Tabiki verebilirim. Ama önce açıklayarak size de izahını göstereyim. Konuşmamı olabildiğince sade yazmaya çalışacağım.
Vücutta en önemli kaynak proteinlerdir. Vücudun antikorları, makrofajları, lökosit hücreleri, trobosit hücreleri, enzimleri hep protein yapıdadır. Dolayısıyla vücut kendi dengesini sağlarken proteinler üzerinden bir düzenleme gerçekleştirmektedir. Ayrıca vücuttaki böbrek, özellikle karaciğer ve pankreas gibi organları incelersek hepsinde protein ve karbonhidrat üzerine kurulu bir denge vardır. Mesela vücutta, sizlerin basit şeker diye tabir ettiği bal veya pekmez tarzı yiyecekler kan şekerini yerine getirir, spor sonrasındaki alındığında yarar sağlar. Ya da protein içerikli, riboflavin, D vitamini, niasin, tiamin gibi vitaminlerle de vücudun tuz ve metal dengesi sağlanır. Bunu yumurta, et, süt, peynir ve benzeri ürünlerle dengeye getirmek mümkündür. Fakat şimdi söyleyeceğim nokta asıl önemli olandır. Vücutta "eşik değeri" vardır. Somut olması için örnekleyim, kan tahlili yaptığınızda hdl, vdl, steroit gibi değerler bulunur. Bunların her birinin referans değerleri vardır. kanın normal şeker değerleri mesela 50-90 arasında olsun. hdl değeri de 45-49 arasında, diğerleri de bu şekilde. İşte standart olarak bu değerler arasında olması gereken değerlerimiz eğer ki böyle ürünler kullanılırsa muhakkak düşme veya yükselme gösterir. Ve bu değişiklik çok bariz, çok belirgin, kendisini çok açık olarak göstermektedir. Bu nedemektir ya? Bu, vücudun standar değerleri aralığını esnettiği için vücut dengesi otomatik olarak kaybolmaya başlar, kendisini yeni dengeye ayarlamaya çalışır fakat bunu başaramaz. Kendi standart haline yani şeker için 50-90, hdl için 45-49 arasına getirmeye çalışır, vücudun görevli hücre ve organları buna uğraşır. Fakat bu halde vücut kendisini dengeye getirmeye çalışırken bilinmeyen birçok karmaşık olaya (komplikasyonun pasif haline) sebebiyet verir. Yani kısacası vücudun belirli değerleri vardır. Vücutta bu doğal yollarla düşer veya yükselirse bunu düzeltmek doktor tedavisiyle mümkün olur. Ama bu düşüşler yapay şekillerle yapılırsa o zaman sadece değerlerin düşmesi değil bunun gibi vücudun bilinmeyen bazı noktalarında(her birey için farklılık gösterecektir) da problemler gösterecektir. Eğer bu problemler akut durumda ise yani geçici ise mesele yoktur. Ama kronikleşirse(herkesin fizyolojisine göre bu durum değişir) o zaman işte korktuğumuz başımıza gelir.
Asıl olarak sizin sorunuza gelelim. Arkadaşlar sizlerin bahsettiği gibi bu ürünler sihirli değnek etkisinde değiller diyemeyiz. Bu sadece kas yapmada sihirli değnek değillerdir. Vücudun değerlerini değiştirmede sihirli değnektir. Fakat işin en önemli noktası bu ürünlerdeki kimyasallardır. Nasıl ki rakı metanolden yapılırsa insanı zehirler, etanolden yaparsa normal rakı özelliği gösterir. Steroitler de, protein takviyeleri de öyle. Kimyasal formülleri ile oynanan bazı ürünler vücuda hızlı takviye sağlayabilir, fakat bu kimyasal yapı vücudumuzun kimyasal yapısıyla sahte bir benzerlik gösterdiği için vücuda enerji verir, aslında vücud için toksik etki yapabilir.(Genelde besin takviyelerinin çoğu böyledir. Fakat bitkisel kaynaklı ürünlerin durumu daha farklıdır.) Vücudun dengesinde (kas hacminde değil, fizyolojik ahenginde) çok hızlı değişikliklere sebebiyet veren ürünler zaten kimyasal yapısı değiştirilerek elde edilir. Bunlar ise bize kazanç sağlarken kalıcı harabiyet veya zarar verebilir. Şimdi en basitinden size söyleyim, Türkiyede satılan bu ürünlerin hiçbir tanesi sağlık bakanlığının izniyle çıkmış değildir. Bazıları ise yasadışı olarak yurtiçine getirilir. Hele ki Çin kaynaklı olanlara dikkat! Türkiyede satışına izin verilenlerin hepsi tarım bakanlığının izniyle piyasadadır. Tarım bakanlığı ise kimyasal yapısıyla değil sadece ürünün ana maddeleriyle ilgilenerek kararı verir. Sağlık bakanlığı ise kendi kliniklerinde test eder, ürünü farmakolog, farmakognozik, kimyagerler tarafından inceler bu şekilde değerlendirir.
Vücudun standart değerleri arasında yükselme ve alçalma sağlayan ürünler normal ürünlerken bu standartları geçen ürünler çok güçlü yarar sağlaması yukarda yazdığım şekliyledir. Dolayısıyla da çok güçlü yararını kimyasal yapısındaki değişikliklerle sağlar. Kimyasal değişiklikler ise son derece tehlikelidir. Dış görünüşümüzü iyi yapalım derken iç bünyemizi harab etmemek lazım. Ama vücudun belirli değerlerini geçmesi dolayısıyla da büyük toksik etkiler gösterecektir. Bu toksik etkiler uzun yıllar sonra da olabilir aniden de, alerjik şekilde de olabilir. Sürekli tekrarladığım gibi her fizyolojiye göre değişir.
Tavsiyem, bu ürünleri kullanırken son derece dikkatli olmamızdır. Ya da asgariye indirmemizdir, mümkünse kullanmamaktır.
Kaynak olarak, Hacettepe ve Gazi üniversitesi Eczacılık ve Tıp Fakültesi yayınlarını özellikle G.Ü.Eczacılık fakültesi Farmakognozi anabilim dalı ve yayınlarını göstiyorum.
Biraz karmaşık olmuş olabilir. Fikir müşaveresine(alışverişine) devam ederiz.
Saygılarımla...
Genişletmek için tıkla...