[FONT="]
[/FONT]
[FONT="][/FONT]
[FONT="]Daha önce benzer bir konunun açıldığını biliyorum tam olarak aynı şey değil modlar kilitlemezse sevinirim..
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="]Türk Düşmanı Emekli Terminatör Arnold’un Gizli Hayatı[/FONT][FONT="][/FONT]
[FONT="] Sevgili dostlar, haberlere göre güneşli Kaliforniya`nın aşırı kaslı valisi, emekli Terminator Arnold Schwarzenegger sonunda yapacağını yapmış ve eyaletinde yaşayan Ermenilere yaranmak için 22-29 Nisan arasını sözde Ermeni soykırımını anma günü ilan edivermiş. Ah Arnie sen ki benim ortaokul çağlarımın idolüydün, senin sayende dönemin pek çok genci gibi vücut geliştirme çalışmalarına girişmiş ve zamanımın büyük kısmını demir kaldırıp ayna karşısında şişinmekle geçirmeye başlamıştım. Sonradan düzeldik ve daha ruhani olan Japon Savaş Sanatlarına başladık ama bir dönem Arnold bizim gibi ergen gençlerin gözünde iç geçirilerek kaslarına bakılan ve kendi yazdığı biyografisi her gün okunarak ilham alınmaya çalışılan bir insandı. Tabi o zamanki ergen kafamız Arnold’un gerçekten nasıl bir insan olduğunu ve gerçek dünyanın nasıl işlediğine pek basmıyordu. Madem Arnold’un Türk düşmanı olduğu artık tescilledi, bize de bir Türk yazarı olarak ona bunu burnundan fitil fitil getirmekten başka çare kalmadı. Hadi başlayalım bakalım Barbar Conan Arnold, demir kaldırmaktan California Eyalet başkanlığına nasıl yükselmiş konulu hikayemize.
Arnold denen kas yığını, 1947 senesinde Hitlerin memleketi Avusturya`da dünyaya gelmiştir. Tam ismi Arnold Alois Schwarzenegger’dir. Bu Alois ismini biz neden duymadık derseniz bunun sebebi Arnold’un saklamasıdır çünkü Nazi katili Adolf Hitler’in babasının ismi Alois Hitler’dir. Peki ama Arnold’un babası neden oğluna göbek adı olarak Hitler’in babasının ismini vermiştir dersek, bunun sebebi de Arnold’un babasının Nazi partisinin sadık bir üyesi olmasıdır diyebiliriz. Arnold’un babası Gustav Schwarzenegger Nazi partisinin ilk üyelerinden biridir ve aynı zamanda özel SA birliklerinde de görev yapmıştır. Kendisi Hitler döneminde polis şefi olarak bulunmuş ve pek çok masum insanın işkencelerden geçirilmesinde büyük çabaları olmuştur. Savaş sırasında Askeri polis bünyesinde astsubaylık yapan Gustav, savaşmak istemeyen Avusturyalıların toplama kamplarına tatile gönderilmesi için de elinden geleni ardına koymamıştır. Kısacası Arnold’un babası tescilli faşist ve ırkçıdır, ne demişler armut dibine düşermiş.
Gelelim Arnold’un bizleri zamanında büyüleyen o kocaman kasları nasıl yaptığına. Biz saf ergenler Arnold’un hayatını anlattığı kitaba bakarak, o etkileyici kasları çok çalışarak ve bulabildiği protein içeren her şeyi midesine indirerek yaptığını düşünürdük.Sonra ortaya çıktı ki Arnold efendi o kocaman kasları ve kazandığı dünya şampiyonluklarını başta Dianabol olmak üzere pek çok dopinge borçluymuş. Yani Arnold’un tüm dünyaca tanınmasını sağlayan ilk özelliği bile yalanlar ve hile üzerine kuruludur. Kasları hileyle yaptıktan sonra üstüste çektiği ve genelde hiç konuşmayan ama bol bol toplu katliamlar yapan sözde kahramanları oynadığı filmlerden parayı vuran Arnold’un bu dönemdeki en büyük hobisi bulabildiği her kadını taciz etmekti. Çıktığı televizyon programlarının bayan sunucularından tutun, evine aldığı gariban hizmetçi kıza kadar gördüğü tüm dişilere direkt olarak saldırmayı erkeklik zanneden Arnold’un bu icraatları seçim döneminde tacize uğrayan onlarca kadının konuşmasıyla ortaya çıktı ama Bush ekibinin bağlantıları tarafından ört bas edildi.
(…)Sevgili dostlar toparlarsak, Ermenilere sözde soykırım günü hediye ederek Türkiye`yi karşısına almaya cüret eden Arnold Schwarzenegger ; faşist ve ırkçı bir Nazi SA üyesinin oğlu, dopingle sportif başarılar yakalayan bir sahtekar, Hortumcularla ortak olarak halkı kazıklayan bir payanda, sapkın bir kadın tacizcisi ve CIA`nin en etkin elemanlarından birinin damadıdır. Her türlü kirli fitnede bezi bulunan bu adamın Türk düşmanlığı göstermesine hiç şaşırmamalı, ne demişler domuz dediğin dışkının içinde yuvarlanırda kendisini gül bahçesinde sanırmış.
Sevgilerimle<[/FONT]
[FONT="]Kaynak: Serdar Kuru-Ortadoğu Gazetesi-16.04.2007
[/FONT]
Yazarın yaptığımız spora pek saygı duymamasını hep içinde kalan ve asla başaramadığı o vücut yapma isteğine bağlıyorum bu onun kendi egosunu bastırma yöntemi olabilir ve onun üslubuyla alakalı bir durumdur.. O konuda yazdıklarına katılmıyorum bende tıpkı sizler gibi ama dikkat çekmek istediğim nokta bu adamın ve aynı şekilde Stallone'un halkımız tarafından özellikle forum üyeleri tarafından çok benimsenmiş olması ve çoğu kez "arnold baba" diye hitap edilmesidir.. Bu tıpkı size küfür eden birisinin elini öpmek gibidir.. Babalık kısmına gelirsek bu adam benim babam değil, sizleri bilemem.. Saygılar..
[FONT="][/FONT][FONT="][/FONT]