arnold'un zamanı ile bugünkü spor dünyası arasında bayağı farklar var...
örneğin biz ,gençken ahmet enünlü 'nün ,parolay atan, mehmet gökçen vb "günlük yiyecek listesi "gazetelerde çıkardı 1970 lerde durum feciydi:
kangal sucuk, tereyağ, süt ,bal (kavanozla) vb vb...
eski vücutcu arkadaşlar "teker kaşar yer, çömlek yoğurt tüketirlerdi..." ((
-----------------------------
herşeyden önce arkadaşların şunu anlamaları çok önemli:
"sindirim " neticede bir biokimyaal reaksiyon "serisi...
durum böyle olunca ,aşağıdaki basit parametrelerin kendiliğinden gündeme gelmesi gerekir...
**reaksiyona tepkimeye girecek malzemelerin miktarları
**reaksiyona girecek ,malzemelerin temas yüzeyi
**tepkimeyi oluşturacak sıvıların konsantrasyon düzeyleri
vb vb
yani ,siz "eti sisndirmek "istiyorsanız ,amacınız bu ise sıvı salgılarını seyreltmiyecek, konsahntrasyonlarını düşürmeyecek, tepkimeye girecek maddelerin temas yüzeylerini maksimum oranda sağlamak zorundasınız...yani , "etin parçalanması, temas yüzeyinin fazla olması , hcl konsantrosyonunun yüksek olması ,pepsinlerin et parçaları ile daha fazla oranda tepkimeye geçebilmeleri vb vb"
etin hazmı zordur, insanın sindirim sisteminin buna pek uygun olmaması nedeniyle...etoburlara göre "bağırsak ,mide,salgı ,diş sistemi son derece farklıdır"...
bu nedenle, eğer eti tam anlamıyla absorbe etmek istiyorsanız, bunu başka besinler ile karıştırarak kontamine etmek, sindirim verimini anormal derecede düşürür...
müskünse, farklı öğünde tüketmek en doğrusu...)
ancak, insanlar pisboğazlıkları, damak tadı,zaman azlığı ve bir de endüstrinin etksisiyle midelerini "çöp makinasına "çevirmekten haz alırlar...(((
kalsiyumun , kemiklerde absorbisyonu konusu ,beslenmeden çok "hormonsal "bir durumdur...)
Genişletmek için tıkla...