Hastalanma derdine son verin

Konusu 'Çeşitli Makaleler' forumundadır ve Chomoloko tarafından 13 Ocak 2013 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 2 üye.
  1. Chomoloko
    Offline

    Chomoloko Üye

    Katılım:
    26 Eylül 2012
    Mesajlar:
    242
    Beğenileri:
    208
    Ödül Puanları:
    53
    Yer:
    Scotland
    HASTALANMA DERDİNE SON VERİN
    Virüslerle her gün verdiğiniz savaşta kazanan hep siz olun.
    İşte 5 adımda virüsleri yenmenin yöntemi:
    Grip ve soğuk algınlığına sebep olan virüslerle savaşımızda çoğu zaman başarısız olduğumuz açıkça ortada. Ne annelerimizden bize miras kalan kocakarı ilaçları ne de bilimsel olarak kendini ispat etmiş ilaçlar, bir kere bu virüsle tanıştıktan sonra kolay kolay kâr etmiyor. O halde, bu durumda bilime inancınızı kaybetmeden hızlı davranmanız şart. Biz de bunun için üstümüze düşeni yaptık ve sizin için en son araştırmalar ışığında virüslerden korunmanın yollarını bulduk. Verdiğimiz taktiklerle daha boğazınızda hissettiğiniz ilk gıcık ya da hapşırıktan sonra bağışıklık sisteminizin çok seri bir şekilde davranarak silahlarını kuşanmasını sağlayabileceksiniz. Artık virüslerle savaşmak için vücudunuza çıkarma yapmasını beklemenize gerek kalmayacak. İşte, virüsler daha ayaklarını bastıkları saniyede, onları püskürtmenizi sağlayacak stratejiler.
    Strateji 1
    Virüsleri savuşturacak bir kahvaltı edin
    Sabah yorgun ve hasta mı uyanıyorsunuz? Araştırmalar doğru kahvaltı seçiminin virüslerle mücadeleyi kolaylaştırdığını söylüyor. Hollandalı bilim adamlarının yaptıkları son araştırma, erken saatte yapılan ve 1.200 kaloriye sahip bir kahvaltının kandaki interferon gamma (doğal bir virüs savar) seviyesini %450 artırdığını söylüyor. Aç kalmak ise bu seviyede %17’lik bir düşüşe neden oluyor. Daha az kalorinin aynı etkiyi yapıp yapmadığını öğrenmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olsa da, siz her sabah söylediğimiz kalori miktarını alın, soğuk algınlığı belirtilerinin kaybolduğunu göreceksiniz. Elbette bu kaloriler şokella ve krep ikilisi ya da tereyağlı yumurtadan gelmemeli. Kotayı doldurmak için yapmanız gereken ise son derece basit: tam tahıllı kahvaltılık gevrek, bir bardak portakal suyu ve fıstık ezmeli bir sandviç.
    Strateji 2
    Bağışıklık sistemi için stresi kullanın
    Stresi bağışıklık sisteminiz açısından lehinize çevirebilirsiniz. Stres ve bağışıklık sistemi arasındaki ilişkiyi inceleyen Ohio Eyalet Üniversitesi araştırmacılarının 34 erkek üzerinde yaptıkları deneyde, grubun yarısına 12 dakikalık bir hafıza testi verirken, diğer yarısına da bir ameliyat görüntüsü izlettiler. Test yapanların, SIgA (anahtar bir bağışıklılık sistemi proteini) seviyeleri çarpıcı bir şekilde yukarı fırlarken, kan gören erkeklerinki aşağı indi. Nasıl bir ders mi çıkarmalısınız? Hiç çekinmeden, kendinizi kontrol altına alabileceğiniz kısa vadeli bir stres altına sokun ve bu sayede bağışıklılık sisteminizi şarj edin. Zira stres tepkisi aslında bir tür savunma mekanizmasıdır. Vücut kendini potansiyel bir zorluk için hazırlar ve bağışıklık kaynaklarını harekete geçirir. İş yerinde ufak çaplı ekstra bir proje üzerinde çalışarak ya da iş arkadaşınıza bir konu üzerinde yardım ederek stresi ilaç olarak da kullanabilirsiniz. Ancak bu görevler en fazla 1 gün sürmeli. Zira stres tepkisi süreklilik kazanırsa, bu sefer bağışıklık sistemi bastırılacaktır. Artık sizin için çok geçse, o halde eve gidin ve bir PES atın. Bu tür bilgisayar oyunlarının SIgA seviyesini ateşleyen bir stres ürettiği ortaya kondu. Ne de olsa yenmeniz gereken bir rakibin yarattığı stres ile başetmeniz gerekiyor.
    Strateji 3
    Doğal virüs katili için suyunuzu ısıtın
    Soğuk algınlığınızı akşamüstü kahvesi yerine yeşil çayla yenin. Soğuk algınlığına sebebiyet veren virüslerden biri olan ‘adenovirüs’ grubuna yeşil çay enjekte eden Kanadalı araştırmacılar, virüslerin üremesinin durduğunu gördüler. Tüm övgüyü hak eden ise bazı çaylarda, en yoğun olarak da yeşil çayda bulunan bir birleşik olan ‘EGCG’. Soğuk algınlığı belirtilerini hissettiğiniz anda hemen dolaşım sisteminize yeşil çay göndererek bu virüs grubunun ilerlemesini durdurabilirsiniz. Kısacası evde 2–3 gün yatıp dinlenmek yerine iş yerinde biraz burun çekmekle paçayı kurtarmanız mümkün. EGCG’nin maksimum seviyede olmasını istiyorsanız, yeşil çayın iyice demlenmesi için 10 dakika bekleyin. Tatlandırmayı ise balla yapmanız tavsiye olunur.
    Strateji 4
    Bağışıklık sisteminizi uykuyla şarj edin
    Uyku da geçirdiğiniz süre %40 ya da daha fazla oranda azalırsa (örneğin 7 saat yerine 4 saat uyuyorsanız) bağışıklık sisteminizin etkisi %50 düşecektir. Bağışıklık sisteminin tam kapasite çalışabilmesi için 8 saat uyumalısınız, çünkü bu, virüslere saldıran doğal savunma hücrelerinin en yüksek seviyede üretilmesi için geçmesi gereken süredir. Ancak kolay uykuya dalamadığınız için çareyi alkolde aramayın, zira alkol uykunuza büyük bir darbe vurur. Onun yerine uyanık olduğunuz zamanlar üstünüze tişört ve şort gibi hafif bir şeyler giyin. Japon araştırmacılar bunun uyku kalitesini iyileştirmek ve bağışıklık tepkisini ateşlemek için ideal vücut ısısına getirdiğini söylüyor.
    Strateji 5
    Beyaz kan hücrelerine antrenman yaptırın
    Nasıl hareket eden bir hedefi vurmak çok zorsa, aynı durum sizi yataklara düşüren virüsler için de geçerli. Massachusetts Üniversitesi’nin 547 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre, fiziksel olarak aktif olan kişilerin üst solunum yolları enfeksiyonu geçirme riskleri %25 daha az. Araştırmacılar egzersiz yapmanın vücudun beyaz kan hücresi (vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı koruyan akyuvarlar) üretimini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini vurguluyor. Siz de bolca antrenman yapanlardansanız, sadece soğuk algınlığı riskinizi düşürmekle kalmayacak, hastalığa yakalansanız bile kısa sürede atlatacaksınız. Ancak unutmamak gerekir ki, kendinizi terleyerek de hasta etmeniz mümkün. Nitekim maraton koşucularının üst solunum yolları enfeksiyonu geçirme risklerinin en yüksek olduğu zaman dilimi hemen koşu sonrasıdır. Çünkü vücudun virüslerle savaşacak enerjisi koşu sırasında harcanmış olur. O yüzden daha orta seviyede bir antrenman programı takip etmenizde fayda var. Örneğin 60–90 dakikalık bir yürüyüş bile hastalıklara karşı mücadelenizde aynı etkiyi gösterecektir.

    Kaynak Fb,Turk vucutcular sitesi.
     
    themertyildiz bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş