Gazeteci Hrant Dink silahlı saldırıda öldü

Konusu 'Konu Dışı' forumundadır ve boxer tarafından 19 Ocak 2007 başlatılmıştır.

Konu Durumu:
Mesaj gönderimine kapalı.
  1. boxer
    Offline

    boxer Üye

    Katılım:
    27 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    372
    Beğenileri:
    56
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    istanbul
  2. sarc4stic
    Offline

    sarc4stic Özel Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2005
    Mesajlar:
    3.239
    Beğenileri:
    2.261
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Satış Temsilcisi
    Yer:
    Istanbul
    Dink'in katil zanlısı: Cuma namazını kıldım, vurdum

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast, yakalandıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadede, “Cuma namazını kıldıktan sonra vurdum” dedi.


    Dink'in katil zanlısı Oguün Samast dunda gece Samsun'da yakalandı. Bu sabah İstanbul'a getirilen Samats, Emniyet Müdürlüğü'de sorguya alındı. Dışarıdan bir saldırıya önlem olarak Samast'a polis kıyafeti ve şapkası giydirildi.

    Olayla ilgili Trabzon'da gözaltına alınan 4 kişi de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.

    Ogün Samats, Samsun'daki ilk ifadesinde cinayeti kabul etti.

    Cinayetten 10 dakika önce Dink ile göz geze geldiklerini ve Dink'in irkildiğini anlatan Samast'ın şu ifadeyi verdiği öğrenildi:

    “İnternette haberlerde okudum. Orada 'Ben Türkiyeliyim. Ama Türk kanı pis kandır’ dediği için öldürmeye karar verdim. 17 Ocak’ta Trabzon’dan otobüse bindim. 18 Ocak akşamı İstanbul terminaline indim. Geceyi de terminalde geçirdim. 19 Ocak’ta görüşmek için gazeteye gittim. Ancak görüşemedik.

    Daha sonra Cuma namazını kıldım. Namaz çıkışı da gazeteye gittim. Bu sırada Hrant Dink bir bankaya girdi. Bankadan çıkıp gazeteye gitti. Beni görünce irkildi. 10 dakika sonra gazeteden çıktı. Arkasından yanaştım ve 1 metre uzaklıktan vurdum. Pişman değilim.”

    BAŞSAVCI: İTİRAF ETTİ

    Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gökçınar Agos Gazetesi Genel Yayın Müdürü Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın ilk ifadesinin Samsun'da alındığını söyledi. Başsavcı Gökçınar, “Sanık suçunu itiraf etti” dedi.

    ZANLININ İSTANBUL EMNİYETİNDE SORGUSU SÜRÜYOR

    Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast’ın yeri, dün öğle saatlerinde televizyonlarda gösterilen görüntülerinden resmi gören babası Ahmet Samast’ın ihbarıyla tespit edildi.

    Ahmet Samast’ın oğlu Ogün Samast’ı aramaya başlayan polis, Trabzon McDonald’s bombalamasına karıştığı belirlenen Samast’ın aynı olaydaki arkadaşı Yasin Hayal ile birlikte 12 kişi gözaltına alındı.

    Hayal’den 12 saat sonra Ogün Samast Samsun’da yakalandı. Dink'in katil zanlısı Samast daha sonra İstanbul'a getirilerek Emniyet Müdürlüğü'de sorguya alındı. Olayla ilgili Trabzon'da gözaltına alınan 4 kişi de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.

    2 KİŞİ DAHA UÇAKLA İSTANBUL'A GETİRİLDİ

    Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın yakalandığı otobüste bulunan ve şüpheli görülerek gözaltına alınan 2 kişi, Samsun'dan uçakla İstanbul'a getirildi.

    THY'ye ait tarifeli uçakla Atatürk Havalimanı'na getirilen Mehmet Ali T. ve Erhan Ş, aprona giren bir polis ekibi tarafından uçaktan alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesine götürüldü.

    DİNK'İN KATİL ZANLISI SAMAST BÖYLE YAKALANDI

    Hrant Dink cinayeti zanlısı Ogün Samast'ın İstanbul Polisi'nden dün gelen ihbar üzerine bulunduğui otobüsteki diğer yolcuların zarar görmeden yakalanabilmesi için en uygun yer seçilen Samsun Otobüs Terminali'nde seri bir operasyon düzenlendiği ortaya çıktı.

    Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre İstanbul Polisi'nden, Hrant Dink cinayeti zanlısı Ogün Samast'ın İstanbul- Hopa seferini yapan 34 JAZ 53 plakalı (Metro Turizm) otobüsle seyahat ettiği ihbarı yapıldı.

    JANDARMA, ARACIN ŞÖFÖRÜ İLE TELEONLA KONUŞTU

    Operasyon için en uygun yer olarak belirlenen Samsun Otobüs Terminali'nin jandarma bölgesine girdiği için bu haber askeri yetkililere bildirildi. Alınan bilgiye göre jandarma yetkilileri, plakası saptanan otobüse telefon açıp şoförle konuşarak bulundukları mevkii hakkında bilgi aldı. Şoförün inecek ve binecek yolcu olmadığı için Samsun Otobüs Terminali'ne girmeyeceğini söylemesi üzerine konu hakkında bilgi verilip, aracın otogarda kendi firmalarına ait perona yanaşması istendi.

    YERİNDEN KIMILDAYAMADI

    Bu sırada jandarma, Ogün Samast'ın seyahat ettiği otobüs firmasının peronunda önlem aldı. Saat 22.30'da otobüs perona yanaşıp kapılarını açtığında, önce sivil kıfayetli, ardından da resmi kıyafetli jandarma içeri girerek 21 numaralı koltukta oturan Ogün Samast ile şüphe üzerine yanında ve arkasındaki koltukta oturan 2 kişiyi hareket etmelerine fırsat vermeden yakaladı.

    GÖRGÜ TANIĞI: JANDARMA ÇOK SERİ DAVRANDI

    Samsun'dan İstanbul'a gitmek üzere otogara gelen Tahsin Şener adlı yolcu, hemen yanıbaşında gerçekleştirilen bu operasyonu saniye saniye izledi.

    Şener, otobüsünün hareket saatini beklerken çevresinde anlam veremediği bir hareketlilik yaşandığını, kısa süre sonra perona yanaşan otobüse önce sivil, ardından da resmi kıyafetli jandarmaların seri bir şekilde girdiğini söyledi. Güvenlik güçlerinin direnmesine fırsat tanımadan Ogün Samast ile şüphe üzerine yanında ve arkasında seyahat eden 2 genci etkisiz hale getirdiğini belirten Tahsin Şener, “Jandarma çok seri hareket etti. Bu kişiler kaçmaya çalışmadı. Sakin bir şekilde indirildi. Ardından çevreleri güvenlik güçleri ile sarılarak götürüldü” dedi.

    KATİL ZANLISI OGÜN SAMAST FUTBOL OYNAMIŞ

    Gazeteci Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın, Trabzon'da 2. Amatör Küme Takımı Yenipelitlispor'da bir süre futbol oynadığı belirlendi.

    Düzköy ilcesi nüfusuna kayıtlı olan ve Trabzon'un Pelitli Beldesi'ndeki afet evlerinde oturan Ogün Samast'ın, Yenipelitlispor'da, 2004-2005 sezonunda bir süre futbol oynadığı belirtildi. Kulüp tarafından 17 Eylül 2004 tescil tarihli lisans ile kadrosunda bulundurduğu Ogün Samast'ın, daha sonra disiplinsiz davranışları nedeniyle takımdan gönderildiği öğrenildi.

    Bu arada, tanıdığı kişiler, Pelitli'deki Ahmet Can Bali Lisesi'ndeki eğitimini yarıda bırakan Ogün Samast'ın, bir işinin olmadığını ve zamanın büyük bir bölümünü mahalledeki internet kafelerde geçirdiğini söylediler.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/5812798.asp?m=1&gid=112&srid=3428&oid=1
     
  3. akçakaya
    Offline

    akçakaya Üye

    Katılım:
    28 Eylül 2006
    Mesajlar:
    484
    Beğenileri:
    28
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul
    çocuk daha 17 yaşında.Bütün geleceği mahfoldu..
    Belliki beynini yıkamışlar.Çok yazık..
     
  4. N-aim
    Offline

    N-aim Üye

    Katılım:
    4 Ocak 2006
    Mesajlar:
    494
    Beğenileri:
    27
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    Adana
    Bu iş ya Amerkikalıların yada ermenilerin başının altından çıktı.Şöyleki ermeniler Hrant Dinkin ölümü onların lehine Türkiyenin aleyhine olacak ve lobileri daha etkili olacak.diğer seçenekte amerika.amerika Türkiye'nin son zamanlarda ırak ve pkk konusunda fazlaca sesini yükseltmesi sonucu gündemi başka yere çekip Türkiyeyi bu işten uzak tutmak.
     
  5. boxer
    Offline

    boxer Üye

    Katılım:
    27 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    372
    Beğenileri:
    56
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    istanbul
    Ogün Samast'ın antrenörü de çok zayıf bir karaktere sahip olduğundan bahsetti ayrıca 17 yaşında olmasına rağmen alkol , esrar kullandığından ve çok agresif olduğundan bahsetti.
    Ogün de polis sorgusunda Dink'in şu sözlerini cinayetin sebebi olarak gösteriyo "Ben Türkiye'de yaşıyorum fakat Türk değilim Türk kanı pis kandır."Acaba Dink bu sözleri gerçekten söyledi mi?
     
  6. sarc4stic
    Offline

    sarc4stic Özel Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2005
    Mesajlar:
    3.239
    Beğenileri:
    2.261
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Satış Temsilcisi
    Yer:
    Istanbul
    Eğer o lafı söylediyse öldürülmesini hoş mu görmeliyiz yani?
     
  7. bukatto
    Offline

    bukatto Üye

    Katılım:
    4 Ekim 2006
    Mesajlar:
    452
    Beğenileri:
    122
    Ödül Puanları:
    53
    Yer:
    Ankara
    şayet hrant dink eğer böyle bir cümle kurduysa, öldürülmesi hoş görülmez belki ama, milliyetçi olan herkesi tahrik edici bir cümle olur ifade diyebiliriz herhalde.

    ama dediğim gibi, hrant dink eğer gerçekten söylediyse bu cümleyi.
    tv. leri izliyorum ama daha rastlamadım böyle bir cümle kurdu diyen kanala.
     
  8. boxer
    Offline

    boxer Üye

    Katılım:
    27 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    372
    Beğenileri:
    56
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    istanbul
    Eğer bu sözleri söylediyse bence ölümü haketmiş.
     
  9. sarc4stic
    Offline

    sarc4stic Özel Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2005
    Mesajlar:
    3.239
    Beğenileri:
    2.261
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Satış Temsilcisi
    Yer:
    Istanbul
    Yani eğer demişse, milliyetçi birinin kendini kaybedip, lafı söyleyen kişiyi öldürmesi anlaşılabilir? Bu işler böyle çözülür yani? Tahrik olmuş sonuçta?

    Edit: Tamam cevabımı aldım, "ölümü haketmiş".

    :x
     
  10. hernan77
    Offline

    hernan77 Üye

    Katılım:
    11 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    954
    Beğenileri:
    181
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    sağlık teknisyeni
    Yer:
    izmir
    herşeyi nedense dış güçler planlar....

    bu ülkede herşey güllük gülistanlıktır ve dış güçlerde bu güzel, huzurlu ortamı bozmak için ellerinde geleni yapmaktadırlar...klasik türkiye mantığı. pkk vardır çünkü bunun nedeni dış güçlerdir, biri kalkar rahip vurur bunun sebebi dış güçlerdir, gazeteciler öldürülür sebebi dış güçler...bizler ülke ve devlet olarak hiç ama hiç suçlu değilizdir.

    eğer senin ülkende bataklık varsa orada sivri sinekler kolaylıkla ürer. yıllar boyu doğuda var olan bir halk yok sayıldı sonuç: pkk doğdu.

    gazeteler ve tv ler türkiye misyonerlerin eline düştü dedi sonuç: bir rahip öldürüldü, sen kalk adamların ülkelerinde cami yap, etrafındaki insanları müslümanlığa çağır bunda bir sorun yok. adam senin ülkende kendi dinini yaymaya çalışınca tu kaka. sen de aynı şeyi onun ülkesinde yapıyorsun.

    bu topraklarda türkler var olmadan evvel başka halklarda yaşıyordu. bu halklardan bir tanesi de ermenilerdi. 1915 yılında enver ve talat paşaların turancılık hayalleri koskocaman bir imparatorluğun çökmesine sebep verirken birçok acının yaşanmasına da neden oldu. ermeniler yerlerinden yurtlarından oldular. birçoğu zorunlu göçe maruz kaldı. o dönemde doğru düzgün yol yok, araç yok. çok basit hastalıklardan birçok insan ölebilmekte...sonuç: birçok ermeni yollarda ya hastalıktan öldü yada onlara saldıran eşkiya çetecileri tarafından öldürüldü.

    ve topraklar üzerinde bir avuç ermeni kaldı. hrant dink'te onlardan bir tanesiydi. bu toprakları terk etmedi yada edemedi çünkü o buraya ait olduğunu biliyordu. o herşeye rağmen bir türkiye sevdalısıydı. o bizden birisiydi. kendisinin öteki olarak gösterilmesi onu herzaman yaralıyordu. öyleki askerde kendisine rutbe verilmemesi sebebiyle kendi anlatımıyla gizli bir yerde 2 saat ağlamıştı. o barışın, kardeşliğin, birlikteliğin simgesi idi. bu topraklarda dile kolay binlerce yıl birlikte yaşamışlığımız vardı.
    ama bizler na yaptık. binlerce yıl birlikte yaşadıklarımızı görmezlikten geldik. onların kimliklerini başkalarına hakaret olarak kullandık. 'ermeni dölü...gb'. şimdi onlar başka topraklarda bizlere karşı nefretlerini kusarken onlarında haklı olabileceklerini neden düşünmüyoruz. benim doğduğum bölgede dedmler, nenemler anlatırdı ermenilerin varlığını ama şimdi hiçbirisi yok. kimi lübnanda, kimi suriyede, kimi fransada, kimi amerikada...ve hepsinin yüreğinde bizlere karşı nefret var. neden...ha birde ülkeleri var yanı başımızda ama bizler o bir avuç ülkeden dahi korkuyoruz bizi bölecekler yok edecekler, topraklarımızda gözleri var diyerek.

    eğer bu topraklarda huzur ve barış isteniyorsa aşarı milliyetçi söylem ve dil terk edilmek zorundadır. artık çağ, insanların başına vur sessiz kalsınlar, sindirilsinler çağı değil. insanlar birbirilerini kilometrelerce uzakta dahi olsa bulup birlik olabilmekte, kültürlerini. dillerini yaşatabilmektedirler. yıllarca kürt halkından korkuldu yok sayıldılar ama çoğunuz farkında bile değilsiniz adamlar kendi dillerini yazı dili haline getirdi, alfabelerini oluşturdu ve yüzlerce kürtçe içerikli site, kitap vs. oluşturuldu, yazıldı. türkiyenin yapması gereken tüm vatandaşlarına türk, kürt, alevi, sünni, ermeni eşit uzaklıkta durmak olmalıdır. yoksa ülke kurulduğundan beri var olan bölünme korkusuyla bu ülke muassır medeniyetler seviyesine çıkamaz. ve çağımızda hiçbir ülke kendini tecrit edip varlığını sürdüremez.......
     
  11. hernan77
    Offline

    hernan77 Üye

    Katılım:
    11 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    954
    Beğenileri:
    181
    Ödül Puanları:
    53
    Meslek:
    sağlık teknisyeni
    Yer:
    izmir
    millet olarak tahrik edilmeye ne kadar açığız. allah aşkına arkadaşlar, hepiniz az çok okur yazarsınız, internet ile aşinalığınız var. biraz araştırın, okuyun. kulaktan dolma bilgilerlen başkalarını suçlamayın. adamın yazdığı makale ermenni diyasporasına yönelik ve söylediği şey de şu: bırakın türk düşmalığını, bu sizin ,yani ermenilerin, kanınızı zehirliyor. o kanınızı zehirden, türk düşmanlığından, kurtarın ve adam bu sözleri sebebi ile türkiyede türklüğe hakaretten yargılanıp ceza aldı. en geri zekalı bile bu lafların türklüğe hakaret olmadığını anlar.
     
  12. bukatto
    Offline

    bukatto Üye

    Katılım:
    4 Ekim 2006
    Mesajlar:
    452
    Beğenileri:
    122
    Ödül Puanları:
    53
    Yer:
    Ankara
    sarc ne demek istediğimi anlayarak mı soruyorsun bu soruları?

    aklı esen birinin, gidip bir insanı öldürmesi beni ilgilendirmiyor.

    zaten, böyle konuştuysa ölümü haketmiştir diye bir şey de yazmadım.

    sadece tahrik edici dedim.

    bu sözleri söylemesi (-ki söylediyse eğer) seni tahrik etmiyorsa o da senin sorunundur.

    dimi?
     
  13. bukatto
    Offline

    bukatto Üye

    Katılım:
    4 Ekim 2006
    Mesajlar:
    452
    Beğenileri:
    122
    Ödül Puanları:
    53
    Yer:
    Ankara
    hernan herşeyi sen biliyorsun dimi?

    senin okuman yazman varmı acaba?

    bu başlık altında bu adam böyle konuştu diyen varmı?

    boxer in, zanlının söylediğini İDDİA ETTİĞİ bir cümle hakkındaki düşüncelerimizi belirttik.

    ortada hrant dink i şuçlayan birine ben rastlamadım.

    diğer birkaç başlık altında da böyle ukalalık yaptığına şahit oldum. mod arkadaşlar uyarıyormu bilmiyorum ama ben çok rahatsız oluyorum senin bu söylemlerinden.

    hepimiz okur yazarız. en azından ben. bilmeden araştırmadan bu forumda yazı yazıp kendimi küçük duruma da düşürmem.

    yazılarındaki çıkışların rahatsız edici nitelikte hernan77.
     
  14. sarc4stic
    Offline

    sarc4stic Özel Üye

    Katılım:
    19 Nisan 2005
    Mesajlar:
    3.239
    Beğenileri:
    2.261
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Satış Temsilcisi
    Yer:
    Istanbul
    Sorduğum soruların cevabını biliyorum tabii ki. Sadece duymak istiyorum. Tahrik olmak ayrı, birini bundan dolayı vurmak(daha doğrusu öldürmek) farklı. Her tahrik olan cinayet işlese nüfusumuz bu kadar olmazdı herhalde? Zaten mesajım senden çok boxer'a idi, o da "ölmeyi haketti" dedi, cevabımı aldım yani.

    Herkesin tepkisi farklı olur, biri bana gelip(tahrik amaçlı) "Türk kanı kirli" dese, "He aslanım tabii" der çeker giderim, niye kaale alma gereği duyayım? Buna karar verecek biri mi? Hayır, o zaman? Hele bunun için birini vurmak?

    2007 Türkiyesi böyle mi olmalı?
     
  15. bukatto
    Offline

    bukatto Üye

    Katılım:
    4 Ekim 2006
    Mesajlar:
    452
    Beğenileri:
    122
    Ödül Puanları:
    53
    Yer:
    Ankara
    tabiki böyle birine, "he tabii öyledir" deyip çekip gitmek en mantıklısı. ama tahrik olup vurdum diyor işte adam?

    arkasında başka güçler mutlaka vardır. ama polise verdiği ifadesi "tahrik oldum, vurdum" şeklinde.

    bireysel bir eylemse eğer bu, tahrik olma derecesi kişiden kişiye değişiyormuş demekki demekten başka bir şey kalmıyor biz insanlara.

    bu olay olmamalıydı tabiki.
     
  16. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Hernan'ın yazdıklarının her kelimesine olmasa bile büyük bir bölümüne katılıyorum, oldukça kültürlü, düşencelerini akıcılıkla ifade eden bir arkadaş.
    "Neler saçmalıyorsunuz" derken ki çıkışına katılmamakla birlikte, liberal bir bakış açısıyla fikirlerini efendice ifade ediyor.
    Neden bir insanın fikirlerini ifadesi bu derece rahatsızlık uyandırıyor anlayamadım, sizden farklı olduğu için mi?
    Hernan'ın dedikleri sağ görüşte bir insana çok aykırı gelecektir tahmin ediyorum, ancak kendine aykırı bir fikri susturmak değil, bu fikre antitez üretmek marifettir, ya da hiç kaale almayarak cevaplamamak mümkündür.
     
  17. sahmat
    Offline

    sahmat Üye

    Katılım:
    28 Kasım 2006
    Mesajlar:
    159
    Beğenileri:
    6
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    ...
    Aksam Gazetesi pazar ekinden... Mahir Kaynak


    "Amaç, Türk-Kürt çatışmasını tetiklemek
    Gazeteci Hrant Dink, 10 Ocak tarihli son yazısının başlığını 'Ruh halimin güvercin tedirginliği' koymuştu. 'Türk düşmanı olarak meşhur edildiğini' ve tehditler aldığını yazdı 10 gün sonra o tedirgin güvercin uçarak ayrıldı aramızdan

    19 Ocak 2007 saat 15.00 civarı İstanbul'un en merkezi semtinin en kalabalık caddesinde üç el silah sesi duyuldu. Gazeteci Hrant Dink sahibi ve başyazarı olduğu Agos Gazetesi'nin önünde; katilinin gözlerine baktı mı bilinmez, son nefesini verdi. Biri beraat, biri 6 ay hapisle sonuçlanan iki Türklüğe hakaret davası vardı. İki de devam eden dava. 'Ermeni Diasporasının sözcüsü' olduğunu iddiaya varan suçlamalarla karşı karşıya kaldı ama Diaspora Ermenileri de onun söylediklerinden hoşlanmıyordu. Yaşasaydı, Fransa'ya gidip 'Ermeni Soykırımı olmamıştır' diyecekti. 'Orada değil, Fransa'da yaşa önerilerini' hep reddetti, doğduğu ülkede yaşamak, torunlarını büyütmek istiyordu. Ona sıkılan kurşunlar bizi de vurdu. Çünkü fikirlerine katılın ya da katılmayın o, 'düşünce özgürlüğüne inanan aydınlık Türkiye'yi' temsil ediyordu. Yakın arkadaşı Gazeteci Nazım Alpman diyor ki 'Uzun boylu hani nasıl derler babayiğit bir adamdı. Çizgisinde ne kadar belkemikliyse, dilinin de o kadar kemiği yoktu ' Tanısın tanımasın, düşünceye saygısı olan herkes üzüntüsünü ifade ederken Oktay Ekşi'nin sözlerinin altını kırmızı kalemle çizdik: 'Dünyada kurşunla öldürülmüş hiçbir düşünce yoktur.' Belki buna eklenecek şöyle bir cümle olabilir: 'Buna Türkiye'de çok kez teşebbüs edildi, maalesef ' Yakın tarihimizin sayfalarını şöyle hızlıca karıştırdığımızda, yeni yılın ilk ayı olduğu için daha bir umutlu olmayı hayal ettiğimiz ocak ayının olduğu sayfaya bir kara işaret daha eklediler. 24 Ocak'ta Uğur Mumcu'yu ve Gaffar Okkan'ı, 31 Ocak'ta Muammer Aksoy'u aramızdan çekip alan, arkalarında kalan boşluktan fayda sağlamayı hayal edenler bir boşluk daha kattılar aramıza.

    Bu sayfaların baskıya girdiği anlarda meşum saldırının üzerinden henüz bir gün bile geçmemişti. Siz bu yazıyı okurken de muhtemelen soruşturmada bazı aşamalar kaydedilmiş olacak. Bunun için, henüz olay çok sıcakken Hrant Dink'e o silahın kim tarafından, nasıl sıkıldığından ziyade 'bu suikastın arkasında ne var ve Hrant Dink'in seçilmesi neden manidar?' sorularını Emekli MİT'çi Mahir Kaynak'a sorduk. Mahir Kaynak, dikkatleri bir Ermeni- Türk çatışmasından ziyade Kürt-Türk çatışmasına çekiyor

    Haberi duyduğunuzda ilk yorumunuz ne oldu?

    Bir provokasyon olduğunu ve bugünkü konjonktüre uygun olduğunu düşündüm hemen. Çoğu kimse değerlendirme yaparken 'Pek çok ülkenin gündeminde Ermeni tasarıları var, bunları etkilemek için böyle bir provokasyon yapılmıştır. Türkiye'yi güç duruma düşürmek istemekteler' dedi. O zaman şu sorunun da cevabını vermek gerekir: Neden 90 küsur sene evvel yapıldığı söylenen bir soykırım bugün dünyanın gündeminde ilk sıralara taşındı? Bunun bugünle ilgisi var mı?

    Siz söyler misiniz, ne ilgisi var?

    Asıl amaç Türkiye'yi önce soykırımcı olarak tanıtmak. Daha sonra Türkiye içerisinde bir iç çatışma yaratılırsa, mesela bir Kürt-Türk çatışması, Türkiye'nin yapacağı her müdahale dünya tarafından bir soykırım olarak algılanacaktır. Bunun zemini hazırlanıyor. Ermeni tasarılarının üzerindeki ısrarın nedini bu. O bakımdan Hrant Dink'in öldürülmesinin Türk-Ermeni meseleleriyle ilgisinin sınırlı olduğunu, asıl projenin daha geniş kapsamlı olduğunu düşünüyorum.

    Nedir asıl proje?

    Dünyada, Türkiye kendi soyundan gelmeyen insanlara karşı acımasız davranıyor şeklinde bir imaj yaratıldı. Bugün Ermeni'yi öldürürseniz yarın da Kürtleri öldürürsünüz gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor. Burada bir şeye daha dikkat çekmek lazım, geçen hafta yapılan 'Türkiye Barışını Arıyor' konferansından sonra emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'in Türkiye'de pek duyulmamış biçimde; bütün soylara karşı toleranslı beyanatlar vermesi, ırk temeline dayalı analizleri hiçbir biçimde yapmaması, olumlu bir tepki oluşturdu, kabul gördü. Bu imaj şimdi birdenbire yıkıldı.

    SUİKASTLAR İKTİDARI YIPRATIR

    Dink suikastının mevcut siyasi iktidar üzerindeki etkisi nasıl olacaktır?

    Suikastlar iktidarları yıpratır. İktidar üzerinde olumsuz etkisi olacağı açık. Bu suikastlara dikkat ederseniz dünya konjonktürüyle uyumludur. Mesela sağ-sol çatışması varsa buna göre, laik-İslamcı çatışması varsa da buna göre birileri öldürülür. Yani suikastlar siyasetin bir parçasıdır. Şunun için söylüyorum: Şahsi kızgınlık gibi, öldürülen kişinin davranışlarına yönelik bir saldırı değildir. Bu cinayetler siyaseti etkilemek için yapılıyor. Ben etkilemek istedikleri siyasetin, Türkiye'nin bölgede yapması muhtemel operasyonlardaki konumunu zayıflatmak olduğunu düşünüyorum.

    Bölgemizde bir etnik karmaşa var ve buna uygun olarak da etnik bir isim seçildi öyle mi?

    Evet, bir etnik isim seçilmiştir ve bu isim Ermeni olabilir ama unutmayın bir Ermeni-Türk çatışması gündemde değil. Gündemde olan ve gündeme taşınmak istenen bir başka şey var; bir Türk-Kürt çatışması tezgahlanıyor. Bu, oraya aksedecektir. Bu suikastın yansımaları bu alanda olacaktır.

    Tam da Kerkük'ün statüsünün, Kuzey Irak operasyonunun tartışıldığı, hatta konunun Meclis'e getirildiği hafta içinde olması tesadüf değil öyleyse?

    Kuzey Irak'a girdiğinizde, adına PKK deseniz bile bu bir Kürt-Türk çatışması olarak algılanacaktır. Oradaki çatışmalar muhtemelen Türkiye'nin içine doğru da yansıyacaktır. Bu suikast Ermeni-Türk ilişkileriyle alakalı değil Kürt meselesiyle ilgili. Ve bana göre de Batı kaynaklı bir operasyondur.

    Bu eylemin ardında aşırı Türk milliyetçisi bir hareket olabilir mi?

    Bu hareketin arkasında bir ülkücü beynin olduğunu düşünmüyorum. Ama tetikçi her zaman şartlara uygun olarak seçilir. Dink'in yazılarını gördükten sonra, o istikamete çevirmek için ülkücü kimlikli birinin seçilmiş olması muhtemel. Tetikçinin kimliği hiçbir zaman siyasi anlam taşımaz.

    Suikastlar sürecek mi sizce?

    Suikastların devam edip etmeyeceğini değil ama operasyonların süreceğini söyleyebilirim. Bu bir başlangıç, Türkiye'ye yönelik bu operasyon devam edecek ancak ne şekilde devam edeceğini şu anda kestirmek mümkün değil."

    Aksam pazar ekinden...
     
  18. izzet
    Offline

    izzet Üye

    Katılım:
    28 Aralık 2005
    Mesajlar:
    510
    Beğenileri:
    27
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    ogrenci
    Yer:
    Body_Land
    Re: herşeyi nedense dış güçler planlar....

    bu yazdiklarinin altina hic cekinmeden imzami atarim
    ben buna benzer bi yazi yazmayi dusunuyordum ama sen benim dusuncelerime coktan yaziya dokmussun
    bi sey daha eklemek isterim
    bunun sorumlusu az veya cok katkisi olan MEDYA ve DEVLET timizdir..adami yargilayan önümüze cikartan onlar degilmiydi???
    vatan haini turk dusmani olarak gostermedilermi?
    ayni ugur mumcu abdi ipekci ve metinler gibi
    bazi kendini bilmez insanlar sana laf vurmus ama boyleleri yuzunden bu ulke bu hale gelmedimi??
     
  19. izzet
    Offline

    izzet Üye

    Katılım:
    28 Aralık 2005
    Mesajlar:
    510
    Beğenileri:
    27
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    ogrenci
    Yer:
    Body_Land
    [​IMG]
    Hrant Dink yalnız mı? HAYIR.
    Benim de söyleyecek sözüm var!


    ''Elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. 4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan halkın bu olanlarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyoruz''. 21.07.2006 AGOS, Hrant Dink
    KATILIYORUM, BU SÖZLERİN ALTINA İMZAMI KOYUYORUM, BU DAVADA BEN DE SANIK OLARAK YARGILANMAK İSTİYORUM.
    25.09.2006: Şanar Yurdatapan(Müzisyen), Prof. Taner Akçam, ... ...
    Uzun telefon konuşmalarıyla zaman kaybetmemek için kampanyayı Taner Akçam'la birlikte açıyor ve herkesi katılmaya çağırıyoruz.
    Olay hakkında özet bilgi:
    AGOS gazetesi yazarı ve yönetmeni Hrant Dink hakkında "Kerinçsiz" grubunun yaptığı ihbar üzerine bir dava daha açıldı.
    Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Agos Gazetesi'nin 21 Temmuz 2006 tarihli nüshasında yayınlanan ''301'e karşı 1 oy'' başlıklı haberde Hrant Dink'in Reuters haber ajansına verdiği demeçte kullandığı şu sözler yeralıyor:
    ''Elbette bu bir soykırımdır diyorum, çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. 4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan halkın bu olanlarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyoruz''.
    Savcı, Dink'in bu sözlerle Türklüğün aşağılandığı görüşüyle Hrant Dink ve Agos Gazetesi'nin yöneticileri Arat Dink ile Serkis Seropyan'ın TCK'nın 301. maddesi uyarınca 6 ay ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
    Bilindiği gibi, Hrant Dink hakkında bir başka yazısından ötürü açılan davada 6 ay hapis cezası verilmiş ancak ertelenmişti. Bu karar Yargıtayca onaylanarak kesinleştiğinden, yeni dava ceza ile sonuçlanırsa Dink, ertelenmiş olan eski cezayı da çekecek.

    Sivil itaatsizlik hakkında özet bilgiler:

    1995 yılında Yaşar Kemal'in yargılanmasıyla oluşan "Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim", hiç ayırım yapmaksızın her görüşten düşünce suçlusunun yanında yeraldı.
    7 kitap ve 50'ye yakın kitapçıkta 200'ün üstünde suç(!?)a ortak olunan eylemlere 80.000'in üstünde insan katılarak kendini suçladı. Açılan davalar -biri hariç- beraatle sonuçlandırıldı ve temyiz edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açılan davalardan ikisi sonuçlanma aşamasında. Yeni TCK'nın 22 maddesinin çiğnendiği ve 20 kişinin katıldığı son sivil itaatsizlik eyleminde ise savcı takipsizlik kararı verdi. Oysa Düşünceye Özgürlük 1995-2006 adlı kitapçıkta yeralan 31 paragrafın hepsi de suçlanmış, çoğu hüküm giymiş hatta bazıları da (Hrant Dink'in yazısı gibi) Yargıtayca onaylanmış suç(!?)ları içeriyordu. 22971 numaralı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nurten Altınok'un bu keyfi kararına itirazımız şu anda hazır, katılımcılar tarafından imzalanıyor. Süresi dolmadan mahkemeye itirazda bulunmaktan başka, kendisini de "görevini yapmadığı ve tanık olduğu bir suç(!?)a göz yumduğu için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ediyoruz.

    Bir işe yarıyor mu?

    En yakıcı ve kafa karıştırıcı soru bu. Bazı arkadaşlarımız "Devlet bu, bir yolunu bulup sıyrılıyor, çabamız, emeğimiz boşa gidiyor" düşüncesine kapılıyorlar.
    Evet, sıkıştıkça hukuk dışı, hatta keyfi uygulamalarla işi kapatmaya uğraşıyorlar.
    Bizim yaptığımız iş, hani basketbol maçlarında duyduğumuz "Baskısıyla rakibini faul yapmaya zorladı" durumuna çok benziyor.
    Devletin anti demokratik ve çoğu kez keyfi davranışlarına karşı oluşturduğumuz baskı, onu sık sık "faul yapmaya" zorluyor.
    Yaptığı her faul sonunda biraz daha hukuk dışına düşüyor.
    Biz ısrarla "hukuk" zemininde kaldıkça ve yapılan hukuk dışı uygulamaları ısrarla zapta geçirdikçe çember daralıyor.
    Nereye kaddar kaçabilecekler? Yolun sonu Strasburg ve o da çok yaklaştı.
    Evet, yorucu, bıktırıcı, bezdirici bir mücadele ve işe gerçekten yarıyor, kuşkumuz olmasın.
    benimle yaşıt olanlar, ilkokul okuma kitaplarında yeralan "Süt kavanozuna düşen fareler" öyküsünü anımsayacaktır.
    Süt dolu bir kavanoza düşen iki fareden biri ümitsiz kalarak kendini bırakıp boğulurken, öteki yılmadan uğraşır, çırpınır.
    Sonunda sütün üstünde kaymak oluşturur ve onun üstüne çıkarak sağ kalmayı başarır.
    Bize okulda böyle güzel şeyler de öğretirlerdi.


    http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=9&ArsivAnaID=35390
     
  20. boxer
    Offline

    boxer Üye

    Katılım:
    27 Temmuz 2006
    Mesajlar:
    372
    Beğenileri:
    56
    Ödül Puanları:
    0
    Yer:
    istanbul
    Ben Dink bu sözleri söyledi demedim.Ogün'ün sorgusunda Dink'in bu sözleri söylediği için öldürdüğünü söyledim.Hatta Dink bu sözleri söylemiş olabilir mi dedim.
     
Konu Durumu:
Mesaj gönderimine kapalı.

Sayfayı Paylaş