sabırsız insanların davranış bozukluklarıdır. Kimilerine göre ise rakiplerini geçme adına hırs ya da son çare olarak başvurulan bir yöntemdir. Kuvvet gerektiren sporlarda gerçektende Doping kullanmak gerekir mi ya da Doping kullanmadan başarıyı yakalamak mümkün değil midir gibi sorular genelde sporcuların gündemini oluşturabiliyor.

    Bu konuları mantıklı olarak kendimize kabul ettirip anlamak bazen zordur. Doğal olmanın vereceği huzur ve başarı var ise o zaman neden Doping kullanılır ki? Üstelik spor için kullanılan yan etkili ilaçlar acaba neden kişiyi bağlar? Tabi siz direk sağlığınızı sigara içerek kötü yöne çekerken bir sporcunun Doping alarak kendisine zarar vermesini eşit tutamazsınız ama sorgulamakta herkes haklıdır. Araştırmaya göre; Avrupa ülkelerinde, vücut geliştirme sporunda Doping kullananların oranı %88'dir. Ülkemizde bu oran kabataslak bir araştırmaya göre(2002- 2010) %72 şeklinde görülmektedir. Bilinçli olarak Doping kullanımı Avrupa'da %88'den %69, ülkemizde ise %72 oranından %18'dir. Bilinçsiz kullanım sonucu ortaya başka bir tablonun çıkacağı muhakkaktır fakat doğal sporcunun yerini dolduramayacağı kesindir. Vücut geliştirme müsabakalarını seyrettiğiniz zaman belki hepsinin Doping ilaçlarını kullandığını düşünebilirsiniz. Çünkü Doğal olarak hiç bir sporcuyu başarılı olarak görmemişinizdir. Öncelikle kendiniz bu Doping ilaçlarını kullandıysanız o zaman müsabakalarda yarışan sporcuların Dopingsiz olacağını düşünemezsiniz.



    Peki gerçektende Müsabakalarda Dopingsiz sporcu var mıdır?

    Doping uzmanlarından Daniel Duchaine’ye göre “ilaçsız bir sporcu müsabakaya çıkmaya cesaret edemez bu açıdan çıkan yoktur” şeklinde yaklaşır.

    Beyond Anabolic Steroids kitabı yazarı Dr. Mauro G. Di Pasquale; “Doğal sporcuların sayısı az değildir. Fakat bu sporcuları siz müsabakalarda göremezsiniz. Müsabakaya girecek olan her sporcu doping ilaçlarını kullanmak zorunda kalır.”

    Underground Supplement Handbook kitabı yazarı W.H. Tombo; “Müsabakalarda doğal sporcular var. Ama siz bu sporcuları ilk altıda göremezsiniz. Profesyonel müsabakalarda dopingsiz hiçbir sporcu bulunmaz.”

    Steroid Alternative Handbook yazarı Dr. Thomas Fahey; “70-80kilogram müsabık sporcuların varlığını biliyorum. Bu sporcular kendilerine göre iyi derecelerde yapmışlardır. Fakat zaman ilerledikçe bunlarında sayısı azalıyor.”

    Farmakolojik uzmanı Dr. Rolf Bausch; “İlaç kullanmadan müsabakalara giren sporcuların varlığından birçok ilaçlı sporcu habersizdir. Vücut geliştirme sporunda ilaçsız sporcu sayısı azdır fakat yoktur diyemeyiz.”

    Bu soruya bağlantılı olarak konuyu 3 ayrı şekile bölerek sizlere cevap niteliğinde aktarmak istiyorum.

    1- Dopingsiz sporcu: Sporcumuz Doping maddelerini ikiye bölmektedir. Anabol seviyesi yüksek olup, androjenik etkisi düşük olan ilaçları kullanarak Maksimum kas kütlesi elde etme adına çalışmaktadır. Doping alan vücut geliştirmeciler ilaçları kullanırken mutlaka androjenik maddeleri de kombine ederler ve bu şekilde maksimum kas kütlesi elde etmenin yoluna girerler. Aynı zamanda diyet dönemi kasları daha yüksek oranda koruyarak tam formda podyuma çıkarlar. Sporcu Androjenik maddeleri kullanmadığı için rakiplerine göre kendisini Dopingsiz görecektir.

    Bu sporcuların mantığına göre rakipleri, kendilerinden %60-70 daha fazla ilaç kullanmıştır. Eğer Doping kelimesi rakiplerinden fazla performans sağlamak için kullanılan ilaç ise o zaman bu sporcular Dopingsiz görülmekte haklı konuma girmektedir. Doping komitesine göre her iki sporcuda eşit oranda dopingli sayılmaktadır.




    2. Dopingsiz sporcu: Sporcumuz Doping listesine giren ilaçlardan kullanmıştır fakat vücut geliştirme sporunda temel ilaçlar sınıfında yer alan Büyüme Hormonu ve Anabolik Steroid gibi maddelere yönelmemiştir. Doğal anlamda inşa ettikleri kas kütlesini müsabaka dönemi yağ eriticiler ve anti-Östrojen görevi yapan ilaçlarla takviye ederek Doping listesine giren maddeleri kullanmışlardır. Bu sporcuların her sene diğer ilaçlı sporcular gibi büyük kaslar inşa etmeleri mümkün değildir ve idmanlara rahat hazırlanarak daha detaylı yapıya ulaşmaları da mümkün görülmemektedir. Bundan dolayı bu tür sporcular kendilerini Dopingsiz sayacaktır.

    Bu tip sporcuların Şampiyon olmaları imkansız değildir ama neredeyse imkansızı başarmak kadar zordur. Diğer Dopingli sporculardan %90 daha az ilaç kullanmaktadır.



    3. Dopingsiz sporcu: Sporcumuz kesinlikle Doping listesine giren hiçbir ilacı kullanmaz. Doğal besinlerle ve gıda takviyesi dediğimiz Supplement ürünleriyle beslenme programını ve idmanlarını oluşturur. Hacim döneminde yapılarına göre ortalama 6 ay içerisinde 2-3kg Kas inşa ederler(İlerlemiş sporcular). Daha sonra diyet programlarına girerek bu kasları muhafaza etmeye çalışırlar. Yapıları steroid kullanmış bir yapıyı andırabilir ama doğaldırlar. Bu sporcuların şampiyon olması imkansız görülmektedir. Fakat birçok steroid kullanmış sporcuyu geride bırakabilir ve büyük yarışmalar haricindeki yarışmalarda finallere de kalma şansları vardır. Bu sporcuların 110kg vücut ile sahaya çıkmaları mümkün değildir. Ortalama 65-85kg Vücut ağırlığı ile müsabaka’da yerini alabilirler.



    Bu 3 kıyaslamayı ele alacak olursak her sporcu kendisini doğal görebilir. Yani dopingsiz görebilir. Doğallığı da bu şekilde kendilerine göre değerlendirirler. Şimdi bu 3 sporcu dışında sadece doğal gıdalarla kendini hazırlayan ve vücut inşa eden kişi, supplement kullanmış sporcuya nazaran doğal sayılacaktır. Çünkü hiç takviye almamıştır ve sadece gıdalarla performansını artırmış ve kendini yetiştirmiştir. Supplement kullanan şahıs ise Doping listesine giren hiç bir ilacı almadığı için kendisini doğal olarak görür. Diğer bir sporcu ise hiç bir hormon takviyesi(steroid-HGH) almayıp sadece yağ eritici ilaçlarla ve bazı ilaç takviyeleri kullanarak hazırlandığı için kendisini diğerlerine göre doğal görmektedir. Sporculuk mantığına göre bu yanlış değildir ve hepsinin de fikirleri doğrudur. Spor dışında ya da vücut geliştirme sektörü dışındaki bir uzman kişinin mantığına göre ters gelebilir. Az Doping ilacı alan şahısla çok Doping ilacı alan şahıs arasındaki durum kıyaslanırsa nasıl ki ikisini aynı konuma tam koyamıyoruz, elbette ki yukarda ki sporcuları da aynı konumda ele alamayız. Az Doping ilaçlarla %40 başarı sağlayan sporcu diğer sporcuya nazaran yani yüksek dozlu ilaçlarla %70 başarı kazanmış sporcuya göre doğal niteliği kazanmıştır. Buradaki doğal kelimesini bu mantıkla inceleyebiliriz. Tek anlamda ele alırsak belki farklı tartışmalar ortaya çıkabilir. Bundan dolayı olayın ince boyutuna girmeden bizler doğal vücut geliştirmeyi ele alarak konumuza derinlik katmak istiyoruz. Burada bir konuyu açıklamak istiyorum. Benimde müsabakalar için yetiştirdiğim öğrenciler arasında sadece haftalık bir ampül testosteron enjeksiyon ile ve diyet zamanı anti östrojen alarak 6 kişinin katıldığı bir 80kilogramlık müsabakada şampiyon olduğunu belirtmek isterim. Aynı müsabakaya haftalık 2000mg’lık ilaç alarak hazırlanan sporcularda bulunuyordu. Her sporcunun vücudu aynı oranda ilaca ve maddeye tepki vermez. Kimisi bir ampül ile istediği sonucu alırken, kimisi de 3 ampül alarak vücuduna istediğini kazandırmaktadır.

    Öncelikle benim kast ettiğim ve desteklediğim doğal sporcu sınıfı 3. sırada verdiğimiz örnekteki gıda destek ürünleriyle hazırlanan sporcu sınıfıdır. Fakat diğer kategorilerde yer alan sporcuları eleştirdiğim anlamına gelmemelidir. Çünkü o alandaki sporculara da yardımcı olmaktayız.

    Vücut geliştirme sporu, doğal beslenerek ve sadece gıda takviyeleriyle(supplement) ihtiyacını karşılayarak sağlıklı yaşama adım atma yolu için en idealidir. Bu şekilde Doğal yollarla çalışan ve kendini geliştiren sporcuların diğer ilaçlı sporculara nazaran bazı sırları vardır. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

    DOĞAL SPORCU DOPİNGLİ SPORCU



    Doğal Sporcuların Sırları:

    1. Doğal olarak yaratılmış vücudunuz size teslim edilmiş ve siz bunu doğal yollarla çalıştırmaya başlarsınız. İlk aylarda sadece doğal beslenerek gelişirsiniz. Bu gelişme arkasından beslenme programınızda protein oranını artırırsınız. Zaman zaman idmanlarınızı değiştirerek kaslarınızı tekrar aktifleştirirsiniz. Daha sonra vücudunuz devam etme konusunda zorlanır ve duraksar. Vücudunuzun istediği protein ise onu tedarik edersiniz ya da diğer takviyeler ise o ihtiyaç listesini beslenme ve günlük programınıza eklersiniz. Bu şekilde vücut geliştirme hayatınızı sağlıklı bir şekilde sürdürürsünüz.

    Sporcular, terleme haricinde deri ve mukozalardan günde 450-600ml su kayıp eder. Biz bu su kaybını fark edemeyiz çünkü bu buharlaşma(Evaporasyon) yoluyla kayıp olmaktadır. Bir ml su ile 0,58 kilokalori ısı kaybedilir. Bu fark edilmeyen su kaybı artırılmadığından, sıcak havalarda ve yüksek ateş durumlarında terleme çok önemli bir ısı kaybı yoludur. Hipotalamik termostat ısıtıldığında anında terleme başlar. İlaç alan sporcular doğal sporculara nazaran daha fazla terler ve vücut ısısı oldukça yüksek olur. Kimyevî termogenez(ısı üretimi) olayında vücut içerisinde yükselen ısının damarlarında genişlemesiyle ısı transferi sekiz kat artabilmektedir. Damarların şişme olayı ve ısının artması bir manada olumlu görünmüş de olsa aslında ısının gereğinden fazla sürekli artması sporcu için terleme, metabolizma bozukluğu ve uykusuzluk hallerini de doğuracaktır. Doğal sporcular için böyle bir sıkıntı söz konusu değildir.

    Sporcular genel manada 3- 5 aylık hiç takviye almadan doğal beslenerek idman yaparlar ve arkasından bazı gıda takviyelerine başvururlar. Ortalama 12- 15 ay geçtikten sonra vücudunun artık son noktaya geldiğini ve gelişmenin tamamen durduğunu söylerler ama bunun yanında bazıları idmanların ve beslenmenin tam olmadığını da itiraf ederler. İdmanların ilk dönemlerinde gelişme hızlı olur ve daha sonra yavaşlar. Bu doğrudur. Ağır idman uygulanırsa sporcu kasları aşırı yorduğu için hacim den uzak duracaktır. Hafif kilolara takılırsa gelişme asgari ölçüde kol gezecektir ve genel manada hiç gelişmemiş görünecektir. İki arada bir derede kalan sporcular ya da kendilerini öyle zannedenler aslında ümitlerinden uzak yaşayanlardır. Yıllardır sürekli idmanlar öne alınmış ve beslenme ikinci plana gönderilmiştir. Oysa Beslenme burada her şeyi ayarlamaktadır. Özellikle doğal vücut geliştirmeciler için Beslenme ön plana yerleşir. Her 7- 10 günde bir 200kalori artırarak toplam 3- 5 aylık hacim programına giren sporcu başarıya ulaşır. Protein ve yeterli karbonhidrat alımı sayesinde ve idmanlarını ağır kilolarla ama 1 saati geçmeyecek şekilde antrenmanlar uygulanmalı ve haftada 3 gün idmanı geçmemelidir. Bazı önemli prensiplere uyan sporcular başarıyı mutlaka kazanır. Bu spora çok yüksek ağırlıklarla ve sistemle başlayan sporcular daha sonraki aylarda ve yıllarda başarıyı devam ettirememektedir. Bundan dolayı spora başlangıç idmanları çok önemlidir.



    2. Doğal Sporcuların yaşamı doğal olduğu gibi fikirleri ve davranışları da buna destek vermelidir. Kendisini doğal geliştiren bir sporcu, antrenman salonunda ilaçlı sporcu ile kendisini kıyaslamamalıdır. Doping yapan ile yapmayan arasındaki fark içindeki Nefis denilen ikinci canlıdır. Nefis insana hoş görünen yada hoş gösterilen şeyleri fısıldar. Doğal sporcu her zaman Dopingli sporcudan bir adım öndedir. Öncelikle nefsine hakim olarak başarılması güç olan bir yolu seçmiştir.

    Siz Bench press(yatarak itme)'de 80kg vücut ağırlığınıza göre maksimum 90kg itebiliyorsunuz ve yanınızda aynı vücut ağırlığına sahip bir sporcu 120kg itiyor. Oysa ikinizde hemen hemen aynı zamanlarda idmanlara başladınız. Vücut formu ve yapı olarak da aranızda farklılıklar var. İşte bu devrede Nefis zorluk içerisinde içinize kompleks duyguları ve size kötü mesajlar fısıldayacaktır. Bu olayı basit görmeyin. Doğal bir olaydır ve herkesin başına gelecektir. Ama siz o devrede idrak sahibi olarak içinizdeki bazı fısıldamaları değil de gerçekleri izlemelisiniz ve duymalısınız. Başkalarının yapısı ya da yaptığı işler sizi ilgilendirmemelidir. Onun vücudu ona ait sizin vücudunuz size aittir. Siz gururlu olmalısınız çünkü doğal olarak başarıyorsunuz ve çalışkansınız. Oysa o tembel olacak ki sabır göstermeyip kısa vadede vücut inşa etmeye koyulmuş ve zararlı ilaçlara yönelmiştir. Doğal sporcular idmanlarına geldiklerinde başkalarını izlemez ve onlar üzerinde yorum yapmaz. Bazı sporcular başarıyı yakalayamadığı zaman kendilerine bunu bahane bilip Doping maddelere yönelirler. Bu kolaycılıktır ve anlamsız bir davranıştır. Sporcu bir noktada durakladığı zaman kendine şu soruları sorması gerekir.

    a.) Vücut geliştirmede hedefime nasıl ulaşabilirim?

    b.) Acaba tam konsantre olabiliyor muyum?

    c.) İdmanlarımda yeterli disiplini sağlayabiliyor muyum?

    d.) Beslenme programımda nelere dikkat etmeliyim ve nerede hata yapıyorum? Acaba yeterli uykumu doğru zamanda alabiliyor muyum?

    En iyi doğal vücut geliştirmeciler Doping üzerinde hiç durmazlar ve doğal oldukları için çok gururludurlar. Doping konularına zamanları yoktur ve fikirlerini başka noktalarda odaklarlar. Doğal sporcular her zaman için şampiyondur.



    3. Doğal sporcuların vücudu yavaş fakat düzenli bir şekilde gelişme gösterdiğinden dolayı yaşlandığında diğer dopingli sporculara nazaran daha sağlıklı ve rahat sürdüreceği anlamına gelmektedir. Örneğin, 1 yılda inşa edilen köprü ile 10 günde inşa edilen köprünün aynı derecede sağlıklı ve kalıcı olması ne kadar birbirlerine uyumlu ise, ilaçlı bir sporcu ile ilaçsız sporcunun gelecekte ne kadar sağlıklı ve kalıcı vücuda sahip olması o kadar anlamlı ve değerdedir.

    Dopingli sporcular, aldığı hormonlar ile hem metabolizma dengesizliği hem de hormon dengesizliği yaşayarak birçok hastalıklara maruz kalabilir. Kalp, hormon, cilt, testisler, karaciğer ve böbrekler, mide ve bağırsaklar, prostat, gözler, hafızaya(beyine) ve daha onlarca hastalıklara maruz kalmak mümkündür. Doğal sporcular, bu saydığımız yan etkilerden hiç birisine maruz kalmamaktadır.

    Doğal Vücut geliştirmecilerin daha çok sabrı ve iyi bir nefes alışverişi vardır. 14 senedir takip ettiğim ilaçlı vücut geliştirmecilerin %70’i sabırsız ve %98’inin nefes alış veriş sorunu bulunuyordu. Ve yine aynı araştırma kapsamında Anabolik Steroid kullanan sporcuların %80’inde vücut gösterişi bulunurken doğal olan sporcularda ise %15 olarak görüldü.

    Doğal sporcular yaptıkları vücut geliştirme sporunu tam anlamıyla SPOR aktivitesi dâhilinde ve vücudun güzelliği olarak benimserler. Doğal sporcular her idman'da Konsantrasyonunu iyi ayarlar. Dopingli sporcular aldıkları ilaçların etkisiyle ağır kiloları yerinden oynatabilirler ama beyinsel olarak doğal sporcular gibi Konsantre olamazlar. İlaçlı sporcuların aldığı kimyevi ilaçlar kişiye dolgun motivasyonu sağlar. Bu onları cesaretlendirir fakat yüksek etapta konsantre olma söz konusu değildir.

    Birçok ilaç, kalbi daha fazla yorduğu için kalp atışı hızlanır ve Dopingli sporcu nefes alış veriş bakımından doğal sporcu kadar sağlıklı olmaz. Doğal sporcular hedeflerini uzun vadeye eklemelidirler. Kış ayı idmanlara başlayıp yaza doğru muhteşem görünmeyi hedeflemeyin. Bu kısa vadeli hedefler sizin gelişmenizi aksatabilir. Unutmayın ki hedefler, sezon sezon ayarlanırsa o zaman gelişmelerden memnun kalınmayabilir. Hedefinizi serbest bırakıp sadece tek noktada kaslanmayı düşünürseniz belki sezon bitmeden başarıya ulaşmanız mümkündür.



    4. Doğal Vücut geliştirme yapanlar, daha iyi planlamacı ve daha iyi düşünen insanlardır.

    Günlük beslenme programınızı çıkarır ve dengeli olarak takip edersiniz. İdmanlarınız için bir ajanda(not defteri) tutarsınız ve egzersizleri hatta her idmanda yaptığınız başardığınız ağırlıklarla tekrarları yazarsınız. Bu şekilde disiplin kontrolünü elinizden bırakmazsınız. Egzersizleri daha iyi planlarsınız. Bir senelik ilaçlı bir sporcu ile iki yıllık doğal sporcu arasında ki temel fark doğal sporcunun daha iyi analiz edebilmesi ve programına tam anlamıyla bağlı kalabilmesidir.

    5. Doğal Vücut geliştirmeciler, Dopingli sporcular kadar idman molası vermezler. Doğal sporcular, antrenmanda nefesi kesilmez ve çok mola verme ihtiyacı hissetmez. Egzersiz arası molalarda nefes sorunu yaşamaları daha azdır. Bu devrede kısa zamanda molaları bitirip egzersizlere başlamak isterler. Dopingli sporcular ise biraz daha dinlenmeyi düşünürler çünkü kalbi normal bir sporcudan 2 kat daha fazla kan pompalamakla yükümlüdür ve bu zorlanma neticesinde sporcunun dinlenmesi istenir. Daha fazla zorlanırsa kalp ritim bozukluğu yanı sıra kalp krizi riskini de doğurabilir.

    6. Doğal Vücut geliştirmeciler protein alımına daha çok değer verirler.

    Doğal sporcular hacim dönemini, Dopingli sporculara nazaran daha uzun dönemde uygularlar. Bunun sebebi ise doğal sporcuların Dopingli sporculara nazaran daha az kas inşa edebilmesidir. Vücudumuzun ritmik düzenini bozmadan et üzerine et eklemek mantık yoluyla çok da basit değildir. Doğru bir planlamayla vücut geliştirmeye başlayan bir normal yapılı sporcunun supplementsiz ilk senede 5 ile 7kg arasında Saf kas inşa edeceği düşünülür. Dopingli sporcular ise aldıkları ilaçlarla bir kürde ortalama 5-6kg kas inşa edebilirler ve vereceği mola ile bu kas kütlesini kayıp ederler ve tekrar ilaç alırlar. Buna göre bir sene sonda 2 kür yapan bir sporcunun ortalama 7kg saf kas elde edeceği düşünülür.

    7. Doğal sporcu ile ilaçlı sporcuyu ayırt etmek mümkündür. Bunun farklılıklarını sırasına göre sıralayalım.



    İlaçlı sporcu kısa zamanda hacme ulaşır. Doğal sporcu uzun vadede yapısına göre hacim kazanır.
    İlaçlı sporcu kısa zamanda yağ yakar ve kalıcı kas elde eder. Doğal sporcu uzun vadede kalıcı kas elde ederek zayıflar.
    İlaçlı sporcu kısa zamanda kuvvet yüksek oranda kuvvet kazanır. Doğal sporcu, uzun vadede kalıcı kuvvet kazanır.
    İlaçlı sporcu, çok çabuk sinirli ve zaman zaman depresyona benzer bir ruhi hale girer. Doğal sporcu, tam tersine stres atarak sinirini de kontrol etmesini bilir.
    İlaçlı sporcu, aldığı ilaca göre yüksek oranda cinsel azgınlık yaşar ve günlük hayatta cinsel düşüncesini olumsuz yönde geliştirir. Doğal sporcu, bu azgınlığı bastırır ve daha sade düzenli bir hayata geçer.
    İlaçlı sporcu, düzgün beslenerek uyguladığı diyet sonrası derin ve parçalı kaslara sahip olurken, doğal sporcular, daha az derin ve parçalı kaslara sahip olabilmektedir.
    İlaçlı sporcular, çok daha kolay tendon ve kas yırtılmasına sebep olurken, doğal sporcular böyle yırtılmalara daha az veya hiç sahip olmuyor.
    İlaçlı sporcular, ilacı bıraktıklarında kısa zamanda en az %40 hacim kayıp ederken, doğal sporcular ise, sporu bıraktıklarında uzun zaman sonrasında ancak %5 ile 10 arasında bir rakamda hacim kayıp edebilmektedirler.
    İlaçlı sporcular beslenme düzeniyle aldıkları hacimde ortalama 3 ile 6kilogram kas yanında ancak 1-2 kilogram yağ inşa ederken, doğal sporcular 2-4 kilogram kas yanında bir o kadar da yağ depolamaktadır. Yani 2-4 kilogram yağ depolayabilmektedir. Bu rakamın altına doğal sporcular düşememektedir.
    İlaçlı sporcular, genellikle kısa zamanda geniş omuz ve sırt(kanat) kütlesine sahip olurken, doğal sporcular uzun vadede bu bölgeleri genişletebiliyorlar.




    Kaynak:

    (yazımız’da Profesyonel Antrenör ve araştırmacı sporcu Skip La Cour’un fikirlerinden istifade edilmiştir -2006 )
     

    Ekli Dosyalar:

  2. lucesgo
    Offline

    lucesgo Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2012
    Mesajlar:
    193
    Beğenileri:
    32
    Ödül Puanları:
    38
    çok güzel ve bilgilendirici bir yazı teşekkürler cmrsmr...
    bence insan doğal olarakta dopingli sporcularla yarışabilir ve yenebilir...
     
  3. Extravaganza
    Offline

    Extravaganza Üye

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesajlar:
    1.513
    Beğenileri:
    2.573
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Tabi. Hatta iyi bir çocuk olursan şirinleri bile görebilirsin.
     
    technical1967 bunu beğendi.
  4. mcan09
    Offline

    mcan09 Yeni Üye

    Katılım:
    7 Kasım 2012
    Mesajlar:
    292
    Beğenileri:
    44
    Ödül Puanları:
    38
    Meslek:
    VG :)
    Yer:
    Aydın
    Mesaj ne extravaganza
     
  5. boksbody
    Offline

    boksbody Özel Üye

    Katılım:
    9 Şubat 2012
    Mesajlar:
    4.471
    Beğenileri:
    2.870
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    dopingli sporcularla naturellerin hacim açısından yarışması pek adil olmaz
    dpingliler mutlaka büyük avantaj sahibi durumundalar
    natureller çok hoş ve güzel bir hacim elde edebilirler ancak dopinglilere hacim konusunda yaklaşamazlar
    adı üstünde doping
    normal değil hormon vs etkilemeden tut her türlü ilaçlarla vucudu sınırların ötesinde geliştiriyorlar
    normal dışı oluyorlar
    normal bir tavuk 12 haftada kesim ağırlığına ulaşırken
    bizim yediğimiz ilaçlı tavuklar 6 haftada bu kesim ağırlığına ulaşabiliyor
     
    stefan35 bunu beğendi.
  6. umut-
    Offline

    umut- Üye

    Katılım:
    5 Eylül 2013
    Mesajlar:
    182
    Beğenileri:
    66
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    tasarım
    Yer:
    izmir
    :: ST Hakknda artc Bir Yaz ::

    Ben de bir deney dinlemiştim bir benzeri de itü nün yazısında mevcut

    Yeni doğmuş bir yavru ineği annesinin sütünü pastörüze ederek besliyorlar sonuç da yavru hayatını kaybediyor

    bilim adamları besin değerleri arasında fark olmayan pastörize süt ile çiğ anne sütü arasında belirgin ölümcül bir fark bulamayınca açıklamayı şu şekilde yapmışlar


    bu ineğin annesinin sütü canlı idi ama biz onu pastörüze edince o süt öldü o nedenle yavruyu da öldürdü ....

    bence aynı durum suplementler için de geçerli içindekiler canlı ve doğal değil ....
     
  7. Rhaj
    Offline

    Rhaj Üye

    Katılım:
    21 Ağustos 2013
    Mesajlar:
    3
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Sende yavru inek değilsin.
     
  8. Rambo16
    Offline

    Rambo16 Üye

    Katılım:
    19 Haziran 2010
    Mesajlar:
    712
    Beğenileri:
    1.164
    Ödül Puanları:
    103
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    La Paz

    "Kazın ayağı öyle değil" demiş kanımca, doğru da söylemiş, ama yararlı bir yazı tabi okunmalı :)
     

Sayfayı Paylaş