Beynin ön bölgesi ve ALLOSTAZ ( Adaptasyon)

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve Coyote tarafından 31 Ekim 2010 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 3 üye.
  1. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    ALLOSTAZ (ALLOSTASIS)

    İnsanoğlu kendini bildi bileli doğaya karşı hep mücadele vermiştir. Diğer canlılardan farklı ve üstün tarafı olan beyin ön bölgesini kullanarak önce ateşi kullanmayı öğrenmiş. Oysa doğada bulunan etçil-memeli hayvanlar eti ciğ yiyorlar. Ama insan vücudunun çalışması etcil canlılarla aynı. Bu bir farklılık oluşturuyor mu?
    Memeli hayvanlarda damar tıkanıklığı sonucu kalp krizi ya da inme görülmüyor. Damar tıkanıklığı, damar iç yapısının (endotel) bozulmasıyla başlıyor. Doğada en iyi damar koruyucu madde C vitaminidir. Hayvanlar kendi C vitaminini yapabiliyor. Ama insan bünyesi yapamıyor. Dışarıdan besinlerle almak zorunda. Neden ?
    Hayvanlar neden mide ülseri olmuyor ?
    Doğal dengeleri korunan hayvanlar çok sağlıklı. Ancak doğal ortamları insanlar tarafından deneysel olarak bozulan hayvanlar aynen insanlar gibi hasta oluyorlar.
    Sonuç olarak insanları hasta eden olay, doğa dışı yaşam tarzıdır. Bunun vücuttaki mekanizması allostaz (yanlış uyum)dır. Allastaz kontrolü ise beyin ön bölgesi tarafından yapılır.
    HPA (hipotalamo-hipofizer-adrenal) denilen ve memeli hayvanlarda da bulunan yolun normal işleyişi ile vucüt bütünlüğü için gerekli olan enerji sağlanır (homestaz). HPA yolu, kendini koruma içgüdüsü yaratan tehlikelerle (korku, saldırıdan kaçma) ve çevre şartlarının çok değişmesiyle (aşırı soğuk) etkin hale gelir. Amacı değişen ortama bedenin uyumunu sağlamaktır. Bu yolun etkin olmasıyla kan şekeri yükselir, kan basıncı (tansiyon) artar, kolesterol düzeyi kanda yükselir, kalp hızı artar, vücudun savunma-bağışıklık sistemi aktif hale gelir ve kanda bir çok maddenin düzeyi artar ya da azalır.1,2 Normalde geçici süre ve yaşantımız süresince gereken durumlarda etkin olması beklenir (allostaz). HPA yolunu kontrol eden beyin bölgelerinin duyarlı hale gelmesi ya da kimi gıdaların sıkça alınması sonucu etkinliği artar (allostatik yüklenme). Bu durum çokça bilinen hastalıkların başlangıç dönemini oluşturur. Bu yolun aşırı etkinliği sonucu duyarsız hale gelmesi (allostatik aşırı yüklenme) ile hastalıklar ortaya çıkar. İşte hipertansiyon, diyabet, astma, guatr, allerjik hastalıklar, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, ruh hastalıkları, kimi cilt hastalıkları, bağışıklık (immünolojik) sistemi hastalıkları, mide-barsak hastalıklarının altında yatan asıl neden HPA yolundaki duyarsızlaşmadır.1,2,3,4,5
    [​IMG]
    Beyin duyarlılığından başka, alınan kimi besinler, HPA yolunu etkinleştirebilirler. Bu besinlerin başında basit şekerler gelmektedir.6 Sofra, kesme, toz, akide şekerleriyle, lokum, reçel, bisküvi, gofret, çukulata, yaş ve kuru pastalar, şekerli içecekler, tüm hamurlu ve sütlü tatlılar basit şeker içerirler (basit karbonhidrat). Geçirdiği milyonlarca yıllık evrim süreci içinde, doğada bulduğu et (protein) ve sebzelerle (birleşik karbonhidrat) bünyesini oluşturan ve çalışmasını bu besinlere göre ayarlayan insanoğlunun basit şekerle yaygın biçimde tanışması 200 yıl önceye dayanmaktadır. Protein ve sebzelerin midede başlayan sindirimi, karaciğerde devam eder. Beynin temel yakıtı olan kan şekeri düzeyi ılımlı olarak yükselir. Gene ılımlı bir ilişkiyle insülin bu düzeyi ayarlamada yardımcı olur. 4 saatlik bir süreç normal bünyenin et ve sebze sindirimi için yeterli olur. Normal insan bünyesinin alıştığı sindirim alışkanlığı budur. Ancak basit şekerlerin sindirimi daha ağızda başlar, aniden kan şekeri yükselir ve buna tepki olarak insülin kanda düzeyi artar. Şeker hızla düşer ancak insülin, milyonlarca yılın verdiği özellik nedeniyle, bu hızlı düşüşe ayak uyduramaz. Kandan çekilmesi daha uzun sürer ve kan şekeri normal sınırların altına iner. Kan şekerinin normal sınırların altına düşmesiye alarm durumuna geçilir. Bu durumda HPA yolu etkin hale geçerek karaciğeri, depo şekerini salması için uyarır. Bu arada şeker ile birlikte kolesterolde kanda yükselir.6,7,8,9
    Sıkça yenilen şekerler ve özellikle beraberinde hamurişleri de varsa, allostatik yüklenmeye neden olurlar 6,9
    Vücudumuzun basit şeker alımına-kesinlikle- gereksinmesi yoktur ve hastalıkların oluşmasının önemli unsurlarından biridir.
    Hamurişi ve tatlılara düşkün olan kişiler, kendi HPA yolunu yaşamı boyunca sıkça etkin hale getirirler. Aile ve çevre etkisiyle gelişen beslenme alışkanlıkları sonucu kimi insanlar şeker bağımlısı haline gelebilir.
    Allostaz etkisiyle kanda artan hormonlardan adrenalin ve cortizol, beyin duyarlılığını geçici süre normale döndürmesi nedeniyle insanlarda bağımlılık oluştururlar. Yenen şeker, oluşan allostaz ile salınan adrenalin ve kortizol, kişinin duyarlılığını azaltacak, oluşan geçici iyilik hali beynin şekerli gıdaları ve dolayısıyla allostazı etkin hale getirmesini isteyecek ve bunun sonucunda şeker bağımlısı haline gelecektir. Beyin ön bölge duyarlılığı olan kişiler kafa darbesi gibi beyin duyarlılığını arttıran diğer nedenlerle karşılaşırsa, zaten sıkça etkin olan HPA yolunun bozulma sürecini hızlandıracak ve sonuçta hastalıklar gelişecektir. (Hafif kafa darbesi, sonradan gelişen kişilik bozukluklarının ve beyin çalışması ile ilgili sorunların önemli bir nedenidir) 10,11,12,13
    Yapılan bilimsel çalışmalar, beyin ön bölge duyarlılığının madde ve alkol bağımlılığıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.14,15,16 Bağımlı olunan madde, doğrudan kendisi ya da dolaylı olarak kanda arttırdığı adrenalin ve cortizol ile beyindeki duyarlılığı geçici süre uyararak iyilik hali sağlar. 17 Dikkat eksikliği olan çocukların bilgisayar oyunlarına dikkatlerini çok iyi vermelerinin nedeni, heyecan ile birlikte kanda düzeyi artan ve beyin ön bölgesini uyarıp geçici iyilik hali sağlayan adrenalin�dir. İnternet bağımlılığı, tehlikeli spor bağımlılığı, vb.. Durumlarda da aynı yöntem etkilidir. Sigarada bulunan nikotin, kahvede kafein, çayda tein bilinen ve günlük yaşamda sıkça kullanılan uyarıcılardır. Şeker bağımlılığı da bunlardan biridir. Sonuçta, beyin ön bölge duyarlılığını düzeltmeden, ciddi bağımlılıklardan kurtulmak neredeyse olası değildir. Bağımlılıktan vaz geçilse bile, beyin ön bölge duyarlılığı nedeniyle hissedilecek yoksunluk diğer yakınmaların oluşumuna neden olacaktır.14,15
    Beyin ön bölgesi, duygu, düşünce ve davranışları belirlemek için beynin diğer bölgeleriyle ilişki halindedir. Yaşamın ilk 20 yılı içinde gelişmesi tamamlanan beyin ön bölgesi, geçen bu süre içinde sürekli öğrenme halindedir. Yaşanan deneyimler, beyin ön bölgesi aracılığı ile ilgili beyin bölgelerine aktarılır ve orada depo edilir. Gerekli olduğunda depo bilgileri beyin ön bölgesi tarafından kullanılarak duygu, düşünce ve davranış biçimleri belirlenir. Örnegin, uçak, kapalı yer, küçük hayvan, yükseklik korkuları yaşanan deneyimlerin bellekte olumsuz bir biçimde depo edilmesi sonucu beyin ön bölgesine olumsuz olarak yansıyacak, bunun sonucunda korku duygusu, kaçma-kurtulma düşüncesi ve sinirsel gerginlik davranışları ortaya çıkacaktır. Burada sinirsel gerginliğin davranışlara yansımasının nedeni, HPA yolu etkinliğidir. Bu yöntem panik atak, anksiyete, depresyon gibi ruhsal hastalıkların bedende görülen yakınmaların temel kaynağını oluşturur.18
    HPA yolu, memeli hayvanların ortak özelliğidir.19 İnsanlardan ayrılan tarafı, beyin ön bölgesi ve bellek (temporal) bölgelerinin çok daha zayıf oluşudur. Bu nedenle memeli hayvanlarda, HPA yolunu kontrol eden beyin ön bölge hakimiyeti belirgin olmadığından ve beyin ön bölgesi iyi gelişmemesine bağlı olarak kendi besin dağarcığını insanlar gibi geliştiremediğinden zorunlu olarak sağlıklı kalmaları nedeniyle tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, kolestrol yüksekliği, panik atak, astma, mide ülseri, allerjik hastalıklar vb.. Görülmez. Süregen (müzmin) hastalıklar insana özgüdür. Çünkü insan beyni farklıdır. Farklılığı yaratan en önemli unsur, insan olma özelliği veren, beyin ön bölgesidir (prefrontal korteks).
    Bu bölge ve HPA yolu ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda, son yıllarda önemli artışlar gözlenmektedir. Hastalıkların, beyin çalışma bozuklukları sonucu vücudun kontrolünün bozulması ile ortaya çıktığı gerçeğine her gün biraz daha yaklaşılmaktadır. Bugün, doktorlar tarafından sıkça reçetelenen ve devletin sigorta sistemleri tarafından ödenen ilaçların hemen tümü nedene (beyin duyarlılığı) değil sonuca yöneliktir. Tansiyon, şeker ve kolesterol yükseklikleri, nefes darlığı, baş ağrısı, baş dönmesi, yaygın vücut ağrıları, allerji birer sonuçtur. Beyin ön bölge duyarlılığı var oldukça ve HPA yolunu uyaran beslenme tarzı sürdükçe, hastalıklarda sürecek gibi görünmektedir.
    Doğa, doğal olarak sunduğu besinler yerine rafine ürünleri tercih eden ve bu nedenle sağlıklarını kaybeden insanlara tedavi olanağını da sunuyor. Adaptojen /uyum sağlayıcı) maddeler, doğada bulunan şifalı madde ve otlarla yapılan, HPA yolu bozukluklarında kullanılması önerilen, yeni bilimsel çalışmalarda yararları sık sık gündeme gelen bir tedavi şeklidir. En önemli özellikleri yan etkilerinin çok az ya da hiç olmasıdır.20 Ancak üretilme tekniklerinin özensiz olması nedeniyle etkin olup olmadıkları konusunda şüpheler vardır. Örnegin sarımsak, içerdiği allisin nedeniyle antioksidan ve antibiyotik özellikleri vardır. Halen piyasada yer alan kimi sarımsak tabletlerinin allisin içermediği, mide asidine koruyucu tabakasının olmadığı, olanlarında mide sonrası ince barsaklarda açılamayıp doğrudan dışarı atıldığı bilinmektedir 21,22 Ayrıca sarımsak tozu allisin içermediğinden hiçbir yararı yoktur. Bu konu ile ilgili ülkemizde ciddi bir denetime gereksinim vardır. Diğer bir örnek, üzüm vb.. Bitkilerde bulunan resveratrol�dür. Kararsız yapısı nedeniyle ışık, sıcaklık ve oksijenden etkilenerek yapısı değişir.23 Harvard üniversitesinde yapılan bir araştırmada, ABD�nde piyasada bulunan çoğu resveratrol içerikli hapların etkisiz olduğu saptanmıştır. Bir çok faydaları olan bu doğal maddenin hap olarak hazırlanması ile ilgili ciddi sıkıntılar olması, hastaların fayda görmemesi sonucunu doğuracak, doğal tedavilere olan inancı sarsacaktır.
    HPA yolu tedavisinde, öncelikle doğal beslenme biçimi uygulanmalı, bu konuyla ilgili olan hekimlerden hasta ya da kişiye özel çözümler istenmelidir.
    Dr Güçlü ILDIZ
    Kaynaklar
    1.Stefan M. Gold, Isabel Dziobek Hypertension and HPA axis hyperactivity affect frontal lobe integrity J. Clinical End & Me.June 1, 2005 10.1210/jc.2004-2181

    2.Mcewen BS, Wingfield JC.The concept of allostasis in biology and biomedicine. Horm Behav. 2003 Jan;43(1):2-15.

    3.Cerqueira JJ, Mailliet F.The prefrontal cortex as a key target of the maladaptive response to stress. J Neurosci. 2007 Mar 14;27(11):2781-7

    4.Julian F Thayer, Esther Sternberg .Beyond Heart Rate Variability. Vagal Regulation of Allostatic Systems. Annals of the New York Academy of Sciences 1088 (1), 361�372.

    5.Glucocorticoid receptor polymorphisms in inflammatory bowel disease G Decorti, S De Iudicibus Gut 2006;55:1053-1054

    6.Reactive Hypoglycemia (RHG),Insulin Resistance: FMS & CMP Perpetuating Factor. Fibromyalgia and Myofascial Pain: A Survival Manual, edition 2, 2001, Starlanyl and Copeland.

    7.Robyn Klein 2006 Phylogenetic and phytochemical characteristics of plant species with adaptogenic properties MS Thesis, 2004, Montana State University Chapter 3 of 8


    8. Editorial: Ultradian, Circadian, and Stress-Related Hypothalamic-Pituitary-Adrenal Axis Activity�A Dynamic Digital-to-Analog Modulation George P. Chrousos, M.D. Endocrinology Vol. 139, No. 2 437-440


    9.Hyperglycemia does not increase basal hypothalamo-pituitary-adrenal activity in diabetes but it does impair the HPA response to insulin-induced hypoglycemia. Vranic, Mladen, Matthews, Steve Am J Physiol Regul Integr Comp Physiol. 2005 Jul;289(1):R235-46

    10. Mild Traumatic Brain Injury The Missed Diagnosis Prof. D. Corydon Hammond, Ph.D., ECNS, QEEG-D, BCIA-EEG University of Utah School of Medicine International Society for Neurofeedback & Research http://www.isnr.org/information/mtbi.cfm

    11.Practıce Management Guıdelınes For The Management Of Mıld Traumatıc Braın Injury: The EAST Practice Management Guidelines Work Group James G. Cushman, MD, Nikhilesh Agarwal, MD 2001 Eastern Association for the Surgery of Trauma

    12.Diabetes Insipidus, Secondary Hypoadrenalism and Hypothyroidism after Traumatic Brain Injury: Clinical Implications S. Tsagarakis, M. Tzanela Pituitary Volume 8, Numbers 3-4 / December, 2005

    13.One-year follow-up of patients with mild traumatic brain injury: Occurrence of post-traumatic stress-related symptoms at follow-up and serum levels of cortisol, S-100B and neuron-specific enolase in acute phase Peter Sojka ; Britt-Marie Stålnacke Brain Injury, Volume 20, Issue 6June 2006 , pages 613 � 620

    14.The addicted human brain: insights from imaging studies Nora D. Volkow, Joanna S. Fowler J Clin Invest. 2003 May 15; 111(10): 1444�1451

    15.Activation of Orbital and Medial Prefrontal Cortex by Methylphenidate in Cocaine-Addicted Subjects But Not in Controls: Relevance to Addiction Nora D. Volkow,1,2 Gene-Jack Wang The Journal of Neuroscience, April 13, 2005, 25(15):3932-3939

    16.New Research Gıves Addıcts Hope That Effects Of Addıctıon Could Be Reversed News Release Nr-23-06 (10/15/06)

    17.Attention-deficit disorder (attention-deficit/hyperactivity disorder without hyperactivity): A neurobiologically and behaviorally distinct disorder from attention-deficit/hyperactivity disorder (with hyperactivity) Adele Dıamond MD, Dev Psychopathol. 2005; 17(3): 807�825.

    18.Past and present strategies of research on the HPA-axis in psychiatry Berger M, Krieg C Acta Psychiatr Scand Suppl. 1988;341:112-25

    19.Stress peptides and HPA axis reactivity in depression Nemeroff C.B.; Stout S.C.; Owens M.J. European Neuropsychopharmacology, Volume 5, Number 3, September 1995, pp. 242-243(2)

    20.Anonymous, 2002. WHO Traditional Medicine Strategy 2002-2005, World Health Organization, Geneva.

    21. Journal Agriculture Food Chemistry 49: 2592-99, 2001

    22.J Agriculture Food Chemistry 53:6254-61, 2005

    23.J Chromatography A 1074:133-8, 2005
     
    LapRose, opeh, muro-van-kenobi ve diğer 4 kişi bunu beğendi.
  2. muro-van-kenobi
    Offline

    muro-van-kenobi Üye

    Katılım:
    28 Eylül 2010
    Mesajlar:
    79
    Beğenileri:
    32
    Ödül Puanları:
    28
    Meslek:
    murat
    Yer:
    ankara

    Ne yapalım biz de beynimizi kandırmanın yoluna bakıyoruz. Öyle atlayıp zıplayıp ceylan peşinde koştuğumuzu sanıyor vucudumuz. Burdan bu sonuca vardım haksız mıyım?
     
    Coyote bunu beğendi.
  3. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    yani insan bu durumlar karşısında beyniniz adrenalin endorfin dopamin seratonin gibi hormonları arttırıyor.

    Ancak gunumuzde insanlar yemek yemeyi bir zevk haline getirmiş durumdalar. Buradaki esas konu bu.

    Hepimizin karbohidratlara karşı koyamasının tek sebebi bu. Çünkü karbohidratlar seratoninde aşırı derecede artış yapıyor ve adrenalini arttiriyor. insulin direncini arttiriyor. Sonuçta siz yedikçe mutlu oluyorsunuz ancak öbür yandan işler iyi gitmiyor ve hastalıklara zemin hazırlanıyor. Sporla bir nebze olsun direnç kırılıyor beyin ön bölgesi sağlıklı çalışıyor. Örneğin spor yaptıktan sonra canınız yemek istemez. Bunun nedenini hiç dusundunuzmu ?

    Bunun sebebi beyninizin ön bölgesidir. Çünkü spor esnasında butun hormonların yapımı artar.

    Stres altında ise yapım düşer. işte bizde bu yapımı bir çok insan bağımlılık yapıcı maddelerle sağlamaktadır. (şeker de dahil)

    Sorun ceylan peşinde koşma sorunu değil, göz göre göre hastalıklara kucak açma sorunu.

    Kesinlikle beyin ön bölgesi tedavi edilmediği sürece ve eski çalışma düzenine döndürülmediği sürece hiç bir şekilde hastalıkların ve yağ olarak kilo alımı mesela çağımızın en buyuk hastalığıdır bunun engellenmesi bile sağlanamaz.

    Deney yapıyorlar insanlara 600 kalori yağ veriyorlar ve 600 kalori basit karbohidrat.

    Bunun sonucunda karbohidrat alan kişilerde çarpıntı baş dönmesi adrenalin artışı bayılmaya kadar giden ruhsal sorunlar oluşurken yağ kullanan grupta ise en ufak bir problem yok. ancak birinci gruptaki şeker kullanan kişide belirgin bir mutluluk hali var ve ancak bu geçici. Çok kısa bir süre içinde yağ kullanan kişi acıkmazken karbohidratları kullanan kişiler belirgin bir şekilde acıkma atakları yaşıyorlar.

    Diğer bağımlılıklardada belirgin bir düşüş oluyor. Beynimizin ön bölgesini bozuyor hasta ediyoruz sonrada tedavi olmaya çalışıyoruz çelişkiye bakarmısınız. Yani karbohidratlara aşırı bağlanan kişiler, tıpkı uyuşturucu kullanan kişilerle aynı şekil etkileri yaşıyorlar. Bunu yapan işte beynin ön bölgesi.

    Söylediğim gibi önce bağımlı olduğunuz şeyler varsa onlardan kurtulmalısınız. Uyuşturucu alkol ve akla gelebilecek her turlu bağımlılık.

    Buda endokrinolojik tedavilerle düzeliyor. sonuçta yiyecek yiyecektir ancak bazı yiyecekleri yediğiniz zaman sadelik zindelik hissedilirken bazı yiyecekler beynınızin çalışma mekanizmasını mahvediyor. Prefrontal korteks feedback mekanizması ile çalışır yani sürekli kanda bir sorun olup olmadığı vücutta bir problem olup olmadığı bu bölgeye iletilir. Bir sigara içtiğinizde bir bardak kola içtiğinizde bile mutluluk veren hormonlarda artış olur. Peki şöyle söyleyebilirmiyiz? Coca colayı çok içen insanlar sağlıklıdır? Ancak bu onları mutlu ve huzurlu yapıyor. :Yada sigara içen kişiler mükemmel derecede sağlıklı. Bu onları huzursuz yapmıyor.

    Peki karbohidratları Aşırı tuketen kişiler. Onlar sağlıklımı ?

    Kan şekeri dengesi ve prefrontal korteks arasındada buyuk bir bağ var. Kaldıki bu konu gorundugu kadar basit bir konuda değil.
     
    Son düzenleme: 13 Kasım 2010
    LapRose ve muro-van-kenobi bunu beğendi.
  4. muro-van-kenobi
    Offline

    muro-van-kenobi Üye

    Katılım:
    28 Eylül 2010
    Mesajlar:
    79
    Beğenileri:
    32
    Ödül Puanları:
    28
    Meslek:
    murat
    Yer:
    ankara
    Bu konuda çok katılıyorum. Spor yapınca insan mutlu oluyor. Spor yapanda daha fazla seratonin salgılandığı doğru mudur?
     
  5. Coyote
    Offline

    Coyote Üye

    Katılım:
    24 Aralık 2008
    Mesajlar:
    1.626
    Beğenileri:
    1.569
    Ödül Puanları:
    123
    Seratonin en güzel güneşli ortamlarda salınır,bilindiği gibi d vitamini (hücre içi steroid)güneş altında uv ışınları ile çok etkili çalışmaya başlıyor yazın insanların kendilerini mutlu hissetmelerinin sebebi Yükselen D vitamini değerleri, yani seratonini yiyeceklerle ve antidepresanlarla salmaya kalktığımızda ( yüksek karbohidrat tüketimi) Dolayısıyla allostatik yüklenme artiyor.

    Capaisin( Acı ve doğal acı soslarda bulunan madde) seratonini alındığı anda arttiriyor.

    Acı besinlerle beslendiğimizde iştahımız açılacaktır doğal olarak ancak bundan korkmayın kısabildiğiniz kadar un ve şekeri kısın işlenmemiş karbohidratları çok az kullanın ve yağlar ve proteinlerle doyun.

    dolayısıyla d vitamini oranınız yetersiz ise testosteron üretimide çok iyi olmaz insan kendını yiyeceklerle mutlu etmeye kalkar.

    Mutluluğun tek nedeni D vitamini ve güneş ışığı diyebiliriz?

    Amaçsızca karbohidrat ve şeker tuketımı yapan amaçsız insanlar ne olucak bu durumda.

    Sigara ve alkol kullanıp mutlu olan kişiler onlardamı doğru yapıyor.

    Bana sorarsanız çok şeker ve karbohidrat tüketen biri ile madde bağımlılığı arasında hiç bir fark olmadığı yönünde.

    ikiside insanı uzun vadede hasta ediyor.

    Sonuçta böyle problemleri olan insanların allostaz tedavisi görmeleri şart.

    Merak etmeyelim, sporcularda bu riskler altındalar. Bir çok sporcu hala beslenmesinde rafine gıdaları barındırıyor.

    Dolayısıyla futbolcular sahalarda yarışçılar yollarda tehlikeli anlar yaşıyorlar. Zaten bu yanlışlıklar yüzünden bir çok sporcu ve insan ileriki yıllarda hastalanıyor yada ansızın sahalarda pistlerde ölüveriyorlar.

    yani önce insanların beslenme tarzları düzeltilmeli ve gerçek doyma hissi yeniden öğrenilmeli ve allostaz HPA durdurulmalı.

    mutluluk kendi kendine gelecektir.
     
    Son düzenleme: 22 Kasım 2010
    muro-van-kenobi bunu beğendi.
  6. oklahoma
    Offline

    oklahoma Yeni Üye

    Katılım:
    14 Ağustos 2010
    Mesajlar:
    1.005
    Beğenileri:
    322
    Ödül Puanları:
    0
    herşeyin otesinde beslenmede bir yaşam tarzıdır. insanın kendisine duyduğu bir saygıdır bence. olup olmadık durumlarda olup olmadık şeyler yemek benim gözümde kendine olan saygıyı yitirmektir. ayrıca irade zayıflığı disiplinsizlik vs. gostergesidir. saygilarimla ...
     

Sayfayı Paylaş