Bilmiyorum hiç hayatta kalmak için dövüşmek zorunda bırakıldınızmı. Ayıran olmadan, dakikalarca, ölümün nefesini hissettiniz mi hiç. Fakat ben bunu yaşadım, hemde iğrenç 150 kiloluk obez, şizofren bir zenciye karşı. 75 kiloydum o vakit. 2 katım yani. Hayatta kalmamı sağlayan ise güç, cesaret değildi. Lakin .tüm 3 buçuk attı. Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu.
Hayatta kalmamı, MMA sağladı. Antremanlarım sağladı. Antremanlarda, sparring yaparken (antreman amaçlı 2li mücadele) kazandığım deneyim sağladı. Lakin her antremanımızda, salonumuzdaki 60 kiloluk arkadaş ile de, 120 kiloluk arkadaş ile de sparring yapardık. O esnada uyguladığım en az 10 farklı tekniği ve dövüşürken sakin kalıp, biri beni boğazlamaya çalışırken heycandan bayılmadan uyanık kalabilmeyi, bana MMA kazandırdı.
Kavga etmek, yumruklaşmak farklıdır, hayatın için dövüşmek farklıdır. Yumruklaşmak, birbirini hırpalamak, göğsünü kabartıp dik dik yürümek için dediğiniz gibi güç ve cesaret yeterli.
Fakat hayatın için dövüşeceksen eğer, emin olun daha fazlasına ihtiyacınız var. Ve daha fazlasına sahipseniz zaten, yumruklaşmazsınız. Mecbur kalınca uygular, sonuçlarına katlanırsınız.
Bahsettiğim zenci arkaşı ise, benimle verdiği mücadeleden sonra (mücadele bittiğinde yerde baygın ve yüzü kan içinde yatıyordu kendisi), 6 adet polis memuru birlikte zor zapdederek tutukladı. Bunu övünmek için anlatmıyorum. Keşke böyle birşey yapmaya mecbur kalmasaydım. Ama mecbur kaldığınızda ihtiyacınız olan bazı şeylere sahip değilseniz, bilgi ve deneyim eksikliğinden dolayı da gerekli olmadığına inanıyorsanız, gerçekten gerekli olduğunu fark ettiğinizde çok geç kaldığınızı fark edip çok çok kötü bir son.. Allah korusun daha yazmak istemiyorum.
Kısaca söylemek istediğim, bence her genç erkek, hayatının bir döneminde bir mücadele sporu ile ilgilenmeli. Kazanacaklarına ne zaman, nerede ihtiyacı olacağını kimse bilemez.
Genişletmek için tıkla...