Hamdullah Aykutluğ - Ertugrul Gülcan İle Röportaj

Konusu 'Konu Dışı' forumundadır ve saydam tarafından 26 Ekim 2004 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen kişi sayısı 1 user .
  1. saydam
    Offline

    saydam Özel Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2004
    Mesajlar:
    7.092
    Beğenileri:
    1.922
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    serbest
    Yer:
    Academic Sport Center
    Aslı Çakır (Bir gazetede (şimdi hatırlayamıyorum)) muhabir olan bir bayandır. Bu arkadaşın Hamdullah Aykutluğ ve Ertuğrul Gülcan ile yaptığı röportajı aşağıda okuyabilirsiniz.

    Hamdullah Aykutlu... Bu sene İzmir'de yapılan Dünya Büyük Erkekler Vücut Geliştirme Şampiyonası'nın 90 kilo birincisi. Aynı zamanda yarışmada "Şampiyonlar şampiyonu" seçildi. Ertuğrul Gülcan aynı yarışmaya 75 kiloda katıldı ve o da ülkemize birincilik getirdi. Aykutlu biraz asabi, konuşkan. Gülcan sessiz, sakin biri. Aykutlu gazetecilerin asılsız haberleriden bıkmış, bizi de pek hoş karşılamadı ama sonra kurulan sıcaklıkla rahatlayıp hiç durmadan konuşarak sormaya çekineceğim sorulara bile daha sormadan cevap verdi.
    Kocaman adamlardı bunlar. Zaten ufacıktım, yanlarında iyice küçüldüm, ufaldım, yok oldum. Kolları benim bacağım kadardı. Zaten vücudumu beğenmelerine rağmen selülitlerime takıldılar. Göğüsleri ise boyum kadar. Taş gibi sert gözüküyordu vücutları. Her yerde damarlar. Bana hep yaratık gibi gelen bu adamlarla sohbet ederken aslında pek de fena olmadıklarının farkına vardım. Vücutlarına olan güvenleri hareketlerine de yansımıştı. Kadınlar ilk önce popolarına bakıyormuş. Ve dediklerine göre sadece vücutları için onlarla birlikte olmak isteyenler varmış. Ama buna karşılar. "Vücutlarımız sermayemiz değil," diyorlar. Ayrıca kendilerini plajda kadın ayartmak için kas geliştiren tiplere benzetenlerden nefret ediyorlar. Tabii ki de vücutlarıyla gurur duyuyorlar. Hele Aykutlu... "Biz şu zamanın heykelleri ve heykeltraşlarıyız," diyor.
    Soruları ben sordum, cevapları Hamdullah Aykutlu verdi, Ertuğrul Gülcan onayladı. Bazı kadınların iğrendiği bazı kadınların bayıldığı bu adamlar bakın neler anlattı:

    - Yarışmalarda bir acayipsiniz. Son haftalarda çalışmalar hızlanıyor herhalde.
    E.G.: Son dört beş hafta çok sıkı çalışılıyor, sıkı bir diyet yapılıyor.
    H.A.: Hazırlık dört ay sürüyor. Vücudun yüz birimlik yemeğe ihtiyacı varsa biz seksen yiyoruz. 20'lik enerjiyi de yağları yakarak alıyoruz. O arada çok halsiz oluyoruz. Eğer bir hafta önce gelmiş olsaydınız size cevap verecek halim olmazdı.
    - Nasıl çalışmalar yapılıyor?
    Antrenman yapıyoruz, düzenli besleniyoruz, iyi dinleniyoruz ve psikolojik olarak da hazırlanıyoruz. Biri eksik olursa başarıyı yakalayamazsınız. Benim özel hayatımda kız arkadaşımla problemim olmamalı. Bizlerle birlikte olanların bize destek olması lazım. Biraz egoist olmalıyız ki vücudumuz yüzde yüz performans göstersin.
    - Peki siz sizin gibi vücut geliştirmiş, kas içindeki kadınlardan mı hoşlanıyorsunuz?
    E.G.: Hayır. Ama mutlaka güzel vücutlu olmalı. Yanımızda şişman bir kadın iyice bozuk gözükür.
    H.A.: Hayır, o kadar kaslı olmasın ama yağsız, diri bir vücudu olması gerekir. Fiziğine dikkat eden bir kadın bana beyninin güzelliğini de gösteriyor. Hayata bakış açısını anlıyorum. Kalçası yağlı olup da bundan rahatsız olan bir kadının hayatındaki problemleri, içindeki durumu biliyorum. Kadınların kalçalarının üzerine kazak geldiğinde bana istediği kadar hayatımdan memnunum dese de ben ona inanmam. (Bu arada hepimiz benim belime sardığım hırkaya bakıyoruz). Kadın teşhircidir. Kadın standartların üzerindeyse kendini göstermek ister.
    - Peki siz bu kadar emek verdiğiniz vücutlarınızla teşhirci değil misiniz?
    Amacım teşhircilik değil ama insanların bana bakmasından hoşlanıyorum. Vücudumun bazı hatlarını kendim gördüğümde bile haz alıyorum. Allah bana 65 santim bel vermiş, ben bunu gösteririm.
    - Bu vücutlar göründükleri kadar güçlüler mi?
    Ben bugün yüz kiloyla kol antremanı yapıyorum. Bu ağırlık zamanla artıyor. Beslenmeme dikkat ediyorum. Elbette ki çok güçlüyüz.
    - Bu kaslı erkekler aynı zamanda maçolar mı?
    Bu sporda belli bir yerlere gelebilmek için çok şey yaşamış, beyninizi de geliştirmiş olmanız gerek. Akılsız insanlar bu sporu yapamazlar. Tabii biz dünya şampiyonlarıyız. Sokakta vücudu gelişmiş insanlar akıllı, maço olmaz diye bir şey yok. Ayrıca ben tatlıcıyım. İsviçre'de tatlıcılık yapıyordum. Ertuğrul da çok güzel yemek yapar. Evde yemekleri biz yaparız.
    * Peki böyle kendine bakan, güçlü, kaslı ve dediğinize göre akıllı sizlerle birlikte olan kadın sizden ayrıldıktan sonra ne hale geliyor?
    Bizimle beraber olan kadın başka erkekte aynı şeyleri bulamıyor.


    Nasıl yani?
    Düzenli bir yaşama kavuşuyor. Uyku, yemek, eğlence anlamında... Kadın sağlığına kavuşuyor, dış görünümünü değiştiriyor, daha güvenli bir insan oluyor. Bir de kadınlar beslenme uzmanlarına gidiyor ki rejim yapsınlar, güzelleşsinler. Sizin evinizde bir erkek var ve o da bir beslenme uzmanı. Daha güzeli olabilir mi?

    Bu vücutlar tacize uğruyor mu?
    Elbette. Sadece vücudumuz yüzünden bizimle ilişkiye girmek isteyenler oluyor. Böyle ilişkilere hiçbir zaman sıcak bakmadım ve böyle teklifleri de kesinlikle kabul etmedim. Ayrıca sadece kadınlardan değil, erkeklerden de teklifler, telefonlar, mektuplar alıyoruz. Bunlar normal şeyler ama kararlar sizin elinizde. Vücudumu hiçbir zaman sermaye olarak düşünmedim.
    - Ya siz... Siz bu kadar kaslı, damarlı, dev gibi bir vücudu güzel buluyor musunuz?
    İki at koyalım. Birisi sütçü beygiri, biri yarış atı hangisine bakarsınız?



    - Bana güzel bakanına...
    Peki şöyle düşünelim: Adale burada, estetik burada, dinçlik burada... Bu güzel olmayacak de ne güzel olacak? Göbekli bir insan mı? Ya da kaburgaları belli olan bir erkek mi? Beni onların yanına koyun. Erkek veya kadın, beni güzel bulacaktır.
    - Kendinize uygun jean falan bulabiliyor musunuz?
    H.A.: Buradaki kot sanayisi çok gelişmiş. Kendime birkaç tane pantolon almak istedim. Allah inandırsın üç gün gezdim. Yüzlerce pantolon denedim. En sonunda bir tane bulabildim.
    E.G.: Ama Avrupa ve Amerika'da bizler için üretilmiş kıyafetler oluyor. Artık Türkiye'de de bizim için kıyafet üreten spor firmaları bize hediyeler veriyorlar.
    - Takım elbise hiç giyemiyorsunuzdur?
    H.A.: Yaptırmak zorundayız.
    E.G.: Ben geçen sene bir ceket almak istedim. En son büyüklük 56'ydı. Ama sadece kolumun yarısı girdi. Biz de güzel giyinmek istiyoruz. Ayrıca yürürken hareket etmiş olduğumuzdan kasımız şişmeye başlıyor. Bizim kıyafetlerimiz o yüzden rahat da olmalı. Tişörtlerimiz esneyebilmeli ki sürekli değiştirmeyelim. Adalelerimiz 10 hareketten sonra büyüyor. Kıyafet de bizimle büyüyebilmeli.
    - Siz sürekli gelişiyorsunuz. Sürekli de yeni kıyafetler mi alıyorsunuz?

    H.A.: Şu ana kadar en az 10 gardırop değiştirdik.
    - Arnold Schwarzenegger gibi size de film teklifleri geliyor mu?
    H.A.: Keşke gelse. Ama biz yurtdışında yaşadığımız için pek olmuyor. Ama ciddi bir film teklifi gelse neden kabul etmeyelim ki.
    E.G.: Almanya'da Türk sporcuyu değil Alman'ı tercih ediyorlar.
    - Son sorum. Kadınlar sizi seks yönünden de çok kuvvetli zannediyorlar? Bu kadar vitamin, antreman, düzenli beslenme gerçekten de yarıyor mu?
    H.A.: Dünyanın hiçbir yerinde bir erkek seks gücüm kötü demez. Öyle arkadaşlar var ki kendilerinin seks güçlerinin çok fazla olduğunu söylüyorlar. Bu normal insan sabahleyin kalkıyor bir çay içiyor. Yanında bir dilim ekmek ve üç sigara... Ben sabahleyin kalkıyorum, sütler, etler, vitaminler, meyve suları. Eğer o insan belli yerlere gelebiliyorsa ben nerelere gelebiliyorum siz düşünün. Ayrıca vücut geliştirme sporu insanın vücudundaki testesteron, yani seksüel hormonunuzu da yükseltir.
    - Şimdi tüm kadınlar kocalarının salonlara gitmesini isteyecek.
    H.A.: Olsun. İnsanları bu spora özendirmek için seks alet olarak kullanılacaksa o da kullanılabilir.
    E.G.: Ama kadın da yapmalı. Benim Almanya'daki spor salonuma elli yaşında bir kadın geliyordu. Benimle çalışmaya başladıktan üç hafta sonra yeniden adet görmeye başladı.

    Merak ettikleriniz:
    Kıl: Aslında ağırlık çalıştıkça kılları artıyor ama yarışmalarda kasları daha çok görülebilsin diye kazıyorlar.
    Yanık ten: Özel, fondöten gibi boyalarla yanık bir tene sahip oluyorlar.
    Parıltı: Yarışmadan önce üzerlerine özel olarak hazırlanmış bir yağ sürüyorlar.
    Mankenlik: Yarışmalardaki güzel yürüyüşleri, gülüşleri yılların verdiği tecrübeden kaynaklanıyor. Ayrıca artık işin içine daha çok şov karıştığını da kabul ediyorlar.
    Sağlık: Kalp kirizi ve kireçlenme riskleri daha az.

    Ertuğrul Gülcan :
    1964 doğumlu. Vücut geliştirmeye 20 yaşında başladı. Daha sonra Almanya'ya gitti. Almanya Vücut Geliştirme Şampiyonası'nda bir kere ikinci, iki kere de birinci oldu. Sonra Türkiye'ye geldi. 1992 yılında Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonu oldu. Aynı yıl Dünya Vücut Geliştirme Yarışması'nda yedincilik elde etti. 6 ay sonra Macaristan'daki Avrupa Şampiyonası'na katıldı ve birinci oldu. 1993 yılı dünya üçüncüsü, 1994 yılı ikincisi, 1995 yılı birincisiydi. 1996 yılında Ürdün'deki Dünya Şampiyonası'nda birinci olduktan sonra bir yıl ara verdi ve bu sene İzmir'de yapılan Dünya Büyük Erkekler Vücut Geliştirme Şampiyonası'nda 75 kiloda birinci oldu.

    Ölçüleri ise:
    Boy: 160 cm
    Kilo: 75
    Göğüs: 130 cm
    Bel: 67 cm
    Bacak: 65 cm
    Kol: 50 cm

    Hamdullah Aykutlu
    1965'te doğdu. Spora 16 yaşındayken Ahmet Enünlü'yle başladı. Başladıktan 5 buçuk ay sonra Beden Terbiyesi Kupası'nda ikinci oldu. Aynı yıl Türkiye Genç Erkekler Vücut Şampiyonası'na girdi ve birinciliği aldı. 1984 yılında Genç Erkekler'de dünya ikincisi ünvanını aldı. 19 yaşında Dünya Genç Erkekler Vücut Geliştirme Şampiyonası için İsviçre'ye gitti ve ikinci oldu. Daha sonra Zürih'teki yarışmada birinci olunca Zürih'te kalma şansı tanındı ve 14 sene İsviçre'de yaşadı. 1990 yılına kadar girdiği tüm yarışmaları kazandı. 1992 Dünya Şampiyonası'nda da birinci oldu. 1997 yılında dünya ikincisi oldu. Bu sene İzmir'de yapılan yarışmada ise 90 kiloda birinci ve şampiyonlar şampiyonu seçildi.

    Ölçüleri ise
    Boy: 177cm
    Kilo: 90 kg
    Göğüs: 130cm
    Bel: 67 - 70 cm
    Bacak: 65 cm
    Kolu: 50 cm
     
  2. guardbody
    Offline

    guardbody Özel Üye

    Katılım:
    24 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    3.418
    Beğenileri:
    1.600
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    KALİTE TEKNİSYENİ
    Yer:
    MAGNESIA
    Re: hamdullah aykutlug-ertugrul gülcan la röportaj

    yanılmıyorsam bu son zamanlarda ragbet gormeye baslayan turk body dergılerınden bırınden alıntı...her sayısını takıp edın.gayet guzel konulara degınıyorlar.
     
  3. jeyjey
    Offline

    jeyjey Üye

    Katılım:
    29 Aralık 2005
    Mesajlar:
    95
    Beğenileri:
    6
    Ödül Puanları:
    0

    İşte yurdum gençliğinin gun geçtikce body salonlarına akmasanın temel nedeni bu :lol:

    Kimse ustune alınmasın arkadaşlar sakın ha 8)
     
  4. hardark
    Offline

    hardark Üye

    Katılım:
    7 Eylül 2006
    Mesajlar:
    76
    Beğenileri:
    3
    Ödül Puanları:
    0
    işte bu adam

    Hamdullah’ın kalça kasları, Arnold’u kıskandırdı

    Ünlü sinema yıldızı Arnold’un, kalça kaslarını geliştirebilmek için milli vücutçu Hamdullah’dan ders aldığı ortaya çıktı. Kalçasında 7 taraklı kas bulunan Aykutluğ, dünya’da “Mr. Olympia” olarak tanınıyor.
    Başka mr olimpia varmı arkadaşlar soruyorum size tabiiki türk

    kaynak NTVSPOR
     
  5. CURL
    Offline

    CURL Yeni Üye

    Katılım:
    23 Haziran 2006
    Mesajlar:
    272
    Beğenileri:
    9
    Ödül Puanları:
    0
    walla bence bayanların taciz ettiği de oluyodur tabi ama gaylerin tacizi daha fazla. kızlar aşırı kaslı görünce bunun beyni boştur diye düşünüyor. inanın böyle.
     
  6. Savaşcı
    Offline

    Savaşcı Üye

    Katılım:
    4 Mayıs 2009
    Mesajlar:
    646
    Beğenileri:
    255
    Ödül Puanları:
    0
    bende nnette aradım ama bulamadım. şansa facebookta mr olimpia diye bir gruba üye oldum bir site önerisi mesajı attı türk sayfası orada buldum buraya ekliyorum


    büyük bir fotoda aşağıda:
    http://img131.imageshack.us/img131/3787/1115039952782uz.jpg
     

    Ekli Dosyalar:

Sayfayı Paylaş