Doğada yaşayan bütün canlıların bedenleri genellikle aynı prensiple çalışmakta.
Dolayısıyla etle beslenen ve vücutlarının büyük bir bölümü protein(insan bedeni yüzde98 protein yapısında) yapılı canlıların beyin yapıları birbirine benziyor.
Ancak insan bedeni otla ve meyve ilede de beslenebiliyor bunun sebebinin uzun kuraklık dönemlerinde insanlar hareketsiz kalmışlar kuraklıgın bitmesini beklemişler ve etten ve yağdan fakir diyetler uygulamak zorunda kalmışlardır. Dolayısıyla ortaya depresyon çıkmıştır. Kısacası diyetlerinden yağı kesen insanların daha durgun ve çeşitli sorunlarla baş etmekte oldukça zorlandıkları görülüyor. Bir çok insan basit bir işi yaparken bile küfür ediyor söyleniyor. özellikle erkek baskın toplumlarda bu yüzden kadınlarda oldukça çile çekiyorlar. Kendine güven duymayan erkekler bağarıp çağararak konuşmaktalar ve yaşadıkları depresyonun farkında bile değiller.
Özellikle bir profesör gunumuz insanlarını kanaryalara benzetiyor. insanlar şekerlere ve tahıllara o kadar bağımlı hale geldilerki insanların kanaryalardan farklarının kalmadığını söylüyor.
Tahılların hayatımıza girişi tam olarak 10.000 yıllık bir süreç.
Şimdi çeşitli kabileleri inceliyoruz ve bunlar aynı milyonlarca yıllık süreçte beslenme şekilleri tıpkı tahılların modern insan yaşamına girmeden önceki hali gibi.
Klasik insan beslenmesi et meyve yağ ve sebzeler üzerine kurulmuş olmalıdır.
ancak gunumuz insanları böyle yapmıyor.
işte bu yüzden erkeklik hormonu (testosteron) etkinliğini yitiriyor. Tahılların baskın olduğu toplumlarda şiddet eylemleri artiyor, erkeklerde çaresizlik ve kendine güvensizlik artiyor. Başarılı olamayacağım hissi ortaya çıkıyor.
çevremize baktıgımızda bir sürü insanın bağara çağara konuştuğunu görüyoruz.
burası bir vg sitesi insanlar yağlara korkuyla bakıyorlar.
ancak yağlarla beslenen kişilerin sağlıkları cidden mükemmel oluyor. Testosteron seviyeleri oldukça yükseliyor. Hiç bir kronik hastalık ortaya çıkmıyor.
yani sorun erkeğin kalmamasında değil sorun insanoğlunun alışıla gelmiş beslenme düzenini bozmasından kaynaklanmakta.
yağ asitleri olmadığı zaman beyin doğru duzgun çalışmıyor. ortaya depresyon çıkıyor.
şekerler çikolatalar bisküviler rafine tahıl ürünleri erkeklerin savaşma gücünü azaltiyorlar vücuttaki stresi en üst düzeye çıkarıyorlar ve dolayısıyla hasta ruhlu erkekler ortaya çıkıyor.
nutrition and psychal degeneretion isimli eser nedense hiç kimse tarafından ciddi bir şekilde incelenmiyor.
ortaçağdan 1950- 1970 lere kadar olan süreçte depresyonun d si bile anılmıyordu.
ancak gelin görünkü şu an muayenehaneler depresyon hastaları ile dolu durumda.
bu bir rastlantımı erkeklerin gucunun azalması ve özelliklerinin kaybolması bir rastlantı olabilirmi.
bilakis. Erkeklerin gücünün ve etkinliğinin azalmasının sebebi kısacası hasta ruhlu insanların çoğalmasındaki sebeb hatalı beslenme alışkanlıklarıdır.
akıl hastası ve epilepsi hastası insanları yağ ve proteinle besliyorlar. Bunun sonucunda bu insanların sağlıkları süratle düzeliyor.
TipII diyabet hastalarını yağ ve proteinle besliyorlar metabolik sendromları sona eriyor ve insulin resistansları inanılmaz oranda yükseliyor.
Tip1 diyabette bile işe yarıyor. Cok yüksek olan insulin dozajları cok düşük unitelere düşüyor. hatta insulini bırakanlar dahi var.
Dikkat eksikliği olan cocuklarda işe yarıyormu, evet işe yarıyor.
anti depresan kullanan sayısız kadında işe yarıyormu evet işe yarıyor sağlıkları düzeliyor. depresyondan kurtuluyorlar.
Son düzenleme: 12 Mart 2011