Bugün Dünyanın son Günü olsaydı ne yapardınız..

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve SinanATASOY tarafından 17 Kasım 2006 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 39 üye.
  1. muscled_girl
    Offline

    muscled_girl Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2007
    Mesajlar:
    607
    Beğenileri:
    146
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İzmir
    Başlığı görünce aklıma yeniden geldi..
    Yarın son gün olsa bugün sabah kahvaltımda tereyağlı iskender,öğlen mc'te bigmac süper,arada carte dor,akşamda büyük boy pizza yerdim:evil:
    Bazen diyet bana kafayı mı yedirdi diye düşünmekten kendimi alamıyorum:rolleyes:
     
  2. Coleman Trebor
    Offline

    Coleman Trebor Üye

    Katılım:
    9 Haziran 2006
    Mesajlar:
    618
    Beğenileri:
    83
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Ankara
    arkadaslarimla daha önce bu konuyu konusmustuk ben o günlük antremanimi kesin cikartirdim dedim onlarda güldüler manyak misin olm gez dolas baska seyler yap diye ama gercekten calismayan bir insanin anlamasi gercekten zor cünkü ben zaten en keyif aldigim isi yapiyor olacaktim
     
  3. Excursion
    Offline

    Excursion Üye

    Katılım:
    22 Nisan 2006
    Mesajlar:
    888
    Beğenileri:
    82
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Öğrenci
    Ben her türlü uyuşturucuyu denerdim, önce esrar, sonra kokain, en son da LSD, tabi bunlarla beraber durmadan sex yapardım.
     
  4. qwerttytuopas
    Offline

    qwerttytuopas Üye

    Katılım:
    16 Eylül 2006
    Mesajlar:
    66
    Beğenileri:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Meslek:
    Coder
    Yer:
    istanbul / b.evler
    Bir odada bir köşeye oturup hayatım boyunca yaptıklarımı değerlendirirdim.Mümkünse yanıma birazda içecek bişeyler alır yarına kadar kafamı dinlerdim.dünyaya yarın bir gök taşı çarpacak ve dünya yok olucak deseler inanın sokaklara çıkamaz hale gelirsiniz.millet sapıtıp heryeri yağmalar,saldırır.yapamadıkları şeyleri yapabilmek için her riske girerler.
     
  5. sehzadecelik
    Offline

    sehzadecelik Üye

    Katılım:
    9 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    482
    Beğenileri:
    142
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Heryer
    o gun normalde ne yapmam gerekiyosa onu yapardım!
     
  6. marthel
    Offline

    marthel Üye

    Katılım:
    21 Ocak 2007
    Mesajlar:
    429
    Beğenileri:
    125
    Ödül Puanları:
    53
    yarın dünyanın son günü olsa öyle bir kaos oluşurdu ki hiçbişey yapamazdık
     
  7. Excursion
    Offline

    Excursion Üye

    Katılım:
    22 Nisan 2006
    Mesajlar:
    888
    Beğenileri:
    82
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Öğrenci
    Evet katılıyorum sana marthel, geç kalmış olan anarşi yaşanırdı..
     
  8. Veyron
    Offline

    Veyron Özel Üye

    Katılım:
    10 Eylül 2004
    Mesajlar:
    1.885
    Beğenileri:
    440
    Ödül Puanları:
    93
    Yer:
    Republic Of Fenerbahce
    Yarın Dünyanın son günü olsa ne kahvaltıda işskender alabileceğin kebapcı -ne öğlen çık bir burger king-nede akşam açık bir market bulamazdın :D

    hemen Üstteki mesajlarda kastedilen buydu sanırım
     
  9. hkn1453
    Offline

    hkn1453 Üye

    Katılım:
    1 Eylül 2007
    Mesajlar:
    9
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    puromu yakar gün batımını izlerdim
     
  10. muscled_girl
    Offline

    muscled_girl Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2007
    Mesajlar:
    607
    Beğenileri:
    146
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İzmir
    Bi tek ben bilsem son gün olduğunu nasıl olur:evil:
     
  11. Mestano
    Offline

    Mestano Yeni Üye

    Katılım:
    29 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    1.169
    Beğenileri:
    368
    Ödül Puanları:
    0
    Arada Bir Çok Bunaldığınızda

    ARADA BiR ÇOK BUNALDIĞINIZDA

    Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı...
    Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde... Deniyordu ki; "arada bir, çok bunaldığınızda, hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"...

    Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım... Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum... Ama "kendi ölümümüzü ve cenazemizi" düşünmemiz tavsiye ediliyordu...
    Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an...

    Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim... Diyordu ki; "bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız... Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın..."

    O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün... Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin... Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç çaresizliğini yaşayın...

    Bırakın canınız yansın, bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz... Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi... Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini... Akıllarından ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin...

    **************

    Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım...

    Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine...

    Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini... Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı...

    Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu...

    Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu perperişan...

    Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla...

    Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını...

    Kardeşlerim, akrabalarım "çok erken gitti, doyamadı oğluna.." diyordu acıyan ses tonlarıyla...

    Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı... Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur.." diyordu...

    Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, burdayım.." demek istedim hayal olduğunu unutup...

    Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını okumadan kitabın...

    *************

    Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide... Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar... Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim... Almam gereken dersi ve mesajı almıştım... Şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum... Şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum... Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik... Biraz kendime geldikten sonra devam ettim hayatımın en zor hayaline... Sırada evremdekilerin ölümümün akabinde neler söyleyecekleri vardı... Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında... Onlarda bıraktığım izleri, yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek ben konuşturacaktım hayalimde... İçlerini kuyacaktım, senaryo bana ait olarak...

    Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım... Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem ereken metin... Diğerlerine geçmiyorum... Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre "diğerlerine" artık sizler de dahilsiniz...

    Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza "ölmüş" diye... Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız... Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi... Oysa ki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini göstermekti..." Benim de öyle... Lafı çok uzattım farkındayım... Ama hayat dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek kadar girintili çıkıntılı...

    Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen YENİDEN DOĞDUM...

    Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"...

    Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes alıyor olduğum için şükrettim...

    Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş, oyun perde demişti...

    Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı...

    İşte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı...

    Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını getirirseniz buna değer bence...

    Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim...

    Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki...

    Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın...

    LÜTFEN ARADA BİR, BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN,DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...

    Ölümün kime ve ne zaman geleceğini Yüce Allah'tan başka bilen yok... İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın, ertelemeyin...

    Bilerek - bilmeyerek kırdığınız kalpleri tamir edin...

    Sizi sevenlere ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırın...

    Biraz Hıncal abi tarzı olacak ama, sevginizi ve verdiğiniz değeri haykırın onlara iş işten geçmeden...

    Ve en önemlisi; VERDİĞİ -VERMEDİĞİ, ALDIĞI - ALMADIĞI HERŞEY İÇİN, TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A

    CAN DÜNDAR..

    HERHALDE BU SORUYA İYİ GİDER:)
     
    KaRaBaSH bunu beğendi.
  12. WindygirL
    Offline

    WindygirL Üye

    Katılım:
    22 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    13
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    once oturur aglardim stress yapardim daha sonra yok canim oyle sey olur mu diye kendimi kandirirdim.sonra kendi yalanima kendimde inanir ayni rutine devam ederdim.(polyanna halt etmis yanimda ) :))
     
  13. FleXoR
    Offline

    FleXoR Özel Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2005
    Mesajlar:
    7.083
    Beğenileri:
    10.235
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Antrenör - Yazar
    Yer:
    Kırklareli & sivas
    son günü beklemektense sona gidip birinci olmayı isterdim . daha farklı olurdu galiba
     
  14. Mestano
    Offline

    Mestano Yeni Üye

    Katılım:
    29 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    1.169
    Beğenileri:
    368
    Ödül Puanları:
    0
    "Sona gidip birinci olmak" derken ne demek istedin anlayamadım...
     
  15. CENTAUR
    Online

    CENTAUR Guest

    :evil:Yeterince olgunlaşmayanlar flexorun her sözünü anlayamaz, anlayanlarsa sadece susar yorum yapmaz.:D İşin aslı bende merak ediyorum. Antrenman yaptığın süreler boyunca demirlerin izleri elindeki nasırdan geçip ruhuna işlediği vakit kemale ermişsin demektir işte o zaman flexor gibilerin arada sırada sadece yeterince olgunlaşanlara beyan ettiği sırlar sanada ifşa oluverir.bench_O
     
    FleXoR bunu beğendi.
  16. sehzadecelik
    Offline

    sehzadecelik Üye

    Katılım:
    9 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    482
    Beğenileri:
    142
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Heryer
    CENTAUR b.b. deki profesyonellik makamını ermişlik makamına çevirmişsin :D
     
    1 kişi bunu beğeniyor.
  17. M3
    Offline

    M3 Üye

    Katılım:
    28 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    28
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    Her saniye ibadet ederdim.
     
  18. sehzadecelik
    Offline

    sehzadecelik Üye

    Katılım:
    9 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    482
    Beğenileri:
    142
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Heryer
    ben böyle bi şey yapsam kendimi geç kalmıs hissederdim
     
  19. FleXoR
    Offline

    FleXoR Özel Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2005
    Mesajlar:
    7.083
    Beğenileri:
    10.235
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Antrenör - Yazar
    Yer:
    Kırklareli & sivas
    bu aynı 3 aylık verilmiş ödevi sınava son gün kala çalışmaya benziyor
     
  20. Mestano
    Offline

    Mestano Yeni Üye

    Katılım:
    29 Mayıs 2007
    Mesajlar:
    1.169
    Beğenileri:
    368
    Ödül Puanları:
    0
    Zararın neresinden dönersek kardır mantalitesi yatıyor işin altında...
     

Sayfayı Paylaş