Sütün Zararları

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve FleXoR tarafından 28 Şubat 2006 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 32 üye.
  1. nnnnn
    Offline

    nnnnn Üye

    Katılım:
    23 Haziran 2011
    Mesajlar:
    3
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    süt iyidir

    Arkadaşlar, medyada yazılanları fazla kafaya takmayın. Çoğu cahilce yazılmış, bir kısmıda ticari kaygılar içeren bilgilerle dolu...

    Örneğin; Bazı sitelerde ATKİNS DİYETİNİN FAYDALARI(kalp hastası olmak isteyen yapsın, bu diyetin babası da kalpten gitti. aşırı ve sadece yüksek protein alarak zayıflama yöntemidir.) gibi bir çok zararlı bilgiyi iyi bir şeymiş gibi anlatan bilgiler var. Bir çok zararlı diyet bilgileri var. Anlatınlanları yapan birinin kalp hastası olması veya yanlış beslenme sonucu depresyona yakalanması riski var.

    Örneğin; kollestrol meselesi var. Millet korkudan et yemiyor, yumurta sarısından korkuyor. Tamam herşeyin fazlası zarar ama kollestrol eksikliğinin depresyona neden olduğunu söyleyen yok.

    Medyaya bakarsanız; Et-yumurta yemeyen, süt içmeyen bir birey olmak lazım. Bu seferde yetersiz protein-demir vs alımından aptal oluruz, şaka değil gerçek.

    Daha bir çok yönlendirici haberlerle dolu medya. Özetle milleti protein kaynaklarından uzak yaşayan, şişman kafası çalışmayan bireylere dönüştürmek için hertürlü safsata mevcut.

    Tabii süt allerjisi mevzuu başka, bu durumda tabii ki diğer alternatifler devreye girer.

    Saygılarımla...
     
  2. Bodysoft
    Offline

    Bodysoft Üye

    Katılım:
    13 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    409
    Beğenileri:
    469
    Ödül Puanları:
    73
    Konu oldukça eski ancak son zamanlarda tekrar gündeme gelmiş...

    Üzerinde çok da durulması geren bir konu olduğunu düşünmüyorum lakin süt önemli bir temel besin maddesidir.

    Yarım yağlı veya mümkünse sıfır yağlı olarak tüketilmesini tavsiye ederim. (Allerjik reaksiyon gösterenler hariç...)

    Medya'da sıkça çıkan "süt zararlıdır" tipi haberlere pek itibar edilmemesini öneririm.

    Laz hamama peştemal yerine gazete sarınmış olarak girmiş. Bunu görenler:
    - Ne lan bu halin ?
    - Medya herşeyi büyütüyormuş! :)
     
    Azi bunu beğendi.
  3. bar_kodd
    Offline

    bar_kodd Üye

    Katılım:
    4 Şubat 2011
    Mesajlar:
    103
    Beğenileri:
    61
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    öğretmen
    Yer:
    alanya
    atın ölümü arpadan benimki sütten olsun :)))) Yaklaşık 15 yıldır her gece düzenli olarak içerim süt :)
     
    Azi bunu beğendi.
  4. acemi Jojuk
    Offline

    acemi Jojuk Üye

    Katılım:
    4 Şubat 2011
    Mesajlar:
    121
    Beğenileri:
    21
    Ödül Puanları:
    28
    Meslek:
    Body
    Yer:
    Rize
    süt ürünlerindede aynımı beyaz peynir falan ????
     
  5. dabbesman
    Offline

    dabbesman Üye

    Katılım:
    7 Ağustos 2011
    Mesajlar:
    1
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0

    laktik asit yorgunluk asiti değil, dinlendikten sonra enerji açıa çıkaran bir asit,vitamindir . Dinlenildiği zaman insana enerji veren bir maddedir yoğurtta da bulunur lütfen sallaya sallaya konuşmayalım süt aslen enerji veren bir içecektir,insanı yorgun düşürmek yerine iyi dinlenmesine ve yorgunluğunu almaya yardımcı olur ... (Kaynak: Biyoloji Öğretmenlerim ve bilimsel veriler ... :) )

    Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 21:31 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 21:23 ----------

    (konu: laktik asit; dinlendikten sonra açığa çıkan enerji sağlar ve süt ve yoğurtta bulunur )

    zannedersem peynir vb. süt ürünlerinde bu madde aynı etkiyi göstermiyor, yani ben denediğime göre aynı etkiyi hissettirmedi,belki de çabuk sindirildiğinden olsa gerek ama bana aynı madde peynir ve diğer süt ürünlerinde de olduğunu söyleyen biri oldu, belki doğrudur ama süt ve yoğurttaki gibi olduğunu düşünmüyorum ...
     
  6. murat2
    Offline

    murat2 Üye

    Katılım:
    4 Temmuz 2010
    Mesajlar:
    203
    Beğenileri:
    39
    Ödül Puanları:
    38
    5-6 sene durmadan süt içtim,allaha şükür hiçbir zararını görmedim ama ev sütüydü yani direk köylülerden alıyorduk.
    Ayrıca geçenlerde bir doktor peynirin vücuttaki hastalıkları dahada artırdığını felan söylemiş :D
    Süt içme peynir yeme nabacaz biz :D
     
  7. gokhan2604
    Offline

    gokhan2604 Üye

    Katılım:
    4 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    86
    Beğenileri:
    100
    Ödül Puanları:
    0
    az yağlı yoğurt,lor,çökelek tüketeceğiz. besin değeri olarak sütten çok daha iyiler.

    peynir gereksiz çünkü içinde maya var zararlı bakteriler bayılır o mayaya. doktorun doğru söylemiş.

    süt içiminde önemli bir nokta var o da laktoz. yaş küçükken laktozu sindirmek için gereken enzimler bolken yaş ilerleyince azalır. bu yüzden fazlaca süt içen yetişkinler gazman moduna girebilirler. yukarda saydığım üçlü, fermentasyona uğratıldığı için daha fazla mandıra besinini çok daha kolay sindirimle sunarlar. sütten faydalanmış ve zararlarından kurtulmuş oluruz.thums:
     
  8. AngryHun
    Offline

    AngryHun Üye

    Katılım:
    2 Şubat 2010
    Mesajlar:
    1.166
    Beğenileri:
    1.132
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Kimyager
    Yer:
    İstanbul
    @dabbesman,laktik asit ile ilgili verdiğiniz bilgiler yanlış.
     
  9. ReveR
    Offline

    ReveR Üye

    Katılım:
    15 Eylül 2010
    Mesajlar:
    97
    Beğenileri:
    13
    Ödül Puanları:
    18
    bu ayki muscle fitness dergisinde sütün bu spor için değerinden 2 sayfa boyunca bahsetmiş. bu sporun ana temeli tarzından yazılar var . hangisine inanıcaz bilmiyorum ama yararlı oldugu kanaatindeyim
     
  10. gokhan2604
    Offline

    gokhan2604 Üye

    Katılım:
    4 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    86
    Beğenileri:
    100
    Ödül Puanları:
    0
    benim araştırmalarımda organik sütün övüldüğünü kutu homojenize sütün dövüldüğünü gördüm. homojenize etmek için kısa bir süre çok yüksek ısıya çıkarıp aniden soğuttukları için besin değerini kaybediyormuş. yani her ikisi de doğru söylüyor. önemli olan senin doğal ortamda yayılarak beslenmiş ineğin sütünü çiğ olarak alıp içmen. kutu sütten de uzak durun deniyor. benim her zaman yoğurdu tercih etmemin sebebi de bu zaten.

    özellikle köylerden süt toplayıp işleyen küçük firmaların yarım yağlı yoğurtlarını alıyorum. çünkü teknolojileri yok doğal eski yöntemlerle üretiyorlar. bilindik firmaların yoğurtlarını almam modern teknoloji kullanıyorlar.
     
  11. ARSON
    Offline

    ARSON Üye

    Katılım:
    23 Ekim 2005
    Mesajlar:
    461
    Beğenileri:
    1.618
    Ödül Puanları:
    103
    Meslek:
    V.G.F. 1.Kademe Antrenör
    Yer:
    MERSİN
    İlginizi çekerse eğer:

    Klasik olarak heryerde bahsedilen anlamı; Yoğun egzersiz sırasında vücudumuzda oluşan bir enzimdir ve bu enzimin birikmesi ile vücudumuzda yorgunluğa ve ağrıya sebep oluyor. Bu açıklama genel ve basit olarak birkaç kelimeye sığdırılmış halk arasında bilinen en yalın ve yaygın açıklamadır.
    Bilimsel olarak yapılan açıklamalarını, yorumlarını derlediğimde; Antrenmana başlarken vücudun glikoz ve karbonhidrat depolarının birikmiş ve kullanıma hazır , kasların dinlenme modunda sertleşmemiş, kasılmamış olma durumu söz konusudur. Kaslara ulaşan kan akışı normal seyirde damarlar sertleşmemiş yeterli miktarda kan ve oksiyen taşıyabilir durumdadır.
    Antrenmana başlandığında vücut öncelikle glikojeni enerjiye çevirir ve güç elde eder. Çoğumuzun bildiği gibi glikojen kana en hızlı karışan ve hızla enerjiye dönüşen bir maddedir. Vücut glikojenden elde ettiği güç sonrasında vücutta kullanıma hazır karbonhidrat birikimlerini enerjiye çevirmeye başlar Solunum ve dolaşım sistemimiz bu esnada dokulara yeterince oksijen taşıyabilmektedir. İşte bu aşamada glikojen üretiminden elde edilen yüksek güç sonrası kaslarda sıklaşma ve kasılmalar başlar. Antrenman yoğunluk temposu arttırıldığında artık vücunudun enerji yakmak üzere kullanması gereken oksijen miktarı da artar. Karbonhidratın enerjiye çevrilmesi kasılmış olan kaslar içerisinde sıkışan damarlarda kanın ilk başladığımız zamana oranla kas arasında sıkışarak daha az kan ulaştırması ve içerisinde daha az oksijenin kaslara ulaşması ile vücut karbonhidrat yakımı için yüksek oksijen seviyesi kullanmak yerine oksijensiz ortamda enerji üretmeye başlar. Bu enerji oluşumunda oksijensiz ortamda üretilen enerji ile vücutta laktik asit artmaya başlar( Laktik asit istirahat halindeyken bile az bir miktarda da olsa kanımızda bulunur (0,5 - 1,5 mmol kadar)). Üretilen laktik asit kaslardan alınarak karaciğere taşınır ve yeniden enerji kaynağı olarak kullanılmak üzere parçalanır. Bu yoğunlukta laktat yapım ve yıkımı arasında bir denge vardır ve bu şekilde egzersiz glikojen depoları boşalana kadar sorunsuz bir şekilde sürdürülebilir. Sporcunun vücudu üretilen laktik asidin de enerjiye çevrilmesi için alışkın bir bünyeye sahipse ve hücreleri laktik asidi karaciğere taşıyabilecek düzeyde yeterliyse burada DAYANIKLILIK - DİRENÇ dediğimiz kavram oluşuyor. Karaciğere enerji olarak taşınamayan ve vücutta birikerek kalan laktik asitler ileri aşamada kana karışması ile içerisinde laktik asit olan kanın beyine ulaşması neticesinde beyinin sinir sisteminde yorgunluk hissi oluşmaya başlar.

    Laktik Asit' in diğer bir adı süt asididir. Ayran, süt, yoğurt, kefir, peynir gibi süt mamüllerinin içerisinde de bulunan laktik asit bu gıdalarla vücuda alındığında yorgunluk hissi, uyku hali veren gıdalardır. Sebebi laktik asidin vücutta yorgunluk hissi uyandırarak kasılan kaslar içerisindeki düşük kan dolaşımını vücudu dinlenemeye yönelterek vücut kan dolaşımının normal düzeye dönmesini sağlamaktır. Böylesi bir düzey vücuttaki glikojenin tükenmesi sonrası karbonhidrat yakımı sırasında olduğu düşünülürse ortalama 30 dakikayı aşan idmanlarda ve kaslardaki şişkinlik ile damarların sıkışması aşaması göz önüne alındığında yüksek performanslı yoğun tempoda kişiye göre değişken sınır düzeyinin vücudun laktik asit eşiği sınırında hissedileceği ortaya çıkıyor.
    Vücudun Laktik asit eşiği sporcunun bünyesinin antrenman seviyesi ile ilişkilidir. Dolayısıyle antrenmana alışık, dayanıklılık ve direnç seviyesi yüksek sporcunun, laktik asit eşiği antrenmansız ve dayanıklılığı olmayan bünyeye oranla daha yüksektir. Antrenmansız bir bünyenin yoğun antrenman sonrası laktik asit belirtileri kaslardaki ağırlık, yorgunluk ve ağrı ile kendini gösterecektir. Vücudun laktik asit birikimini zamanında karaciğere taşıyıp enerjiye çevrilmesini sağlayamadığı antrenmansız vücutlarda birikim doğal olarak ilk spora başlandığında daha yüksek olacaktır.
    https://www.bodyforumtr.com/vbforum/showthread.php?p=419695#post419695
     
    Steve, gokhan2604 ve Azi bunu beğendi.
  12. umur35
    Offline

    umur35 Yeni Üye

    Katılım:
    8 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    2.127
    Beğenileri:
    1.031
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İzmir
    E şimdi illaki süt içmek isteyen birisi (yani yoğurt mayalasın demeyin) çiğ sütü alsa yine öyle içemeyecek o sütü kaynatacak önce. Peki o kaynatılma işlemi yüzünden sütün besin değerlerinde bir eksilme olmuyor mu?

    Mesela bizim 5 km filan yakınımızda tarımsal araştırma enstitüsü var. Orada hergün taze süt sağılyor ve çiğ olarak 2.5 litrelik pet şişelere bildiğimiz gazlı içeçekler gibi şişeliyorlar el değmeden.

    Bazen annem oradan alıyor ve o sütü kaynatıyor kesinlikle kullanmadan önce.

    Bu şekilde o süt ile uht paketlerdeki süt arasında ne gibi farklar var artısıyla eksisiyle?

    Ve bu çiğ süt oldukça yağlı tabiki kutuya göre, bu konuya ne diyeceksin?
     
  13. gokhan2604
    Offline

    gokhan2604 Üye

    Katılım:
    4 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    86
    Beğenileri:
    100
    Ödül Puanları:
    0
    bütün kaynatma ve pişirme işlemleri besin değerlerinde eksilmeye sebep olur. bu süt içinde geçerlidir,et vs . içinde. anneniz o sütü normal ısıda maksimum 99 dereceye kadar ısıtabilir. o anda süt kabarır ve taşar zaten altını kapatmazsa. burda bir miktar kayıp oluşur. fakat uht de bir anda yükseltilen ısı ocaktaki sütten çok daha fazladır kısa sürer ama aniden anormal yükselen ısı ve aniden soğutma besin değerlerinin canına okur. diğer yöntemde daha az ısıda yavaş yavaş ısınma olmaktadır.

    eskiden insanlar sütü çiğ içerlerdi,annemizden de çiğ içtik.:) sütü kaynatmak alışkanlığının sebebi, içinde üremesi muhtemel zararlı bakterileri öldürmek. tabii ki bu durum faydalı olanları da öldürmekte. doğada her canlı sütü çiğ içer insan da dahil. ama günümüzde aşırı popülasyon yüzünden organik ve doğal hiçbir şey kalmadı. süt uzaktan taşınıyor ve zaman geçiyor bu yüzden güvenemeyip kaynatıyoruz. yoksa eski şekil küçük yerleşim olsa ahırdan sağ direkt ılık ılık iç.

    yağ var. bu yüzden fabrikasyon olmayan küçük firmaların yaptığı yarım yağlı yoğurdu her zaman süte tercih etmelisiniz. bunlar köylüden yoğurdu toplar önce çekme makinasıyla yağını ayırıp(çalıp:badgrin:) tereyağı ve kaymak yapanlara satarlar, yağın birazı içinde kalır, yoğurt yapılır, ucuz fiyattan satılır. nerden biliyorum ? bir zamanlar kaymakçıydı babam.:D bu işlemlerin hepsini yerinde gördüm.
     
  14. umur35
    Offline

    umur35 Yeni Üye

    Katılım:
    8 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    2.127
    Beğenileri:
    1.031
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    İzmir
    Yani günde yarım litre civarı "süt" içeceksem, uht paket sütten değil bu tarımsal araştırmadan alınan ve kaynatılan sütten içmem daha iyi?
     
  15. gokhan2604
    Offline

    gokhan2604 Üye

    Katılım:
    4 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    86
    Beğenileri:
    100
    Ödül Puanları:
    0
    kesinlikle evet. fakat daha kesin olanı sütü pas geçip organik az yağlı yoğurt tüketmek. hem hazmı daha kolay,hem protein miktarı daha fazla,hem de sindirim sisteminin bir numaralı dostu. ayrıca yoğurttaki kalsiyum süttekinden çok daha fazla emilir. kalsiyum vücudun yağ depolama özelliğini bastıran bir mineraldir. aşağıda link veriyorum. ingilizcesi olmayanlar için kısaca önemli noktalarını söyleyeyim;;;thums:

    yapılan deneylere göre yoğurt vücudun yağ toplama özelliğini düşürürken aynı zamanda var olan yağların yakımını da artırıyormuş. özellikle önemli kısım ise yakılan yağların bölgesine bakıldığında bel ve göbek kısmında olduğu görülmüş. 3 ay süren düşük kalorili diyet döneminde aynı kaloriyi alan denekler arasında günde 3 kez yoğurt verilen denekler %61 daha fazla yağ yakmışlar üstelik de bölge olarak göbek kısmından %81 daha fazla eksilme olmuş. ayrıca yoğurt tüketen deneklerde kötü kolesterol (LDL)düşerken iyi kolesterol(hdl) artmış. :)

    http://whfoods.org/genpage.php?tname=foodspice&dbid=124
     
  16. iNFaZ100
    Offline

    iNFaZ100 Üye

    Katılım:
    15 Kasım 2009
    Mesajlar:
    253
    Beğenileri:
    45
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Gastronomi ve Mutfak sanatları Öğrencisi
    Yer:
    Çorum/İskilip
    yoğurtta ve peynirde laktoz varmı yoksa onları yiyelim calcium eksikliğini gidermek için n olmazmı
     
  17. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    yogurtta az var

    Kefir de daha az

    Peynirde cok az var

    Kefir iclerinde en cok faydali bakteriler ve whey icerir kefir ve peynir en iyisi
     
    iNFaZ100 bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş