İnsan vucudu hergün yenilenir; organlarımızda gereken özeni gösterirsen bi direnç yakalayıp kendini yeniler. Ancak karaciğer ve böbrek konusunu
açmazdan önce göz,beyin ve sinir hücreleri kendini yenilemediğini sana belirtmek isterim. ancak konu ile ilgili araştırmalar yurtdışı kaynaklı olarak devam etmektedir.
göz beyin sinir hücrelerini çoğaltmak maksaltlı "kök hücre" çalışmaları devam etmektedir.
Karaciğer hala tıp dünyası ve bilim dünyası için gizemini korumaktadır. Karaciğerin kendine has özellikleri içerisinde vucuttan ayrı bir makina gibi çalışmaktadır.
Yağ şeker depolmasının ardından 200 den fazla enzim salgılayan apayrı bir organdır. cerrahi olarak 2 ayrı atardamar ve toplar damarı barındıran karaciğer
olası yaralanmalarda tompon yapılırsa 20 dakika yapılmaz ise 5 dakika içinde insanı ölüme götürür.
Vucut için bir rafineri görevi üstlenir beslenmede sindirim sonrası oluşan organizma için tehdit oluşturan kan plazmasındaki hertürlü yıkım oluşturan
kimyasal maddeyi böbreklerin süzebileceği hale dönüştürür.
karaciğer parçalanması ve belli bi kısmı alınsa dahi tekrar DNA yapısındaki haritayı kullanarak tekrar eski hacmini kazanması ve bunu yaparken hangi
minerali aldığı belli değil içinden geçen toplar damarlardan beslenmektedir. Dakikada 2 litre kan dolaşımı ile muazzam bir rafineri görevi üstlenmektedir.
Olası akut kimyasal zehirlenmelerde (nörotoksinler dışında) hatta gıda zehirlenmesi yaşarsınız fakat karaciğeriniz okadar kuvvetlidirki zehirlendiğinizi anlamaz
ishal oldum dersiniz fakat bu bir çeşit vucut direncidir. günümüzde en çok görülen vakalar kimyasal olarak "ilaç ve supplement zehirlenmeleridir"
SİZ FARKINDA OLAMAZSINIZ ancak sinsice size yaklaşmakta ve organizmanızı tehdit eder bir hal alacaktır.
özellikle "t" sürede karaciğerin yapacağı "belli arıtma işleminde" örneğin alınan alkol karaciğerin çalışmasına ekstra yük bindirmektedir.
(özellikle ilaçları aldığınızda daha öncesinde alkol almanızın vucutta toksin etkisi yaparak tamiri mümkün olmayan kalıcı hasarlara (felçten böbrek iflasına) neden olabilir.
C+H+O+N protein parçalanmasında "N" azot basit olarak yiyeceklerden kaynaklı insan için tehlikeli olan "NH3" amonyak'a karaciğerde mitokondri molekül etkilesim içinde
oksidatif deaminasyon ve enzim bileşimi ile sitrüline çevirirlir. asıl 2ATP ENERJİ ENERJİ KAZANIMI BURADA GERÇEKLEŞİR. Hücre içi sitoplazma da ise son olarak üreye çevrilir
ve toksin etkisi sona ermiş olur. buraya kadar herşey normal peki vucudun alışık olmadığı kimyasal reaksiyonlarda karaçiğere dışarıdan destek oluması şarttır.
burada vereceğim bilgiler hayat kurtarabilir. örneğin 2006 yılında çekilen james bond casino royal filminde zehirlenme sahnesinde vucudun organizmal tepki vererek
vucut ısısında artma görüş bozukluğu düşünmede hayal kan dolasımında rahatsızlık olduğunu anlayan james bond derhal self müdahalede bulunuyor.
midede absorban maddenin etkisi oldukça yüksektir. bunu ince bağırsakta resorbe olmadan emilimi azaltmak için tuzlu su içmesi akıl dolu. ancak unuttukları
aldığı zehrin etkisi kimyasal olarak medular vazomotor merkezini deprese ederek otonomik reseptörlerine blok yapıp miyokard kontraksiyonu azaltarak
kordiak aritmi yaparak hipertonsiyon ve şoka sokmasıdır ve bundan daha zehrin ne olduğunu teşhis etmeden adamın canlanıp yoluna devam etmesi en
ilginç olanı budur. bide cüneyt arkın' la kafa bulurlar. konuyu saptırmadan
sonuç olarak;
şuanlık karaciğere en iyi gelen bi madde tanımlanamamıştır. ancak sahsi fikrimi sorarsanız bal ve hurma olarak rahatlıkla söyleyebilirim ve daha da önemlisi eylemsizliktir.
yani Oruç açlık karaciğerin tek dostudur müslümanların oruçları her organdan önce ilk olarak karaciğer e etki etmektedir. açlık esnasında açlık enzimi salgılar ve bu enzim Gh tetikler.
bu tıp literatürüne girmiş bir kanıdır. kan plazmasında olan östorojeni baskılar testosteron oranını arttırır. sinir hücrelerini rahatlatarak uykuyu düzenler. yılın 11 ayında yukarıda bahsettiğim
döngü değişecek ve yağ yakımı ile mitekondriden energi sağlanmaya başlanacaktır. kiyasal tepkime minimize olduğundan sıcaklık düşecek, damar içi basınç oranı azalıcağından görüşte parlaklık
ve net düşünce var olacaktır. garip ama gerçeği söylemek gerekirse açlık insan için yaratılmış ama kullanmadığı gizli bir silah gibidir.
nitekim alkolde öyle müslümanların dininde Allah'ın yasak etmesine rağmen beynin ençok tepki verdiği besindir. olacakki bu sebeble yasak edilmiş olmalı..
Son düzenleyen: Moderatör: 20 Mart 2013