"Kelimelerin matematiği" tabirini çok beğendim. Bir hafta önce Elif Şafan'ın -Siyah sütlü adlı, gebelik ve sonrasında yaşadığı buhranları ve bunlardan nasıl kurtulduğunu, bu ivmeli dönemin yazarlığına nasıl br etki yaptığını anlatıyor kitapta. O zaman da yazmak istiyor; ama yazamıyordu. "Kelimelerin matematiği" tabirini o da çok kullanıyordu bu kitapta. Eğer okumadıysan, böyle orjinal bir tabir heralde kendini yazar gibi hisseden birine yakışırdı. Neden diğer meslek erbablarına değil de yazarlara özenir, onların yaptığı işe saygı duyar ve gönülden bağlı olmak, hatta aynı ortamda nefes almak isteriz. Diğerlerinin göremediği neyi görüyoruz da alakasız insanlara, ;düzmece ya da zaman öldürme aracı gelen bu eylem bize ulaşılması zor ve meziyet gerektiren bir mecra olarak kabul edilir. Ben saygı duyduğum ve istikrarsızda olsa bu nadide eylemi icra eden hocama düşüncelerii açtığımda bana Yahya Kemal ilk yazdığı şiir ve romanları, bir süre sonra kabul etmemiş. Aynı şekilde Ömer Seyfettin'de zor yıllarında çıkar amaçlı yazdığı romanları takma adıyla yayımlatmış ki takma ad kullandığı da yakın zamanda ortaya çıkmış.
Şuan tek istediğim içimdeki isteği kaybetmeden, gönül verdiğim alanda ilerlemek. Bir sene önce Yazarlık okulu adı altında bir klüp açılmıştı Ankara'da. Elit yazarların nezaretinde mülakatlar yapılıyor ve yazı yazmanın ustalıkları öğretiliyordu. Elbet ne müracat ettim ne de konuyla yakından ilgilendim. Ama yıllar çok şeyleri götürürken, oluşan boşlukları daha sağlam ve köklü güzelliklerle dolduruyor.
En son yazıştığımızda, Öss'den sonra Antalya'ya gitmeyi planlıyordun. nşallah ideallerine uygun bir meslek seçer ve bilgi birikiminin Üniv'de faydasını görürsün.
Son düzenleme: 25 Temmuz 2008