bulk dönemdeyken salona girip ağırlıklara saldırırdım, hayvan gibi böğüre böğüre çalşırdım...
sürekli hazırdım ve gazdım,idmanları iple çekerdim...
şimdi ise ne zaman hazır olduğumu bilmiyorum, ancak o dalgın kafayla salona girip soğuk demiri kavradığım zaman hazır olduğumu anlıyorum,oraya neden geldiğimi anlıyorum ve idman başlıyor...idman bitiyor...
insan istiyor ki her idmandan sonra biraz daha define bir vücut görsün aynada, çünkü verilen 1 günlük emek bile altın değerinde, irade sürekli kontrol halinde, 24 saat süren bir hayat, sürekli saate bakma, öğün saatlerini kaçırmama, tuvalette protein tozu içmeler, insanların garip bakışları,benim dalgın bakışlarım...
ama öyle olmuyor, a ızdıraplı idman bitiyor ve aynaya bakıyorsun, daha define durmuyorsun hatta daha kötü duruyorsun, glikojen depoları boşalmış bir vücut, ayakta bile zor duruyor...
ama biliyorsun bir şekilde, bu işler böyle oluyor, acı olacak, ter olacak, o dediğim lanet dalgın bakışlar olacak, ve inanıyorsun ki bu karanlık tünelin sonundaki ışığa ulaşacaksın, inanmak zorundasın...
düşen karb ile beraber,sürekli karnım acıkıyor,kas ağrılarımın geçmesi uzun zaman alıyor, umarım bu karanlık tünelin sonunda ışığı görebilirim ve bütün bu ızdıraplara değer, pes etmek yok yola devam...
Genişletmek için tıkla...