Vücut Gelistirme ve Fitness egzersizlerin kalbe etkisi
Kalbe etkisi
Konuyu tekrar ele almamızın sebebi, yanlış bilgileri gidererek sportif aktivitelerin bilimsel araştırmalarla ispat edilmiş olan faydalarının, özetle bir kere daha hatırlarda tutulmasını sağlamak ve hayati önemini vurgulamak içindir. Kalp açısından tüm sportif faaliyetler kalbe tesir eder ve daha iyi çalışmasına yardımcı olur. Normal insan kalbi 250-300 gram kadardır. Düzenli spor yapanlarda ise bu 450-500 grama kadar yükselebilmektedir.
Bu büyüme yapılan aktiviteye bir reaksiyon neticise meydana gelen kuvvetli ve sağlıklı bir büyümedir.
Bu büyüme sonucunda;
1) Kalp odacaklarının da hacmi büyüyeceğinden, kalbin içine aldığı ve organizmaya pompaladığı kan miktarı da artar.
2) Büyüme neticesinde kalp kaslarındaki gelişme ve kuvvetlenme, pompalanan kanın daha güçlü yayılmasını sağlar.
3) Sporcularda kalp istirahat halinde daha ekonomik çalışır.
4) Kalp kaslarındaki kılcal damarlar, düzenli egzersizle genişler ve daah çok oksijen gelmesine sebep olur.
Çalışmalarla kalbe kazandırılan bu avantajlar sayesinde kalp büro kalbi olmaktan çıkarak kuvvetlenir ve yüklenmelerde zorlanmadan çalışır.
Dünyanın ünlü kalp araştırma merkezlerinde yapılan araştırmalardan elde edilen ilginç sonuçlar vardır. Örneğin, bir insan ömründe kalp 7,5 milyar kere atabilecek bir yapıda yaratılmıştır. Bu rakam eğer dakikada normal atım sayısına göre hesaplanırsa, bir insanın biyoloik ömrü 100-110 yıllık bir zamana yayılmaktadır. İşte sporun faydalarında en önemli husus burada ortaya çıkmaktadır. Çünkü rdüzenli spor kalbin güçlenerek daha ekonomik ve verimli çalışmasını sağladığından, insan ömrü de o derecede olumlu yönde etkilenmektedir.
Spor yapmayan bir kişiyi göz önü getirdiğinizde, sportif aktivitenin o kişiyi nefes nefes getirdiğini izlersiniz. Bu durum kalbin çalışma anında aktif dokulara, bu dokuların ihtiyacı olan kan miktarını temin edebilmek içindaha hızlı çalışarak kan pompalanmasından kaynaklanmaktadır. Bu da atım sayısının artmasıyla sağlanmaktadır. Fakat düzenli spor yaparak kalbini güçlendirmiş olan kişi de bu olay daha farklı cereyan eder. Egzersizle güçlendirilmiş ve ekonomik çalışma evresine girmiş olan kalp, aynı şekilde yapılan sportif aktivite için dokulara gerekli kan miktarını, daha az çarpmak suretiyle pompalamakta ve atım sayısı itibariyle daha ekonomik bir çalışma ortamına girmektedir. Kalp kasalrı güçlenmiş olduğu için, kalbin bir defalık sıkma faaliyeti iledaha fazla kan pompalanmaktadır. Bu durum ise kalbin tıbben daha uzun ömürlü olmasını gerçekleştirmektedir.
Bir başka açıdan ise, bir kısım spor hekimi, sportif aktivitelerin, vücut geliştirme ve fitness çalışmalarının kalbi hiç çalıştırmadığını iddia etmektedirler. Bu görüşlere göre kalp zarar görmemenin dışında, yarar da görmemektedir. Halbuki bu yanlış bir görüştür. Son yıllarda hem tıbbi hem de sportif araştırma, geliştirme ve sistemlerle de kuvvetlendirildiği gibi, bu tür sportif egzersizlerin iç organları çalıştırması ile beraber, kas yapısını, kuvvet ve gelişmeyi de sağladığı ispat edilmiyştir.
Örneğin çalışma sistemlerinde de gördüğümüz gibi çalışmalarda geliştirilen sistemler, dinlenme ve sürelerinin azaltılması, çift, üçlü veya dev setler ve istasyon sistemelri, kalp ve damar sistemleri üzerinde son derece olumlu etkiler yapıp, kalbi ve atımsayıların uzun süre etkilemek (Kardio vasküler) suretiyle verimli şekilde çalışmasını sağlamaktadırlar.
Konuya bir başka açıdan bakarsak; her spor branşı vücudu genelde kendi yönünden etkilemektedir. Örneğin, atletizm tüm kasları genel olarak çalıştırmakla beraber, daha ziyade içorganları etkilemektedir.
Vücut geliştirme, fitness ve ağırlıklı çalışmalar tabiatıyla iç organları çalıştırdığı gibi, kas yapısını, eklem yerlerini, kuvvet ve gelişmeyi sağlamak suretiyle olumlu yönde etkiler. Bu itibarla, atletizm ve vücut geliştirme bir elmanın iki yarısı misali temel sporlardır. Ancak vücut geliştirme ve fitness yapanların da koşu, cimnastik, vs gibi aerobik karakterde nefes açıcı ve iç organları çalıştırıcı aktiviteleri de ihmal etmemeleri gereklidir.
Boya etkisi
Halk arasında yanlış bilinen bir konu da budur. Yapılan spor ismi üzerinde vücut geliştirme ve fitness’dir. Bu çalışmalar sağlıklı vezinde kalmanın yolu olduğu gibi, temeli de sayılmaktadır. Evvelce belirttiğimiz gibi, belirli yaş gruplarında aşırıya kaçmadan yapılan bilimsel çalışmalar, iyi ve dengeli beslenme, vücudu geliştirdiği gibi boyun uzamasına da çok olumlu etki yapmaktadır.
Yeni doğan bir bebeğin ilk aylardan itibaren gelişimini ve hareketlerini izlediğimiz zaman bunun çok daha somut örneğini görmüş olabiliriz. Bebeğin kas ve kemik dokularının, beslenmenin de katkısıyla gelişerek kuvvetlenmesi, onun hareketini sağlamaktadır. Emeklemeye başladığı andan itibaren de ellerin ve bacaklarının hareketiyle gelişen ve kuvvetlenen tümkasalrı, onun belli bir dönem sonra ayağa kalkarak tümüyle kendine hakim duruma gelmesini sağlamaktadır.
Çalışmalara yardımcı olarak yapılan barfikse asılmalar, zıplamalar, çekici ve açıcı hareketler, boyu kısaltmak şöyle dursun, bilakis boyu uzatan en önemli unsurlardır. Kemik uçlarına fazla baskı yapmadan oluşturulan egzersizler tüm vücut ve kemiklerin de beslenerek gelişmesine yardımcı olmaktadır.
Bu tür sportif aktivitelmerin ve bilimsel egzersizlerin uzun yıllar uygulayıcısı olduğumuz sportif eğitimcilik hayatımızda, gelişmemiş, kavruk kalmış ve yaşına göre gelişimini tamamlayamamış çocuk veya gençlerin, 6 aylık çalışmalardan sonra büyük farklılıklar gösterdiklerini bizzat yaşayarak tespit etmiş bulunmaktayız.
Seks’e etkisi
Bugün bu konudaki olumsuz yorumlar da yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde tamamen geçersiz kalmışlardır. Öncelikle;
Seks ve seks gücü, sporun dışında kişiden kişiye değişen bir niteliktir.
Yapılan araştırmalarda, iktidarsızlık sorununun en büyük sebebinin psikolojik nedenlerden kaynaklandığı ıspatlanmıştır.
Bu açıdan bakıldığında, insan sağlığına faydalı olan sportif aktivitelerin seks’e zararı olacağını düşünmek hem mantıksızlık hem de bilimsel desteği olmayan bir durumdur. Bilakis, sportif aktivitelerini, vücut geliştirme ve fitness çalışmalarının, vücut organlarını kuvvetlendirerek, hormon faaliyetlerini olumlu yönde etkilemesi ve kişinin kendisine olan güveninin artması, psikolojik ve bendein yetersizliklerden kaynaklanan iktidarsızlık vakalarında en etken tedavi yötemlerinden biri olduğu birçok bilim adamı tarafından açıklanmıştır.
Bu konuda hem araştırmalarımız hem de spor eğitimciliği açısından, direk veya dolaylı olarak bize intikal eden 80 civarında iktidarsızlık sorunlarından 60 civarında vakanın,düzenli sportif aktiviteler ve vücut geliştirme çalışmaları ile düzeldiği tarafımızdan tespit edilmiştir. Burakam ¾ seviyesinde olağanüstü bir oran teşkil etmektedir.
Bunun sebeplerini kısaca maddeler halinde şöyle açıklayabiliriz:
1) Sporla kişinin kazandığı kendine güven duygusu, estetik çekicilik ve vücut fonksiyonlarının düzeldiği hissi,
2) Doloşım, hormon ve kas sistemindeki faydalı gelişme,
3) Dengeli beslenme ile iyi ve faydalı beslenme kültürünün sağlanması ve vücuttaki besin dengesinin etkileyici ve güçlendirici föktörü,
4) Çalışmalardan sonra sinirlilik ve gerginliğin ortadan kalkması ve vücutta salgılanan endorfin hormonu (Mutluluk hormonu) seviyesinin artarak devreye girmesi,
5) Bilim adamlarınca yapılan klinik deneylerde, haftada üç gün normal dozda yapılan vücut geliştirme çalışmalarının erkekteki testosteron hormonu (Erkeklik hormonu) üretimini arttırması, (Kadınlardada kadın hormonlarını çalıştırdığı tespit edilmiştir).
6) Tüm vu faktörlerin bir araya gelmesi ile birlikte, egzersizlerin vücutta yarattığı sıcaklık hissinin seks duyguları üzerinde olumlu etki sağlaması.
Ayrıca düzenli egzersizlerin şeker hastalığını önlemesi de bu konuda önemli bir husustur.
Seneler evvel birçok görüşe göre seks faaliyetlerinin sporun düşmasını olduğu görüşü hakimdi. Yeni ilmi bulgular ve araştırma sonuçlarına göre, her şeyde olduğu gibi aşırılığın seks konusunda da zararlı olduğu, normal seks faaliyetlerinin ise beden ve ruh sağlığı bakımından faydalı ve gerekli olduğu saptanmıştır. Bu faaliyetten uzak kalmak bunalımlara,sıklık ise dejenerasyona sebep olabilmektedir.
Aynı şekilde kendi kendini tatmin denilen “Mastürbasyon” da bir boşalma biçimidir. Ancak aşırı ölçüde olmamasının da çeşitli mahzurları vardır. Vücuttan devamlı fosfor kaybına neden olacağı için, beyin hücreleri görevlerini tam olarak yapamayacaklarından, unutkanlık ve refleks bozuklukarı meydana gelecektir. Ayrıca moral bozukluğu ile karşı cinsten uzaklaşma, erken boşalma gibi sorunlar da yaratabilecektir.
Başta vücut geliştirme ve fitness çalışmaları olmak üzere, tüm sportif aktiviteler, kötü alışkanlıkların bırıkalmasını ve herhangi bir konudaki aşırı kaçmayı kontrol altına alabildiği için de ayrıca yararlar sağlamaktadır.
Bu nedenle programlı yaptığınız ekzersizler
Hayatı dolduran, yaşam zevki veren ve insanı daha sağlıklı ve mutlu eden faaliyetlerdir.
Çalışmalarda vücu eneri sarf ederek, yorulup deşarj olmakta, bu yorgunluk ve rahatlık hissi ile kendinizi kontrol daha kolay olmaktadır.
Bu açıklamalarımız sigara içki vs gibi tüm kötü alışkanlıkları da kapsamaktadır.
Evlilik hayatı ise cinsel yaşamı daha düzenli kılacağından sporcuya daha da yararlıdır. Kişiden kişiye değişen cinsel faaliyetlere kesin sınır ve ölçü koymak olanaksızdır. Ancak bilimsel tetkikler, normal sportif çalışmalar devamınca haftada 1-2 kez cinsel faaliyet ve boşalmayı normal görmektedir. Ancak iddialı çalışmalarda ve yarışma öncesi azaltılması daha uygun olabilmektedir.
Çalışma öncesinde yapılan cinsel faaliyetlerden yaklaşık 7-8 saatlik bir süre veya gece uykusunun geçmesi, çalışmasonrasında ise 3-4 saatlik bir aranın olması, antrenmanın daha sağlıkıl ve verimli olması açısından gereklidir.
Bu nedenle sporcular kendilerini kontrol altında tutarak seviyelerini ayarlamaları, gereksiz endişelerle, aşırıya kaçmamak şartıyla seks’ten uzak kalmamalır, beden ve ruh sağlıkları açısından çok gerekli ve önemlidir.
Bu arada şunu belirtmekte yarar vardır:
Çok aşırı, ağır ve ağır uzun süreli spor faaliyetleri ile vücudun kaybetiği rezervleri tamamlayamayacak aşırı diyetler, bu defa vücutta bunların devamıla sınırlı geçici ters etki yapmaktadır. Özellikle yaz gelirken başlayan bahar yorgunluğu, yoğun iş hayatı ve stresle birlikte, bir an evvel zayıflamak için yapılan sağlıksız diyet ve her gün aerobik ve fitness aarasında koşuşturarak yapılan uzun süreli çalışmalar, hormon dengesini bozmakta, vücutta süt asidi (Laksit asit) biriktirerek sinirlilik yapmakta ve aşırı yorgunlukta, geçici cinsel isteksizliğe neden olmaktadır.
Alinti