Az kalori alarak, kaliteli vücut yapmak!!

Konusu 'Vücut Geliştirme & Fitness' forumundadır ve salvadore_xp tarafından 10 Temmuz 2009 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 5 üye.
  1. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Bu konuya uzun zamanır kafa yoruyorum. Besin değeri yüksek besinler yiyoruz. Bunlar et ağırlıklı oluyor, üzerine supplement de alıyoruz. Bazılarımız da steroide başvuruyor. Her geçen gün ihtiyacımız olan et miktarı artıyor, supplement miktarı da artıyor. Steroid kullananlar da bunu gelenek haline getirip, kürün dozajını arttırıyor, farklı yöntemler deneyip duruyor. Bu artış nereye kadar sürecek. Sağlığımızı kaybedene kadar mı? İş hayatına atılana kadar mı yoksa aile kurana kadar mı!
    Ben bu sporu allah sağlık verdiği sürece yapmak isteyen, vücut yapmak için sağlığı kaybetmek yerine bu sporla sağlık kazanmaya çalışan biriyim. Yani antreman yaparken bile yaptığım işin ne kadar sağlıklı olduğuna inanıyor, vücudum, organlarım için hatta sindirim ve dolaşım sistemin için yararlı olduğuna inanarak antreman yapıyorum. Bu şekilde kendimi çok iyi motive ediyorum; hırsla, azimle tabiri caizse canavarlar gibi antreman yapıyorum. Antremandan sonra endokrinin verdiği huzurla hayata daha anlamlı, huzur dolu bakıyorum. Ama yemek yerken de tüm şevkim kırılıyor. Çünkü yüksek kalori alıyoruz. Ağır besleniyoruz. Hazmı o kadar da kolay olmayan protein değeri yüksek ürünler tüketiyoruz. Normal bir insanın 3 günde yiyeceğini 1 günde yiyoruz. Bu durumda sindirim organlarımızı, kolestorol ile beraber dolaşım sistemimizi heder etmiyor muyuz!!! Uzmanlar her geçen gün az kalori tüketenlerin daha uzun yaşadığı kanısına varırken biz ise ideallerimiz uğruna fütursuzca övütüyoruz.
    16-17 yaşlarındayken vücut geliştirenlerin sadece antreman yaptıkları için böyle olduklarına inanır, yani doğru düzgün yemek yemeseler bile ağırlık basınca ağırlıkla orantılı olarak şişeceklerini düşünürdüm. Keşke cahiliyet devrinde inandığım şeyler gerçek olsaydı. Yüksek kalori almadan, proteinin gözüne vurmadan vücut gelişseydi.
    Bu konuda doktorlardan pek medet ummuyorum. Tanıdığım doktorların çoğu bu sporu temelli bırakmamı, daha klasik sporlara yönelmemi tavsiye ediyorlar. Ama bırakmayı da düşünmüyorum; belki de hayatım boyunca futbol, basketbol, tenis gibi sporla da uğraştım. Ama hiçbirini body bulding kadar araştırmadım, kafa yormadım, idealim haline getirmedim.
    Sindirilmesi daha kolay olan, kalorisi de düşük olan bitkisel ürünler body bulding ile uğraşayanlara pek gelmez. Ama dietisyenler bitkisel ürünlerin daha sağlıklı olduğunu, organları yormadığını söylerler. Benim büyük annem tam 100 yaşında. İnanın hayvansal hiçbir şey yemiyor, yiyemiyor. Bitkisel beslenerek o kadar sağlıklı yaşıyor ki görünce imreniyorum.
    Bu genç yaşımda da vücudumu, ogranlarımı çok yorduğumu, heder ettiğimi düşünüyorum. Peki ilerde vücudun direnci azaldığında, bağışıklık sistemi zayıfladığında ne yapacağım ben. Heralde sağlık problemleriyle boğuşurken body bulding'i değil, yaşamımı devam ettirebilmeyi düşüneceğim.
    Temel amacım az kalori alarak, dönem dönem bitkisel beslenerek, protein ve carbonhidrat'ı minimize ederek vücudu geliştirebilmenin yolunu bulmak. Belki de biyolojinin temel ilkelerine aykırı bir durum olmalı. Kas kaybı olsa da sağlık birinci planda olmalı bence. O yüzden 2-3 haftadır body buldingçi gibi değil et yemeyi seven, obur; ama canı istediği zaman yiyen bir insan gibi davranıyorum. Israrla açıktığımda bile saat geç ise yemek yemiyor, aç aç yatıyorum. Kas kaybım da biraz olmuştur tabi.
    Siz benden daha ağır besleniyorsunuz. Bu kadar besini, supplementi vücut işliyor, çalışıyor ve kas olarak meyvesini veriyor. Ama bu tempo organları yormaz mı! Vücuda zarar vermez mi? Bence verir, hırpalar, yorar perişan edersiniz kendinizi. Hiç birimizin sonu erken yaşta hastane köşelerinde olmasın.
    Bu konuda rahatlıkla yüksek kalorili beslendiğinize göre benden farklı bir düşünceniz ya da benim bilmediğim bazı şeyleri biliyor olmalısınız. Bunları benimle paylaşın da benim de içim rahat etsin..
    Ben kaloriyi asgari düzeye indirerek kaslarda alabileceğim en yüksek verimi almaya çalışıyorum. Deneme-yanılma yöntemiyle annemin bitkisel yemeklerini yiyorum; performans düşüyor, ama arada uçurum da göremiyorum. Halbuki gayet obur bir insanım. Günde 2 kilo kırmızı eti rahatlıkla yerim. 10 yumurtayı da 10 dakikada yutabilirim. Ama ileri düşündüğümde kayğılanıyorum.
    Bu konuda ne yapılabilir arkadaşlar. Bilinçli bir şekilde kaloriyi azaltarak kaslardan en az fireyi nasıl verebilirim???
     
    Son düzenleme: 10 Temmuz 2009
    jkdo ve Setenay bunu beğendi.
  2. Rpac
    Offline

    Rpac Üye

    Katılım:
    3 Haziran 2008
    Mesajlar:
    2.404
    Beğenileri:
    1.540
    Ödül Puanları:
    123
    Benim görüşlerim oldukça farklı bu konuda. Okuduğum bazı makaleler ilaç sektörünün kasıtlı olarak ortaya bırakılan yanlış bilgilerle insanları kurban ettiklerine dair ifade ediyordu. Akla da oldukça mantıklı geliyor ama bu tabiki benim görüşüm ve herhangi bir yazı. Kimseyi yanlış yönlendirmek istemem. Uygun bir zamanda da türkçeye çevirdiğim yüksek protein diyetlerinin söylendiği gibi zararlı mı yoksa insanlar için olmazsa olmaz mı olduğunu irdeleyen bir yazıyı sizlerle paylaşacağım.
    Elimde imkanım olsa günde kilo başına 2.5-3 gramdan aşağı protein almazdım.
     
    Setenay bunu beğendi.
  3. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Senden bu makaleyi paylaşmanı rica ediyorum. Mantığa da uygun gelmesini de açıklamamışsın? Sen mantığına göre yüksek proteinin çok sağlıklı olduğunu neye bağlıyorsun?
     
  4. Rpac
    Offline

    Rpac Üye

    Katılım:
    3 Haziran 2008
    Mesajlar:
    2.404
    Beğenileri:
    1.540
    Ödül Puanları:
    123
    Yazıdan birkaç alıntı yapıyorum:

    " [FONT=&quot]Bir çalışma, günlük kilo başına 2.8 gram protein alan vücutçularla iyi eğitilmiş orta düzey protein alımı yapan sporcuları karşılaştırdığında grupların böbrek fonksiyonlarında kayda değer farklar olmadığını gösteriyor. Ayrıca, bilimsel bir makalede “sağlıklı kişilerde protein kısıtlamasına gerek olacak bir sebep bulunmamaktadır” sonucuna varılmıştır."[/FONT]
    kaynak:bodybuilding.com
    Yazıda yüksek protein diyeti ile ilgili olan böbrek, kalp ve karaciğer rahatsızlıkları üzerine vurgu yapılıyor . Bu iddaaları yapılan kontrollü deneylere değinerek yalanlıyor. Bu yazının sahibi de Layne Norton. Kendisi anatomi üzerine yüksek lisans yapmış ve doğal vücutçu. Vücudunu görseniz ilk söyleyeceğiniz şey "steroid kullanmış" olur. Kısacası beslenme olayını aşmış ve marka olmuş aranılan bir eğitmen.
     
    Setenay ve salvadore_xp bunu beğendi.
  5. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Az yiyen niçin daha uzun yaşıyor?


    Hatice Yaşar`ın haberi



    Herkesin hayali olan uzun ömürün anahtarlarından biri, az yemek ve sağlıklı kiloyu korumak... Uzun yaşam üzerinde yapılan çalışmalardan çıkan ortak sonuç, kalori kısıtlamasının etkili olduğu. Zira az yemek, serbest radikallerin ortaya çıkardığı hasarları azaltıyor. Serbest radikaller, yağ ve karbonhidratların parçalanması sırasında oksijen kullanımıyla ortaya çıkan ve vücuda zarar veren maddeler. Beslenme tarzının uzun yaşam üzerinde yüzde 100 etkili olduğunu belirten uzman diyetisyen Selahattin Dönmez, `Sağlıklı beslenmenin etkileri uzun, kötü beslenmenin etkileri ise kısa sürede kendini gösterir` diyor.



    Beslenme tarzı ve yaşam süresi arasında nasıl bir ilişki var?



    Yüzde 100 bir ilişki var. Beslenme, sigara içimi, alkol, genetik faktör, yaş ve fiziksel aktivite gibi pek çok parametre sağlığın temel belirleyicisidir. Cinsiyet ve genetik gibi faktörler değiştirilemez, ama beslenmenin şöyle bir etkisi var: Bir birey sağlıklı ve iyi beslenirse yaşam kalitesi artar, beklenen yaşam süresi uzar ve kaliteli beslenmenin etkilerini uzun vadede görebilir. Sağlıksız beslenmenin etkilerini ise daha kısa vadede görebilme durumu var. Sağlıklı beslenmeden kasıt, eti, sütü, yoğurdu, sebze ve meyveyi karışık olarak gün içinde tüketmek, üç ana öğün en az bir ara öğün yapmak, az yağlı ve düşük kalorili bir bir beslenmeyle yaşamına devam etmektir. Bir birey sağlıklı beslenmek istiyorsa kendi yaşam alanında kendi oluşturacağı besinlerle sağlıklı beslenme yapmalı.



    Bir beslenme uzmanı olarak hiçbir zaman o gün kaç kalori aldım, ne kadar yağ aldım diye hesaplamadım. Sadece öğlen etli kuru fasulye yediysem akşam sebze yemem gerektiğini bildim.



    Uzun yaşayan insanların ortak noktalarına bakılmış ve günlük aldıkları kalorinin çok düşük olduğu görülmüş. Günlük kalori alımıyla ilgili ideal değer nedir?

    Bir erkek günde ortalama 2 bin 200-2 bin 800 kalori almalı. Bu, kas kütlesi, işi ve yaptığı fiziksel aktiviteye göre değişir. Bir kadın için ise bu değer ortalama 1800-2 bindir.



    Adolesan dönemde bu daha fazladır. Yaşlılıkla beraber bu kalori değişir. Doğumdan ergenliğe kadar bazal metabolizma hızlı bir şekilde artar. Çünkü kas yapımı vardır. 30`lu yaşlardan itibaren geri dönüş başlar. Bu nedenle 20`li yaşlardaki kalori miktarının yarısı alınmalı. 40`larda bu daha da düşmeli. Bir bireyin sağlıklı beslenebilmesi, düşük kaloriyle daha uzun yaşayabilmesi için 1200-1500 kalori alması gerekir. Bu kadar kalori alan, yeterli vitamin ve mineral sağlayan düzenli fiziksel aktivitesini yapanlar, fazla kilolarını verir, zayıf olanlar kilo alır, kilo sorunu olmayanlar da kendilerini muhafaza eder. Diyeti istediğiniz kadar güzel planlayın, bir minerali bile eksik verdiğinizde kalitesiz zayıflama yaparsınız. Vücudun kas, yağ ve su oranı değişir. Kendinizi yormadan hazırlayacağınız bir reçeteniz olmalı. Sisteminizi uygularken yaptığınız ufak kaçamaklar size zarar vermez. Ancak alışkanlık haline getirdiğinizde sorun olur. Günümüzde insanlar sağlıklı bir sistemleri olmadığı için vitamin yüklemesine gidiyor. Bu da kanser, böbrek fonksiyonunun bozulması ve karaciğerde sorunlara yol açıyor.



    Bu besin destekleri alınmamalı mı?



    Kesinlikle gelişigüzel alınmamalı. Örneğin kişi her gün karışık sebzeleri yiyor, etini, sütünü, yoğurduğunu tüketiyorsa ekstra vitamin ve mineral almasına gerek yok. Çünkü fazla vitamin ve mineral böbreği harap eder.



    Su tüketiminin kilo vermek, uzun yaşamak üzerinde rolü var mı?



    Suyun kilo vermekle hiçbir alakası yok. Ancak suyun yağ yakımıyla ilgisi var. Amerikan Diyetisyenler Derneği, en son düzenlediği kongrede, kadınların vücut kütlelerini düzenli olarak yakabilmeleri için günde 10 bardak, erkeklerin ise 14 bardak su içmelerinin optimal olduğunu söyledi. Kişi su içmiyorsa açık siyah çay, bitki çayı, yeşil çaydan da ihtiyacını karşılayabilir. Bir açık çay bardağı bir su bardağına eşittir. Taze sıkılmış meyve suyu da buna eşdeğerdir. Metabolizmanın normal çalışması için mutlaka su gerekiyor.



    Su, vücut ısı dengemizi sağlıyor. Özellikle spor yaparken her 15 dakikada bir su içerseniz daha fazla yağ yakarsınız. Suyu bir görev olarak içmemeli. Bunu görev olarak bilir ve fazla içerseniz bıkma durumu ve tüketmeme eğilimi oluşabilir. Su içmeyi kolaylaştırmak için şöyle bir öneri var: Tülbentvari bir kesenin içine limon taneleri koyup bir şişe suyun içine atılabilir. Bu, suyu aromatik bir sıvı haline getirir. Benim metabolik denge sıvım var. Bu, hem yağ yakar, hem de mide asitlerini ve kolesterolü dengeler. Üç litre suyun içine iki orta boy elmayı dört eşit parçaya bölerek koyun. Bir limonu dört eşit parçaya bölün, bir tatlı kaşığı kuru karanfil, bir tatlı kaşığı tane karabiber, bir dal rulo tarçını koyup güzelce kaynatın ve süzün. Bundan istediğiniz kadar içebilirsiniz.



    Su, tokken mi açken mi içilmeli?



    Su, sıcak, soğuk, ılık, yemek öncesi, arası, sonrası, sabah kalkarken veya akşam yatarken, ister bir anda, ister gün içine yayayarak tüketilebilir. Günde normalde 10-14 bardak su içmenin kilo vermede etkisi olmadığı, günlük alınan enerjide yüzde 30 azaltma yapılıp su içildiğinde kilo verildiği bir gerçektir. Suyu öğün aralarında içtiğinizde besin sindirilebilirliğini artırırsınız. Öğün öncesi içtiğinizde geçici tokluk yapar. Suyu istediğiniz zaman içebilirsiniz hiç fark etmez. Soğuk su mideyi daha geç, sıcak su ise daha çabuk terk eder.



    Suyun fazlası zararlı mı?



    Günde dört litrenin üzerinde tüketmek böbreklerde sıkıntı yaratıyor ama bu da geri dönüşümü olan bir sıkıntı. Su fazlasının ölümcül bir sonucu olmaz. Dört litreyi de aşmanın gereği yok. Bu, abartılı olur.



    Kilo almamanın basit formülü var mı?



    Bana göre var. Bir birey amacını belirlemediği sürece kilo vermede başarılı olamaz. İki yol var. Biri sadece kiloya odaklıdır. Diğer bir yol da kiloyu korumaya yönelik. Bir birey eğer kiloya odaklı değilse rahat kilo verir. Kilosu-nu korumak istiyorsa etini, sütünü, sebzesini meyvesini, yoğurdunu bir gün içinde yiyecek. Ama bazen kekini, böreğini, lahmacununu yemeyi öğrenirse ve bunu iyi ayarlarsa kilolarını koruyabilecek sisteme başlamış demektir. Kiloyu koruyabilmeniz için porsiyon kontrolünde yemek yiyebileceğinizi algılamanız gerekir. Yaşınız ilerledikçe bazal metabolizmanız düşer ve buna mutlaka fiziksel aktivite eklenmesi gerekir. Haftada dört kez düzenli yürüyüş yapılmalı. Kişi, kekini, böreğini, tatlısını yiyecek ama bunu iyi yapacak. Her gün tartılarak artı eksi yarım kiloda kalmalı.



    Kilonuz gerçekten ideal mi?



    Beden kitle indeksi (BMİ) ve bel kalça oranı ideal kilonuzda olup olmadığınızı gösterir. Kilogram cinsinden vücut ağırlığınızı boyunuzun metre cinsinden karesine bölün. Çıkan değer BMİ`yi verir.

    18.5 kg/m2 altı: Zayıf

    18.5-24.9 kg/m2: Normal kilolu

    25-29.9 kg/m2: Hafif şişman

    30-34.9 kg/m2: Orta derecede şişman

    35-39.9 kg/m2: Ağır derecede şişman

    40 kg/m2 üzeri: Çok ağır derecede şişman

    Bel-kalça oranı: Bel çevresinin santimetre olarak kalça bölgesi ölçüsüne (cm.) bölünmesiyle bulunur. Kadınlar için sağlıklı bel/kalça oranı 0.8 ya da daha düşüktür (bel ölçüsü en fazla 88 cm.). Erkekler için sağlıklı bel/kalça oranı 1.0 ya da daha düşüktür (bel ölçüsü en fazla 100 cm.). Bu oran erkeklerde 1.2`yi geçmemeli.



    kaynak:http://www.tumgazeteler.com/?a=1885789
     
  6. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Aslında istesem kilogram başına 3 gram protein bile alabilirim. Ama tedirgin oluyorum gerçekten. Bak mesela, çok kalorili yediğin zaman elim ayağım yanıyor bazen; ama az kalorili yediğim zaman çok rahat uyuyorum, kendimi daha rahat hissediyorum. Sana da oluyor mu?
     
  7. Rpac
    Offline

    Rpac Üye

    Katılım:
    3 Haziran 2008
    Mesajlar:
    2.404
    Beğenileri:
    1.540
    Ödül Puanları:
    123
    Yanma gibi şimdiye kadar herhangi bir sorunum olmadı ancak bu konuda fikir beyan etmem bilimsel bir açıklama yapamayacağım için doğru olmaz.
    Protein alımında kendini denek olarak kullanabilirsin. Mesela doktora yüksek protein alımı yapılırsa karaciğer böbrek ve kalbin ne zaman sinyaller vermeye başlayacağı gibi sorular sorup belirli bir süre diyeti uygulayabilirsin. Düzenli olarak kontrollerini yaptırarak durumdan haberdar olursun.
    Yazıdan bir alıntı daha:
    "Karaciğer
    Yüksek protein alımının karaciğere zararlı olduğuna dair kesinlikle bir delil yoktur. Protein karaciğer dokusunun onarılması ve yağları lipoproteine çeviren metionin ihtiyacını karşılamak için gereklidir.
    Amino asitler karaciğerin ana yakıtıdır keza. Ayrıca, alkolsel karaciğer hastalıklarında yüksek protein diyeti göstermiştir ki karaciğer fonksiyonları artmaktadır ve ölüm oranı düşmektedir. Ve uzun zincirli amino asitler karaciğer tedavisi için araştırılmaktadır.
    Bir doku hasarlı olduğu takdirde, hasarlı dokuyu onarmak için protein gerekli olacaktır. Bu yüzden, organların onarımı ve yenilenmesinde önemli olan amino asitleri sağlamak için normal protein alımından fazlası gereklidir."
    Kaynak:bodybuilding.com
     
    Setenay ve salvadore_xp bunu beğendi.
  8. yalnızkovboy_89
    Offline

    yalnızkovboy_89 Üye

    Katılım:
    5 Nisan 2009
    Mesajlar:
    925
    Beğenileri:
    383
    Ödül Puanları:
    73
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Endüstriyel Otomasyon
    Yer:
    İstanbul
    Kesinlikle banada olan bir durum bu çok yediğim..vs zamanlarda özellikle ayak tabanlarımda yanma oluyor.Aynı durum bi ara geç yemek yiyip yatıyordum ozamanlar daha sık oluyordu artık 7 den sonra hiç birşey yemiyorum ve yemekleride tıkabasa yemiyorum.Hedefime ulaşana kadar 7 den sonra birşey yememeyi düşünüyorum,yanmada olmuyor...
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  9. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Bak sana da oluyormuş aynısı. Ben bu durumdan yediklerimin bana ağır geldiğini, sindirimin ağır olduğunu, organlarımın yorulduğunu çıkarıyorum. Body bulding prensiplerine aykırı olmakla birlikte gece yemek yememeye çalışıyorum ben. Protein tozunu bırak cazein bile almıyorum geceleri. Sabah daha dinç, rahat, huzurlu kalkıyorum. Uykum da deliksiz oluyor. Bu durumun bir çözümü olmalı. Az yiyerek de yapılabilmeli bu...
     
  10. YesiLZeytin
    Offline

    YesiLZeytin Üye

    Katılım:
    26 Nisan 2009
    Mesajlar:
    313
    Beğenileri:
    198
    Ödül Puanları:
    53
    Evet ben de midem boşken uyuduğum zaman uykudan maksimum verimi aldığımı hissediyorum. Sanırım sindirimle uğraşan vücut uykudan yeterince yararlanamıyo. Güzel bir konu olmuş bu salvadore_xp, arkadaşların yazılarını dikkatle takip ediyorum.
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  11. okankut
    Offline

    okankut Üye

    Katılım:
    18 Mayıs 2006
    Mesajlar:
    464
    Beğenileri:
    312
    Ödül Puanları:
    73
    bu spor aslında 2 amaç için yapılır.
    1-Sağlıklı yaşam
    2-Kasları büyütüp aynı zamanda estetik bir görüntüye sahip olabilmek..
    eski bir ev sahibim vardı.1.90 boylarında yaklaşık 100kg civarı beden eğitimi mezunu hayatının büyük bir kısmında body yapmış birisiydi..Bir gün salonda laylaylom antrenman yaparken bana bu sporu neden yaptığımı sordu ben de sağlık için falan dedim..kendisi de bana boşuna salona para verme git dışarıda koş, bu işten verim almak istiyorsan vucudunu zorlamalısın demişti..ben de bu anlayışı sürekli kendime ilke edindim..
    kısacası ben bu işi sağlık için yapmıyorum estetik bir görüntü ve güç için yapıyorum o yüzden elimden geldiğince doğal yoldan protein alımımı gerçekleştiriyorum supp. olarak da wheyimi kullanıyorum..vucudumdan da şimdiye kadar olumsuz bir tepki almadım..ama sonuçta bu bir tercihtir önemli olan bu sporun içinde yer almak..
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  12. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Arkadaşlar, estetik kaygısı hiçbir zaman sağlığın yerine geçemez. Geçebileceğini düşünen varsa çok sağlıklı olduğunun farkına varsın; çünkü en ufak sektede bu sporla uğraşmayacağına tövbe eder. Yani kilom başına 2 gram protein almayı, geceleri saat kurup uyanıp cazein ya da whey protein almayı, bir uzmana gidip bir kür hazırlanıp şırınga şırınga steroid'in tadına varmayı ben de çok iyi biliyorum. Lakin bunların da bedenimi yoracağı bir gerçek. Herkesin imreneceği, hayran kalacağı, 1km'den bile farkedilen bir v-type olan bir bedene sahip olmak insanı cezbedir. Çünkü insandaki doyumsuzluk, beğenilme arzusu, zaman içersinde herkesten hacimli, define olma arzusunun sonu yok. Önce kendimi tanımaya çalışıyorum. Girdim her alanda insanlarla yarışan, en iyi olmaya çalışan bir karakterim var. Ama uçlarda olmaya çalışmak da ilk problemleri sizin gögüslemeniz anlamına gelir. Vejetaryen birkaç vücutcu olduğunu da biliyorum. Özellikle karasan'ın birkaç yazısında denk geldim. Bu konuda yoğunlaşıyorum ben. Yani sağlığımın peşindeyim ben. Şuan gayet sağlıklıyım ve sağlıklıyken insan pek umursamıyor sağlığını. Sağlığın kadri kıymeti de kaybedilmeden anlaşılmıyor. O yüzden temkinliyim. Olması gerektiği gibiyim. "Bu kadar adam yiyor, supplement alıyor, ağır besleniyor birşey olmuyor da bana mı olacak" diyemiyorum. Sağlık bu şakaya gelmiyor.
     
  13. cexenes
    Offline

    cexenes Üye

    Katılım:
    27 Ağustos 2008
    Mesajlar:
    272
    Beğenileri:
    223
    Ödül Puanları:
    53
    dün akşam iyice içtim öğlen oldu hala kendime gelemedim eğer vücuduma zarar gelicekse proteinden gelsin bu kadar fazla düşünmemek lazım ama abartmayada karşıyım sonuçta profosyenel değiliz hele ki steroide tamamiyle karşıyım çok fazla supplement kullanmayada karşıyım vucudun sesini dinleyerek beslenmek lazım ben illa 2 gr protein alıcam diye hiç kendimi kasmadım oturup illa 200 gr tavuk yemeye zorlamadım kendimi doğal olan şeyleri bende çok fazla araştırıyorum vücudumun hiçbir şeye adapte olmasına izin vermiyorum 10 gün çok iyi beslenirsem 3 gün salıyorum beyin sağlığının en önemlisi olduğuna inanıyorum kafa rahat ve takıntılı değilse dünyanın en sağlıklı insanı olursun.
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  14. donnie_brasco
    Offline

    donnie_brasco Üye

    Katılım:
    2 Nisan 2009
    Mesajlar:
    138
    Beğenileri:
    164
    Ödül Puanları:
    0
    Az kalori alarak kas inşa etmek bence biraz zor ya da çok iyi bir genetiğe sahip olmak gerekiyor ki bence v.g nin gerektirdiği beslenme aslında çok da sağlıksız değil. Bizler elimizden geldiğince sürekli idman yapan insanlarız. Bu durumda bence asıl az kalorili beslenmek sağlıksız bir durum oluşturur. Tabki aldığımız kaloride boş olmayacak. Kompleks karbonhidratlar, kaliteli hayvansal ve birazda bitkisel protein kaynakları, kg başına 1gr geçmeyecek şekilde alınan kaliteli yağlar vb.. Bunlar son derece iyi besinler tabi protein miktarı biraz abartılı gibi görünüyor ama bence bu da abartılı değil.Kg başına 2 gr alıyoruz ya da almaya çalışıyoruz. Normal spor yapmayan biri için zaten 1 gr öneriliyor ki kas kütlesi daha fazla olanlar için ve sporla sürekli bu kasları yıkanlar için bu 2 gr da gayet normal. Yabancı kaynakları da elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Onlarda gördüğüm beslenme programları bizimkilerden çok daha katı. Sonuç olarak çok yiyoruz ama çok aktifiz, bir de üstüne kardio yapıyorsak hem görüntü olarak hem de sağlık olarak bence toplum standartlarının çok üstündeyiz.
     
    salvadore_xp bunu beğendi.
  15. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Olayı kişiselleştirmekten ziyade bilimsel kurallara uygun bir sonuç çıkarmaya çalışıyorum.
    Çok fazla protein alıyoruz; ama bu aynı zamanda organların, özellikle karacigerin yenilenmesine, tahribat gördüğünde kendini tedavi etme süresini kısaldığına inanan ve destekleyen bazı verilere ulaşabiliriz.

    Olayı görselleştirmey çalışıyorum...
    Bir fabrikamız var ve içinde 100 adet makinemiz var. Her alet için de 1 işçimiz var. Yani 100 tane de işçimiz var. Bu fabrika 1 ayda 1000 paket ürün yapıyor. Kazanç normal; ama işçiler çok fazla yorulmuyor, aletler de çok kullanılmadığı için daha yeniler.
    Yaz sezonunda işlerimiz açıldı. artık 1 ayda 10.0000 paket ürün yapılıyor. Kazanç çok büyük. Ama alet ve işçiler yorgun, bitap. Buradaki aletlerin tedavisi mümkün değil, yenisi alamıyorsun(organ nakli hariç).Haliyle bozulan aletler, işi terkeden işçiler de olacaktır.
    Bu durumda kazancımızın uzun vadede olabilmesi ve aletlerin güvenliği için işçilere ve aletlere hor davranmamak, özenli kullanmak daha akıllıca olur...
    Bu fabrikadaki değişkenleri insana uyarlayalım. Kazancımız para değil Kastır. Gerçekten proteinli, kalorili beslendiğimizde kas yığını haline geliyoruz. Ama o kasları o hale getirmek kolay mı! Senin 1mm ölçü alabilmen için onlarca belki de yüzlerce işlemden geçiyor aldığın besin. Şimdi daha çok kazanç mı(kas mı), uzun vadede çok büyük mevlalar olmayan; ama bize yeten kazanç mı?
    Bu sporu diğer sporlardan ayıran en önemli özellik de bence estetik sonuçları. Yani üçgen olmak için kimse sprint almaz, tenis, futbol ya da basketbol oynamaz.
    Örneğin bir dağ evinde yaşıyorsunuz; çevrenizde sebze ve meyvelerden başka hiçbir besin yok. Fakat donanımlı bir body bulding salonunuz var ve bu spora sevdalıyız. Bir vejetaryen gibi beslenerek vücut yapabilir miyiz? Yoksa hayvansal besinler, supplementler olmadan vücut olmaz deyip bu işten vaz mı geçersiniz? Bu soruya "bir vejetaryen gibi beslenerek vücut yapmaya çalışırım" diyen arkadaşların yazacağı yazılarda farkında varacağımız püf noktalar gizli bence. Lütfen en son verdiğim örnek üzerine yoğunlaşalım. Hayal gücümüzü kullanalım biraz...
     
    YesiLZeytin bunu beğendi.
  16. donnie_brasco
    Offline

    donnie_brasco Üye

    Katılım:
    2 Nisan 2009
    Mesajlar:
    138
    Beğenileri:
    164
    Ödül Puanları:
    0
    Son verdiğiniz örneği bende zaman zaman düşünüyorum. Hatta işi biraz daha ileri götürüp aletlerinde olmadığı bir yaşam alanını kurgulayıp nasıl vücut geliştirebileceğimi hayal ediyorum. Neyse bunu geçip sizin verdiğiniz dağ evi örneğine dönersek. Biliyoruz ki bu sporun en önemli gereklerinden biri hayvansal protein kaynakları. Fakat elimizde yok bu durumda ne yaparız? Şunu biliyoruzki baklagillerde de ciddi miktarda protein var. Ancak aminoasit profili eksik. Bu eksiği tamamlamak için yanında tahıl yiyebiliriz. Bu durumda nerdeyse hayvansal protein kalitesini elde etmiş oluruz.

    Şunu hayal ediyorum: Bu dağ evinde optimal iklim koşullarına sahibim ve tarlamda bezelye, nohut yulaf ve buğday üretiyorum bunlarıda kendim işliyorum hepsinin doğal olarak işlenme aşamalarını bildiğimi varsayarak. Örneğin Sabah yaklaşık 100 gram yulaf ve 80 gram fasulye yiyorum. Bu durumda her ikisindende eşit miktarda olmak durumuyla 34 gram protein, 130 gramda karbonhidrat alırım ve yaklaşık 600 kalori. Bu bir örnek diğer ektiğim besinleride kombine ederek 5 öğün ve yaklaşık 160-170 gram protein 600-650 gram civarındada karbonhidrat alarak bence iyi bir vücut elde edebilirim. Ancak bunların hepsi teoride doğru. Bir de madalyonun diğer yüzü var. Her defasında illaki- üstelik yüksek miktarda- karbonhidrat yemek zorunda olmak. Sonuçta bir baklagildeki veya tahıldaki karbonhidrat ve proteini birbirinden ayıramayız. Diğer bir sorunda nerdeyse hiç yağ tüketmemek. Bu durumda endokrin sistemde problem olabilir. Bu da vücut geliştirmek için engel. Ayrıca bu besin maddlerinin glisemik indekside çok düşük. Yani vücut tarafından ne kadarı kullanılır ne kadarı atılır meçhul. Bir de üstüne metabolizma hızlıysa işler iyice bozulacaktır.

    Sonuç olarak artıları ve eksileri teraziye koyduğumuz zaman bence eksiler daha ağır basıyor. Tabiki buradan hiç bitkisel beslenilmemesi gerektiği sonucu çıkmamalı. Önemli olan aradaki dengeyi kurmak. Doğada bize sunulmuş bir çok besin kaynağı var ve sağlıklı bir hayat için hepsinden dengeli olarak faydalanma zorundayız.
     
    salvadore_xp bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş