İyilik Ve Kötülük Arasındaki İnce Çizgi

"her kötü şeyde bir hayır vardır" derler.

bir de tam tersi var.

"her iyilikte bir kötülük vardır"

komşuluk kavramına sahip birisi değildim.hayatımda ilk defa bir komşumla komşuluk ilişkim olmuştu.yan evdeki kazım dede.

yaklaşık 1 sene evvel kazım dedeyle ilk konuşmamda çok gülmüştüm.ölünceye kadar da güldürdü sağolsun.ne bileyim,80 yaşlarında,nur yüzlü bir dedenin o küfürleri etmesi komiğime gidiyordu.kah hükümete söverdi,kah başbakana,kah ağrıyan beline,kah arayıp sormayan oğluna,kah yoldan geçen birisine.uçan kuşa bile söverdi rahmetli.

bütün gün kapısının önünde oturur,geleni geçeni takip ederdi.muhabbet edecek birisini arardı.fakat aksi birisi olduğundan kimse yanına yaklaşmazdı.canı sıkılırdı besbelli.

13 yaşında sigaraya başlamış.doktorlar seneler evvel "sigara içersen ölürsün" demişler..sigarayı bırakmış.

benden her gün akşam üstü saatlerinde (ne zaman görürse) 1 tane sigara isterdi.ben de verirdim.günde 1 sigara içerdi.başka içmezdi.gene de vicdanım rahatsızlanırdı ona sigara verdiğim için.

bir gün gene benden sigara istedi."dede içme şu sigarayı" dedim.vermedim.sigaranın zararlarını,kullanmamasını,sigarayı kendisini sevdiğim için vermediğimi söyledim.hemen alındı.yanından ayrıldım.

ertesi gün,dedeyi kapı önünde sigara tüttürürken gördüm.benden başkasından sigara istemezdi,benden de günde 1 sigara isterdi."hayırdır dede,nereden buldun sigarayı" dedim.cebinden paketi çıkarttı,içerisinden 1 tane sigara çıkartıp bana uzattı.titreyen elleriyle sigaramı yaktı.meğer ben vermiyorum diye kendisine sigara almış bakkaldan.

dede paketi aldıktan sonra,günde 1 içtiği sigara,3-5 derken 1 pakete yaklaşmıştı.artık benden sigara istemiyordu.

1-2 kere "dede alma şu sigarayı" demek istememe rağmen kızarak sözümü yarıda kesti."sen karışma!"

tek istediğim,kazım dedenin günde 1 kere benden aldığı sigarayı da içmemesiydi.neredeyse 1 senedir günde 1 tane sigara içiyordu.o 1 sigarayı vermediğim için gitti paket aldı.ve sigaraya yeniden başladı.

yaklaşık 2 ay sonra,dede nefes darlığı şikayetiyle hastaneye kaldırıldı.akciğerleri su toplamış.1 ameliyat geçirdi.ameliyatı kaldıramayıp,hayatını kaybetti.ölüm sebebinin akciğerleri olması,beni daha da üzdü.

bazen kendimi suçlu hissediyorum.iyilik yapayım derken,belki de kazım dedenin 2-3 sene erken ölmesine sebep oldum.

işte iyilik ve kötülük arasındaki ince çizgi...

bir bakkal düşünün.gofret çalarken yakaladığı çocuğu "çocuktur" diyip,saçlarını okşayıp gönderiyor.ve bu çocuk ileride hırsız oluyor.belki de bakkal çocuğu kulağından tutup,ailesine götürseydi bu çocuk ileride topluma faydalı bir birey haline gelecekti.

ve ya terbiyesiz ve şımarık bir genç düşünün.bir gün size ağza alınmayacak sözler söylüyor.tam ağzını burnunu dağıtacakken,"büyüklük bende kalsın" diyip vazgeçiyorsunuz.gün geliyor,bu genç aynı sözleri bir başkasına da söylüyor ve bıçaklanarak öldürülüyor.belki de o gün ağzını burnunu dağıtsaydınız,bu genç bundan sonra insanlara daha temkinli yaklaşacak ve tanımadığı insanlara bulaşmayacaktı.

hayat çok tuhaf...öyle değil mi?

 

Eğer bu olay senin yaşadığın bir olaysa B.B. King gerçekten enteresan ve dokunaklıymış.
Kazım Dede için üzüldüm ama böyle duyarlı bir insan olmana sevindim, bu zamanda pek az insan yanıbaşında, kimsenin umursamadığı bir ihtiyarı kadar düşünür ve onun hayatı üzerinden çıkarımlar yapar.
İyilik ve kötülüğün göreceli kavramlar olmasına katılıyorum.
Aslında bu biraz doğanın dengesinde bile olan birşey, yani mesela dün Discovery Channel'da çitalar çok sevimli ve savunmasız olan yabandomuzu yavrularını öldürüyorlardı.
Eğer öldürmese açlıktan ölecek durumda, perişan halde çitalar var, öte yanda ise savunmasız bir yavru var.
Nişanlım çitalara çok kızdı, ölen yavrucuk için çok üzüldü ama hayatın bir gerçeği bu, birisi kazanırken diğer kaybedebilir.
Herkesin kazanması ender durumlar dışında zor bir durum.
Bu gerçi senin düşüncenle birebir bağlantılı değildi, ancak o düşüncene de dönecek olursak cevap bence insanın kendine özgülüğünde.
Yani örneğin birisinin ağzını burnunu kırarsın sonuçta utanıp hayat boyu böyle birşey yapmaz, başka birisine bunu yaparsın, adam üçünçü sınıf korkak bir psikopat olur, çevresine daha fazla zarar verir.
Bu pek çok davranış için geçerli, hırslzlığı aç olduğu yada o anda özendiği için yapan bir çocukla, arsızlıktan yapan bir çocuk çok farklıdır, çok melodramik bir örnek olacak ama birisini ailesine söylersin belki gider intihar eder, diğeri ise umursamaz bile yiyeceği şamardan fazlasını.
Bu sebeple bence kendi değerlerimize inanarak hareket etmemiz, karşı tarafı anlamak için çaba göstermemiz lazım, ancak asıl yön gösterici kendi değerlerimiz, inançlarımız olacaktır, çünkü yabancı bir insanı bir bakışta çözümleyip kesin doğru karara varmak içinde yanılma payı barındıracaktır, en azından ilkelerimize göre davranarak kendi içimizde huzurlu oluruz.

 

evet karasan,4-5 ay önce gerçekten benim yaşadığım bir olay.kafamdan yazdığım ve ya herhangi birisinden duyduğum bir hikaye değil.

herşeye rağmen,bundan sonra bir insana bir iyilik yaparken 2 kere düşüneceğim...

 

Kelebek etkisi diye bir film vardı, hatırlarsınız belki. Hatırlamayanlar için anlatayım:

Evan Treborn 20 yaşında ve çoğu genç gibi hayatında büyük duygusal boşluklara sahip olan bir üniversite öğrencisidir. Ama o, yedi yaşından beri hayatının önemli anlarını bir unutkanlık kara deliğinde kaybetmiş ve o üzücü geçmişinin büyük kısmını hatırlamamaktadır. Evan bir gün, çocukluğunun en zor ve kötü dönemlerinde, psikoloğunun tavsiyesiyle yazdığı günlükleri bulur; ne var ki, bu günlükleri okurken genç adam geçmişe dönebildiğini ve bugünkü aklıyla o günleri yaşayabildiğini fark eder. Bu arada çocukluk aşkı Kayleigh'nin hâlâ kendisini sevdiğini öğrenen genç adam, geçmişe dönüp kötü günlerini düzeltmeye ve en önemlisi çocukluk aşkını mutlu olduğu bir dünyada yaşatmaya karar verir. Ama Evan ne zaman geçmişe dönüp bir şeyleri değiştirse, yaptıklarının bugün için umulmadık ve feci sonuçlar doğurduğunu görür.

Film çok güzel bir gerçeği anlatıyor bize, her yaptığın hareketin bir tepkisi olacaktır, öncekini değiştirmeye çalışsında yeni yaptığın seni hataya sürükleyecektir. Şimdi herkes geçmişe dönüp yeniden başlamak isterdi değil mi? Ama hepimiz biliyoruzki en az şimdiki kadar fazla hatayı ardımızdan sürükleyeceğiz. Tabi bu bizi "kader" muhabbetine götürürki konu uzar gider...

 

ömestano cok haklısın bana geçen gun sordular geçmişe gidipte neyi düzeltmek istersin diye bende su yanıtı vermiştim hiçbir seyi sebebini sorduklarında sunu soyledim yasadıgım tecrubeyi iyi veya kotu o anda yasamamıs olsaydım su anda belkide o tecrubenin bende olmamasını cezasını cekiyor olurdum dedim
BBKİNG gercekten guzel dusundurucu bir hikaye aslında ilk bakısta insanlara mantıklıda geliyor ama karasanın dedigini okuyunca insan 1 kere daha dusunuyor yapılacak hareketler karsıdaki kişiler goz onunde bulundurularak yapılmalı 1 cocugu doversin uslanır 1 cocugu doversin daha saldrgan olur 2 gun sonra gelr seni yaralar hapse girer buda hiçte iyi bişey olmaz gercekten bazen gercekten cok iyi niyetle yapılan hareketler bile cok farklı tepkiler dogurabılıyor

 

marjinal fayda yasasının doğaya işlenmiş durumu gibi geldi bana.bunun önüne senin geçmen veya buna destek vermek elinde değilmiş ama durumu sen bir şekilde üstüne alınmışsın.hiç içmediğim için nasıl bir bağımlılık olacağını tahminde edemiyorum ama içenleri görünce tek birşey anlıyorum o kokudan ;ne bir başkasının zoru ile başlayabilirsin nede zorla bırakabilirsin.Allah rahmet eylesin ne diyelim...

 

guardbody aslında konus baska ama bende hp merak ederim insanlar nasıl sigaraya baslar cunku sadece içenlerin dumanı bile beni çok rahatsız ediyor ve deneyenler ilk dendiklerinde haz almadıklarını soyluyorlar haz almadıkları seyi insan neden tekrar yapar ???kafa_

 

özenti,ortama ayak uydurma ve sosyalleşmede bir adım daha öne gitme...bazende takıldığın ortamda kızlar sigara içer ve hem içenlerden hemde ikram edenlerden hoşlanırlar.benim etrafımda böyle en azından.

 

Valla kızlar şeytan çevremdeki pek çok insan kızlar yüzünden sigaraya başladı, birtanesi de akıllı abim!!!
23 yaşına kadar benim gibi azılı bir sigara düşmanıydı, sigara içenlere aptal derdi, hatta hiç unutmuyorum, sigara içen annem, oğlum büyük konuşma ya ileride içersen demişti, abim o sırada 19 ya da 20 yaşında, dediği laf, ya bu yaşa kadar içmemişim, bu yaştan sonra içermiyim oldu!
Hep dediğim gibi, büyük lokma yut, büyük laf etme.
Büyük konuşmam, ama 27.5 yaşındayım, benimde çevremde kızlar genellikle sigara içerlerdi, bırakın onlara uyup başlamayı, pek çok kızın bırakmasına vesile oldum, dilerim bu şekilde devam eder.
Sigara en önce el alışkanlığı bence, o dumanı üflemek terapi gibi geliyor içenlere, derin bir nefes çek ve sonra nefesini ver, çıkan dumanla beraber dertlerinde uçup gidiyormuş gibi hisset, tabii fiziksel boyutu da var, sigara bir miktar uyarıcı etkiye sahip bildiğim kadarıyla.
İçmek için bir çok cazibesi var, ama içmemek için olan gerekçelerin yanında o cazibeler zehir dolu bir elma şekerini yiyip yememek gibi bence çok net bir tercih meselesi, eksik olsun öyle zevk...

 

bence evlenmeden önce sigara bırakılmalı.aksi taktirde eşiniz içmiyorsa bir ömür boyu el ele fakat hiç onu öpemeden geçirirsiniz.ağızda yarattığı o koku sayesinde zaten mentollü sakız satışlarında patlama oldu.

 

ben lise geçmişimde sınıfımda erkek sayısı azdı 6 erkeketik 5 i sigara içerdi onlarla yedigimiz içtigimiz ayrı gitmezdi ama ilk bi kere bana sigara uzattılar gayetde sert bir tepki aldıklarında bir daha hiç teklif etmediler hiç bir zaman sigara içmiyorum diye bir eziklik hissetmedim aksine bunu ustunluk olarak gordum ve su adna o içen 5 arkadasımın 2 si bıraktı ve ben bu sekilde simdiye kjadar 5-6 arkadasıma sigara bıraktırdım ama malesef sunu goruyorum bazı cocuklar sırf ortam için yeni liseye baslamıslar bikaç serseriyle dolasıp arkalarına adam almak için sigara içiyorlar bu durum beni oldukca uzuyor bu cocukların bu sekilde degilde spora yonelseler cok mu kotu olur bu yuzden elimden geldigince onları spoıra yoneltmeye calısıyorum

 

aşık olduğunuz kız sigara içiyorsa kaçışınız yok.hele ki yaşınız 20'nin altındaysa..

ben 7 sene önce öss için dersaneye giderken başladım sigaraya.lisedeydim.dersanede tenefüste bütün arkadaşlarım toplaşır sigara içerlerdi.muhabbet ederlerdi.ben hep dışlanmış hissederdim.
bir de dersanede ne kadar kaşar varsa sigara içerlerdi. (bayılırım kaşarlara) tanıdığım tanımadığım bir sürü kız benden ya sigara isterdi,ya da ateş..."yok" derdim.
neyse derken bir gün arkadaşın birinden sigara istedim.yaktım.miğdem bulandı,içemedim.güldüler.
bakkaldan 1 paket sigara aldım,eve gittim.ev kokmasın diye balkona çıktım.ve sigara içme egzersizleri yaptım. ertesi gün dersaneye gittiğimde millet şaşırdı.gayet güzel sigara içiyordum.
bu arada "sigaran var mı,ateşin var mı" muhabbetine kaşarlarla kaynaştım..
üniversiteye gittikten sonra iyice sigara bağımlısı oldum zaten.her ortamda sigara içiliyor.tam bıraktım diyorsun,arkadaşlarla bara gidiyorsun.kızlı erkekli 10 kişilik grup.1 sen sigara içmiyorsun."ver kanka bi sigara..."
neyse,bu sene bodybuilding olayına iyice sardıktan sonra sigarayı kesinlikle bırakmayı kafaya koydum.günde 1.5 paket içtiğim sigarayı,yazdan bu yana günde 2-3 tane içiyorum.bazen 2-3 gün hiç içmediğim de oluyor.haftada 1 paket alıyorum.sanırım bu yaz temelli bırakabilirim.çünkü kız arkadaşımla muhtemelen ingiltere ve ya avustralaya'ya yerleşeceğim.oralarda sigara içenlere köylü gözüyle bakıyorlar.zaten çevrem de baştan aşağıya değişecek.
guardbody,sigaranın tek güzel özelliği ağzının sigara kokması zaten.eskiden dişlerimi fırçalamazdım.sigaraya başladıktan sonra ağzım kokmasın diye günde 2-3 kere fırçalıyorum.kaç senedir yeni çürük yok valla. hem sigara içip,hem de dişlerini fırçalamayanlar var ya..işte onlarla konuşurken 2 adım ötede durmak gerekiyor...

 

Ben bu kısma katılmıyorm Mestano.İnsanın yaptığı herşey bence kişiyi hataya sürüklemez.Hele ki gerekli tecrübeleri almışsa.. Ama şu kısma katılabilirm eğer ki o tecrübeye sahip değilse kişi tecrübe edinirken mutlaka hatalar yapacaktır.Zaten tecrübe insanın kendi hatalarına koyduğu addır.Ama dediğim gibi insan o tecrübeye sahipse geriye dönüp birşeyleri düzelttiğinde herşey eskisinden çok daha iyi olur.Ayrıca bence insan kendi kaderini de kendisi yazar.Hayatında birçok şey kendisi dışında gelişebilir ve bunlar şans eseri olabilir evet ama insanın aldığı kararları bunlardan daha etkilidir.Eğer insan yeterince düşünürse ilerde olacak olumsuzlukları veya şans eseri oluşabilecek olumsuzlukları önceden önlem alarak zararsız hale getirebilir..

 

BB King ,
Üç beş ortam kızı için ,
sigaraya başladım mı demek istiyorsun
Eğer öyle ise durumun gerçekten çok vahim
psikolojik
Tedavi görmen lazım thums:

 

Afanesyeva, elbette farklı düşünceler olacak, fikirlerini sempatiyle okudum ancak sana kesinlikle katılmıyorum, sebebini açıklamak isterim.
İnsanın kendi kaderini kendi yazdığı ancak çevre koşullar olumlu ya da nötr olduğu durumlarda geçerlidir.
Arnold'ı ele al, hayatında üstün azim, irade, zeka, beceri gibi sayısız artıları var, ancak emin ol, bunların yanında şartların yardımı da var.
Yani ordudan kaçıp yarışmaya girip, döndüğünde küçük bir ceza ile yırtması bize hoş bir anektod olarak geliyor, ancak çok farklı şeyler olabilirdi.
Kaçarken vurulup sakat kalabilirdi, döndüğünde çok daha ağır bir ceza alabilirdi.
Böyle böyle, Arnold'ın hayatında sana bir sürü alternatifler bulabilirim, kendi kaderini kendi yaratmış, ancak emin ol, ayağının altındaki yer kaymamış, illa kayacak olsaydı, bence darmadağın olup giderdi.
Kamer Genç, hepimizin dalga geçtiği politikacı, aslında büyük çileler çekmiş, gerçekte takdir ettiğim bir adam.
Gençlik yıllarında inanılmaz bir sefalete rağmen binbir emekle okuyup avukat oluyor.
Evet, üstün irade, çabası sayesinde ancak şunu ifade etmesi çok hoşuma gitti, eğer birşey ters gitse, birşey yerine oturmasa hayat yolunda dağılır giderdim diyor.
Ne kadar doğru, hergün ne cevherler, "olamadan gidiyor" şiirdeki gibi, nice güneşler batıyor, ekleme yapalım, doğamadan batıyor.
Bu sebeple, insan faktörü, istemek, inanmak çok önemli ama kader bizim dışımızdaki olayları da kapsıyor.
Vücut geliştirmeden örnek verecek olursak, gelmiş geçmiş en büyük yeteneklerden, fizik, tip, boy bos herşeyiyle mükemmel Dennis Newman'ın lösemi olarak pırıl pırıl kariyerinin başladığı sene bitmiş olması, bu bence en somut anlamıyla kaderdir, acı bir kader...

 

Dilerim bu bir şakadır, ancak şakaysa, hani ortamlarda soğuk bakışlarla karşılanan cinsten sevimsiz bir şaka.

 

23-7=16

demek ki neymiş,16 yaşındaymışım.

forum yöneticileri;
burakula01 isimli üye forum içerisinde beni konuşturtmaya!!! çalışarak banlatmaya çalışmaktadır.yukarıdaki,3. hakaret içeren mesajıdır.geçmişte de "psikolojik tedavi gör,akli dengen yerinde değil" şeklinde yazıları forumda mevcuttur.

lütfen bu tip seviyesiz üyeleri forumdan uzaklaştıralım.forumun kalitesini ve seviyesini düşürüyorlar.

saygılar.

 

BB king kışkırtmaya çalışma lütfen kimseyi ,
ortamı germe lütfen,
Şakayla karışık bir cevap verdim sana sadece ,
neden bu kadar kızdın ki ?
Sakin ol biraz lütfen ,

 

hayır,şaka değil Karasan.bu arkadaşın forum içerisinde daha önceleri de şahsıma yönelik terbiyesizce yazıları mevcuttur.neyse,yöneticiler gereğini yapacaklardır.muhabbeti ve başlığı kirletmeyelim.

 

Kışkırtma BB king kimseyi,
Ne zmaan şansına yönelik terbiyesizlik yapmısım ,
Amma saptırdın konuyu ya