Karbonhidratı nereden almalıyız?' sorunu?

Karbonhidrat için her kafadan bir ses çıkıyor. Vücut geliştirme ve fitness ile uğraşan herkesin hemen hemen bildiği üzere insülini aniden yükselten bütün yiyecekler kötü, daha çok yağ depolamamıza neden oluyor vs.. Son okuduğuma göre de tam tahıllı ekmeklerin sağlığımız için zararlı olduğu kanıtlanmış. Karbonhidratı sebzelerden, bakliyatlardan, meyvelerden alın diyorlar. Haliyle kafam karıştı çünkü göbek yağlarımdan tam anlamıyla kurtulmak istiyorum ve günde 4, bazen 5 ince dilim tam tahıllı ekmek tüketiyorum. O kadar spor yapıp, yiyeceklerime dikkat edip bir de üstüne gerçekten zararlı olan tahm tahıllı ekmeği yiyorsam bütün çabalarım boşa gidiyor demektir. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Tam tahıllı olan ekmekler, poğaçalar, kekler vs hepsi zararlı mı? Şahsen bazen kek yaparken beyaz ekmek yerine kepekli un veya tam buğday unu, şeker yerine de pekmez kullanıyorum ama böyle yaparak kendimi mi kandırmış oluyorum? Bu konuya bir açıklık getirirseniz çok sevinirim gerçekten.

 

Aslında karbonhidrat konusunda her kafadan bir ses çıkmıyor. Şöyle, insülini sıçratan karbonhidratların kötü olmasının sebebi daha erken açlık yaratmaları fakat kalori miktarı sabit kaldığı sürece daha çok yağlanmaya sebep olmadıkları bilimsel açıdan ispatlanmış durumda. Elbette hala tavsiye edilmiyorlar, bileşik karbonhidrat içeren besinler daha çok tok tutucu ve daha besleyici.

Tam tahıllı ekmeklerin zararlı olduğunun kanıtlandığına dair bir şey duymadım. Şu Canan Karatay'ın falan bahsettiği gluten konusundan mı bahsediyorsunuz?

Tam tahıllı ekmek de kek de zararlı değil. Dünyanın en zehirli maddesi için bile geçerli olan bir şey vardır, doz. Yeryüzünün en zehirli maddesini düşün dozda yerseniz hiçbir zarar vermez, suyu yeterince yüksek dozda içerseniz ölürsünüz. Doz önemli, haftada bir kek yediniz, komşunuz börek ikram etti yediniz diye bir şey olmaz. Sabah akşam pasta börek yerseniz olur...Keki bildiğiniz gibi yapın, sevdiğiniz bir şeyler yemek stresi azaltır, iyidir. Çok yemeyin yeterli.

Göbek yağlarından kurtulmak için yapmanız gereken günlük kalori miktarını azaltmak, bu kadar. Bunu da mümkün olduğunca karbonhidratlardan yapmak. Bunun haricinde kafa yoracağınız ayrıntılar sadece kafa karışıklığı yaratır.

 

Çok iyi özetlediğini düşünüyorum @doxux
Beslenme ve Diyetetik bölümünün kurucusu son zamanlarda kaybettiğimiz Prof. Dr. Ayşe Baysal'ın star gazetesindeki şu röportajını hatırladım yazdıklarını görünce.

"Asla ve asla yenilmemesi gereken yiyecekler hangileri?
Her toplumun kendilerine göre yasakladığı yiyecekler var. Bunun dışında, toplumun alıştığı yiyecekler için ‘Asla tüketmeyin’ denemez. Sınırlama olabilir. Az miktarda yiyin ve sık tüketmeyin denebilir. Mesela yağda kızartma sakıncalı ama 15 günde bir yenirse zararlı değil. Şekeri fazla tüketmeyip de günün birinde bir toplantıda bir dilim pasta yedin de ne olacak? Ayda bir pasta yemenin önemi yok. Temel besinler her gün yenilen, bir de ara sıra yenilip içilen var. Mesela 15 günde bir mangal yapmanın sakıncası yok. Her şeyden yiyin ama her gün yediklerimizi ara sıra yediklerimizle karıştırmamak gerekir."

"Prof. Dr. Canan Karatay, ekmek yenilmemesini istiyor. Siz ne diyorsunuz? Ekmek yemek yanlış mı?
Buna gülmek gerekir çünkü insanlarla alay etmek demektir! Sofraya ekmeksiz oturmayan bir topluma ‘Ekmek yemeyin’ demek çok yanlış. Bunu söylemesinin nedeni ekmeğin şişmanlatması... Oysa her şeyin fazlası şişmanlatır. Onun önerdiği et ürünleri de şişmanlatır. Bunun en güzel örneği ABD’de... Orada daha az ekmek yenir ama daha çok et ve et ürünleri tüketilir. Öyle ki yarım kilo et yiyen insanlar var! Ama şişmanlık en çok ABD’de! Öte yandan bir somun ekmeğin içine tahin helvasını katık yaparak yiyen işçilerde şişmanlık görülmez! Ekmek dediğimiz zaman, aşırı beyazlatılmış undan yapılan ekmeği kastetmiyoruz; tam buğday, tam tahıllı ekmekleri tavsiye ediyoruz."

Hayatını beslenmeye adayan, yüzlerce beslenme uzmanı yetiştiren bir beslenme duayeninin söyledikleri bunlar. Kitabında yazdığı bir konu için 200-300 çalışma kullanan, normal bir hekimden fazla biyokimya bilen ama etik kuralları asla çiğnemeyen ve röportajında da "ben bazı biyokimya bilgilerine sahibim ama reçete yazabilir miyim? Hayır yazamam" diyerek diğer insanlarında beslenmeye müdahale etmemesini isteyen güzel profesör. Mekanı cennet olsun.

Son olarak doz konusundaki yorumun çok hoşuma gitti. Haklısın kesinlikle "doz" çok önemli.

Toksikolojinin babası olarak bilinen Paraselsus'un dediği gibi;
"Her madde zehirdir. Zehir olmayan madde yoktur; zehir ile ilacı ayıran dozdur."