Heryerde Hormon var

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve akekilli tarafından 1 Ocak 2009 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 3 üye.
  1. akekilli
    Offline

    akekilli Üye

    Katılım:
    3 Ekim 2008
    Mesajlar:
    366
    Beğenileri:
    167
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Muhendis
    Yer:
    Istanbul
    Doğal beslenme konusuna çok dikkat etmek lazım ama vucud sistemimiz şu anki gıdalardan çok yoruluyor. Heryere hormon girmiş durumda. Yediğiniz ıspanak ve diger yeşil sebzeler, kırmızı meyveler hepsi genleriyle oynamış ve dayanıklılığı, verimi artsın diye şişirilmiş yani hormonlaşmış besinler.

    Gerçekten bazen doğal besleniyoruz diye yapay beslenmiş gibi oluyoruz. Hormon, Tavukta, ette, sütte, sebzelerde, meyvelerde her yerde karşımıza çıkıyor. Bunun üzerine bi de kendi vucudumuza hormonu basıyoruz ve sonuçta android bir yaşam ortaya çıkıyor. Ben bu yapay beslenmeden dolayı gelecekteki insan genlerinde değişiklik olup hastalıklara insanoğlunun daha dayanıksız olacağına inanıyorum. Sağlıklı spor yapmak ve beslenmek bence bu gibi etkenlerle vucudumuzun başa çıkmasını sağlayabilir.

    Şimdi yeni yeni firmalar çıktı haftalık olarak evinize organik meyve ve sebze gönderiyorlar. Ayrıca organik sütlerde çıktı. Ama gerçekten bunlarla beslenmek maliyetli. Bazen köyde olupda keşke bunları doğal olarak yetiştirip tüketebilseydik diyorum.
     
  2. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    Linki bulursam verecegim ama gecenlerde okudugum danimarkada gerceklestirilmis bir deneyde hormonlu ve hormonsuz bitkilerin metabolizma uzerindeki etkilerini arastiriyorlardi. Deneyin sonuclarina gore hormonlularin hormonsuzlara gore vucuda daha cok zarar verdigine dair bir bulguya rastlamamislardi. Bana insanlar para yapmak icin "organik urun" tabirini "iyi urun" anlaminda kullanarak halkin cahilligini kullaniyorlarmis gibi geliyor. Her tarafta bu kadar reklam olmasi dusundurucu...
     
    Morphling bunu beğendi.
  3. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    asıl tehlike aslında hormonla büyütülmüş ürünler değil genleri ile oynanmış tohumlardan üretilen ürünler..

    buarada geçenlerde carrefour'da sebze reyonundaki 3 cins domatesten 1.cinsin etiketinde hormonsuz yazıyordu..birinin sicilini temizlerken diğer 2si güme gitmiş.. :)
     
    Son düzenleme: 1 Ocak 2009
  4. aneximandros
    Offline

    aneximandros Özel Üye

    Katılım:
    14 Aralık 2007
    Mesajlar:
    1.830
    Beğenileri:
    2.154
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Teorik Kimya
    Yer:
    USA
    Benzeri arastirmalar bildigim kadari ile gen mutasyonlari uzerine de var. Daha fazla arastirmak lazim. Eminim google'da arasak organik beslenmenin de aslinda koca bir balon oldugunu gosteren yazilar buluruz. Hatta cok cabuk bir arama yaptim internette, bir kac linki paylasayim, okuyalim hep beraber fikir yurutelim. Linkler ingilizce, kusura bakmayin.

    http://skeptoid.com/episodes/4019?popular=true
    http://www.biblelife.org/organic.htm
    http://www.consumerfreedom.com/news_detail.cfm/headline/2334
     
  5. akekilli
    Offline

    akekilli Üye

    Katılım:
    3 Ekim 2008
    Mesajlar:
    366
    Beğenileri:
    167
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Muhendis
    Yer:
    Istanbul
    Çok güzel linkler. Organik olayı gerçekten balon olabilir. Prof Saraçoğlu' nun kitabında okumuştum Meyve ve sebzelerin vitamin, mineral ve besleyicilik miktarında son 10 yıl 60% varan düşüşler olmuş.

    Zamanla bu oran heralde daha da düşecek. Mevsiminde olacak ürünleri artık her mevsimde görmeye başladık, ayrıca çok kısa sürede yetişiyorlar. Bu da demektir ki yeterince güneş, toprak ve olgunlaşma faktörlerini göremeyen bu genetiğiyle oynanmış besinlerin etkin maddeleri azalıyor. Bu beslenme oranları düştükçe populasyonun daha çok hastalanma ve obezleşme gibi problemleri artacağını düşünmemek elde değil. Body yaparken bu besinlerden bir hayli tüketiyoruz ve bununla metabolizmamız acaba ne kadar başa çıkabiliyor. Heralde bu hormonlu ve genetiğiyle oynanmış besinlerin metabolizma da yarattığı etki uzun sürede çıktığı için klinik deneyler ile kanıtlanması da epeyce zor olacak heralde.
     
  6. kara maca
    Offline

    kara maca Üye

    Katılım:
    5 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    88
    Beğenileri:
    31
    Ödül Puanları:
    0
    hormonlu besinlerden kacınmak, buyuk sehirlerde imkansız. istanbul, ankara gibi kentlerde gunluk tuketim ihtiyacı inanılmaz bir rakama ulasıyor.
    denetimlerin eksik oldugunu da hesaba katarsak inanılmaz miktarlarda hormonlu besin tuketiyoruz bu da bizim vucudumuzun gelisimini,duzenini etkiliyor.
    bana gore yapılması gerekenler sadece mevsimde meyva-sebze tuketmek degil ayrıca bi sekilde bunları ayırmayı ogrenmekte onemli.
    gecen sene alanyada kaldıgım bir otelde, cıkan tum domatesler yesil, etsiz, ve kalın kaplıydı. bi tattim ve yemedim. sozde dometesin kralı antalyadadır falan derler ama her sey ticaret olmus..
     
  7. ciara
    Offline

    ciara Üye

    Katılım:
    10 Aralık 2008
    Mesajlar:
    123
    Beğenileri:
    66
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    istanbul
    arkadaşlar washington dc de kar amacı gütmeyen bir çevre organizasyonu yiyecekleri tarımsal ilaçları en çok emen bünyesinde bulunduran yiyecekleri listelemiş
    sırasına göre
    şeftali, elma, tatlı dolmalık biberler, kereviz, çilek, kiraz, marul, üzüm ,ıspanak,marul, patates
    organic olmasada olur diyebileceklerimiz: soğan, avakado, tatlı mısır, ananas, mango, kuşkonmaz, tatlı bezelye, kivi, muz, lahana, brokoli papaya
    anlamadığım konu maddi çıkarlar için bu duruma getirildi, normal olması gerekeni özel yiyecek durumuna soktular. Herşey para olmuş yahu. geçen gün kuru incir aldım, organik vereyim dedi aktardaki çocuk. ne fark var diye bakayım dedim aklıma takıldı, diğerini sülfür içeren birşeyle spreyliyorlarmış neymiş efendim raf ömrü uzasın diye.
    buna devletin dur demesi gerekiyor dersem bana güleceksiniz değilmi, gülelim bakalım nereye kadar güleriz
    sütün ise organic olup olmaması hiç farketmiyormuş

    http://www.ewg.org/node/21651 sitesinden aldım bilgileri
    bu grubun çok daha ayrıntılı ve daha farklı ilginç güncel konularda araştırmaları var
     
  8. akekilli
    Offline

    akekilli Üye

    Katılım:
    3 Ekim 2008
    Mesajlar:
    366
    Beğenileri:
    167
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    Muhendis
    Yer:
    Istanbul
    Ben gecenlerde Fenerbahce, Besiktas futbol kulubune et veren yerden duydum. Et olarak keci eti tuketiyorlarmis ve bu et bolunun daglarinda yayilan hayvanlardan elde ediliyormus.

    Bence sut ve et elde edilen hayvanlarin dogadan cesitli otlarla beslenmesi onlarin sutlerindeki ve etlerindeki besin elementlerini etkiler diye dusunuyorum. Sut verimini arttirmak icinde hormon ilaclari kullaniliyor mu acaba? Hormonlu eti duydum. Pisirince icerisindeki su tamamen kayboluyor ve normal etten bile daha az et kaliyormus. Ayni steroid aldiginda vucudun su toplamasi gibi.
     
  9. seti80
    Offline

    seti80 Üye

    Katılım:
    18 Kasım 2008
    Mesajlar:
    39
    Beğenileri:
    42
    Ödül Puanları:
    28
    Yer:
    Izmir
    Büyükbaş, küçükbaş hayvanlarda özellikle besi olarak kullanılanlar için ciddi homon kullanımı söz konusudur. Kullanılan hormonlar deri altı kulak arkası gibi bölgelerde implant olarak uygulanmaktadır. Ulkemizde yapılan çalışmaların sonuçları oldukça ürkütücüdür (hormonlu et). Kırmızı et tüketimi için özellikle karaciğer tüketiminden kaçınılması gerektiği vurgulamak isterim.
    Kanatlı etlerini hormon açısından incelediğimize, şaşırtıcı bir sonuçturki kanatlı etlerinde rastlanamaz. Sebebi aslında neden rastlamamamasının kanıtı gibidir. Yemlere ilave edilen büyüme hormonları ve benzerlerinin (GH ve IGF'ler) kanatlılarda büyüme üzerine etkisinin olmadığını ifade eden bir çok araştırma mevcuttur. Bir ara teklikeli boyutta kanatlı yemlerinde antibiyotikler kullanılıyordu, yanılmıyorsam 2001 yılında yasaklandı. Şu anda en rahat tüketilebilecek et tavuk etidir. Tek düşündürücü nokta kullanılan yemlerin kaynağıdır. Üretimi esnasında ilaç kullanımı, GDO'lu yem kullanımı bir de etanol üetimi artıklarının hayvan beslemede tam detaylarının anlaşılmadan yemlerde kullanımıdır.
    Yazdıklarımın detaylarını merak edenler için makale linkleri verebilirim ama en erken 3-4 içinde bulabilirim.
     
    akekilli ve bonatschi bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş