Ofisgirls

Konusu 'Dertleşme' forumundadır ve jkdo tarafından 18 Eylül 2006 başlatılmıştır.

  1. jkdo
    Offline

    jkdo Üye

    Katılım:
    11 Eylül 2006
    Mesajlar:
    251
    Beğenileri:
    113
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Universite
    Yer:
    Denizli-ist
    bir kaç tecrübeden sonra iş yerinde aşk olmaz deyip, ofislerde hatun avını yasakladım kendime.

    Artık onlar benim sevgili mesai arkadaşlarım, idarecilerim ya da astlarımdı. Her türlü ayrımcılığın karşında olan biri olarak, cinsiyet ayrımcılığınıda doğru bulmuyor kadınlarla çalışıyor olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymuyordum.

    Ama bu harkulade yaratıklar zamanla bu fikrimi değiştirmeyi başardılar. Artık yapacağım işte etrafımda ne kadar az dişi olursa o kadar iyidir diyorum.

    Neden mi?

    Birincisi sabahları günümü mahveden muhabbetleri(!) yüzünden. Sabah işe gelirken kendimi mümkün olduğunca pozitive etmeye çalışırım ve yollarda işine gitmekte olan insanları gözlemler, necip milletimin nabzını tutmaya çalışırım. Bu gözlemlerden sonuçlar çıkarır, herkesin mutlu olabileceği, eşit ve barışcıl bir dünyaya giden yollar üzerinde düşünürüm. Bu dünşecelerle ofise giripte, ast üst ayırt etmeden direk hamam muhabbetine giren kadınları, istemedende olsa, duyar duymaz sinirlerim gerilmeye başlar.

    Nerde indirim var, zeytinyağlı sarma kaç kalori içerir, Beyza (sevgili koordinatörümüzün kızı) Fransızcadan kaç aldı, Body bilmem ne mi daha çok yağ yakıyor, yoksa bilmemnetör mü? Bu geyiği yapan bir kadına bir kaç saat sonra iş beğendirmek zorunda olmak dayanılmaz gerçekten.

    Evet, üstlerden devam edelim. Bayan üstler konusunda aklıma ilk gelen şey sizi asla dinlemedikleridir. Sizin susmanızı ve kafasındaki düşünceyi söylemek için sırasını bekliyorsa gerçekten şanslısınızdır. Genelde direk sözünüzü keserek anlatmaya başlarlar. Birde siz asla olmayacak bir şeyin neden olamayacacağını açıklıyorsanız kafasında direk şu soru uyanır; acaba gerçekten bu olmaz mı yoksa bu ukala çocuk benim sözümü mü dinlemiyor. Genelde ikincisini kabul etmeye meyillidirler.

    Bir de sempati ya da antipatilerini direk işlerine yansıtırlar. Eğer size kılığınız kıyafetiniz, ya da herhangi bir şeyiniz yüzünden kıllanmışsa artık ağzınızla kuş tutsanız bir faydası olmaz. Terside mümkündür. Sevimliliğinizle kazandığınız sempatiyle doğru orantılı olarak işinizi savsaklayabilirsiniz. Çok şükür ki, yöneticilik konusunda hala erkekler çoğunluğu ellerinde tutuyorlar.

    Gelelim ast-üst ayırt etmeden tipik ofisgirl davranışlarına. Bir kere en bariz özellikleri dedikodudur. İnanılmaz bir istihbarat ağı çalışır aralarında. Üstelik bu istihbarat servisi üyeleri birbirlerinide haber konusu yapmaktan çekinmezler. Bu nedenle ofisgirller yakınınızda iken ağzınızdan çıkacak her kelimeye dikkat etmelisiniz. Düşüncesizce yapacağanız bir boş boğazlık sizin zekice en ince ayrıntısına kadar yaptığınız kariyer planlarını alt üst edebilir.

    Ama analitik düşünen bir erkekadam bundan yararlanmayıda öğrenebiliyor. Az evvel sözünü ettiğim planlar konusunda ihtiyacınız olan tüm istihbaratı ve şirkette olup biten her şeyi bu dişi James Bond'larla kuracağınız arkadaşlıklarla edinebilirsiniz. Unutulmaması gereken tek şey, olabildiğince fazla şey öğrenmek, ama ağzınızdan hiç bir şey kaçırmamak olmalıdır. Onu dinliyor olmanız, söylediklerine dikkat kesilmeniz yeterli bir ödüldür kadınlar için. Sakın ola bende bir iki kelimeyle muhabbete dahil olayım, ağzından laf alıyor durumunda kalmayayım tribine girmeyin. Sadece dinleyin. Sıkıştığınız yerde, hımm....enteresan diyebilirsiniz ama bununda sık tüketilmemesi taraftarıyım.

    Ofisgirl'ler konusunda asla unutulmaması gereken bir şeyde onların işlerine yardım edip şirinleşmeye çalışma yanılgısıdır. Sakın kendinizi kullandırtmayın. Zira kadınlar bunu bilinçli bir şekilde kullanıyorlar. Gözlerini bayıp, adınızın sonuna bir- ciğim eklerler. Hayır demek zordur. Söyleyebilirseniz bu seferde ilk hecesi vurgulu, ikincisi uzatılan fettan bir lütfen kelimesi çıkar ağızlarından. Eğer yine hayır diyecek kadar başarılıysanız, dudaklarını tüküreceklermiş gibi büzer ve çok kötüsün diyiverirler. Ama bu "çok kötüsün'ün" altında, sen görürsün. Demek öyle ha..... anlamları yatar. Sakın ola, ya böyle yapma ama bak.......gibilerinden açıklamalara tevessül etmeyin. öyle bir evet deyin ki, ofisgril'ümüz, dişiliğinden aldığı erkeklere dişiliğiyle hükmetme güdüsüyle baş başa kalsın ve sizi burnu sürtülmesi gerekenler listesine alsın. Listesine girdiğiniz kişi sayısı arttıkça etrafınızdaki pervanelerinde arttığınıda göreceksiniz.

    Dayanamadığım bir durumda ofisgirl'lerimizin pek bir sulu göz olmalarıdır. İş baskısına dayanamaz, ağlarlar; sevgililerinden ayrılır, ağlarlar; kayınvalide kırmıştır, ağlarlar; koca aldatıyor mudur acaba; ağlarlar..........ağlarlar, ağlarlar, ağlarlar............... Sanki böyle şeyleri erkekler yaşamaz. Yaşarlar elbet. Bizde kırılırız, inciniriz, hayal kırıkları yaşarız ama bu işi ofiste değilde adam gibi sevgilimizin göğsünde, ya da dumanaltı bir odada tek başımıza görürüz. Koca bir departmanın motivasyonunu bozup, ortalığı kasvete bürümenin ne alemi vardır ki? Böyle bir durumda espri yapamazsınız. Müzik dinleyemezseniz. Sanki sizin sıkıtınız yokmuş gibi birde bir başkasınınkinin yasını tutarsınız. Bir de ağlama ayini son bulduğunda iç çeke çeke gözyaşlarını silmeleri yok mudur? Samimiyetsizce yapılan teselli amaçlı kompliman yada esprilere yine samimiyetsizce cevap verirler. Ehe..ehe...hah haa...snif snif......Allah'ım ne sinir bozucudur ya.

    Gelelim yıldız savaşlarına. Genellikle ofisgril'ler asla birbirlerini çekemezler. Doğal kadın çekişmelerine birde mesleki menfaat çatışmaları eklenince seyredin şenliği. Sinirlerine ve çenesine hakim olma konusunda karşı cinse oranla oldukça başarasız olduklarını az evvel anlattığım ofisgirl'lerimiz birbirlerine karşı samimiyet ve güler yüz göstermeyi kutsal bir görev addederler adeta, ama siz bir de onları etrafta dişi yokken görün. Mesela birini alın ve öğle yemeğini birlikte yiyin. Bir yolunu bulup şirketteki hatunlardan birini övün bakalım ne sonuç alacaksınız. Kesinlikle aleyhine bir şeyler söyleyecektir. Hatta söze, bak sen daha insanları tanımıyorsun diye söze başlarsa mail atıp beni tebrik edin olur mu? Hiç bir şey bulamazsa, ya çok iyi kız ama çok rüküş falan diyecektir.

    Birde iş yerine sanki baloya yada Bodrum'da çılgın bir partiye gidecekmiş gibi giyinip gelenler yok mu illet oluyorum. Biz smokinle geliyormuz ya işe. Ya da söyle bir serzenişte bulunayım, hakim bey evet taciz ettim ama ofiste öylede giyinilmezki......

    Son olarak diyorum ki, kadınlar iyi güzel hoş ama onlarla çalışmak istemiyorum!

    Kimse kızmasın.
     
  2. gorgeouskykhan
    Offline

    gorgeouskykhan Üye

    Katılım:
    8 Şubat 2006
    Mesajlar:
    662
    Beğenileri:
    74
    Ödül Puanları:
    38
    Meslek:
    for about more info, please look my website on you
    Yer:
    the gorgeouskykhan home center
    mrb...

    *paylaşımların için teşekkürler, tabi canım, hep ilaç-bilgisi, beslenme-bilgisi olmaz...
    *gayet de güzel, kaliteli-içten yazmışsın...
    *bak bu da, sosyal-hayat dersi-bilgisi, bu da önemli aynı bir gıda gibi... ;)

    + rep verdim, ne güzel oldu bu rep işi yahu, foruma renk geldi... :) iyice parladı altın gibi... :D

    saygılar... 8)
     
  3. jkdo
    Offline

    jkdo Üye

    Katılım:
    11 Eylül 2006
    Mesajlar:
    251
    Beğenileri:
    113
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Universite
    Yer:
    Denizli-ist
    cok tesekkürler

    bu siteye girmedeki amacım zaten baskalarının bilgilerinden yararlanmak ve başkalarına faydalı olabilmekti eger hosunuza gıttıyse ve ayrıca rep gelince bu beni baya mutlu etti herkese saygılar
     
  4. sarc4stic
    Offline

    sarc4stic Özel Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2005
    Mesajlar:
    3.239
    Beğenileri:
    2.261
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Satış Temsilcisi
    Yer:
    Istanbul

Sayfayı Paylaş