Türk korsanlar akdenizde geçirdikleri üçüncü ayın sonunda malum ihtiyaçları için ayaklanınca kaptan mecburen karaya yanaşır. karada ıssız bir yarımada da bir manastırdan başka birşey yoktur. korsanlar manastırı yakar yıkar ve rahibelere tecavüz edip oradan ayrılır. Olay vatikanda da duyulunca papa taziyelerini sunmak için manastıra gider. Kendisini karşılayan baş rahibten maddi hasar hakkında bilgi alır, sonra utana sıkıla "rahibeler nasıl?" diye sorar. "ah sayın papa hazretleri sürekli dua ediyorlar. Çok kötü durumdalar. Onlar için çok üzülüyoruz" "hay allah. bir dakika geçen yıl misyonerlikten emekli olup gelen çok başarılı bir rahibe vardı. adı teresa..." "ah efendim zavallı kadın sürekli günah çıkarıyor." "aşağlık herifler. peki rahibe Eveline. gençliğimde aynı yerde çalışmıştık" "zavallı kadın yataklara düştü. Hasta yatıyor." "Ama nasıl olur? rahibe eveline 65 yaşındadır? Gözü dönmüş adamlar. Peki en yaşlı rahibemiz, rahibe Sophia?" "ah efendim her gün isaya kendisini yanına alması için yalvarıyor" "inanamıyorum. Sophia 86 yaşında olmalı. bak şimdi aklıma geleni sormaya korkuyorum. Geçen yıl bir arkadaşımın genç ve güzel torunu buradaki okula yazdırmıştım. Rahibe Beatrice idi adı." "O mu? Rahibe Beatrice çok iyi efendim. Diğelerine moral vermeye çalışıyor." "nasıl olur? O genç ve güzel kıza tecavüz etmediler mi?" "O istemedi ki efendim." ----------------------- Günün birinde acik denizlerde yol alirken, gözcü seslenmis diregin tepesinden, "heyyoooo, uzakta bir korsan gemisi göründüüüüü..." Bunun üzerine tüm mürettebat dehset icinde saga sola kosusturmaya baslamis. Kaptan Bravo sakin bir sesle yardimcisina seslenmis, "bana kirmizi gömlegimi getirin." Yardimci derhal kaptanin kirmizi gömlegini getirmis... Bravo gömlegi giyerken adamlarini savas düzenine sokmus ve korsanlari yenmis... Daha sonra, gözcü bu kez bir degil, iki korsan gemisini tespit etmis uzaklarda... Kaptan Bravo bu kez de kirmizi gömlegini istemis ve yine korsanlari duman etmis. O aksam, bütün mürettebat güvertede oturmus, o günkü zaferi konusurken, adamlardan biri kaptana sormus: "Kaptanim, niye savastan önce kirmizi gömleginizi istiyorsunuz, cok merak ettik de, bagislayin sormakla bir kusur ediyorsam..." Bravo soruyu cevaplamis: "Sundan istiyorum evladim... Eger saldiri sirasinda yaralanirsam kirmizi gömlek akan kanimi belli etmez, böylelikle siz de korkusuzca düsmanlarimiza direnmeyi sürdürürsünüz." Ortaligi bir sessizlik kaplamis, sadece denizin sipirtisi ve rüzgarin yelkenlere dokunusu duyuluyormus... Adamlarin yürekleri kaptanlarinin cesaretine duyduklari hayranlikla güm be de güm atiyormus... Safak sökerken gözcü bu kez bir degil, iki degil, ama tam ON korsan gemisinin yaklasmakta oldugunu tespit etmis. Mürettebat kutsayici bir sessizlikle kaptanlarina bakarak, onun o artik alisilagelen kirmizi gömlek talebinde bulunmasini beklemeye baslamislar. Kaptan Bravo celik gibi gözleriyle gemisine yaklasan korsan filosuna bakmis, sonra korkusuzca adamlarina dönmüs ve sakin bir sesle bagirmis: "Kahverengi pantolonumu getirin bana!"