Sene 2002.. Dokuz yıl önce ilk kez sevmiştim. Ama ne sevmek...
Henüz hiçbir hissiyatım kirlenmemişken, anamdan doğduğum kadar temizken, hayatta dair herşeyden bi'haberken...
Ve karşılık da bulmuştum. Hatta o kadar utangaç bir çocuktum ki, ilk adımı o atmak mecburiyetinde kalmıştı.
Sonrasında geçen büyülü seneler... Birlikte büyümüştük. İkimiz de birbirimizin büyüyüşüne tanıklık ettik. O kocaman bir kadın olmuştu, ben de kocaman bir adam olmuştum. Herşey o kadar muhteşemdi ki, kıskanılmamak mümkün değildi.
Rüyadan uyanmam 5 sene sürdü. En yakın arkadaşım, kardeşimden de öte, canımı verebileceğim üç-beş kişiden biri, aramıza girdi...
Gerçekle yüzleşmekten o kadar korkuyordum ki, sormaktan korktum. Ne duymak, ne bilmek, ne de görmek istiyordum. Birlikte olup olmadıklarını hiçbir zaman öğrenemedim. Tek bildiğim birşeyler olduğuydu.
Üniversiteyi terk ettim, telefonumu, e-postamı herşeyimi iptal ettim. Senelerce içtim, sadece içtim...
Hayata karşı o kadar kızgındım ki. Benim gibi tertemiz bir insan bunu nasıl hakedebilirdi.? Madem öyle, ben de dibine kadar kirlendim. Hayata karşı o kadar öfkeliydim ki, ondan intikam alıyordum sanki... Hayatıma sayısız kadın girdi, çıktı...
Ve ayrılalı 4 seneyi geçti. Ne zaman unutsam, bir rüya bana onu hatırlattı. Sonrasında birkaç günüm bombok geçti. Tam unuttum, bir rüya daha. Bu böyle sürdü gitti.
Dün gece çok hastaydım. Belki de içtiğim ilaçların etkisiyle öylesine gerçekçi bir rüya gördüm ki, uyandığımda gerçek olup olmadığını anlayabilmem dakikalarımı aldı... Tam unutmuştum, lanet olsun. Evleniyorduk...
9 sene geçti ve hiçbir şey bitmedi. Kurtulamadım, ne yaptıysam kurtulamadım. Tam bittiğini zannetmişken, başladığım noktaya geri dönüyorum. Bir gün önce o'nun varlığını bile hatırlamıyorken, bir gün sonra 9 sene öncesine geri dönüyorum.
Ve sanırım hiç bitmeyecek...
Son düzenleme: 6 Ekim 2011