Ketojen diyet, ketosis (danışma)

Konusu 'Yağ Yakımı ve Kilo Verme' forumundadır ve GreenTea tarafından 28 Ekim 2011 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 13 üye.
  1. GreenTea
    Offline

    GreenTea Üye

    Katılım:
    14 Ekim 2011
    Mesajlar:
    11
    Beğenileri:
    3
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Öğrenci
    Selamlar, (en başta belirtmek istiyorum ki bu konuyu annem için açtım) bayram tatiline erken giriş yapıp eve geldim ve kendisi beni "ketojenik diyete başlıyorum" diyerek şoke etti sağolsun. Önceden az buçuk bilgim vardı başarılı olan/olmayan bir çok deneyim okumuştum ama nedense bana hiç bir şekilde sağlıklı gelmiyor böyle şeyler.
    Oturmuş araştırmış internetten, cılk yağdan ibaret birde liste yapmış. ben kendime güveniyorum ama soru işaretlerim var dedi, ki onlar benim eklediklerimle beraber şöyle:
    -ketosis döneminin başladığını tam olarak nasıl anlarız?
    -tatlı krizi gibi bir durumda bu diyeti yapanlar ne yiyebilir?
    -günlük karb. miktarının az da olsa üzerine çıkarsak bütün emeklerimiz boşa mı gider / yediğimiz onca yağ depo durumuna mı geçer?
    -madem bu diyet bu kadar etkili neden uygulayanlar bu kadar az sorun sadece zorluğundan mı kaynaklanıyor görülmüş başka riskleri var mı?
    -egzersize gerek duyulmadığı(!) söylenmiş yapılmalı mı şart değil mi?
    -ketosis süresi ne kadar olmalıdır normal beslenme düzenine nasıl dönüş yapılmalıdır?
    -ek olarak yağ yakıcı kullanılması doğru olur mu? (CLA'dan bahsediyor)

    *günlük besinler: krem peynir, yumurta, tavuk, salam/sosis, bol tuzlu tereyağı(bunu bildim bileli yer zaten) ton balığı, zeytin&zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, yatmadan önce olacak şekilde süt yada yoğurt. içecek olarak +2lt. su, şekersiz çaylar ve kahve
    bunlar dışında bir şey yok. günlük BMR baz alarak 1300ü geçmeyecek şekilde yukardakileri yemeyi planlıyor. belli yüzdelere göre yapmalıydın dedim ama zaten ekstradan karb. almayacağı için böyle düzenlediğini söyledi.
    forumdaki çoğu deneyimden uzak farkındayım. ben şimdi ne diyeyim?
    validem 45 yaşında aşırı kilolu değil tek derdi yağlarından kurtulmak (şeker vb. rahatsızlığı yok şükür) yine de bir haftada bile tüketemem dediğim yağları aynı sayfada görmek gözümü korkuttu..
    Sabırla okuduğunuz için teşekkür eder, kenara çekilirim..
     
  2. ZeusS_
    Offline

    ZeusS_ Yeni Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2011
    Mesajlar:
    1.122
    Beğenileri:
    1.892
    Ödül Puanları:
    0
    Eski ismiyle Karbonhidrat diyeti, neredeyse aynı şey allayıp pullayıp ismini değiştirip sanki mucize çözümmüş gibi sunuyorlar...

    Kh diyeti gerçektende işe yarar arkadaşlar, daha geçende bi arkadaşa tavsiye ettim :D Çok hızlı kilo verirsiniz ama son derece sağlıksız ve vücudu yıpratan bir diyettir, uygulamasıda bir okadar zordur, çelik gibi iradeniz yoksa 2 aydan fazla yapamazsınız ;)

    Ama tek başına verdireceği kilo asla 10 kiloyu geçmez! Egzersiz yada kardio ile desteklenmeyen hiç bir diyet tek başına sizi 20-30 kilo aşağı çekmez! Bunu herkes artık kafasına kazısın yani hareket olmadan hiç bir ilaç hiçbir diyet hiçbir mucize sizi kurtarmaz !!!

    Kh diyetinde istenilen miktarda kilo verdikten sonra hepsini birden geri almamak için yapılması gereken günlük kh miktarını birden değil yavaş yavaş arttırıp normale çevirmektir! Yani işte; diyet sırasında günlük 100gr kh sınırı varsa, bunu ilk önce 150gr ma, daha sonra 2hafta boyunca 250 gr ma çıkarmak, en son artık normal sağlıklı bir insanında alması gereken günlük 300-350 gr ma çıkarıp urada bırakmaktır!

    Ama herzaman söylüyorum kardio olmadan yağ yakılmaz, sporun yaşı yok, 40 yaşındayım 50 yaşındayım neyse neyse, gidelim salona yazılalım, yaşımıza uygun bir kardio ile sağlıklı bir biçimde kilolarımızı verelim ;)
     
    Danny Boy ve GreenTea bunu beğendi.
  3. draft
    Offline

    draft Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2008
    Mesajlar:
    1.580
    Beğenileri:
    1.691
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Mimar
    Yer:
    İstanbul
    GreenTea, geçen sene ketojenik diyet yapan ve bunda da başarılı olan biriyim. Gelelim sorularına.

    Ketojenik diyetin en zor kısmı ilk 10 gündür. İlk 3 gün vücut bitkin düşer, 4-5 günden sonra şekere olan düşkünlük tavan yapar, 7-8 gibi vücut bu duruma alışır. Ama olay ilk sefer 10 günlük sürede kesinlikle bozmamak. Yoksa bu işlem baştan başlar.
    Vücut ketojenik duruma alıştığı zaman yani ilk 10 gün bittiği zaman, sadece ve sadece haftada bir karbonhidrat içeren bir öğün yemesine izin verilir. Tabii duruma göre 1 gün yapılanıda var. Ama annenizin bu gibi bir duruma ihtiyacı yok zira bu karbonhidrat yüklemesi ağırlık çalışan sporcunun kaslarındaki glikojen depolarını tekrar doldurmasıyla alakalı.

    Diyelim ki ilk 10 günü halletti, ve başka bir gün diyeti bozdu. Olay burda başlıyor, diyet neyle bozuldu? Temelde ketojenik diyette basit şeker asla ve asla tüketilemez ve diyet bozma işlemi hafta 1 dir. Daha fazla değil. Vücut herhangi bir karbonhidratı aldığı anda ketojenik durumdan çıkacaktır. Tekrar bu duruma geçmek 2-3 gün alabilir.

    Egzersiz kısmıysa tercihe bağlı. Ben kesinlikle yürüyüş öneriyorum. Yapılırsa günlük harcana ve alınan kalori arasında daha fazla fark sağlanır.

    yağ yakıcı ise herşey olabilir. Cla o kadar etkili bir yağ yakıcı değil. Bunun yerine sütsüz, şekersiz hatta türk kahvesi içmesini kesinlikle tavsiye ederim. Mümkünse de l-carnitine le takviye edilirse daha iyi olacaktır. Bunun için günde 3 defa l-carnitine alınabilir ki ben uygularken bunu yapıyordum.

    Beslenme listesine bakınca kesinlikle süt ve süt ürünlerini listeden çıkartmalısınız. Süt, süt şekeri olan laktoz içerir ve bu kolayca insanın ketojenik diyetten çıkmasına sebep olur. Ayrıca yüksek kolestrollü bir beslenmede önermem o yaştaki birisi için. Bu nedenle salam, sosis gibi şeyleride çıkartabilirsiniz. Yumurtaya gelince günlük 2-3 adet sarılı yemesinde sorun yok.

    Ayrıca tuzu genel prensib olarak hayatınızdan çıkartın, sadece vücutta fazladan su tutulmasına ve gereksiz bir şişkinliğe sebep olur, insan vücuduna sadece yemeklere tat katmak dışında bir yararı yoktur.

    Bunlar dışında günlük öğün sayısının 5-6 olması önemli. Vücuda düzenli olarak karbonhidratsız, sağlıklı yağlar girmeli. Bunlara ek olarak ara öğün için ben ceviz ve badem öneririm. Bende bu diyeti yaparken bunları tüketiyordum. Miktar ise bence sayılarla sınırlı olmalı. Yani 3-4 ceviz, 7-8 adet badem gibi bir öğünde alınabilir. Bir bayan için fazlası iyi olmayabilir.

    Gelelim yağ konusuna. Yemeklerde kullanılacak bitkisel yağlar, çabuk sindirildikleri için kısa süreli acıkmalara sebep olabilir. Doymuş yağlar, yani hayvansal kaynaklı yağlar sindirimi uzun sireceği için daha uzun süre tok tutar. Ayrıca o kadar çeşitli kaynakardan yağ almaya gerek yok. Her öğünde az bir miktar tereyağı iş görecektir. Bunlar dışında baharatları kesinlikle öneririm ki sarımsak genel anlamda insan vücudu için bire birdir. Ayrıca, sebzelerden yeşil olmayanlarda bu diyette yasaktır(domates dahil). Mümkün olduğu kadar yeşil sebze, salata, balık, tavuk ve kırmızı et tüketilmesinden yanayım. Miktar olarak sorarsanız, sadece spor yapan bir bireyin ihtiyaclarını biliyorum o konuda yadımcı olamayacağım.

    Merak ettiğiniz başka birşey varsa yardımcı olmaya çalışırım:)
     
    lordmarvel, builtman ve GreenTea bunu beğendi.
  4. GreenTea
    Offline

    GreenTea Üye

    Katılım:
    14 Ekim 2011
    Mesajlar:
    11
    Beğenileri:
    3
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Öğrenci
    1.ZeusS yağ yakımı konusunda tamamen sizinle aynı fikirdeyim./fikirdeydim burda yakım olarak daha çok kimyasal bir tepkime söz konusu benim anladığım, yine de egzersiz mi evet bencede egzersiz.

    2.draft hızır gibi yetişmek=sen. yani karbonhidrat yüklemekten çok bunu uzun süreli kür gibi düşünmesi gerekiyor diğer ağırlık/kas çalışmayanlar gibi.
    açıkçası annem tam bir abur cubur hastası, günü sadece bunlarla geçirebilir (abartmıyorum kahvaltıda yarım kavanoz nutella bitirip gün içinde yine onlarca çikolata çerez akşam hiç umursamadan etli sütlü ne varsa yeyip senelerce bunu böyle devam ettirmiş biri) metabolizması tavan sanırım çünkü tiroit bezlerinden şüphelenip yaptırdığı tahlillerde normal çıkmıştı.
    kendine güvenemediği noktada bu tatlı atıştırmalar zaten bozarsa ben eminim bunlar yüzünden olur ki buda %100basit şeker olduğu için ketosise anında "ket vurulmuş" oluyor, ve yine sil baştan..
    Egzersiz olarak sırf hedefine daha çabuk ulaşıcaksın diye gaza getirmelerimle yürüyüşe ikna ettim, söz alıp 1 saat yürüyüşü ekledik listeye.
    Zamanında CLA ve Lcaritine ikilimendi kalıp cla kullanmıştı, karnitinle değiştirmekte sorun görmüyor(en azından yürüyüş bile olsa karnitinin etkisi daha yoğun olacaktır diye düşünüyorum ama?)
    Yanımdaydı ve "bak herkes tuzu unutman gerektiğini söylemiş" dedim sus okuma devamını dedi:) zor olsada azaltması için elimden geleni yapıcam şu iki hafta içinde.
    Bizimkilerde 'yemek saati' kavramı olmadığı için herkes acıktığında gidip yer dolayısıyla 6ya bölmesi de onun için kolay 3-4cevizde bırakıyosun demek sadece benim için zor kısmı..
    Sarımsağı saçları için önerdiğimden beri aksatmaz ve o zamandan beri gribi bi günde altmasınıda buna bağlar demek ki bir +1 var bu da bişeydir.

    2 ricam olucak müsait olduğunda annem için kendi keto-diyet programından bir kaç günü paylaşabilir misin? (ben 1300ü hafif zorlayarak liste yapmaya çalıştım ama malum yağdan dolayı beni dinlerse aç kalıcak gibi görünüyor:)
    Dediğim gibi daha önce duyduğumda epey ilgimi çekmişti o yüzden araştırmışlığım var ve sonunda bu diyeti yapan vejetaryanların bile olduğunu görünce inanamamıştım (çünkü bendeniz bir lakto-ovoyum) şimdi senin söylediğine takıldım süt ürünlerinden uzak durmalısınız diyorsun yani ben yapmaya niyetlensem hiç imkanı yokmuş doğru mu?
    yabancı forumlarda ve güvenilir bulduğum bazı türkçe kaynaklarda veganlara ketosis için ilk önerilen peynir türevleri..sonra et dışında kalan ortak besinler bu kısmı biraz kafamı karıştırdı açıkçası onları çıkartırsak kahvaltıda yumurta dışında ne yiyebilir ki?

    dipnot: "pazartesi başlama"ya karşı annecim bugün kahvaltısını 2 haşlanmış yumurtaya gezdirilmiş zeytin yağı öğlende fırınlanmış biiiir sürü acılı tavuk bageti eşliğinde tamamlayıp açılışı yapmış oldu (yerken görünce diyet demek imkansız:)
     
  5. draft
    Offline

    draft Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2008
    Mesajlar:
    1.580
    Beğenileri:
    1.691
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Mimar
    Yer:
    İstanbul
    Bazı konularda haklı olaiblirsiniz. Ben ketojenik diyet ilkelerinden Dave Palumbo diye profesyonel bir vücut geliştiricinin yolunu izliyorum. Süt ürünleri önermiyor çünkü laktoz içerdiğinden. Aldığınız peynirleri olabildiğince düşük karbonhidratlı seçerseniz sorun olmaz. Bunun dışında yoğurtta kesinlikle yüksek karbonhidrat var o kesinlikle olamaz.

    Örnek bir diyet planına gelirsek, ketojenik diyet listeyi bayaa azaltıyor.

    -Kahvaltıda yağda kızartılmış 2 yumurta, belki bir miktar kaşar ve kesinlikle yeşil sebze

    -Ara öğün olarak ben 3-4 adet cevizi tercih ediyorum

    -Öğle yemeğinde et ama miktarı fazla değil 150gr kadar yeterli olacaktır. Yağda kızartabilirsiniz. Ayrıca 150gr, bir insanın avuç içi kadar oluyor aşağı yukarı, daha fazla protein tüketmek sadece onları da yağ olarak depolattırır. Birde 1 tabak yeşil salata veya sebze.

    -Ara öğün olarak 7-8 adet badem(tuzsuz)

    Akşam yemeği olarak yine 150gr kadar et ki yağda kızartma olabilir ve 1 tabak yine yeşil sebze veya salata.

    -Gece atıştırmak isterse yine 3-4 adet ceviz.


    Bol bol yeşil sebze dememin nedeni, karbonhidratsız bol lifli besin tüketmek ve vücudun tokluk hissini sağlamak. Bitkisel yağlar yerine hayvalsal yağlarda tok tutar. Ayrıca yukardaki listenin kalori hesabını yapmadım ama aşağı yukaru 1000-1500 tutar, ketojenik diyette çok fazla kalori açığına gerek yok sadece diyetin prensiblerine uymak gerekiyor. Tabii kalori açığı olursa daha iyi olur. Birde tuz konusunda haklısınız, insanları ondan vazgeçirmek çok zor. Olsun denemeye değer. Birde eklemek istiyorum her türlü meyve de fruktoz ve glikoz içerdiğinden yine ne yazık ki yasak. Ketojenik diyette günlük herşeyi sayarsak 20gr karbonhidratı geçmemek önemli.

    Birde eklemek istiyorum ketojenik diyet, kan şekerini çok aşağı çekiyor ve bu gerçekten iyi birşey. Vücut bu sayede hormonal dengesini sağlıyor. Ayrıca birkaç mineralde kan şekeri üzerinde etkili, bunlarla ketojenik diyeti pekiştirirseniz daha kolay yağ yakımı gerçekleşebilir. Bunlar: vanadyl sulfate ve metformin. Metformin diyabet ilaçlarında mevcut, forumda metformin hakkında da çok iyi bilgi veren başlıklar mevcut, vanadyl sulfate ın ülkemizde olup olmadığını bilmiyorum ama bu ikisinide tavsiye ederim l -carnitine yanında.

    Kaynak olarak Dan Duchaine in yazdığı "Bodyopus" kitabı bu iki maddeyi çok güzel anlatıyor.

    Ayrıca vanadyl sulfate için de bir supplement örneği

    Metformin için ise Glucophage ı örnek gösterebilirim.
     
    GreenTea ve builtman bunu beğendi.
  6. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    hic bir ek suplement almaniza gerek yok

    Kaloriyide dusurebildiginiz kadar asagi cekebilirsiniz vucudun kendi yagi var nede olsa alabileceginiz proteini alin fazlasida sekere cevrilip kullanilcak sonucta

    Kolestrol vs dusunmeyin ne kadar kolestrol alimi o kadar iyi

    2 senedir boyle besleniyorum 60 kilo zayiflayip sagligima kavustum hayatim boyuncada boyle beslencem
     
    rastmus, ccmssx ve GreenTea bunu beğendi.
  7. draft
    Offline

    draft Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2008
    Mesajlar:
    1.580
    Beğenileri:
    1.691
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Mimar
    Yer:
    İstanbul
    heldic, günlük ortalama kalori alımının %20-30 undan fazlasını kesmek metabolizmanın yavaşlaması ve bağışıklık sisteminin yavaşlamasına neden olur. Ayrıca aralıksız bir şekilde ketojenik beslenmek uzun vadede iyi olmayabilir. Onun yerine paleo diyetine geçmek, gerektiğinde tekrar ketojenik diyete dönmek daha mantıklı bir seçenektir. Ayrıca kolestrol derken, genç birinden bahsetmiyoruz. İlerki yaşlarda kolestrol riskli bir durum ve bunun tedbirleride alınmak zorunda.
     
    GreenTea bunu beğendi.
  8. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir


    ilerki yaslarda kolestrolun riskli bir durum oldugunu gosteren bir kanıtınız varmı ? yoksa ben size kolestrolu dusuk olanların daha cok kalp hastalıgı ve kalp krizi gecirdiklerini soyleyebilirim.

    Yaslandıkca kolestrol artar cunku vucudun kolestrole ihtiyacı vardır ki hormon v.s yapabilsin

    yas ilerledikce daha cok kolestrollu beslenmeliyiz cunku testesteron ostrojen gibi hormonlar kolestrol olmadan yapılamazlar eksikliginde karaciger kolestrol yapmaya baslar ve sonucunda da hastalıklar ortaya cıkar.

    yuzde 20 30 asagıya inmek karbonhidrat agırlıklı beslenmelerde ortaya cıkan bir sorun ketosis yapılıyorsa eger enerji sorunu 0 dır cunku vucudun yag depoları mantıken sonsuzudur 2 3 aylık kıtlık dönemlerini saymazsak.

    gunde 1000 kalori ketosis diyeti icin yapılabilir kisinin kilosu fazla ise eger hic bir turlu enerji gereksimi ve acıkma hissi olmuyor anlamak icin yapmanız lazım. ve felaket bir yag yakımı oluyor ozellikle bel bölgesinden.


    ömür boyu ketojenik beslenen eskimo ve massai gibi kabilelerde yaglanma ve kalp dis cürümesi kellik seker depresyon migren sara alzheimer parkinson gibi hastalıklar yok saglıksız oldugunu gosteren 1 tane kanıt yok

    kan yaglarında düzelme özellikle trigliserid de büyük düsüs iyi kolestrolde yukselis var nasıl olurda bu kadar kolestrol yerken duzeliyor derseniz cevabını kendiniz bulabilirsiniz :)

    kolestollu ilgili masalları asagıdan okuyabilirsiniz


    http://www.kolesterolmasallar.blogspot.com/

    Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 12:13 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 12:10 ----------

    Düşük kolesterol ve ölüm oranları konusunda ortaya çıkan bazı gerçekler o kadar derin ve anlamlıdır ki, gerçekten ilaç şirketlerinin ve konuyla ilgili beyin yıkama kampanyalarının etkisinde kalmayan, literatür takip eden, hastalarını düşünen her hangi bir doktor bu aşamada son derece kararsız kalır, ister istemez mesleğinin gereklerini yapmaya çalışırken zorlanır. Çünkü bazı araştırmacıların ortaya koyduğu çalışmalara göre, düşük düzeyde kan kolesterol değerlerinde çok çeşitli nedenlerle ölüm oranları inanılmaz derecede artabilmektedir


    Ünlü 30 yıl süren Framingam araştırmasında 753 hastada düşük kolesterol düzeylerinde artan ölüm oranları ortaya çıktı, Forette ve arkadaşlarının 92 hastadaki çalışmasında en az ve oldukça düşük rastlanılan ölüm oranı, şaşırtıcı bir şekilde total kolesterol düzeyleri yüksek olan hastalarda ortaya çıktı, oysa araştırmacılar bu bulguların tam tersini bekliyorlardı. Siegel ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada 551 hastada yüksek kolesterol ölüm ilişkisi çok istemesine, arzu edilmesine rağmen başarısızlıkla sonuçlandı ve hiçbir zaman gösterilemedi.[2]
    Bu kadar da değil; Yale Üniversitesi, kardiyoloji bölümünden Dr. Harlan Krumholz[3] düşük kolesterol düzeylerine sahip yaşlı(!) insanların, yüksek kolesterol düzeylerine oranla iki kat fazla kalp krizi geçirdiğini ve daha erken öldüğünü bildirdi. Çok yakın bir zamanda Graziano Onder[4]ve arkadaşları 65 ve 81 yaşlarındaki 6894 hastayı ölçtükleri kolesterol düzeylerine göre çeşitli gruplara ayırmış ve toplam 5 yıl boyunca bu insanları izlemişler.
    Sonuç sizinde tahmin edebileceğiniz gibi önceki araştırmalardan çok farklı değil. Yapılan araştırmada tek parametrede kolesterol düzeyi 160 mg/dl’nin altında olan hastaların % 5.2 sinde ölüm olayı görülmüş. Kolesterol düzeyine göre ölüm olayının en az olduğu grubu sanırım az da olsa okuyucu olarak sizlerde merak ediyorsunuzdur. Kolesterol düzeyi 240 mg/dl ve üzerinde olan bireylerde; % 1.7’lik düzeyde en düşük ölüm oranı görülmüş!


    http://kolesterolmasallar.blogspot.com/2008/04/kolesterol-dzeyleri-ve-yalanma.html
     
    zee, ccmssx, GreenTea ve diğer 1 kişi bunu beğendiniz.
  9. draft
    Offline

    draft Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2008
    Mesajlar:
    1.580
    Beğenileri:
    1.691
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Mimar
    Yer:
    İstanbul
    heldic, teşekkür ederim bilmediklerimi bana göstediğin için, ama birde şu var bende kolestrolü kafama takmayan biriyim ama günümüz tıbbında kolestrole iyi gözle bakılmıyor ki helede ilerki yaşlarda. Ben bunu belirtmek istemiştim.
     
  10. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    ilerki yaslarda yada genc yaslarda iyi bakilmamasinin sebebi ne yazikki bozuk tip ve ilac satma meraki

    paleo diyeti yapin diyen birisinin kolestrolun ne kadar faydali oldugunu bilmesi lazim :)

    Beslenmebulteni.com
    Paleocafe.org
    Yenidenbeden.coM
    Ve beyindoktoru.com u okumanizi oneririm

    8eyindoktoru ve beslenmebulteni.com turkiyenin sayili bilim adamlarinin sitesi ve gerceklere daha iyi ulasmanizi saglar
     
    ccmssx ve GreenTea bunu beğendi.
  11. GreenTea
    Offline

    GreenTea Üye

    Katılım:
    14 Ekim 2011
    Mesajlar:
    11
    Beğenileri:
    3
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Öğrenci
    Günlerdir ketojen beslenmeyle ilgili ne bulduysam okuyorum, bununla beraber bilmediğim onlarca şey öğrendim. Annemin bu diyeti birazda damak zevkini düşünerek seçtiğine adım gibi eminim gerçekte olay "yağlı beslenmek değil, yağdan beslenmek"miş aslında. o yüzden dediğiniz gibi margarinleri kızartma yağlarını bırakıp ordan alcağı kalorileri zeytin yağı ve balık yağını ekleyerek yemeklerle beraber tüketilmesi şeklinde böldüm. kalanların çoğunu et, peynir gibi besinlerle tamamlıyor zaten.
    Onun dışında diyeti yapan bütün üyelerin günlüklerini inceledim kullandıkları takviyeleri not aldım(building harici tabi) Metformin sonuçta şeker tedavisinde kullanılan bir ilaç o yüzden sıcak bakmadı ama diğer yağ yakıcı destekleri (L-Carnitine ek olarak) araştırıp eklemeyi düşünüyoruz. Atıştırmalar konusunda beklediğim gibi sorun yaşamadı çünkü öğle-akşam et yemenin kendisini fazlasıyla tok tuttuğunu söylüyor (ekmek yemeden doymuyorum diyenler psikolojik açlıktan muzdarip sanırım)

    Elbette iki günde bir değişiklik yok, ketosis döneminin başlayıp başlamadığını görmemiz için erken diye düşünüyorum. Emin olmak için keton çubukları varmış sitede deneyen yok sanırım ama diğer forumlarda kullananlar ölçümlerini göstermişler, gözlemlediklerini doğrulamak için kullanılabilir diye düşündüm. Başka türlü nasıl net olarak anlayabiliriz bilemiyorum doğrusu, mesela bahsedilen diğer tüm belirtiler vs. benim çok sık yaşadığım şeyler ketona girip girip çıkmadığıma göre bu belirtiler kişiye göre değişiyor olmalı.

    Birde şu; ben boyuma göre normal kilomdayım, ancak diğer konumda yazdığım gibi aylarca çalışmama rağmen halledemediğim üst bacak problemim var, buda depolanmış yağlarımdan dolayı istediğim görüntüyü ortaya çıkaramadığımı hala kurtulmam gereken fazlalıklar olduğunu gösteriyor. Kilo vermek istemiyorum, peki bu tip diyetlerden yardım almam doğru olur mu? Hayır hiç niyetim yokken anneme araştırdıklarım burda okuduklarım resmen aklımı çeldi. evet zayıfım ama vücudumun hala yağlı olduğunu biliyorum. Bölgesel incelme/zayıflama olmayacağından yine genel bir kilo kaybı olur buda pek hoş bir görüntü olmazdı.. üstelik bu diyet etten ibaret ki biz onunla ayrı dünyalardayız. Zayıflamak için hiç ilaç kullanmadım ama metformin tabanlı ilaçlar bana akla yatkın geldi, arasıra baş dönmeleri yaşayan ve çok sevmediğim halde tatlı krizi geçiren biriyim. Spor planıma hiç ara vermedim, gün geçtikçe sıkılaştığımı hissediyorum karnımın kollarımın durumu gayet güzel, ancak maalesef basen/üst bacak kısmı hala bir cevap vermedi.. Böyle bir yakım diyeti benim içinde uygun olur mu?
     
  12. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    buna diyet olarak bakmamak lazim ömur boyu surdurulen bir yasam bicimi


    Size ve dunyadaki herkese uygun hastaliklara set cekiyorsunuz ben 60 kilo zayifladim halada zayifliyorum hayatim boyuncada boyle beslencem


    Anneniz tereyagi kuyruk yagi gibi hayvansal yaglardan uzak durmasin bu diyette cok faydali sizde uzak durmayin

    Yaglanma probleminizi en az kas kaybi yada kas kaybi olmadan bu diyet cozer
     
    ccmssx ve draft bunu beğendi.
  13. Alobar
    Offline

    Alobar Üye

    Katılım:
    13 Kasım 2011
    Mesajlar:
    9
    Beğenileri:
    5
    Ödül Puanları:
    0

    Selamlar, yaklaşık bir buçuk aydır bir spor salonuna devam ediyorum. Kendime uygun diyetler bakınırken ketozis diyetini gördüm. İnanın bana çok şaşırdım. Veteriner fakültesi öğrencisiyim. Biz yıllardır ketozisi metabolik bir hastalık olarak öğreniyoruz. Tedavi ediyoruz. Uzun vadede sinirsel semptomları olan ciddi bir hastalık.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Ketozis


    Ayrıca bu diyette bütün enerji yükü yağlara bırakılmış durumda . Yağlar bağırsakta parçalandıktan sonra lenf yoluyla karaciğere gider. Karaciğerde depo yağlara veya enerji ihtiyacı için kullanılmak üzere yönlendirilir. Siz bir yandan diyet yapıp depo yağlarıda karaciğere gönderiyorsunuz. Bir yandan da yağ ağırlıklı besleniyorsunuz. Karaciğer hücreleri bu kadar yağ ile baş edemeyip kendileri yağlanıyorlar.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Karaci%C4%9Fer_ya%C4%9Flanmas%C4%B1

    Karaciğer %95i harab olsada çalışmaya devam edebilen bir organ. Semptomları görmeye başladığınızda çok geç olabilir.


    Bunun yanında yağların yakılması sırasında bir seri metobolik reaksiyon gerçekleşir. Bu reaksiyonların gerçekleşmesi için glikoz da kullanılır. İkinci sınıfta biyokimya dersinde çok değerli bir hocam şu sözü söylemişti. ' Yağlar karbonhidratların ateşinde yanar. '

    Sonuç ve özet; bu diyet kesinlikle ve kesinlikle iki ucu keskin bir bıçaktır. Profesyonel olarak yapıldığında - benim bilmediğim bir şekilde- sonuç verebilir. Ama amatör olarak denemeye kalkmak geri dönülmez metabolik hastalıkların doğurucusu olabilir.
     
    Danny Boy bunu beğendi.
  14. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    size ogretilen tip 2 diyabette gorulen

    ketoasidoz

    alkolizm ya da aşırı süre açlıkla da oluşabilen ancak
    genelde farkında olunmayan diyabetle gelişen
    durum,vücut insülin eksikliği nedeniyle enerji
    ihtiyacını yağ yakma yoluyla sağlamaya çalışır,bu
    işlem sonucu kana karışan asidoz artıkları (keton
    cisimleri) ise vücudun asit-baz dengesini bozar, hasta acil tedaviye alınmazsa koma ya da ölüme
    neden olabilir.

    en büyük müsebbibi alkol olan diyabet rahatsızlıgidir


    Bizim bahsettigimiz ise ketosis dir vucudun karbonhidrat bulamadigi zaman enerji elde etmek icin yag asitlerini enerji olarak kullanilma durumudur

    Karacigeri ne yorar karbonhidratlar bu diyette karbonhidratlar cok az oldugu icin karaciger ve pankreas tatile cikar cunku karaciger sekeri yaga cevirmekle ugrasmaz insulin salgilanmasi olmaz.

    Dusudugunuz aksine cok sagliklidir beyin ve kalp enerji olarak ketonlari kullandigi zaman yuzde 20 daha verimli calisir.


    Ketoasidoz ve ketosis arasindaki farki arastirin cok saglikli dedigimiz kalp hastaliklari gozukmeyen eskimolar hayatlari boyunca ketosis de kalmislardir.

    Zaten sagliksiz olsa bebekler gelisemezdi ki anne sutu ketojenikdir

    Massai ve aborjin gibi dogal beslenen kabilelerde gunumuzun hastaliklari gorulmemektedir beslenmeleri ketojenikdir

    Tokelau ada halki kalp krizi alzheimer metobolik sendrom tansiyon seker gibi hastaliklar gorulmemekte fakat komsu yeni zelandaya goc edenlerde o hastaliklar gorulmeye baslamistir.

    Bilim ve tip doktorlara birakilmayacak kadar onemli bir meslek cunku cok para var

    Bugun haberler de bir haber gordum turkiyeye gdo lu yiyecekleri satabilmek icin abd lobi kurmus bu pazari kaybetmek istemiyormus

    Dogru bildigimiz yanlislari sorgulamamiz lazim ilk olarak buda ilk sizin gibi tip ogrencilerine duser
     
    NuuJacK ve ccmssx bunu beğendi.
  15. Alobar
    Offline

    Alobar Üye

    Katılım:
    13 Kasım 2011
    Mesajlar:
    9
    Beğenileri:
    5
    Ödül Puanları:
    0
    Sevgili Heldic,


    Burada yanılıyorsunuz. Bizim ketoziste primer olarak karbonhidrat metabolizmasında negatif enerji dengesi oluştuğu için gözlenir. Zaten konu hayvanlar olduğu için en büyük müsebbibinin alkol olması söz konusu değildir.

    İlk girdimde vermiş olduğum linkteki ketozisi okumadığınızı anladım. Alttaki ilk alıntı negatif enerji dengesini kısaca açıklıyor.



    Bizim ketoziste de karbonhidrat yetersiz geldiği için gereğinden fazla yağ asiti parçalanır. Yağ asitleri parçalandığında keton cisimleri açığa çıkar.

    Karaciğerin dinlenmesi bu durumda söz konusu değildir. Yağların sindirilmesi kompelx bir seri metobolik olay ile olur. Temel olarak yağ molekülleri iki amaçla kullanılır. Bir; depo. İki; enerji. Büyük yağ molekülleri bağırsakta parçalandıktan sonra, karaciğerde yağ asitlerine veya depo yağlara çevrilir. Siz yağ yakarken depo yağlarda tekrar işlenmek üzere karaciğere döner. Diyetinizdede çok fazla yağ olduğu için karaciğerinizi dinlenmeye almak yerine ona çok fazla yağ yüklemesi yapmış olursunuz. Bunuz havuz problemi gibi düşünün. Kapasitesi saniyede 10 litre su boşaltmak olan bi boşaltma vanası var. Siz buna 10litre diyetle 10 litre depo yağlardan olmak üzere 20 litre su ile doldurmaya başlıyorsunuz. Bir süre yavaş yavaş dolar. Taştıktan sonra ise karaciğer hücreleri görevini yapamaz hale gelir. Karaciğer işlevsel hücrelerinin %95 i işlevini yitirse bile karaciğer diğer fonksiyonel görevlerini yapabilen bir organdır. Karaciğer hastalıklarında semptom görülmeye başlandığında genellikle geri dönülmez yola girilmiş olunur.

    Karaciğer şekeri yağa çevirmekle uğraşmaz demişsiniz. Karaciğer karbonhidratı aşırı almadığınızda yağa zaten çevirmez. Karbonhidrat mekanizması çalışarak enerji ihtiyacını karşılar. Bunun yanına inüsilin salgılamaya uğraşmaz demişsiniz. İnüsilin karaciğerden salgılanmaz.

    Öte yandan bu diyeti yaparken herhangi bir böbrek sorununuzun olmadığına emin olsanız iyi olur.

    Ketaasidozis ile ketosiz arasındaki farkı biliyordum zaten. Kalp hastalığı gözükmemesi ile ketozisin ilşkisini gösteren bir tane bile bilimsel makale bulursanız seve seve okurum. Ben baktım bulamadım. Bu daha çok şunu yemesseniz kanser olmassınız bu guatra iyi geliyormuş gibi kulaktan dolma bir bilgi gibi geldi. Eskimolar kalp rahatsızlığı geçirmiyorsa eğer bunun başka sebepleri de olma ihtimali var. Genetik, iklim, yaşam biçimi...

    Anne sütü dengeli protein yağ ve şeker içeren bir besindir. Ketojenik değildir. Ketojenik diyette süt içerseniz ketozistenten çıkarsınız.

    Bilim ve tıp sadece doktorlara bırakılabilecek bir iş. Sebebi çok para olması değil insanlığın geleceğinin bilim insanlarının elinde olmasıdır. (bu arada hekim ile doktorun arasındaki farkı biliyorsunuzdur umarım.)

    Doğru bilinen yanlışları sorgulamak herkesin görevidir.


    Vakit ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
     
  16. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    rica ederim ne demek :)

    forum.bodybuilding.com/showthread.php?t=132598293

    Burda daha bilimsel olarak ketosis diyeti anlatilmis
    Ornek verirsek alzheimer ve parkinson beyin tumoru ve epilepsi gibi hastaliklarda uzun ketosis diyeti fayda sagliyor

    Insulin devre disi birakilarak pankreas dinlenmeye cikar demistim insulin pankreas dan salgilanir

    Eger karaciger yagi yag asitlerine cevirirken zarar gormus olsaydi diyet basinda ve sonunda yapilan tahlillerde trigliserid ve kolestrol oranlari dusuk cikmazdi trigliserid ve kolestrolun asil en buyuk sorunu karaciger problemleri

    Beyin ve kalbin ketosis de ketonlari kullanarak yuzde 20 daha verimli calisma ozelligi var arastirabilirsiniz

    Calisma metobolizmasi bizlere cok benzeyen aslan kaplan gibi canlilar surekli ketosis de fakat ot ve tahilla beslenen inek koyun gibi hayvanlarda ketosis sorun olabilir cunku etcil degiller

    Kis uykusuna yatan ayi dan ornek verirsek aylarca ketosis de kalcaktir ve saglikli olarak uyaniyor

    Tokelau adasi icin verdigim ornek ise ada halki kendi adasinda ketojenik olarak beslenmekte fakat komsu ada yeni zelandaya goc edenlerde beyaz adamin hastalikari gorulmekte ketojenik beslenen toplumlarda metobolik sendrom kellik insulin direnci dis curumesi gibi insan uydurmasi hastaliklar soz konusu degil



    İnsan sütünün enerjisinin %50-60’ını yağlardan
    geliyor. Bu yağın %50-60’ı ise doymuş yağ. İnsan
    sütü kolesterolden bakımından da zengin; buna
    rağmen (!)kalp-damar hastalıklarına karşı
    koruyucu.


    Insan vucudu sekeri disardan almaya degil yedigi herseyi sekere cevirip kullanmaya programlanmistir

    Siz disardan yuksek karbonhidrat dusuk yag alarak beslenirseniz bugunun hastaliklari ortaya cikiyor


    Beslenmebulteni.com
    Paleocafe.org

    bunlara bir goz atmanizi oneririm
     
    ccmssx bunu beğendi.
  17. Danny Boy
    Offline

    Danny Boy Yeni Üye

    Katılım:
    1 Temmuz 2010
    Mesajlar:
    3.251
    Beğenileri:
    8.716
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Medical Laboratory Technician-Public Relations Spe
    Yer:
    İstanbul-Скопје-Београ&#1076
    Alobar dogru bılgıler aktrdıgın ıcın tesekkurler

    bende senın gıbı heldıc ıle tartısmaya gırmıstım kednısınden bılımsel ve ahmet aydına aıt olmayan ve sıte olmaya n bır makle kaynagı yada bılımsel bır arstrma gostermesını ıstedım ama kendısı hep sıte lınkı verdı ve kendın bak dıey cevap verdı ben kendısıne 75 ayrı kaynak sundum konum hakkında ama kenısı sana verdıgı sıte lınklerını ban da verdı .

    heldic bence mısyonerlık yapma cunku bız ne bır aslanın metabolızmasına nede pnun hormonal duzeyıne sahıbız

    normal olcude bır boga bıle sadece ot ıle beslense 350kg sevıyelerını rahatca asıyor kı bu mın boyutta bır boga

    kı bır aslan da aynı sekılde hıcbır egzerszı yapmadıgı halde kı erkek aslan genelde yatar sadece yedıklerıyle ve anabolızmasıyla oldukca ıyı bır kas kutlesıne sahıptır

    ınsan anabolızması asla bu tarz canlılarla karsılastırılamaz

    o sekılde dusunursek ınsandan kat kat guclu olan gorıller kı kas olarak da cok gelısmıslerdır vegandırlar ve muhtesem bır kas sıstemıne ve oldukca kutlelı bır yapıya sahıptırler

    senden tekrar bılımsel kaynak gostermenı ıstıyorum . pubmed gıbı bır kaynak olursa ıyı olur cunku ahmet aydın yada onun destekcısı sıtelerın bılımsle bır degerı yok yada bır doktorun kose yazısıda onemsızdır cunku bır kaynak olarak gosterılmez

    ve ben yıne ısrar edıyorum ınsan vucudu evet et sındırır ama asla etcıl degıldır bagırsak uzunlugu bukadar yuksek olan bır canlı etcıl olamaz ınsan dogası geregı vegandır kı ılk cıktıgı donemde de vegandı toplayıcıydı
     
    Son düzenleme: 13 Kasım 2011
  18. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    sana verdigim linkleri okuma zahmeti gosterseydin hepsinin altinda kaynaklari vardi

    Arkadas veteriner kendisi inek ler hakkinda bahsetmis kendini inek olarak goruyorsan baya bir bilgi edinmissindir :)

    Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 06:34 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 06:06 ----------

    www.ncbi.nlm.nih.gov/m/pubmed/18175736/

    www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1043439/

    Burda da gorme fonksiyonlari ile ilgili bir yazi var

    Buda en can alicisi herhalde

    www.ncbi.nlm.nih.gov/m/pubmed/15148063/

    120 hastayi 24 haftalik bir teste tabi tutmuslar yuksek yag verilen grup daha cok kilo vermis ve trigliseridi dusmus


    Takmissin bagirsak boyuna merak edip bakmadim insan otcul olsa sen gibi 4 ay antreman yapmadim diye her yeri yaglanip senin kilolara cikardi ancak

    Fakat ketojenik beslenme yapsaydin yaglanmazdin yapilan arastirmalarda felc hastalarina ketogenic diyet yaptirdiklari zaman vucud kas kutlelerinde artis oluyor spor yapmamalarina ragmen


    Eskimo ornegi verdim belki 6 ay buzdan yapilmis evlerinden cikmazken yedikleri tek sey yag ve et hepsi saglikli

    Eskimolar tahillar beslenebilselerdi sen gibi 4 ayda yaglanip kis sonunda avlanmak icin yerlerinden kalkamazlardi :)

    misyonerlik diyorsunda :) o zaman yuksek karbonhidrat da bir dinmi hehe :)

    nobele odul olarak gosterilen doktorun calismasini gostermistim sana elma dan muza krakerden ekmege yedigimiz tum karbonhidratlar 2 geni etkiliyor uzun yasam ve genclik ketogenic diyet harici karbonhidrat agirlikli beslenen herkes bir suru risk altinda

    Zaten akli selim mantikli dusunebilen herkes son 100 senede ne degisti neden herkes hasta diye kendine sorma geregi duyarsa

    Genlerimizin alisik oldugu beslenme tarzi disinda oldugumuzu gorur

    Tahillara alisik olsaydik her 100 kisiden 1 i colayak hastasi ve gluten hassasiyetli olmazdi :)

    Bagirsak boyundan baska otcul oldugumuzu gosteren birsey varmi

    Ben sana insanda kas kutlesi icin salgilanmasinin onemi cok olan hormonlarin salgilanmasinda insulinin etkisini sorayim cevap yaz bakalim

    Testesteron growth glukogan gibi faydali hormonlar insulin salgilaninca salgilanmazlar vegan gibi tahil ve karbonhidrat agirlikli beslenmede bu hormonlar az yaglanma hormonlari cok salgilanir ornek insulin ostrojen diyet ve sporu birakmak zorunda kalinca yaglanirsiniz
     
    ccmssx bunu beğendi.
  19. Alobar
    Offline

    Alobar Üye

    Katılım:
    13 Kasım 2011
    Mesajlar:
    9
    Beğenileri:
    5
    Ödül Puanları:
    0
    Karaciğer %95 i harab olsada işlevine devam eder. Hücrelerin bir kısmı işlevsiz hale geldiğinde klinik semptom göremezsiniz. Kanda trigliserit oranlarının değişim göstermesi uzun vakit alabilir. Bunu daha önce belirtmiştim...

    Bu bilgiyi nereden edindiniz merak ettim. Araştırdım. Keton cisimciklerinin verimli çalışmayla ilgisini anlatan ufak bir bilgiye bile raslamadım. Keton cisimleri son üründür, vücut için toksiktir. Vücut bunları uzaklaştırmak için idrar ve solunum sistemi kullanır bu yüzden idrarda keton cismi görülür ve nefeste karakteristik aseton kokusu oluşur.

    Etçillikle veya otçullukla ketozis hastalığını ilşkilendirmek doğru değil. Keton cisimleri metobolizma için toksiktir. Zaten insanda omnivordur yani ineğe ve aslana eşit uzaklıktayız. Bunun yanında insanlarda
    .

    Öte yandan etçil hayvanlarda ketozisin görülmeme sebebi enerji elde etmek için yeterince et yemeleridir.Biliyorsunuz Kırmızı kas hücrelerinde ciddi anlamda glikojende vardır. Ayrıca bir etçil sadece et ve yağ ile beslenmez. Avının bağırsaklarında bulunan sindirilme aşamasındaki bir çok besini alır ve kullanır. Bunun yanında bir etçil zayıflamaya çalışmaz Dolayısı ile karaciğere birde depo yağlardan yağ asitleri elde etmek için yüklenmez. ( Karaciğer yağlanma patogenezinde verdiğim havuz problemi örneğini hatırlayınız. )

    Kış uykusundaki ayı içinde aynı şeyleri söyleyebilirz. Kanda keton cisimleri dolaşır fakat enerji ihtiyacı bazal metabolizmada minimum olduğu için çok fazla yağ asidine ihtiyaç duyulmaz. Dlayısıyla minimal düzeyde keton cisimi oluşur.

    Siz hem antreman yapıp fazla enerji için depo yağlarınızı yağ asidine parçalıyorsunuz. Hem dışardan yağ alıyorsunuz. Bu kadar fazla keton cisimciği size iyi şeyler getirmez. Bunun yanında karaciğer hücreleri bu kadar yağı parçalamakta güçlük çeker.

    Kolestrol konusuna hiç girmedim. 3 tip kolestrol vardır. Kaliteli kolestrol dediğimiz hdl bir çok metobolik reaksiyonda faydalıdır. Bu başka bir konu. İnsan sütünün enerjisinin % 50 sinin yağlardan karşılanması demek 1 birim yağa karşılık 2 birim karbonhidrat barındırıyor demek. Bu da insan sütünün ketojenik falan olmadığı anlamına geliyor?! ...

    Sayın Heldic önerdiğiniz sayfalarada göz gezdirdim. Benim vardığım sonuç ilk girdimde de belirttiğim gibi profesyonel olarak yapıldığında eğer karaciğeriniz böbrekleriniz çok sağlamsa ve gramı gramına kontrol edilerek metobolizma hızıyla orantılı olarak beslenmeyle yapıldığında ve kesinlikle profesyonel gözetimle belki bir noktaya kadar fayda gösterebilir. Fakat iki ucu keskin bir bıçak. Kulaktan dolma bilgilerle uygulamaya başlamak bir çok sorunun başlangıcı olabilir. Denge kaybedildiğinde olayları geri döndürmek için verilen kilolardan çok daha fazla ödün verilebilir. Bir bilim insanı olarak benim tafsiyem kesinlikle amatör olarak bulaşılmaması yönünde.

    Ne yazıkki sizin de konulara çok fazla hakim olmadan gözü yarı kapalı bir şekilde ezbere yorumlar yaptığınızı görüyorum. Size bundan sonra vereceğim cevapların kendimi tekrarlamaktan daha fazlası olamayacağı kanaatindeyim. Size başta bana tafsiye ettiğiniz gibi açık görüşlü bir insan olmanızı tafsiye ediyorum.

    Danny Boy nazik yorumlarınız için bende size teşekkür ediyorum.

    Konuyu başlatan arkadaşıma ve bu sayfadan ketojenik diyetle ilgili bilgi almaya çalışan insanlara saygılarımı sunuyorum...
     
    kerimagil ve Danny Boy bunu beğendi.
  20. heldic
    Offline

    heldic forum Kurdu

    Katılım:
    23 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    1.606
    Beğenileri:
    1.118
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    izmir
    Vanderbilt Üniversitesi’nden Prof. George Mann ve arkadaşları 1960’larda bir Afrika (Kenya) çoban kabilesi olan ünlü Masaileri ziyaret ediyorlar. Masailer gerçekten de lipid-koroner kalp hastalığı
    teorisinin ne kadar geçerli olduğunu göstermekte
    mükemmel bir örnekti onlar için. Çünkü o zamanlar
    tümüyle doğal yaşayan Masailer sadece et, çiğ süt
    ve hayvan kanı tüketmekteydiler. Öyle ki bir günde
    tükettikleri hayvansal yağ miktarı yaklaşık 300gramı geçiyordu. Yani günde en az
    2700kaloriyi yağdan alıyorlardı. (Batı beslenme
    normları ise yağ için en fazla 800 kaloriye kadar izin
    veriyor). George Mann ve arkadaşları Masailer’i görünce
    şaşırdılar. Karşılarında şişman, göbekli ve koroner
    kalp hastalıklı (KKH) yüzlerce kişi bekliyorlardı.
    Hâlbuki Masailer içinde bir tek şişman olmadığı gibi,
    KKH’lı da bulamamışlardı! Eforlu EKG’leri ise
    olimpiyat şampiyonlarından çok daha iyi çıkıyordu. Hemen hemen aynı senelerde başka bir araştırma
    grubu Masailerin otopsilerini inceledi (4). Nerdeyse
    hiç aterom plağı (damar sertliğini gösteriyor)
    saptayamadılar. İşin ilginci, o kadar fazla kolesterol
    tüketmelerine rağmen Masai’lerin kan kolesterol
    düzeyleri Batı topluluklarına göre oldukça düşüktü. Yine 60’lı yılların başlarında başka bir Doğu Afrika
    çoban kabilesi olan Samburular da araştırılmış. Üstelik Samburular’ın yağ tüketimi Masailer’den de
    fazla imiş. Samburu savaşçıları o zamanlar günde 4.5-7 litre arasında yağlı süt içiyorlarmış. Otların bol ve yeşil olduğu aylarda bir günde bu miktarın iki
    katına çıkabiliyorlarmış. Kurak aylarda ise
    tüketimleri 2-3 litreye düşüyormuş. Samburular da
    Masailer gibi zayıfmış. Üstelik günde 400 gram yağ
    tüketmelerine rağmen (3600 kcal/gün), onların da
    kan kolesterol düzeyleri düşük olup koroner kalp hastalığı oldukça nadirmiş (5). Somali’deki deve çobanları da çok süt tüketir; deve sütünün dışında nerdeyse bir şey yemezlermiş.
    Günde ortalama 6-7 litre kadar süt içiyor ve
    böylelikle 400-450 gram kadar yağ
    tüketiyorlarmış. Onların ortalama kan kolesterol
    düzeyleri ise 150 mg/dl seviyelerinde, yani oldukça
    düşükmüş (6).


    Tabii Masailer ya da Samburular genetik özellikleri
    nedeni ile bu hastalıklara maruz kalmıyor diye
    düşünebilirsiniz. Ama bu da doğru değil. Çünkü bir
    araştırmaya göre Nairobi’ye (Kenya’nın başkenti)
    göç eden ve geleneksel gıdalarının yerine rafine ve
    daha düşük yağlı gıdalar tüketen safkan Masai’lerde kan kolesterol düzeyleri köyde
    kalanlara göre yüzde 25 yüksek olduğu ve KKH’nın
    oldukça fazla görüldüğü saptanmış (7). Benzer bir araştırma da Pukapuka ve Tokeluau isimli mercan adalarında yaşayanlar arasında
    yapılmış. Adalılar Yeni Zelanda’daki şehirlere göç
    ettiklerinde geleneksel diyetlerini terk ederek daha
    az doymuş yağ ve kolesterol tüketmeye
    başlamışlar. Fakat daha önce çok nadir olan KKH,
    diyabet ve diğer dejeneratif hastalıklara çok fazla yakalanmaya başlamışlar (8). Tabii şehirlere göçen bu kabile mensupları daha az
    fiziksel aktivite yaptıkları için KKH’ya
    yakalanmaktadır’, diye de düşünülebilir. (Mesela
    Masai’li çobanlar günde 30 kilometre kadar
    yürürler). Tabii ki fiziksel aktivitenin sağlık üzerine olumlu bir
    etkisi var. Ama bu sandığımızdan fazla değil.
    Örneğin Finlandiya’nın Kuzey Keralia yöresinde (Azize Helena kasabasında) izole olarak yaşayan
    çiftçilerin fiziksel aktiviteleri fazla olmasına rağmen
    KKH oranları oldukça yüksekmiş. Üstelik yağ
    tüketimleri çok az olmasına rağmen! Bilin bakalım
    neyi çok tüketirlermiş. Un ve şekeri! (9). Papua Yeni Gine’nin başkenti Port Moresby ve önemli şehri Goroka’da yapılan otopsiler
    incelendiğinde ilk koroner kalp hastalığı teşhisinin
    ancak 1964 yılında konulduğu saptanmış (10). Bu
    tarihten önceki otopsilerin hiçbirinde koroner kalp
    hastalığı tespit edilmemiş. 1964 yılından itibaren
    ülkenin kentsel yöresinde yaşayan kişilerde hastalığın hızla arttığı görülmüş. Buna karşılık 1990’lı yılların başında geleneksel
    beslenme tarzlarını (deniz ürünleri, Hindistancevizi,
    meyve, kök gıdalar) sürdüren Papua Yeni Gine’nin
    Kitava adasındaki insanlar felç ve koroner kalp
    hastalıkları bakımından incelendiğinde, hiçbir
    adalıda bu hastalıklara ait bir bulguya rastlanmamış (11)


    Bazı araştırmalarda protein tüketimi arttıkça kemik
    yoğunluğunun artması, bazılarında ise azalması
    proteinli gıda yanında alınan asidik ya da bazik
    (alkali) gıdaların miktarı ile ilgili. Proteinli gıdalar (et,
    süt, süt ürünleri, yumurta), tahıllar, rafine yağlar,
    şekerler ve rafine diğer gıdalar asit yükünü artırırken, sebze ve meyveler asit yükünü
    azaltıyorlar. Taş Devri’ndeki insanların idrarla
    attıkları asit miktarı (22mEq/gün) günümüzdekinden (64mEq/gün) üç kat daha az (15). Günümüzde böbrek asit yükünün artmasının tek
    nedeni alkaliden zengin sebze ve meyvelerin yeteri
    kadar alınmaması değil. Ayrıca et ve tahıl gibi
    besinlerin işlenmesi sırasında potasyum ve
    magnezyum gibi alkali yapıcı minerallerini
    kaybetmesi. Bu nedenle kavurma, klasik sucuk ve pastırma, mandıra sütü gibi proteinli gıdalar, salam,
    sosis ve kutu sütü gibi rafine gıdalara göre daha az
    asidikler. Yapılan bir araştırmaya göre diyetteki kalsiyum
    500mg/gün’ün altında olmadıkça fazla protein
    yenmesi bağırsaktan kalsiyum emilimini
    azaltmamakta, tam tersine artırmakta (16).



    Yapılan bir çalışmada %25 protein
    alan grupla %12 alan grup arasında böbrek
    fonksiyonları arasında bir fark olmadığı saptanmış
    (21). Başka bir çalışmada da vücutçulara kg başına
    2.8gram gibi yüksek protein verilmesine rağmen böbrek fonksiyonlarında bir bozukluk olmadığı
    görülmüş (22).



    Eğer günlük karbonhidrat tüketimi 50 gramın altına
    düşerse ketozis olabilir. Bu durumda bile çok kötü bir şey olmuyor. Çünkü ketonlar beyin dahil olmak
    üzere önemli bir enerji kaynağı. Zaten ketojenik
    diyetler epilepsi ve bazı nörolojik hastalıklarda bir
    yüz yıla yakın zamandır başarı ile kullanılıyor.
    Aslında ketozis patolojik değil, fizyolojik bir durum.
    Ketonlar bir zehir değil. Beyin ve kalp şekere göre ketonları %25 daha verimli bir enerji kaynağı
    olarak kullanıyor. Taş Devri Diyeti ketozis yapıyor, o nedenle
    kullanmayın diyenler buradaki ketozisi diyabetik
    koma ile karıştırıyorlar. Bakın Taş Devri Diyeti gibi
    ketojenik bir diyeti yapan kişinin kan keton düzeyi 1-3mmol/L’dir, halbuki bu düzey diyabetik komada 15mmol/L’nin üzerine çıkıyor.



    Vejetaryenler Taş Devri Diyeti yapabilir mi?

    Veganlar yapamazlar. Ama laktoovovejetaryenler
    yapabilirler. Biz saf vejetaryenliği yani veganlığı kesinlikle önermiyoruz. Hiç hayvansal gıda
    yemeyen insanlarda B12 vitamini, taurin, omega-3, karnitin ve koenzim Q-10 gibi önemli besi unsurlarının eksikliği oluşabileceği için
    bunların mutlaka takviye edilmesi gerekiyor. Aksi
    halde saf vejetaryenlerin uzun yaşaması mümkün
    değil. Laktoovovejetaryenler tükettikleri süt ürünleri ve
    yumurtanın organik olmasına dikkat ederlerse fazla
    bir sorun yaşamazlar. Ama unlu ve şekerli gıdaları
    fazla tüketmemeleri şartı ile.


    Kaynak
    beslenmebulteni.com/bes/index.php?option=com_content&view=article&id=1553%3Asorular&catid=81%3Atas&Itemid=458
     
    ccmssx bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş