Süt İçmekten Korkmayın

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve alikuruchem tarafından 22 Mart 2006 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 3 üye.
  1. alikuruchem
    Offline

    alikuruchem Üye

    Katılım:
    9 Şubat 2006
    Mesajlar:
    12
    Beğenileri:
    5
    Ödül Puanları:
    13
    Süt içmekten korkmayın

    Kolesterol, son yıllarda basın-yayın organlarında en fazla yer alan, ancak buna karşılık toplumda en yanlış bilinen sağlık konularının başında geliyor. Et ürünleri ve yumurtanın yanı sıra süt ve süt ürünlerinin de önemli bir kolesterol sebebi olduğuna dair iddialar bunun "en rafine" örneği. Oysa bu iddialar objektif olarak bilimsel bir anlayışla değerlendirilecek olursa» süt tüketimi zaten çok düşük olan ülkemizde tüketicilerin nasıl boş yere tedirgin edildikleri gün ışığına çıkıyor.

    Kolesterol yağ benzeri bir madde. Üstelik insan vücudu için de mutlaka gerekli. Bu madde en başta D vitamini, safra asitleri ve cinsiyet hormonları oluşumunda hammadde durumunda.
    Vücut için gerekli kolesterolün büyük bir kısmı vücut hücreleri ve özellikle de karaciğerde yapılıyor. Az miktarda da gıdalarla dışardan alınıyor.

    Gıdalarla alınan kolesterol miktarı vücudun bizzat sentez ettiği miktarın % 10'undan daha az. Yapılan tahminlere göre, her birimiz günde, gıdalarla 450-750 mg kolesterol alıyoruz, ancak bu miktarda, süt ve ürünlerinin payı 100 mg'ı geçmiyor Zira, yağ ihtiva eden bütün hayvani gıdalar kolesterol ihtiva ediyorlar.

    Kolesterolün kanda artması tehlike oluşturuyor, kalp krizi ve arteriosklerozu teşvik ediyor. Yüksek kolesterol seviyesi, fazla miktarda yağ tüketimi, özellikle doymuş yağ asitlerini ihtiva eden yağların tüketiminde veya kolesterolca zengin gıdaların alımıyla
    meydana gelebiliyor.

    Günde ortalama 45O-75O mg. kolettrol, gıdalar yoluyla vücudumuza giriyor. Ancak süt ve süt ürünleri yoluyla aldığımız kolesterol miktarı 1OO mg'ı geçmiyor.

    Gıdalarla alınan kolesterolün kan kolesterolünü "hangi seviyede etkilediği ise hâlâ ilmî! tartışma konusu...Günde 3OO mg- Birçok beslenme uzmanı rizikoyu ortadan kaldırmak için
    gıdalarla alınan kolesterol miktarının 300 mg'ı geçmemesi gerektiğini
    tavsiye ediyor. Bu da, ancak dengeli beslenmeyle sağlanabilir.

    Alınan yağ miktarının sağlık açısından büyük rolü var. Fazla miktarda alınan yağ, sadece şişmanlığa değil aynı zamanda kandaki kolesterol miktarına da etki ederek kalp-damar rahatsızlıklarının meydana gelmesine de sebep olabiliyor.

    Bazı Avrupa ülkelerinde kişi başına alınan günlük yağ miktarı 150 g. olup bunun % 60 ı görülmeyen ve % 40'ı da görülebilir yağı teşkil ediyor. Bu miktarın yüksek olduğu ve azaltılması gerektiği üzerinde durulmakta. Normal olarak alınacak yağın 10Og/gün olması ve bunun da % 50' sinin görülmeyen yağ olarak kabul edilmesi gerektiği belirtiliyor. Kahvaltıda ve ara öğünlerde ekmeğe sürülen yağın azaltılması düşünülebilir. Bu yağın da özellikle tereyağ olması tavsiye ediliyor.

    Süt ve Vitaminler insanlar için en uygun yağ; 1/3 oranında doymuş, 1 /3 az doymuş ve 1 /3 oranında doymamış yağ asidi ihtiva edeni. Uzun zincirli doymuş yağ asitlerinin yalnız bir bölümü kan kolesterol seviyesini arttırırken, bir kısmı nötr etki eder veya kan kolesterol
    seviyesini düşürür. Süt yağı bu konuda çok yararlı görülüyor. Çünkü süt yağı, diğer yağlara göre çok daha fazla kısa zincirli.
    Bir çift bağlı az doymuş yağ asidi, az miktarda poli doymamış yağ asidi ihtiva ediyor. Tereyağ bundan dolayı kan kolesterol seviyesini yükseltici bir etki göstermemektedir.

    Bugünkü bilgilere göre, sütten gelen yağ asitlerinin ancak yarısı kanda kolesterol artmasında bir etkiye sahiptir. Bundan dolayı süt çok önemli, temel bir gıdamız. Kalsiyum, Vitamin B2, protein ve diğer gıda maddelerinin temini büyük ölçüde süt ve süt ürünleri almak
    suretiyle garanti edilebilir. Bunun için süt ürünlerinin soframızdan eksik edilmemesi gerekiyor. Normal bir tüketim zararlı olmak şöyle dursun, sağlıklı olabilmenin büyük göstergesini oluşturuyor
     
    magicbaris bunu beğendi.
  2. el-mehmeti
    Offline

    el-mehmeti Üye

    Katılım:
    9 Mart 2006
    Mesajlar:
    6
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    STUDENT
    Yer:
    MERKEZ
    bilgilendirdigin için sagol dostum ;)
     
  3. HaX7
    Offline

    HaX7 Üye

    Katılım:
    12 Mart 2006
    Mesajlar:
    95
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    ben sütü nesquikle içebiliyorum sadece..
    sütü genelde sabha için derler fakat bende gaz yapıyor. acaba akşam veya yatmadan önce içmemin herhangi bir sakıncası var mı ?
     
  4. rcracer
    Offline

    rcracer Üye

    Katılım:
    27 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Arkadasim lactose suz sut icebilirsin. Ben gunde 1 litreye yakin loctose suz yagsiz sut iciyorum ve hic bir sorun olmuyo :)
     
  5. hakanika
    Offline

    hakanika Üye

    Katılım:
    23 Ocak 2006
    Mesajlar:
    21
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    laktoz suz sütü nerden bulcam ???
    hiçbiyerde öyle bişey görmedim
     
  6. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    sütün faydaları

    Sağlıklı bir yaşam için günde en az 3 bardak süt ya da bunun eşdeğeri sütlü ürün tüketmek gerekiyor. Yaş gruplarına göre, süt ve sütlü ürünlerin tüketimi değişse de, sütün insan yaşamındaki önemi hiç değişmiyor.

    Süt ve sütlü ürünler, insan gelişimi açısından önemli yer tutuyor. Çünkü süt, bütün besin maddelerini, ayrıca yaşamsal işlevler için gerekli olan vitaminleri, enzimleri, antikorları ve daha birçok maddeleri bünyesinde yeter ve dengeli biçimde bulunduran tek gıda maddesi.

    Hayatımızda İlk Tat, İlk Lezzet: Süt

    · Hayata başladığımız anda tanıştığımız ilk tat süt, gerçek anlamda yaşamsal bir sıvı. Sütteki temel besin maddeleri protein, yağ, süt şekeri, mineral maddeler ve vitaminlerdir. 1 litre süt, çocuk ve yetişkinlerin günlük mineral madde ihtiyacının tamamını karşılayabilmektedir. Proteinlerin ya da protein karışımlarının beslenme açısından kalitenin ölçütü, aminoasitleri sayıca ve miktarca yeterli düzeyde içermesidir. Bu açılardan süt kusursuz bir gıdadır. Sütün içerisinde bulunan yağ çok zengin bir enerji kaynağıdır ve esansiyel yağ asitleri ile A, D, E, K vitaminlerini de barındırması açısından önemlidir. Ayrıca, süt eksikliği çok görülen B2 vitamini (ribuflerin) ve B12 vitamini için en iyi kaynaktır.

    · Sütte bulunan süt şekeri (laktoz) enerji kaynağı olduğu gibi, laktozdaki galaktoz beyin ve sinir dokularının oluşumunda yer alan serobrisidlerin sentezi için gereklidir. Laktoz ayrıca kalsiyum ve potasyumdan yararlanma oranını da artırır. Süt, kemik ve diş oluşumunu kolaylaştıran, bağırsak floresini düzenleyen, kan basıncını düşürme özelliğine sahip süt şekerini ihtiva eden tek gıdadır.

    · Sütün içerisinde organizmanın gelişimi açısından gerekli olan tüm mineral maddeler bulunmaktadır. Özellikle kalsiyum, fosfor, magnezyum kemik ve dişlerin oluşumunda önemli rol oynar.

    · Süt kalsiyum açısından benzersiz bir gıdadır. Sütün kalsiyumu özellikle çocukların kemik ve diş oluşumlarında önemli rol oynar. Yetersiz kalsiyum alımı, 30-40 yıl sonra Osteoporosiz denilen kemik hacminin kaybına yol açar.

    · 2 bardak sütteki kalsiyum oranına ulaşmak için 5 kg et, 2.6 ekmek, 6.3 kg patates, 8.5 kg elma, 1.6 kg marul, 1.7 kg havuç veya 0.2 kg peynir tüketilmelidir.

    · 2 bardak süt vücudun ihtiyaç duyduğu kalsiyumun %75’ini, fosforun %60’ını ve iyotun %25’ini karşılamaktadır.

    · Sütteki B grubu vitaminleri özellikle çocukların gelişimi açısından oldukça gereklidir.

    · 2 bardak süt ile B2 ve B12 vitamin ihtiyacının %77’si karşılanabilmektedir.

    · C vitamini süt dışında hiçbir hayvansal gıdada bulunmamaktadır ve 1 litre sütle ihtiyacın %30’u karşılanabilir.

    · Aynı şekilde 1 litre sütle vücudun ihtiyaç duyduğu, yağda çözülen A vitamini %46 ve D vitamini de %22 oranında karşılanmaktadır.

    · Süt proteinler bakımından zengin bir gıdadır. 1 litre süt 10-12 yaş grubuna kadar bireylerin günlük protein ihtiyacını fazlasıyla, daha yaşlı grupların ihtiyacını ise en azından yarı yarıya karşılayabilmektedir.

    · Tüm bu yararlarına rağmen ülkemiz çok az süt tüketen ülkeler arasında yer almaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde içme sütü tüketimi kişi başına yılda 150-200 litre olurken ülkemizde tüketim sadece 25 litredir. Bu miktarın ise yalnızca 5 litresi işlenmiş süt olarak yani pastörize veya sterilize süt olarak tüketilmektedir.

    · Yetişkin beslenmesinde yapılan araştırmalar sütün bileşenlerinin (özellikle kalsiyum, vitamin A, riboflavin) sağlık için gerekli olduğunu göstermektedir. Yetişkinlerin, günde en az yarım litre süt içmeleri gerekmektedir.

    · Kemiklerin gelişimi 18-20 yaşına kadar devam eder. Her gün içilen, en az 2 bardak süt kalsiyum ihtiyacınızı karşılar. 1-10 yaş arasındaki çocukların ise günde 800 mg’dan daha fazla kalsiyum almaları önerilmektedir.

    Sokak Sütü Asla Kullanılmamalı!
    Sütün yararlarının tüm dünyada bilinmesine rağmen Türkiye’de işlenmiş ve ambalajlanmış süt tüketimi, kişi başına yılda sadece 5 litre! Bu rakamla ülkemiz diğer Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kalmaktadır. Türkiye’de işlenmiş ve paketlenmiş süt üretiminin olmadığı yıllarda Avrupa’da “açık süt” yasaklanmıştı.

    Sokak sütünün (açık süt) su ve diğer katkı maddeleri içerdiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Tüketicilerin çoğu bu gerçeği bilmelerine rağmen daha ekonomik olması nedeniyle sokak sütüne yönelmektedirler. Bu arada unutulmaması gereken en önemli nokta, hijyenik olmayan koşullarda üretilerek evimize gelen sütün içinde barındırdığı zararlı mikroorganizmaların evde kaynatarak yok edilemeyeceğidir.
     
  7. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    ülker içim laktaz süt adıyla bi ara sütü vardı..deneyebilirsin varsa hala..

    buarada üstteki yazımın kaynağı diyetce.com
     
  8. rcracer
    Offline

    rcracer Üye

    Katılım:
    27 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
  9. Ecxwegg
    Offline

    Ecxwegg Üye

    Katılım:
    4 Kasım 2005
    Mesajlar:
    30
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    18
    günde 1-1.5 lt süt iyidir bence. gaz olayi konusunda konusmak istemiyorum :lol:
     
  10. javsin
    Offline

    javsin Üye

    Katılım:
    11 Mart 2006
    Mesajlar:
    214
    Beğenileri:
    18
    Ödül Puanları:
    28
    Yer:
    İZMİR
    Sütün beslenmedeki yönü ve değeri bence de tartışılmaz.Gaz problemi dışında başka rahatsızlık vermiyorsa her zaman gönül rahatlığıyla kullanımalı.Ben sabah ve akşam mutlaka süt içerim.Ama arkadaşlara katılıyorum.Kesinlikle light süt.
     
  11. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    Laktoz nedir?Fayda ve Zararları?

    yukardaki makaleler hernekadar laktozun yararlarını anlatsada yadsınamayacak derecede yan etkileri de malesef vardır..Şahsen ben tahlil yaptırdıktan sonra sindirim sistemimde aşağıda bahsedilen rahatsızlıklar çıkmazsa sütün faydalarından etkin bir biçimde yararlanmaya devam edecem.aşağıdaki yazıları çeşitli kaynaklardan derledim..umarım aydınlatıcı olacaktır..saygılar..

    Laktoz Nedir?
    Laktoz, süt şekeri diye de bilinen ve yalnızca sütte bulunan bir disakkarittir (karbonhidrat). İnek sütü yaklaşık % 4,5-4,7 oranında laktoz içerir.
    Laktoz sindirim sistemine girdiğinde laktaz enzimi tarafından galaktoz ve glikoza parçalanır.

    Laktoz, yağ metabolizması üzerine etki etmektedir. Karaciğerde yağ birikmesini önlemekte veya önemli ölçüde karaciğer yağını azaltmaktadır.
    Laktozun ayrıca B-komplek<si vitaminlerinin sentezinde teşvik edici etkide bulunduğu araştırmalar sonucu anlaşılmıştır.


    yan etkiler
    Laktoz malabsorpsiyonun sebebi, ince barsak mukozasının laktaz enzimi aktivitesinin azalması veya tamamen ortadan kalkmasıdır. Böyle olunca, laktozun parçalanması mümkün olmamakta ve artan laktoz konsantrasyonundan dolayı, barsak içinde artan bir ozmotik basınç meydana gelmektedir. Bu basınç da lümenler içine su akımına sebeb olmaktadır. Bunun sonucu olarak şahısta sıkıntı baş göstermekte, gaz, kolik ve diyare ortaya çıkmaktadır.

    Laktoz malabsorpsiyonun ortaya çıkmasında ekseriya laktozun gıdadan tamamen elimine edilmesi tavsiye edilmektedir. Ancak böyle durumda süt tüketimini tamamen sınırlamak uygun değildir. Çünkü sütsüz bir beslenme esansiyel gıda maddelerinin eksikliğine sebeb olmaktadır. Uzun süre düşük süt ve laktoz alınması, uygun olmayan kalsiyum absorpsiyonuna sebeb olmaktadır. Bu gibi durumlarda süt hiçbir şekilde içilemiyorsa yoğurt, ayran ve peynir alınması tavsiye edilir. Laktozsuz süt preparatları da hazırlanabilmektedir.

    Laktoz daha ziyade çeşitli süt mamullerinin işlenişinde arta kalan sütçülük artıklarından elde edilebilmektedir. Süt şekeri bakımından oldukça zengin olan peynir suyu, çoğu zaman işlenerek değerlendirilir.

    Laktozun oldukça geniş bir kullanma alanı bulunmaktadır. En çok hekimlikte; eczacılıkta, çocuk beslenmesinde, şeker ve pasta sanayiinde laktozdan istifade edilir.
    ____________________________________________

    Soğuk bir bardak süt içmenin veya bir dilim peynirli pizza yemenin katıksız zevki, eğer siz de laktoz entoleransı olan 30 milyon ile 50 milyon Amerikalıdan biri iseniz, acı verici bir işe dönüşebilir. Bu yaygın rahatsızlık, süt ve süt ürünlerindeki süt şekerini (laktoz) bütünüyle sindiremediğiniz anlamına gelir. Genellikle tehlikeli değildir, ancak semptomları, sizi süt ve süt ürünlerinin bulunduğu reyonlardan uzak tutmaya yetecek kadar sıkıntı verici olabilir.

    Bunun altında yatan neden, ince bağırsağınızca üretilen, laktozu, kan akışınızda emilmeye hazırlamak üzere parçalara ayıran bir enzim olan laktazın eksikliğidir. Laktaz eksikliği, süt şekerinin parçalanması ve emilmesi ile ilgili sorunlara neden olur (yetersiz laktoz emilimi).

    Kendilerinde laktoza karşı entolerans olduğunu düşünen kişilerde, aslında laktoz sindiriminde bozukluk söz konusudur. Laktaz düzeyleri düşük olan herkeste, laktoz entoleransı yoktur. Sadece laktaz düzeyleri düşük olan ve semptomları gösteren kişilerde laktoz entoleransı olduğu düşünülür.

    Buna ek olarak, bir besine karşı entolerans gıda alerjisi ile aynı şey değildir. Laktoz entoleransı, bağışıklık sisteminizi kapsamaz ve süt ürünlerinden mutlaka tamamıyla kaçınılmasını gerekli kılmaz. Laktoz entoleransı semptomlarını kalsiyumu azaltmadan laktozu sınırlayan, dikkatlice seçilmiş bir beslenme düzeni ile kontrol edebilirsiniz.


    ___________________________LAKTOZ RAHATSIZLIKLARI________________________________


    Sindirim sistemine girdiğinde laktoz laktaz adı verilen bir enzim yardımı ile parçalanarak glukoz ve galaktoza ayrılır. Laktaz enziminin eksikliği ya da tam işlev görmemesi durumunda laktoz intoleransından söz edilir.

    Temel anlamda laktoz intoleransı süt ya da süt ile üretilmiş ürünleri sindirememek ya da bunda güçlük yaşamak anlamına gelir.

    Süt intoleransı ya da laktaz eksikliği olarak da anladırılan bu durum tüm dünyada en sık karşılaşılan sindirim bozukluklarından birisidir ve özellikle Asya-Avrupa ırklarında daha fazla görülür. Asya kökenli Amerikalıların %90'ında var olduğu tahmin edilmektedir. Kabaca bir tahminle dünya üzerinde yaşayan her 10 insandan birinin sütü sindiremediği sanılmaktadır.

    Etiyoloji
    Süt ile alınan laktozun barsaklardan emilebilmesi için laktaz enzimi tarafından parçalanması gerekir. Laktaz ince barsak yüzeyinde bulunur. Bu enzimin seviyesi doğum sırasında en yüksek iken yaklaşık 2 yaşından başlayarak azalmaya başlar. Bu nedenle laktoz intoleransı zaman içinde ortaya çıkan bir durumdur. Hayvanlar aleminde de benzer durum söz konusudur. Pekçok hayvan ergenliğe ulaştığında sütü sindirebilme yeteneğini kaybeder.

    Bunun yanısıra normal dışı gelişen laktaz eksikliği de söz konusu olabilir. Genetik geçiş gösteren konjenital laktaz eksikliği son derece nadir bir durumdur.

    Öte yandan bazı sindirim sistemi hastalıkları da barsak mukozasının normal yapısını bozarak sekonder laktaz eksikliğine neden olabilir. Bunlar:

    Akut gasroenterit
    Giardiasis ya da ascariasis gibi parazit hastalıkları
    Crohn hastalığı
    Çölyak hastalığı
    Radyasyona bağlı barsak iltihabı
    Karsinoid sendrom
    Whipple sendromu
    Kwashiorkor
    Kemoterapi
    ve bazı kanser türleridir.
    Klinik
    Eğer barsaklarda laktaz aktivitesi yoksa ya da düşükse sindirilmeden kalan laktoz osmotik dengeyi bozarak barsak içinde sıvı ve elektrolit birikmesine neden olur. Genişleyen barsaklarda hareketlilik artar ve ishal ortaya çıkar. Öte yandan serbest halde yıkılmadan kalın barsaklara ulaşan laktoz buradaki bakteriler tarafından fermentasyona uğrar ve ortaya hidrojen gazı çıkar. Fazla miktardaki hidrojen hem ishali arttırır hem de gaz ve şişkinik başta olmak üzere diğer sindirim sistemi yakınmalarına yol açar.

    Laktoz intolerensının beliritleri

    Aşırı gaz
    Şişkinlik
    Bulantı
    İshal
    gibi sindirim sistemi yakınmalarıdır. Yakınmalar laktoz içeren besinleri aldıktan 30-120 dakika sonra ortaya çıkar. Bazı kişilerde yakınmalar fazla miktrda laktoz aldıktan sonra ortaya çıkarken örneğin 1 bardak süt gibi miktarlarda görülmeyebilir.

    Bebeklerde en yüksek düzeyde olan laktaz aktivitesi dietteki süt miktarındaki azalmaya paralel olarak azalır.Bazı insanlarda laktaz aktivitesi çok düşük olmasına karşın belirtiler ortaya çıkmaz. Bu durumun nedeni bilinmemektedir.

    Laktoz intoleransı genelde rahatsızlık verici bir durum olmakla beraber hayati bir sorun yaratmaz.
    Kuzey ve Batı Avrupalı beyazlarda ve onların Amerika Birleşik Devletleri ndeki torunlarında, düşük laktaz düzeyi görece az görülür. Bu nedenle, laktoz tahammülsüzlüğüne bu insanlarda çok sık rastlanmaz. Düşük laktoz düzeyleri , Akdeniz, Afrika ya da Asya kökenli insanlarda daha sık olarak görülmektedir.


    Tanı
    Laktoz intoleransının tanısı genelde klinik bulgular ile konur.

    Bunun için en basit yöntem birkaç gün süreyle laktoz içeren besinlerden uzak durulmasıdır. Daha sonra 2-3 bardak süt içilir. Eğer karın ağrısı ve yakınmalar ortaya çıkıyor ise laktoz intoleransınız var demektir.

    Eğer kesin bir tanı istenir ise bazı labovatuar incelemelerinin yapılması gerekebilir.

    Laktoz tolerans testi: Açlık kan şekeri ölçüldükten sonra laktoz içeren sıvı içilir ve daha sonra birkaç kez kan şekeri ölçümü yapılır. Eğer kan şekeri yükseliyorsa laktoz intoleransı yok demektir.
    Soluk testi: Laktoz içeren bir sıvı içildikten sonra nefeste hidrojen gazı ölçülür
    Biopsi: Barsaktan biopsi alınır.
    Tedavi
    En etkin ve tek tedavi şekli dietten laktoz içeren ürünleri çıkarmaktır. Tedavinin şekli yakınmaların şiddetine göre değişir. Hafif yakınması olan kişilerde alınan süt ürünü miktarının azaltılması yeterli olurken şiddetli olgularda tamamen laktozsuz diet gerekli olabilir.
    Başka bir seçenek, sütünüze karıştırabileceğiniz ticari bir laktaz preparatı almaktır. Bu preparatlar laktozu kolayca sindirilebilen basit şekerlere dönüştürür.
    Çok hassas kişilerde örneğin kahve kremasının içindeki çok az miktardaki laktoz bile yakınmalara neden olabilir.


    Hangi gıdalarda laktoz vardır
    En sık tüketilen laktoz kaynakları şunlardır:

    Süt
    Tereyağ
    Margarin
    Yoğurt
    Peynir
    Süttozu
    Bazı ekmek türleri ve hamur ürünleri
    Bazı hazır gıdalar
    Çukulata
    Yoğurt bu ürünler arasında farklı bir yere sahiptir. İçindeki bakteriler laktozu parçalarlar ve süt içemeyen pekçok kişi rahatlıkla yoğurt yiyebilir

    Son dönemlerde piyasada laktazlı süt ve süt ürünleri ya da laktozu alınmış süt ve bu sütten yapılmış ürünler satılmaktadır. Bu ürünlerin tüketilmesi de yakınmaların ortaya çıkmasını engeller.


    ______________Gizli laktoz ______________________________________


    Her ne kadar süt ve sütten yapılan gıdalar doğal besin kaynakları olsa da, laktoz sık sık hazır gıdalara eklenmektedir. Laktoz toleransı düşük olan insanlar şunu bilmelidirler ki; bir çok gıda ürününde düşük oranlarda laktoz bulunabilir. Örneğin;

    Ekmek ve diğer fırın ürünleri
    İşlenmiş kahvaltılık tahıllar
    Toz patates, çorba ve kahvaltılık içecekler
    Margarin
    Salata sosları
    Şekerlemeler ve diğer çerezler
    Bisküvi ve kek karışımları

    ________________SÜTÜN İÇERİĞİ______________________________

    ---------------------------Tam Yağlı Yarım Yağlı (500ml. için)

    Enerji (kcal)----------------341----------238
    Protein (gr.)----------------16.5---------17.1
    Carbonhidrat (gr.)---------23.7---------24.8

    Vitamin A (mg.)-------------294---------119
    Vitamin D (mg.)-------------0.16---------0.05
    Vitamin C (mg.)-------------5.28---------5.28
    Thiamin (B1) (mg.)----------0.20---------0.20
    Riboflavin (B2) (mg.)--------0.88---------0.97
    Niacin (mg.)-------------------4.3--------- 4.5
    Vitamin B6 (mg.)------------0.31--------- 0.31
    Folik asit (mg.)---------------31-------------31
    Vitamin B12 (mg.)-----------2.0------------2.0 (yağsızda 2.1 )
    Kalsiyum (mg.)--------------592-----------610
    Fosfor (mg.)-----------------474------------491
    Demir (mg.)-----------------0.25-----------0.25
    Magnezyum (mg.)------------56------------56
    Çinko (mg.)-------------------2.0-----------2.0

    burdan çıkarabileceğimiz sütteki yağ oranı azaltıldıkça gr başına düşen protein ,karbonhidrat ve bazı vitaminlerde atış olduğudur.
    kaynaklar : mumcu.com,hekimce.com,food-info.net/tr/,sutas.com.tr vs..
     
  12. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    Değişik Hayvan Sütlerindeki Laktoz,yağ ve protein Miktarları

    tavşan sütündeki protein ve fok sütündeki yağa dikkat :D :D

    [​IMG]
     
  13. murix
    Offline

    murix Üye

    Katılım:
    17 Şubat 2006
    Mesajlar:
    3
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğrenci
    walla sabah içince gaz üstden akşamiçince altdan çıkıyo
     
  14. mdogan
    Offline

    mdogan Üye

    Katılım:
    13 Nisan 2006
    Mesajlar:
    14
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Ankara
    nası korkmayım süt içtiğim zaman gaz ve kabızlık sorunumdan kurtulamıyorum 3 gün :D
     
  15. bonatschi
    Offline

    bonatschi Özel Üye

    Katılım:
    10 Ocak 2006
    Mesajlar:
    3.857
    Beğenileri:
    4.944
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    Londra
    tam tersi fazla süt ishale yol acar die bilirim ben..
     
  16. mdogan
    Offline

    mdogan Üye

    Katılım:
    13 Nisan 2006
    Mesajlar:
    14
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Ankara

    gel değiştirelim bağırsakları o zaman :) bende kabızlık yapıyo :S
     
  17. sheridan
    Offline

    sheridan Üye

    Katılım:
    26 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    381
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    53
    bendede kabızlık yapıyor enteresan bir biçimde gazdan herhalde
     
  18. emre1334
    Offline

    emre1334 Üye

    Katılım:
    13 Şubat 2010
    Mesajlar:
    77
    Beğenileri:
    23
    Ödül Puanları:
    0
    süt içtikten sonra 2 bardak su için ne oluyo :D
    sütten sonra içilen su ishal yapıyormş sözde denedim gerçekten başarılı oldu :D
    süt içmek bence çok güzel bişi faydalı oluyor. Ben gece yatmadan 15dk önce 800ml-1litre arası içiyorum casein niyetine.
     
  19. body-ci
    Offline

    body-ci Üye

    Katılım:
    25 Haziran 2008
    Mesajlar:
    256
    Beğenileri:
    75
    Ödül Puanları:
    0
    ben bu forumda sütün zararlı olduğunuda okumuştum....yararlımı, zararlımı ? hangisi...

    https://www.bodyforumtr.com/vbforum/s-t-n-zararlar-t2917.html?t=2917&highlight=s%FCt%FCn+zararlar%FD

    Yetişkinlerin vücudu sütü sindirmeye uygun değildir. Bu ne demek? Şu demek: Erişkin yaşta süt, sindirim sistemini bozar. Neden? Çünkü çocuklarda olan fermentler ve enzimler (laktoz, kazein, vs.) yetişkinlerde yeterli miktarlarda yoktur. Bu durumda ne olur? Vücutta gaz birikimi ve yumuşak gaitaya (büyük abdest), karın ağrılarına, şeker hastalığına, kalp ve damar hastalıklarına ve hatta yaşlı kadınlarda şimdiye kadar bilindiğinin aksine kemik erimelerine sebep olur. Süt içende vücutta zararlı fermantasyonlar ve oksidasyonlar (zararlı kimya sal reaksiyonlar) oluşur. Bu de ne demektir? Serbest radikaller demek. Peki serbest radikal ne demek? Çabuk yaşlanma demek! Yani süt bir yaşlanma nedeni. (Kaynak: Robert Cohen "MILK: The Deadly Poison. Argus Publishing)

    bu makaleden anladığım kadarıyla yetişkin insanlar sütü boşuna içiyorlar... ben demiyorum makale diyor...
     
    Son düzenleme: 18 Ekim 2010

Sayfayı Paylaş