tüketici cahilse eğer yapacak birşey yok, komple yağları zararlı ilan edenler tamamen cahilliklerinden yapıyorlar.
Çünkü yağın vücut için elzem enerji maddesi olduğunun farkında değiller üstelik limitsiz.
ben burada karbohidratın kötü oldugunu savunmadım, sadece bir çok arkadaşımız ve bir çok profesyonel yanlış besleniyorlar.
Sonra bir çok arkadaşımız bu profesyonelleri örnek alıyor. Bunun neticesinde vücutları inanılmaz oranda su tutuyor ve yağlanıyorlar. Tabi doğal olarak kaslarının içi glikojenlede doluyor.
Hatta bazısı spor yapıyorum diye bütün çiğ köfteleri dürümleri kebapları hüpletiyorlar : ve bunada sporcu beslenmesi diyorlar.
Sorun şuki vücudun ilk enerji kaynağı aslında yağ, yani bunu en kötüsünden en iyisine butun doktorların bildiği bir gerçek.
Peki aynı doktorlar neden insanların yanlış beslenme alışkanlıklarını değiştirmelerini istemiyorlar. Bir çok doktor karma diyet uyguluyor uygulamasına ama kendileri asla beyaz ekmek kullanmıyorlar ve yağsız da beslenmiyorlar sandıgımız gibi.
Bu doktor kardeşlerimiz neden insanları daha iyi bilgilendirmediler.
Şimdi biri çıkıp sönmüş bir volkanın bırakın volkanı durağan bir magmayı harekete geçirmeye çalışıyor.
Bunuda sesini gür bir şekilde çıkaran Ahmet aydın ve onun destekçisi hocalarımız yapmaya başladılar.
Serkan yimselde bunlardan biri.
Bende spor salonlarında vücutları çirkin su toplamış insanlar görmeye dayanamaz hale geldim. Ne kadar insanları uyardımda dinlemediler.
Antreman var diye boyna karbohidrat götürüyolar
Bilakis her yağın zararlı oldugunu iddia etmiyoruz doğal ortamında yaşayan hayvanların Fabrikalara kapatılıp bizlere ürün vermelerini yasaklamayan zihniyetle bir savaşın yokluğu söz konusu.
Kim üreticisine itiraz ediyor? Uht tekniği ile üretilen yoğurtların yüksek ısılarda üretilen rafine yağların ve bir çok ne idüğü belirsiz besin maddelerinin kimin cebine para koydugu kimin sağlığından çaldığı belli.
Whey proteinlerin içerisinde aspartam bulunuyor mesela herkez aspartamlı whey proteini içebiliyor ama kefirin kimse yüzüne bakmıyor.
Bu paranoyaklık değil bilakis sağlıklı beslenmek ve sporcu gibi beslenmek bunu gerektiriyor.
Zira bir çok gıda katkı boyaları işlenmiş früktoz ve hazır yiyecekler insanların yaşamını mahvederken seyrediyoruz. Hangimizin sesi gür çıktı sımdıye kadar.
üstelik bir çoğumuz spor yapıyorum yaa diyip alıp yedi bu sağlıksız besinleri.
İnsanların çiğ et yemelerini bende istemem ama en azindan daha az pişmesi gerekiyor.
Kömür gibi etin besin değerleri ölür mesela, bir çok içecek ve yiyecek hazır gidalardan tercih etmek yerine zor olan damak zevkimizi değiştirmek yerine neden şimdi bu diyetin moda oldugunu sorguluyoruzda diyetin gerçekten işe yaradığını sorgulamıyoruz.
Diyet gayet nizami yapılırsa ve 6-8 hafta içinde eskisinden daha iyi bir insan olacağınız gerçek.
Daha sağlıklı problemlerle daha kolay baş eden, savaşçı bir ruh hali.
Bunları yaşamak için yapmak gerekiyor.
Sorun şuki bir çok insan bu beslenme düzeninden vazgeçmekte zorlanıyor. Karbohidratsız olmaz gibi bir düşünce mevcut.
Asla öylebirşey söz konusu değil bilakis insan kuru kas kütlesi formunda vücudu su tutmamışbir vaziyette bana göre daha iyi.
Sonuç itibarı ile 10. gunden sonra ve 1. aydan sonra kesinlikle canınız karbohidrat falan istememeye baslıyor.
Ancak başta söylediğim gibi eğer sesiniz gür çıkarsa ve şikayetler artarsa üretilen ürünlerin kalitesi arttirilmak zorunda kalır.
Size verileni alır kullanır birde üzerine masum masum gülümserseniz sonuçta bu üreticiler daha çok zararlı madde kullanır ve daha çok ceplerini doldururlar.
Bundan ne köylü kazanır ne küçük esnaf.
Bu beslenme biçimi daha 1950 lere kadar süregelen bir beslenme biçimi.
Tereyağlar köy ekmekleri işlenmemiş sucuklar yumurtalar etler meyvalar sebzeler.
ve yeni bir beslenme biçimide değil.
Sorun şuki işe yarıyor ve insanın tekrar yağlanmasını engelliyor ayrıca kas liflerinin hipertrofi ye uğramasınada engel değil.
Yapılan bütün araştırmalarda düşük karbohidratlı ve yüksek yağlı proteinli diyetlerin kas kütlesinde muazzam artışlar yarattığı ve bunun yanında bir erkeğin testosteron ve ruh halinde muazzam gelişmeler yarattığınıda görüyoruz.
Asidik yükü çok düşük demiştik. Yani gun icinde sık sık idrara giden arkadaşlarımız var ise eğer artık bu son bulucak ve azalıcak.
Çünkü diyetin asidik yükü(üre) yüze 60 daha düşük.
Buda alınan protein ve yağın mükemmel etkili kullanıldıgının belirtisi.
Ayrıca diyetin yanında 1. aydan sonra esmer pirinç ve yulaf kullanılmasına engel yok.
Ancak yulafında işlenmemiş olmasını istiyorum ben.
Sonuçta bağırsak florasının hasar görmesi açlık gibi belirtilere sebep oluyor.
Bu yüzden bol bol kefir tüketimi yapılmasını ve bol bol lifli sebze yenmesi gerekiyor.
Bağırsak florasını önemsemessek açlığında toklugunda ne demek oldugunu nasıl anlarız?
insanlar bazı seyleri deneyerek algılar.
2 hafta içinde bütün vücudunuz glikojen ve suyu attıktan sonra gerçek kas kütleside ortaya çıkıyor.
Bazı insanlar belkide bunu kaldıramıyor.
Ben kuru gözükme taraftarı olan biriyim eminim içimizde böyle arkadaşlar vardır.
Kendi vücudumla barışık ve kuru bir görüntü taraftarıyım. Artan fazla vücut yağının ve tutulan suyun insana daha çok hasar verdiğini dusunuyorum.
Özellikle böbreklerimi seviyorum ve sıradan karbohidratlı diyetlerin böbreklere olan zararını göz ardı etmeye herkezi davet ediyorum.
bir çok prefosyonel yaptığı beslenme hataları yüzünden bir çok organi böbreği ve karaciğeri iflas ediyor.
Bunlar rastlantımı peki?
1 büyük pizza yiyenle 4-5 tane yiyen arasında ne fark var?
birinin bulk diğerinin kuru olması
zarar hep aynı.
Bu yüzden ev tipi beslenme ile vücudunu geliştirmek isteyen arkadaşlarımız için en ideal beslenme biçimi bunu sözlerime eklemeden geçmek istemiyorum.
bakın karbohidratlarıda genellemiyorum ben sadece fabrika ortamında işlenmiş ürünlere kaşıyım. yani ekmeğide alıp tam tahıllı yapsalar (yüzde98) bunada karşı çıkmam mümkün değil.
Son düzenleme: 30 Kasım 2010
Caribbean T bunu beğendi.