Bol Proteinle Beslenme

Beyler Prof. Dr. Ahmet & Elmas MARANKİ'nin Şifalı Bitkiler kitabında proteinlerle ilgili okuduğum bi yazıdan sonra proteinle ilgili fikir ve düşüncelerim büyük ölçüde değişti. Bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

Proteinler

Yağların ve karbonhidratların tüketilmelerine yardımcı olan aracı maddelerdir. Vücudun sağlıklı tutulmasını sağlayan maddeler, destekleyici ve koruyucu özelliktedir. Proteinler vücudun yapı malzemeleridir. Çocuklarda ve gençlerde kasların büyümesini, yenilenmesini ve tamirini üstlenirken, yaşlılarda ise vücudun tamirini ve eskiyen kısımların yenilenmesini sağlarlar.
Hayvani ve nebati olmak üzere iki çeşit protein vardır. Et, balık, yumurta,süt ve süt mamulleri hayvani protein, kuru yemişler ve kuru erzak adı verilen bakliyat ve hububatta nebati proteinlerdir. Et, balık, yumurta ve süt kasların yapımı, tamiri ve yenilenmesi için faydalıdır. Bebekler, hamile ve emzikli kadınlar için iyi birer protein kaynağıdırlar.
Ağır bir hastalıktan sonra nekahet devresine girmiş olan hastalar için çok faydalıdır. Nohut, fasulye, mercimek gibi hububatlar ise, vücudun tamirini sağlarlar.İhtiyaçtan fazla protein alınmaması gerekir. Fazla protein alımı, böbrekler ve karaciğerin kapasitesinin üzerinde çalışmasını sağlar. Bu nedenle organlar çabuk yıpranır. Protein içerikli besin maddeleri, vücudumuza bir süre için canlılık verir çünkü bu maddeler metabolizmamızda toksinlere dönüşür. Yetişkin bir insanın, geleneksel fizyolojinin dayattığı protein miktarına neden gerek duymadığını gösteren asıl kanıt anne sütüdür.
Anne sütü yüzde 2'5-3 oranında protein ihtiva eder ki bu oran yeni bir insan vücudu için gereken orandır.
İnsan beslenmesindeki gerçeği öğrendiğinizde fizyologların, insanlara bilinçsizce standart bir protein miktarı dayatarak nasıl bir yanlışlığa neden olduklarını sizde göreceksiniz.
Mukus ve tüm toksinlerden arınmış bir vücut, minimum bir proteinle(meyvede mevcuttur) en yüksek enerjiye ve dayanıklılığa erişmektedir.
Protein ağırlıklı besinler konusundaki yanılgının ne anlama geldiğini Hipokrat'ın şu sözleriyle ifade etmek mümkün:
"Hasta bir insana ne kadar çok besin verirsen, o kadar zarar verirsin."

Kaynak: Prof. Dr. Ahmet & Elmas MARANKİ Kozmik Bilim Işığında Şifalı Bitkiler


Not: Yazıyı bastan sona okumadan yorum yazmayın!!
​

 

Bunu forumda da birçok araştırmacı arkadaş belirtti zaten. Bol protein bol kas demek değildir. O yüzden kg*2 yi geçmeyin bunun yerine hacim için karbonhidratta artış yapınız deniliyor. 90-100 kg arkadaşlar bile 220 gr proteini aşmıyorlar.

Bünyeye göre değişebilir. Kimi aşar sorun olmaz kimi aşar sorun olur. Aşsanız da 6 ayda bir check-up yaptırarak değerlerinize baktırmalısınız.


Ben zayıflama diyetim sonrasında da hacim diyetim sonrasında da checkup yaptırdım. Doktor çok sağlıklısın maşallah sporcu musun dedi.

Sonra eve geldim hatta bizimkileri kandırdım. Böbreklerim çok zayıflamış proteini 1 ay doktor yasakladı dedim.

Babam abim annem hep bir ağızdan.

Biz sana dedik olum çok abarttın bak yediğin halt neler başına getirdi dediler PRoteinle kafayı bozdun dediler.

Sonra şaka dedim tabi

 

Ya zaten kgx2 proteinde bi klasik her yerde geçer bu, Ahmet Maranki fizyologların dayattığı miktar derken bunu kasdediyor olabilirmi? Çünkü toksinlerden arınmış bir vücudun minimum yani meyvede bulunan proteinle maximum enerji ve dayanıklılığa ulaşacağını belirtmiş ve bunu söyleyen Ahmet Maranki yanılma ihtimalı nerdeyse yok çünkü dünya çapında bir sürü başarıya imza atmış bi isim..

 

herşeyin azı karar çoğu zarar.....maranki gerçekten çok iyi