Yurtdışında Yaşamak

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve B.B. King tarafından 9 Mayıs 2008 başlatılmıştır.

Konu Durumu:
Mesaj gönderimine kapalı.
Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 16 üye.
  1. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Bazende düşünüyorum, hani eleştirdiğimiz adamlar gerçekten üstün zekalı, üstün özelikli adamlar, hani mikrofon uzatılınca herkes en iyi başbakan kesilir ülkemizde, bir Demirel'in olağanüstü matematik, sosyal ve aslında her anlamdaki zekasını (duygusal zeka harici) herkes anlata anlata bitiremiyor.
    Zaten bir gördüğünü unutmaması, barajların teknik özelliklerini, debisini herşeyini kafasında tutması, her gittiği yerde konuşmasıyla vatandaşı büyülemesi bu adamın olağanüstü olduğunu gösteriyor, diyorum bu çapta bir adam bile ülkemizi iyi idare edemediyse kim edebilir?
    Şimdikiler onu yanına bile yaklaşamaz zeka ve beceri anlamında, Özal'da çok zeki bir adamdı, hatta Erbakan'da, yani bence mesela beceriksiz olmaları da değildi, inanın neydi ben bilmiyorum.
    Yani kendi aramızda bile bu ülkeyi ben daha iyi idare ederdim diyenler vardır belki, ama ben öyle düşünmüyorum, sevmesem bile bu saydığım siyasetçileri hafife alamıyorum zekalarından ötürü.
    Erbakan'ın mühendislik dehası olduğunu pek az insan biliyor bugün, tamam dahi bir mühendisin iyi bir siyasetçi olmak zorunda olmadığını biliyoruz, Erdal İnönü gibi ödüllü bir fizikçinin, ya da Çiller gibi çok genç bir profesörün olamadıkları gibi, ama bence ülkeyi idare etmek cidden aşırı zor bir şey, yani bu ülkeyi yönetenlerin yetersizliğinden çok sistemin batağa saplanmış olma ihtimali olduğunu bile düşünür hale geldim.
     
    diez ve ammun bunu beğendi.
  2. B.B. King
    Offline

    B.B. King Üye

    Katılım:
    28 Şubat 2008
    Mesajlar:
    355
    Beğenileri:
    174
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Avustralya/Melbourne
    Dolmuşta ‘Lahmacun' cinayeti

    11 Mayıs 2008

    Cengiz ÇOBAN/İSTANBUL (DHA)

    TAKSİM- Aksaray dolmuşuna bindikten sonra lahmacun yiyen 3 kişiyi kokudan rahatsız olunca uyaran 36 yaşındaki Demircan Üstünkokan, araçtan indirilerek dövüldükten sonra bıçaklanarak öldürüldü.

    Demircan Üstünkokan, dün saat 23.00 sıralarında Taksim-Aksaray hattında çalışan dolmuşa bindi. Aynı dolmuşa binen 3 kişi, yanlarındaki lahmacunları yemeye başladı. Üstünkokan ve dolmuştaki diğer yolcular, 3 kişiyi kokudan rahatsız oldukları için uyardı. Lahmacun yiyenler kendilerine tepki gösteren Üstünkokan'ı araçtan indirererek dövmeye başladı. İddiaya göre, dolmuş şoförü indirilen yolcuyu bırakarak yoluna devam etti. Saldırganlardan biri Üstünkokan'ı kasığından bıçaklayarak kaçtı. Dolmuşta bulunanlar ve olaya tanık olan şampiyonluk kutlayan Galatasaraylı taraftarlar olayı polise ihbar etti. Polis kaçan saldırganlardan 2'sini yakalarken, kasığından yaralanan Üstünkokan,Galatasaray taraftarları tarafından taksi ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak Demircan Üstünkokan tüm müdahalelere rağmen öldü.

    Dolmuşta bulunan bir görgü tanığı, araca lahmacunla binen 3 kişiyi kokudan rahatsız oldukları için uyardıklarını belirterek, “Araçtan indirilen yolcu kokudan rahatsız olunca tepki gösterdi. Lahmacun yiyenler ‘rahatsız oluyorsanız aşağı inin’ diyerek tepki gösterenlere saldırmaya başladı. Bir kişiyi bıçakladılar. Bıçaklayanları kovalamaya başladık daha sonra polis iki kişiyi yakaladı ancak 1 kişi kaçtı” diye konuştu.

    Yakalanan kimlikleri açıklanmayan 2 zanlı Kasımpaşa Polis Merkezi'ndeki sorgularının ardından Cinayet Büro Amirliği’ne götürüldü. Polis kaçan kişiyi yakalamak için çalışma başlattı.

    --------------------------------------------------------------------------------

    yorumsuz...

    B.B. King
     
    Karasan bunu beğendi.
  3. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Bu da bir ülkemiz klasiği size bizzat yaşadığım bir kaç örnek anlatayım, katiyen sağdan soldan duyulmuş ve bire on katılmış olaylar değildir, hepsini yaşadım.

    Otoyolda yol ayrımı olan bir çatalda, çatalı 100 metre kadar geçmiş olan Kamyon geri geri gitmektedir, büyük süratle gidiyorsunuz ve geri zekalı adamın biri geri geri gidiyor, korna çaldı yanında oturduğum arkadaşım, Kamyoncu korna çalarak ve el kol hareketi yaparak karşılık verdi.
    Öyle cahil ve öküz insanlar var ki, hatasını uyardığınız zaman saldırganlaşarak bir de üste çıkmaya çalışıyorlar, bu lahmacun cinayeti işte bu olayın uzantısıdır.

    Bir diğer olay, Moda'nın dar sokaklarında arabayla ilerlerken, araç yolunda yürümekte olan bir kadını korna çalarak uyardım, kadın bana dönerek tiz bir sesle bağırmaya başladı, hemde hakaret ederek, yol açık olduğu için basit kadını kaale almadan yoluma devam ettim.
    Ancak bende ki etkisi büyük oldu, böyle çirkef kadınlar var, ki bayan dediğin kibar olursa hoş olur, yani hem hatalı olup, hemde çirkef, bayağı şekilde üste çıkmaya çalışan yaratıklar gerçekten tiksinç oluyor.
    Bu olayı biraz daha analiz edelim, düşünün;
    Öyle bir insan ki, büyük şehirde yaşıyor, araç yolunda yürümemesi gerektiğini bilmiyor, çünkü bilipte hala bu tepkiyi veriyorsa, ciddi bir ruh hastası olması lazım, yani iki şeçenek var ya ineklik derecesinde cahil, ya da sinir hastası, ya da her ikisi.

    Daha çok örnekler var, sıranın önüne geçtiği için uyarılınca olay çıkartan, 5 ürünle geçiş yapılabilen kasadan dolu alışveriş arabasıyla geçmeye çalışan ve uyarılara hırlayarak cevap veren...

    Toplumumuzda bence şu var, yaşam zor olduğu için, kurallar iyi işlemediği için çirkef, kaba, kendini ezdirme korkusuyla abuk sabuk tepkiler veren insanlar türemiş.
    Yani bunlara güzellikle uyarıda bulunsanız bunu bir hakaret ve meydan okuma olarak algılayabiliyorlar.

    Gerçekten bu ülkemizde bir çok yerde orman kanunları geçtiği ve kibarlığın pısırıklıkla karıştırılabildiği için, kaba saba insan tipinde büyük bir yaygınlaşma var.

    Hele çirkef kızları gördükçe tiksiniyorum, daha geçen yere sigara paketini atan bir genç kızı uyardı orta yaşlı bir adam, bir alaycı bir şekilde ama asla asılmadan ve hakaret etmeden, çok sevimli bir şekilde uyardı, kız başladı GERİZEKALIĞĞĞ, bilerek atmadık heralde, yere düştü, SALAĞK demeye.
    Acıdım resmen, böyle bir kızın kuracağı ilişkiden, ileride yetiştireceği çocuktan vatana millete ne fayda gelir siz düşünün arkadaşlar...
     
    diez, B.B. King ve Excursion bunu beğendi.
  4. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    okadar yönetici geldi geçti ve içlerinde profundan tut dahi denilebilecek adamlar vardı ama bu adamların birde koltuk sevdaları vardı.en başta gurur yoktu.bazı ilkelerde bakıyorum x partisinden birine hırsız deniliyor ve adam önce istifa ardından intihar ediyor.bizimkilerde oğlunu 100 metre aşağıda askere yolluyor veya gemicik alıp şirketlere genel müdür yapıyor.aynştaynda köyde büyüseydi sadece zeki bir çoban olurdu,yönetici değil.bizdeki yönetim gizli krallık.
     
    B.B. King ve diez bunu beğendi.
  5. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    karasan çok iyi bir nüansı yakalamışsın..toplumda kurallar işletilmemiş ve insanların vicdanlarına bırakılmış..bu yüzden oluşan boşluğu zamanında insanlar dolduramamış yani toplum zamanında çok ezilmiş azınlıklara..
    zamanla tepkisiz sürü toplum kendi hakkını savunma psikolojisine bürünmüş ve bu hale gelmiş..

    bunu ençok tüm hastanelere sıramatik getirilmiş olmasına rağmen ve hastanın elinde sıra numarası olmasına rağmen hastaların hala muayenehanenin kapısında beklemelerinden anlayabilirsiniz..
    hatta resminide çekmiştim birkere..düşünün kapıda 10kişi var ve sıranız geldiği halde içeri girmekte zorlanıyorsunuz..bekleme koltukları da boş buarada..
    yani sistem değişmesine rağmen insanlar tedirginler hakları konusunda..

    bu dürtüyü yenememelerinin sebeplerinden en küçüklerinden biri de aslında sıramatik uygulaması olmasına rağmen azda olsa içeri dan dun girebilenlerin olması..



    toplumumuzdaki değişmeyen ama değişmeye yüztutan iyi özelliklerden birini aslında toplumsal eylemlerde farkedersiniz..
    ingiltere de, amerikada,güney amerikada vs..dikkat edin en küçük toplumsal eylemde hemen dükkanlar yağmalanır..camlar kırılır demiyorum millet kucaklarında sosisler,sucuklar dükkan yağmalarlar..ama dikkat edin kasıtlı pkk eylemleri dışında bizde bunu göremezsiniz..çünkü eskiden kalma ahlak anlayışı bunu bastırır..

    örneğin avrupada yol boşta olsa kimse aracı ile kırmızıda geçmez..sanırız ki insanlıkları yada ahlakları ok iyi..bence değil..asıl sebep bence kanunların uygulanması zamanında insanların vicdanlarına bırakılmamış (yere tüküreni almış polis içeri hemen mesela)..işte bu kuralların işletilmesi ile halk artık bunu kendi isteğiyle yapar hale getirilmiş kafalarına vura vura..yine de en ufak eylemde bu içlerindeki barbarlık patlak verir..


    bizde bunu yapmalıyız..kuralları milletin kafasına vura vura uygulamalıyız..yere tükürdüğünde vatandaş bilmeli ceza yiyeceğini..geçenlerde vatandaş aracını yolun tam ortasına park etmiş..hemen trafik zabıtayı aradım ilk dedikleri şu" belki vatandaş mal indiriyodur dükkanına" yaw mal indirmek için de olsa yol kapanır mı..

    ör:sigara içilmemesi gereken yerde sigara içene ceza yazması gereken makam kimdir mesela..
    almanyadan gelenler buna güzel örnek..orda kurallara süper uyarlar ,uymayanları uyarırlar buraya gelince kanun boşluğu onlarıda gevşetir ve bize benzerler..

    valla başka nediyim..toplu istediğin kadar analiz et..nereye kadar..:mad:
     
    Karasan ve B.B. King bunu beğendi.
  6. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Bende gelişmiş toplumlarda kurallara bağlı olunmasının ana kaynağının yaptırımlardan geldiğine inanıyorum, dediğin gibi Diez, zamanla bunları içselleştirmişler, yani, korku ve çekinceden yaptıklarını bile unutmuşlar.
    Tamam çok asil değiller ama sonuca bakalım, insan gibi yaşıyorlar, bizde bakalım sigara yasağı nasıl uygulanacak gerçekten merak ediyorum (çok umutsuz değilim, uygulanacağına inanıyorum ama başlarda eminim bir hayli hır gür çıkacak)
    Nişanlımın anlatıyordu, Almanya'da tüm gün cam kenarında oturan vatandaşların nasıl en küçük bir düzensizliği hemen telefonla polise bildirdiklerini, ya da trafikte usulsüzlük yapıldığında, bir aracında 3 km. gidemeden bilinçli vatandaşların ihbarıyla çevrileceğini.
    Bunlar çok güzel şeyler, yani orada gerçekten dolambaçlı iş yapıp aradan sıyrılma şansınız yok denecek kadar az, polisin her yerde olması değil sebep, tüm vatandaşların hak ve hukuku bilip bunu savunması.
    Ben mesela sık sık treni kullanıyorum, dışarıdan gizlice girenler oluyordu, ihtiyar bir amca görevlileri uyardı, görevliler lakayt bir şekilde bize ne gibi laflar ettiler, adam çok haklı olarak kızdı, bende müdahale ettim, "ayıp değil mi sizin yaptığınız, vatandaş haklı bir konuda sizi uyarıyor, siz adamı susturmaya çalışıyorsunuz, tam gazetede yazılacak hadise" dedim.
    Bunlar hemen kendilerine çeki düzen verdiler gazetecilik yaptığımı düşünerek, hemen ağlamaya başladılar, yok tinercisi varmış, yok bilmem ne.
    Kendilerini acındırdılar, daha demin vatandaşa ukalalık yapan tipler.
    Yani bizde vatandaş bilinçli değil, bilinçli olanlar bilinçsiz kamu görevlilerine çarpıp pes ediyorlar, işte Diez'in yaşadığı olay gibi, göreve çağırdığınız kamu görevlisi size ukalaca akıl veriyor, koca poposunu kaldırıp görevini yapacağı yerde.

    İdealist polislere neler olduğunu hepimiz biliyoruz, şark görevi gibi bonuslar bekliyor onları.
    Gerçi Al Pacino'nun muhteşem filmi, gerçek bir polisin yaşamını anlatan Serpico'da kokuşmuş polis teşkilatına dem vuruyordu, ama orada bir fark var, iyi kötü denetleme mekanizmaları var, polis kokuşmuşsa halkı bilinçlendirip kamu oluşturabilen yayın kuruluşları var mesela, koskoca Amerikan Başkanını bile yerinden edecek çapta gazete ve gazeteciler var.
    Yani sistem hiçbir yerde kusursuz olmasa bile iyi kötü bir denetim mekanizması var.

    Uzun lafın kısası, duyarlı vatandaşlar olarak ülkemizi seviyoruz, ama insana en çok koyan şey gidişatı değiştiremeyeceğinizi hissederek ülkenize yabancılaşmak, iyi işleyen bir sistem içinde yer almanın yollarını aramak.
     
    diez ve B.B. King bunu beğendi.
  7. hernan77
    Offline

    hernan77 Üye

    Katılım:
    11 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    954
    Beğenileri:
    181
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    sağlık teknisyeni
    Yer:
    izmir
    çıkardığı kanunları uygulayabilen ülkeler güçlüdür. biz de maaalesef bu yok. onca kanun çıkarılır ama uygulamaya gelince işler yürümez. bunun sebebi araştırılmalı bence.

    bi arkadaş kanadaya gitmişti ve döndğünde , oralarda devletin var olduğunu hissediyorsunuz, vatandaş devletin yaptırım gücünden tabiri caiz ise it gibi korkuyor. demişti.

    bizimki kaçak kat çıkar, yol ortasına park eder, devletin arazisine gecekondu yapar...belediye gelince kaçak katı yıkmaya çıngar çıkarır, polis araca ceza yazmak için gelmiştir yalvarır dil döker yada tehdit eder,
    sen benim kim olduğumu biliyon mu? şeklinde merak edilesi sorular sorar. adam dükkanını denetlemeye gelen zabıtaya ve çevre sağlığı elemanlarına dükkan halk sağlığına uygun olmadığından kapatıldığı için saldırır..o gücü ve cesareti kendinde bulur. çünkü karşı tarafın pek de güçlü olmadığını ve gücünü gösteremediğini bilir...en fazla karakola götürülüp savcılıkta ifadesi alınır. daha sonra da 3 ay mı desek, 3 yıl mı desek bi dava süreci başlar ve ne olacağı belli değildir. hakim ha bire duruşmayı erteler.

    -yaz kızım. taraflar dinlendi.........hususların tamamlanması için davanın ......... tarihine ertelenmesine.... şeklinde sürüp giden ve sonra da zaman aşımına uğrayan dava süreci ile son bulur. (aklıma kemal sunalın filmi geldi, habire mahkemeye gidip duruyorlardı)

    bi de hastanelerimizdeki kuyruklara deyinelim. hasan amcam emeklidir. devletin kapı gibi emekli karnesi elindedir. yapacağı işi gücü de yoktur. entellektüel birikimi de maalesef yoktur. öyle gidip gazete, kitap alıp okuma zahmetinde bulunmaz, yapacağı hobisi de yoktur...evde canı sıkılır. yaş da biraz ilerleyince korku da başlar. vücudunu dinler amcam. ağrıdan sızıdan uyuyamaz. nede olsa herşey emrinde. biraz sıra bekler ama olsun. zaman çok. o doktor senin bu doktor benim. gezer. duymuştur.

    falanca doktor çok iyi git ona kesin çözer senin hastalığı.

    hasan amca o doktor da soluğu alır. ama ne fayda o da çözemez bunu. sonra falanca doktor...yok. bu doktorlar bişey bilmezler der.

    günün birinde mahallenin birinde bir binanın alt katındaki dükkana birileri 8-10 yatak koyarlar. bu yataklar masaj yapıyorlardır. her derde deva...kolestrolü düşürür, bel ağrılarına iyi gelir, felçlileri yürütür, boynun mu ağrıyor gel yat bu yatağa tamam...

    hasan amca duyar bunu hemen ordadır. hergün aksatmadan o yataktadır. hatta sabah ezanı ile sıra almak için yollara düşer. cümbür cemaat duymuştur yatakların marifetini bu yüzden sıra çok fazladır. erken gidip erken seanslardan sıra kapmak gerekmektedir. yoksa akşama kadar sıra beklemek zorunda kalınabilinir. neyse. hasan amca bakarki yatak baya bi işe yaradı. ağrı sızı kalmadı. hergün gel git de zor oluyor. sorar oradaki görevli arkadaşa:

    evladım kaç para bu yatak,
    4500 ytl amca..
    iyi ver bi tane...

    böylece bir kişi hastane kuyruklarından eksilmiş olur. gerçek hasta emeklileri tenzi ederim.

    bu gibi hastalar orada kuyrukta bekleyenlerin çoğunluğunu oluşturmasalarda büyük bir çoğunluğunu oluşturmaktalar. tabi devletin yanlış sağlık politikası da bu kuyrukları arttırmakta.

    ülkeyi terk etmek için bahane çok.

    ha şunu da söyleyeyim. bir gün trafik polisinin biri trafikte bir bakana yada başbakana ceza keser ve o zatta bunu paşa paşa kabul edip memur arkadaşa Türkiyenin haritasını hatırlatmaz ise ogün bu ülke de yaşanır....
     
  8. B.B. King
    Offline

    B.B. King Üye

    Katılım:
    28 Şubat 2008
    Mesajlar:
    355
    Beğenileri:
    174
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Avustralya/Melbourne
    bana müsade beyler...

    evet...gitme vaktim geldi.
    bir daha ne zaman bu foruma yazı yazabilirim bilmiyorum.önümdeki günler alacakaranlık...
    belki 3-5 gün sonra yazmaya başlarım,belki 3-5 ay sonra,ALLAH bilir ya,belki de son yazım budur.
    öncelikle kırdığım kişiler varsa özür diliyorum.hatırladığım bir tek despo var.tekrar özür dilerim.
    başta karasan ve guardbody olmak üzere bütün abilerime,kardeşlerime selamlarımı,sevgilerimi,saygılarımı gönderiyorum.hakkınızı helal edin.
    türkiye'deki son günüm olduğu için duygusalım.kalbimden ve beynimden 1000'lerce şey geçiyor,sizlere 1000'lerce şey söylemek istiyorum fakat bir türlü kelimelere,cümlelere dökemiyorum.
    konuşmamam en iyisi,konuşursam saçmalayacağım çünkü.zihnimden geçen cümleler çelişkilerle dolu.bir cümlemde bu ülkeye ve insanlarına sevgisizliğimi kusarken,bir cümlemde gözlerim dolarak bu ülkeyi ve insanlarını ne kadar çok sevdiğimi haykırıyorum.
    3-4 gün öncesinde bir rüya görmüştüm.yaşlanmıştım...40-50 yaşlarındaydım.gözlük kullanıyordum.ve bir hayli göbeklenmiştim.her yer yemyeşildi ve çocuklarımla ingilizce konuşuyordum.kabus gibiydi...
    sanırım bu rüya bilinçaltımı gösteriyor.
    neyse,bana müsade beyler.
    ALLAH'A emanet olun.
    inşallah yakında geri döneceğim.
    hoşçakalın...
     
    Karasan ve snickers bunu beğendi.
  9. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    bilgisayarın ve internetin olduğu sürece bizlerden tamamen kopmuş sayılmazsın.bizler buradayız.bekleriz...herşeyin hayırlısı...
     
  10. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    B.B. King dilerim arayı fazla açmadan Avusturalya üzerinden bizlerle paylaşımlarını sürdürürsün, sana orası hakkında soracağımız çok şey var, mesela hem abim hemde orada 2 sene yaşayan dostum, oranın medium giysi ölçüsü buranın Large'ı diyorlardı, insanlar kalıplı, endamlıymış, bir vücutçu gözüyle durum gerçekten öyle mi bunu çok merak ediyorum.

    Elbette yurdunu özleyeceksin, ama havasıyla, suyuyla, sistemiyle güzel bir diyara gidiyorsun.
    Bir ABD gibi korku toplumu, aşırı yalnızlaşmış, sevgisiz insanlar toplumu değilmiş, dilerim bu bilgileri sende yaşayarak teyit edersin, ama o güzelim okyanus kenarındaki plajlarda kendini kaybedip sörfçü kızlara kaptırma kendini, sonra aile içi facia olur mazallah :D
    Herşey gönlünüzce olsun, mutluluklar dilerim.
     
  11. qwerttytuopas
    Offline

    qwerttytuopas Üye

    Katılım:
    16 Eylül 2006
    Mesajlar:
    66
    Beğenileri:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Meslek:
    Coder
    Yer:
    istanbul / b.evler
    gerçekten çok kötü bi durum. 76 yaşındaki anneannemin kanaması vardı ve acil'e götürdük sabah 4 gibi. (bakırköy devlet hastahanesi) fakat 35-40dk ne doktor geldi nede birisi bi müdahale yaptı. Daha sonra sedyeye alıp bir yatağa uzandırdılar ama ben ortalığı birbirine kattıktan sonra. diez'in yazısını okurken aklıma geldi bu kötü anımı sizlerle paylaşmak istedim. anneannemin sağlığı şuan yerinde allaha şükür. ama türkiyede işler böyle yürürken bende ailemi burda kurma taraftarı değilim.
     
    diez bunu beğendi.
  12. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    amacım berbat yurdum haberleri ile duygu sömürüsü yada savımı güçlendirmek değil..ama bu sadece bizde olur..

    kürekçi gençlere tayt giydikleri için şehir ortasında komaya girene kadar dayak..

    hep diyorumya haber izlemiyorum diye bunuda eşim söyledi az önce..


    edit : yurtdışındaki arkadaşlardan tecrübelerini , bize göre en ufak detayda bile avantaj ve dezavantajlarını anlatmalarını rica ediyorum..
    gördükçe yazsınlar buraya..
    örneğin burda kimse korna çalmaz, yada ırkçılık hat safhada gibi..
     
    Son düzenleme: 1 Haziran 2008
    Karasan bunu beğendi.
  13. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    bu haberi dün birkaç farklı kanalda izledim ve gerçekten üzüldüm.milli takımın üzerinde taşıdığı tüm formalar parçalanmış.türk bayrağına saygı duymayıp halen bu ülkede türküm diye gezen çapulcular bunlar.isterdimki o takımın içinde bizlerdende 3-5 kişi bulunsun,sonrada dayak yesek bile en azından karşı taraftanda 10 zayiat verirdik.
    valinin yorumu ise içler acısı.park yüzündenmiş.balık baştan kokuşmuş...
     
    NHFL, D.Wolf, kimodedim ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  14. yilmaz25
    Offline

    yilmaz25 Üye

    Katılım:
    17 Ekim 2008
    Mesajlar:
    1
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    yurdışında çalışmak

    slm arkadaşlar size yurdışında çalışmakla ilgili bir kaç şey danışmak istiyorum ,

    dil eğitimi için gitmeyi düşündüğüm ülke ingiltere burada garson olarak çalışmakla bir digital aletlerin satıldığı mağazada çalışmak arasındaki avantaj ve dezavantajları kıyaslarmısınız.

    slmlar
     
  15. sivasli
    Offline

    sivasli Üye

    Katılım:
    6 Ocak 2007
    Mesajlar:
    772
    Beğenileri:
    256
    Ödül Puanları:
    73
    birazdan ise gidecem uzun yazacak zamanim yok.ama en azindan sana sunu söyleyebilirim.ingilterede digital alet sattigin yerde sana sonradan görmüs belkide hayatinda ilk defa restoranda yemek yiyen ve bi kac kurus verdigi icin bütün restorani kendisinin zanneden biri HEY GARSOONN diye avazi ciktigi kadar bagiramayacak
     
  16. B.B. King
    Offline

    B.B. King Üye

    Katılım:
    28 Şubat 2008
    Mesajlar:
    355
    Beğenileri:
    174
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Avustralya/Melbourne
    selam kardeşlerim, ben 1 hafta türkiye'deyim ama pek yazamayacağım şu anda ben acele giriyorum başkasının bilgisayardan. guardbody abi, karasan abi sizlere special selamlar, sevgiler. benim işler çok karışık. ama en geç 6 aya türkiye'ye dönüş yapmak istiyorum. hepinizi özledim. inşallah yakında görüşeceğiz. bu arada baba oldum. :) herkese saygılar. özele msn yazarsanız eklemeye çalışırım. B.B. King
     
  17. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    güzel kardeşim maillerin full olmuş artık yenisini kabul etmiyor.en kısa sürede görüşmek ümidi ile.kendine iyi bak.
     
  18. sleepy
    Offline

    sleepy Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2007
    Mesajlar:
    844
    Beğenileri:
    643
    Ödül Puanları:
    0

    BB.King, öncelikle tebrik ediyorum. Allah uzun ömürler versin evladına. :)

    Oralardan bahseder misin biraz iyisiyle kötüsüyle?

    Seni dönüşe iten nedir?

    Ben şu an eğitim nedeniyle Almanya'dayım; fakat burada kalmayı düşünmüyorum.

    Avusturalya konusunda vereceğin bilgiler çok yardımcı olacak bana.

    Şimdiden teşekkürler.:)
     
  19. B.B. King
    Offline

    B.B. King Üye

    Katılım:
    28 Şubat 2008
    Mesajlar:
    355
    Beğenileri:
    174
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Avustralya/Melbourne
    guardbody abi, mesaj kutularımı boşalttım. ;)

    sleepy,havaalanına yetişmem lazım, o yüzden döndüğümde uzun uzun yazarım maceralarımı.

    ama melbourne çok güzel. gelmek istiyorsan hiç düşünme. burası zaten türk kaynıyor. rakımı bile getirttiriyorum. :) (yakışmadı bb'ci adama ama ne yapalım, memleket hasreti. :) )

    benim eşle ilgili problemler var, bir yandan da türkiye'de askerlik problemi var. avustralya vatandaşlığına geçemedim halen. artık çok stres yapmaya başladı bende. kafama göre hareket edemiyorum, geçtiğimiz aylarda bir kızım oldu.

    anlatırım, konuşacak çok vaktimiz olacak.

    herkese tekrar tekrar selamlar, sevgiler, saygılar...
     
    Son düzenleme: 5 Nisan 2009
  20. B.B. King
    Offline

    B.B. King Üye

    Katılım:
    28 Şubat 2008
    Mesajlar:
    355
    Beğenileri:
    174
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Avustralya/Melbourne
    kardeşim, gözümden kaçmış. sağol, çok teşekkür ederim. Allah hepimize yaşatır inşallah bu duyguyu. gerçekten çok güzel bir duygu. bu arada, buralara gelmeyi düşünüyorsan, haberleşelim. saygılar...
     
Konu Durumu:
Mesaj gönderimine kapalı.

Sayfayı Paylaş