ABD de yaşayan var mı aramızda?

fitness aletleri o kadar çok ve ucuzki ABD de.
çok şanslı oradaki arkadaşlar gerçekten.
özellikle california bölgesi çok önemsiyormuş vücut geliştirme işini.

 

arnold vali diyedir. de başlık neden çözemedim

 

Ben yasiyorum ama sovereign'nin dedigi gibi yazinin icerigi ile basligi eslestirmedim ben de. Fitness aletleri ucuz degil, neden ucuz olsun ki. Turkiyede de demir dokuyorlar, burda da. Burda supplementler ucuz sadece. Arz-talep tabi bu isler birazda. Fitlik konusunda California ile Miami kapisir. Ayrica buyuk sehirlerde de insanlar cok dikkat ederler yediklerine ictiklerine giydiklerine. Ilk aklima gelenler New York, Boston, Chicago, San Francisco, Seattle, ve LA.

 

Valla nedense bende Abd'de oturanları şanslı görüyorum. Birçok konuda büyük bir piyasa ve dolayısıyla iş hacmine sahip.
Vg olarakta aynı şeyler geçerli...

 

kesinlikle katılıyorum Mestano'ya.
luna parkta çalışan arkadaşım bile 3 ayda 4000$ kazanmış work and travel ile gittiğinde.
ucuz supplement..amerikan rüyası

 

Sevgili uyeler supplement ucuz ama yarim kilo domatese 3.5 dolar para veriyorsunuz, ki bu en kotu kalite domates. Adam gibi bir domatesin kilosuna 12 dolar verdiginizi dusunurseniz dediginiz amerikan ruyasinin artik eskisi kadar gercekci olmadigini anlayacaksiniz. Supplementle yasaminizi idare edemezsiniz. Karsilastirmaniz gereken insanlarin alim gucudur. Turkiyedeki memur ile kiyaslarsaniz haklisiniz ama avrupa falan cok daha iyi durumda buradan. Amerikada ortalama bir iste calisan bir adam emin olun sandiginiz kadar rahat yasamiyor. Sadece iyi iste cok calisanlar iyi kazaniyor, e bu da Turkiyeden cok farkli degil. Halkin buyuk bir kismi domatesi sebzeyi alamiyor, ya da alirsa cok limitli aliyor, onun yerine ucuz diye junk fooda yoneliyorlar, yoksa obez olmak icin obez olmuyor bu insanlar.

 

Orada bilmem kaç dolara sattıkları kalitesiz inciri burada eşşeğe yediriyorlar. Avrupa içinde durum pek farklı değil konu meyve sebze olunca.

Bu incir olur başka birşey olur örnekler çoğaltılabilir, elbette amerikanın avrupanın artılar var ama eksilerini de iyice görmeden bu artılardan bahedilmesi de doğru değil.

Benim abimin 2 gün sonra viza mülakatı var ve muhtemelen amerikaya gidecek o da ben hiç istemedim gitmesini ama gidecek o. Tabi bende tez zamanda supplement getirteceğim İnşallah çok kalmaz da döner.

Bu memleketin çamuruna kurban olayım, gelenin gidenin soymasına çarpmasına çırpmasına, topraklarının içine aşırı gübreyle tutun da anızların yakılmasına vb vb vb. İçine etmemize rağmen hala güzel hala güzel.....

Bu arada konuyla ilgişli; Son senelerde demir aşırı pahalandı, hurdaya bakarak anlaşılır demir fiyatları. Hurdası iki katından fazla pahalandı. hurda dediysem bu çöpçülerin topladığı değil global alışverişi yapılan hurdayı kastediyorum HMS I - HMS II

 

bu kadar derinlemesine bilmiyordum durumu cidden teşekkürler.
myspace açmıştım geçen sene arkadaşları eklemek için filan.müzik gruplarına üye oldummu bayağı kişi ekliyor konuşmak için.
amerikadaki arkadaş şu anda çok büyük kriz var,iş yerinden bir çok kişi çıkartıldı vs gibisinden şeyler söylüyorlar.ama ortalama maaşları 1500 dolar civarı baya iyi kazananlar bile var.
bir tane dedektifle konuştum adamın mustang i ve ferrarisi var
pek konuşmak istemiyorum sonuçta benden daha iyi bildiğin kesin tabiiki sadece duyduklarımı söylüyorum ama herkes işinden mutlu yani.demek istediğim aylık 2000 dolarla gül gibi geçiniyorlar.birde orda sanırım çalıştığın saat başına para alınıyormuş doğrumu bu?

 

doğru söze ne denir.
bir daha dünyaya gelsem gene TÜRK olmak isterim.
gerek tarihi olsun,gerek insanı
dünyanın başka hangi ülkesinde bizim gibi arabesk var?
müslüm gürses babam gibi bir kişi daha varmı şu dünyada.

 

Yaptigin isin tanimina bagli. Microsoftta calisiyorsan kimse sana bu hafta kac saat calistin demez. Genelde fiziksel kuvvet gerektiren islerde calistigin saat karsiligi para alirsin. Ne bileyim elektrikcisindir, marangozsundur, mcdonalsda calisiyorsundur, soforsundur, cim kesiyorsundur vesaire vesaire.

Simdi araba ayri bir konu, burada arabasiz afedersiniz hic bir halt yapamazsiniz, adamlarin toplum duzeni boyle. Mesafeler cok buyuk, toplu tasimacilik bir kac buyuk sehir haric hemen hemen hic yok. Baska careniz yok araba aliyorsunuz. Cazip kilmak icin de arabalarin vergilerini cok dusuk tutuyorlar, cunku millet zaten benzin alip fazlasiyla haryacak. Turkiyede 70-80 milyar verdigin bir arabayi burda 30.000 dolara alirsin sifir, ustelik ayda 500-500 (sigorta haric) 5 sene odersin. Genelde her aile ferdinin bir arabasi oluyor bu dedigim faktorler olunca. Simdi 2000 dolar alan ve burali bir adam dusun. 500 arabaya verdi, mortgage'a yani bankalara 30 sene para odeyecek, ona da maasi duzeyi bir ev verelim aylik 750 dolar mortaqage'le, elektrigi, suyu, gazi oldu mu sana ayda 1000. Kalan 500 dolarla adamin bir karisina uc cocuguna baktigini dusun. Benim kisisel yemek masrafim haftalik 120 dolar. 2000 dolar aliyorum, harika hayat suruyorum diyenler biraz atiyor, kusura bakma. Haa, evin olmaz, araban olmaz, evli degilsindir, 300 dolara cinliler gibi bir goz evde 2 kisi yatiyorsundur, work and travel icin gelmissindir 3 ayligina, yasarsin pasalar gibi tabi. Bir de ustune Turkiyeye donmeden ucuzluk merkezlerinden alirsin 10 dolalik burada sadece fakir zencilerin giydigi dandik tommy t-shirtleri, GAP'in ucuncu sinif pantolonlarini, atarsin Turkiyede arkadaslarina havani. Uzaktan hersey kolay ve guzel gozukuyor, degil mi, super birsey amerikan ruyasi .

 

Bu ülekenin toprakları şüphesiz çok bereketli ama akıl fukarası ve rant peşindeki politikacıların icraatları sonucunda maalesef bu avantaj olmaktan çıkıyor...
Çiftçi, tohum, mazot, işçi, ilaç parasına mahsül ekip-biçiyor, fındık üreticileri ürünlerini yakarım da gene satmam diyor...evet haklılar fındığı zararına alan hükümet söz konusu olan ithalat olunca vergi düşürüyor, yerli üretici avcunu yalıyor...birilerinin yeğeni-oğlu mısır ithalatı yapacak, bilmem ne ithal edecek diye, yerli üreticinin yaşam alanı daraltılıyor, bereketli topraklar nadasa bırakılıyor...maalesef çiftçimiz işime gelmiyor ben gider israil'de bu işi yaparım en azından insan gibi yaşarım diyemiyor ama sabancılar lastik işçileri çok pahallıya çalışıyor, sendikalar canımızı okuyor, bizi Hindistan'a taşınmak zorunda bırakacaklar sonunda diye tehdit edebiliyor...Türkiye'için sadece elini taşın altına koyması gereken hep işçi,çiftçi oluyor...ama gel görki en çok eylemin yapıldığı yerde fındık üreticileri ile hükümetin tartıştığı yerde %90'nın üzerinde oy, gene üretim düşmanlarına veriliyor...tuhaf milletiz...
neyse uzun lafın kısası gümrük birliği, ithalat-ihracat anlaşmaları ve politikacıların aracılığı ile üreticinin eli bağlandıktan sonra bu ülkenin toprağı cennet olsa ne fayda?

 

Bence ilginç bir konu, olaya bir çok açıdan bakmak lazım, iki tehlike var, birincisi Çetin Altan'ın deyimiyle, "Türk'ün Türke propogandasına" düşmemek.
Ülkemizde sorunlar çok, bunları göz ardı ederek herşey mükemmel demek bence yanlış, sebze meyva konusunda, bence İspanya bizden daha iyi durumda, hem bunların sunumu, hem kalitesi hemde alım gücüne göre fiyatı bizden iyi durumda, İtalya'da o kadar kötü durumda değil.
Ancak kesinlikle Türkiyemizde, sebze ve meyvaya doyuyoruz, bunu inkar etmek mümkün değil, Amerikan dizilerinde gördüğümüz gibi taneyle sebze meyva almıyoruz çok şükür.

ABD bana, Amerikan rüyasını yeren filmleri izledikçe ve tatil köyünde çok tatlı bir Los Angeles'lı kızı tanıdıktan sonra yalan gelmeye başlamıştı, ki duyduklarım da bunu destekliyor.
Kız Los Angeles'ın beş para etmez olduğunu söylüyordu.
Hani o muhteşem altın plajların olduğu, muhteşem kızların sahilde paten yaptığı LA, aslında hiçte matah değil diyordu.

İyi yanları inkar edilemez Amerika'nın, efendi gibi çalışırsanız, ve hatta üşünmez çok çalışırsanız iyi kazanacağınız bir memleket deniyor, çalışana ekmek olan bir koca ülke.
Ancak Aneximandros çok güzel gözlemliyor bize kendisi anlatırsa memnun olurum, aklıma gelen sorunlar;
Mesafeler büyük, bu bence şöyle bir sorun yaratıyor, sıkışıklık ve yoğunluk anormal boyutlara varmadığında insana güven veriyor.
İnsan insanı arar derler, ama Amerika'da mesafeler geniş olduğu için bir tekinsizlik hissediliyor sanırım (metropolleri saymıyorum elbette)

Seri katillerin çok olduğu bir ülke, herşeyi kanunlarla belirleyip ahlak konusuna kafa yormamış, hırsın hakim olduğu bu ülkede, kanunu takmayan adamların yapabilecekleri gerçekten korkunç ötesi.
Bu yüzden insanın insana güveni yok.
Wikipedia'da merak sonucu idam cezasını inceliyordum, idam cezası beni seri katillere götürdü.
İşlenen suçları inceledim, bu da beni suç işleyen insanların aile yapısına ve yaşadıkları hayata götürdü.
Tablo gerçekten karanlık.
Zeki, çekici olarak tanımlanan insanların kapkara, ruhtan yoksun iç dünyasını görüp irkiliyorsunuz.
Başka bir ortamda belkide harika insanlar olabilecek adamlar, temel insani değerleri almadan büyüdükleri için seri katillere dönüşmüşler (benim görüşüm)

Düşünün efendi görünüşlü, eğitimli, yakışıklı bir adamın 36 ya da çok daha fazla kadını tecavüz ederek öldürebildiği ve sonra ölülerine tecavüz edebildiği bir ülkede, insanın insana güveni kalır mı?

Amerikalıları yabani, güvensiz diye eleştirir aile dostlarımız, orada yaşayanlar.
Ancak o kültürü ve orada yaşanan travmaları okuyunca ben onları o kadar suçlamaz oldum.
İyilikten maraz doğar lafı orada geçerli sanırım.
Bir adam karısını döverken müdahale eden vatandaşları çekip vurabiliyor.
Bunu okuyunca siz müdahale eder misiniz?
İşin ucunda dayak değil, öldürülme riski var yahu.

Silah taşıma olayı eleştiriliyor, o ıssız yollarda, çiftliklerde, geniş mesafelerde, kış gecelerinde evinize manyak zorbaların girmesi olasıyken vatandaşın elbette elinde shotgun'ı olacak...

Benim Amerika'da gördüğüm, çok geniş, çok olanaklı ve çok riskli bir ülke.
Olanağı bulmuş ama ne yapacağını bilemeyen, inancı, maneviyatı gelişmemiş insanların çok tehlikeli olabileceği bir ülke.
Ya da olanakları görüp bundan pay alamayan inançsızların gene çok tehlikeli olabileceği bir ülke.
Tekinsiz bir ülke....
O yüzden ABD beni hiç çekmiyor.
Daha bir sürü sebep vardır ABD'nin neden sevimsiz olduğuna dair.
Mesela tüketim ekonomisinin ABD için vazgeçilmez olması, tüketim döngüsünün durması halinde ekonominin çökecek olması ve bu yüzden insanların sürekli tüketmeye ve bunu ödemek için çalışmaya koşullanmaları.
Tüketim için akıl almaz indirimlerin bulunması, sürekli yeni malların piyasaya sürülmesi ve bu bombardıman altında insanların serseme dönmesi.

Şu da var, gene Aneximandros'un dediği gibi, bizim kriterimiz farklı, orada obez zenci oğlanın giydiği GAP t-shirt burada Nişantaşında bile kabul görür, ama orada giyene hiçbir hava katmaz.
Biz birazda şöyle düşünüyoruz, 300 dolara dolabı doldururum.
200 dolara 6 aylık supplement alırım, gym üyeliği zaten ucuz, et ucuz, benzin ucuz.
Yani o olanaklarla Türkiye'de yaşasak nasıl olurdu diye hayal ediyoruz.
Ancak herkeste o olanaklar olsa zaten bu hayallerimizin bir espirisi kalmazdı.

Uzadı biraz laflar ama kesin olan ABD'nin dışı bizi, içi onları yakar.
Aneximandros biraz daha anlatırsan, o ülkenin insanı, yaşamı ve alışkanlıkları üzerine, sevinirim.

 

abd de nüfusa oranlı adam öldürme oranı türkiyenin 2 katı kadar.

 

seri katilleri her zaman taktir etmişimdir.
yaptığı şeyleri değil,yapabilmelerini.

 

amerikada bu kadar suç işleniyorsa demek ki cezalar caydırıcı değil ve güvenlik için alınan önlemler yeterli değil gibi geliyor tabi bunu orada yaşıyanlar daha iyi bilirler bide çok nüfuslu ülke olmakta o kadarda iyi birşey değil o kadar insanı kontröl etmek zor

 

kontrol etme zorluğunun nüfusla alakası yok. abd de kontrol etmeleri daha kolay, teknoloji sayesinde artık yanlış yola giren turistlerin arabalarını bile bulabiliyorlar. abd ye gidip de nası olsa büyük, yakalanmam diye suç işlemeyin

 

tabiki her suç işleyen yakalanmaz diye bir şey yok idam ceza bile var amerikada teknolojide gelişmiş biliyorum ama neden bukadar suç oranı yüksek insanları buna iten faktörler ne diye merak ettim aşırı nüfusa gelince örneğin istanbul büyük nüfuslu şehir dolayısıyla suç oranı küçük şehirlere oranla daha yüksek

 

şu cümleyle hayallerimi yıktın
ama meksikaya kaçan kaçıyor ya

 

amerika, yaşamayı pek de düşünmediğim uzak ülke. filmlerindeki kadar kuralsız insanların var olduğu, paranın ve hırsın hakim olduğu ülke...

 

abd insanı medya sayesinde sürekli suçla içiçe yaşıyor. göçmen ve farklı etnik kimliklerden insanların olması da suçu artırıyor. her yıl abd ye meksikadan yaklaşık 400 000 kişi(hem yasal hem kaçak yoldan) giriyor.ee tabii bu adamlar işsiz kalınca sonuç malum. bir de alkol oranı yüksek tabii.

bu arada adam öldürme oranlarında rusya bizim 5,brezilya 7 katımız güvenli memlekette yaşıyorsunuz şükredin