Beyaz Zehir Şeker....

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve Striker tarafından 10 Haziran 2009 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 8 üye.
  1. Striker
    Offline

    Striker Üye

    Katılım:
    26 Haziran 2007
    Mesajlar:
    290
    Beğenileri:
    53
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    Şeker uyuşturucu gibi, öldürüyor


    Şeker uyuşturucu gibi, öldürüyor!


    Bu öyle bir zehir ki her markette, bakkalda satılıyor. Bütün diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor. Hatta bu beyaz zehir çocuklara yediriliyor.

    British Medical Journal’da yeni yayınlanan bir makalede “Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır” diyor. Gözünüzün önüne yeğeninize, çocuğunuza “hediye ettiğiniz” çikolatalar, gofretler mi geliyor? İnsanı sigaraya, uyuşturucuya en yakınları alıştırır... Çocukları da “şeker isimli zehire” anne-babaları alıştırıyor en önce. Yeni Aktüel Dergisinde Anonim olarak yayınlanan bu nefis yazı çok önemli bir soruna parmak basıyor. Başta anne-babalar olmak üzere herkesin okumasında yarar var.

    Şeker uyuşturucu gibi… Öldürüyor!
    Bu öyle bir zehir ki her markette, bakkalda satılıyor. Bütün diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor. Hatta bu beyaz zehir çocuklara yediriliyor.

    British Medical Journal’da yeni yayınlanan bir makalede “Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır” diyor. Gözünüzün önüne yeğeninize, çocuğunuza “hediye ettiğiniz” çikolatalar, gofretler mi geliyor? İnsanı sigaraya, uyuşturucuya en yakınları alıştırır... Çocukları da “şeker isimli zehire” anne-babaları alıştırıyor en önce.

    Şekerin ettikleri
    Fazla şeker tüketmek kan şekerini çok çabuk artırıyor ve pankreas aşırı insülin salgılıyor. Buna “metabolik sendrom” deniyor. İnsülin, şekeri regüle ettikten sonra fazlasını yağ olarak depoluyor. Kan şekerindeki ani düşüş ise sürekli acıkma hissine ve yemeye yol açıyor.


    Diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine neden oluyor.

    Kan dolaşımıyla vücudun her tarafına taşınan şeker özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler ve bacağın üst kısmında toplanıyor. Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor.


    Bağışıklık sistemi zayıflıyor. Vücut soğuk, sıcak veya mikroplara karşı koyamıyor.

    Her yerde “şeker” var (Editörün notu: Her yerde kar var! –Adamo’nun atmışlı yıllara damgasını vuran unutulmaz şarkısının Türkçe adı-).

    Kek, pasta, baklava gibi tatlı yiyeceklerin içinde şeker olduğunu zaten biliyoruz. Tehlikeli olan gelişme, şekerin artık yerli yersiz neredeyse bütün hazır gıdaların içine koyulur hale gelişi... Bebek maması, mısır gevreği, sosis, mayonez, ketçap, pizza, hamburger ekmeği, kola, hazır meyve suyu gibi gıdalar şekerle tüketici gözünde daha çekici hale getiriliyor. Doğuştan tatlıya yatkınlığı olan insanoğlu da, farkında olmadan bu çekime kapılıyor ve satışlar artıyor. Gittikçe daha fazla satın alıyor, daha yiyoruz bu gıdaları.

    Çocuklar ve bebekler için çok sakıncalı
    Özellikle bebek mamasında bile şeker olması, çocukların beslenme zevkinin bir ömür boyu yanlış bir yolda gitmesine neden oluyor. Günümüzde artan aşırı şişmanlığını sorumlularından biri de bebekken tanışılan şeker olsa gerek. Bebek mamasında anne sütüne oranla yüzde 60 daha fazla şeker bulunuyor!

    Şekerdeki genetik risk
    Şekerle ilgili çok önemli başka bir tehlike daha var. Genetiğiyle oynanmış mısırdan “mısır şekeri” üretiliyor. “Nişasta bazlı sıvı şeker” de denilen bu “oynanmış” şeker, çikolata, gofret, gazlı içecek, baklava, mısır gevreği gibi endüstriyel gıdalarda en çok kullanılan şeker türü. (Editörün notu: Bu şeker türü çay şekerinden daha ucuz olduğu için gıda sanayinde yaygın olarak kullanılıyor. Mısır şekeri çok çabuk emildiğinden, daha çabuk acıktırıyor, daha çabuk metabolik sendrom oluşturuyor)

    Genetiğiyle oynanmış gıdalar ise, başlı başına sayfalarca yazı yazılabilecek bir konu. Doğal halinde değil, insan eliyle “oynanmış” genlere sahip yiyecekler yediğimizde, bizim vücudumuzda da genlerimizi ilgilendiren değişiklikler olabileceğinden korkuyor bilim adamları. Günümüzde yaygınlaşan besin alerjileri, kanser gibi rahatsızlıkların nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor mesela...

    Şekerin gizli isimleri
    Yiyeceklerin “içindekiler” listesinde şekerin farklı isimlerle gizlenmiş olduğunu görebilirsiniz. Bu isimler ne mi? Sakaroz, esmer şeker, mısır şurubu, nişasta bazlı sıvı şeker, dekstroz, sorbitol, mannitol, ksilitol, früktoz, meyve şurubu, glikoz, glikoz şurubu, bal, invert şeker, laktoz, maltoz, akçaağaç şurubu, melas, şeker şurubu, turbinado, amazake.

    Karacaoğlan’ın “zehir oldu yediğimiz şekerler” deyişi günümüzde daha bir geçerli...

    Orijinal yayın: Yeni Aktüel

    Alındığı kaynak: 04 Mart 2007 www.iyibilgi.com

    Editörün notu
    Gıda sanayi son yıllarda çok karlı bir alanı keşfetti. Çocuklar. Evet gıdacılar gofretler, kolalar, boyalı meyve suları, şekerli ekşimeyen yoğurtlar ve büyüttüğü ya da zekayı geliştirdiği iddia edilen paketlenmiş yiyecekleri ile bütün çocuklarımızı şeker bağımlısı yaptılar. Televizyonlarda 3-4 reklamdan biri çocuklara yönelik. Şekerli gıdalar ile sürekli insanları beyinlerini yıkıyorlar. Çocukların nerdeyse hiç biri bu yüzde doğru dürüst taze sebze ve meyve yemiyorlar. Bu nedenle vitamin ve mineral yetersizlikleri çok yaygın.

    Daha önce çocuklarda görmediğimiz Tip II diyabetin görülme yası 10'un altına indi. Yaşlılarda görülen osteoporoz artık gençlerde görülüyor. Hiperaktivite-depresyon-otizm adeta Bermuda üçgenine dönüştü. İçine düşen zor kurtuluyor. Sadece bunlarla kalmıyor. Aşağıda gördüğünüz ve çok sık rastlanan hastalıkların da temel nedeni aşırı şeker tüketimine bağlı metabolik sendrom.

    Son iki yüzyıldır şeker tüketimi nasıl arttı?
    İngiltere’de 1815 de 5 kg civarında olan kişi başına yıllık çay şekeri tüketimi 1970de 50 kg’ın üzerine çıkmış. 1970-2000 yılları arasında ABD vatandaşları önceki yıllara oranla yılda 100 litre daha fazla şekerli meşrubat, 15 kg daha fazla tatlandırıcı madde ve 30 kg daha fazla unlu mamul tüketmişler (U.S.D.A. Economic Research Service).

    Cumhuriyet öncesi Türkiye’deki çay şekeri tüketimi son derece azdı. Bu nedenle Cumhuriyet döneminde şeker fabrikalarının açılması tarih kitaplarına geçti. Ellili-atmışlı yıllardabile şeker o kadar kıymetliydi ki misafirliğe gidildiğinde hediye olarak 1-2 kg toz şeker götürülürdü. Günümüzde ise tam bir unlu-şekerli gıda yeme çılgınlığı mevcuttur.

    Alınabilecek tedbirler
    - Çocuklara yönelik yiyecek reklamlarının yasaklanmasının sağlanması

    - Bu tip ürünlerin reklamlarına destek olan vakıf, dernek, kurum gibi kuruluşları sağlık bakanlığına ve Türk Tabipler Birliğine şikayet edilmesi.

    - Paketlenmiş gıdaların mümkün olduğunca tüketilmemesi

    - Unlu ve şekerli diğer gıdaların tüketiminin kısıtlanması

    - Okul ve çocuk yuvalarının yemekhane ve kantinlerinde paketlenmiş gıda verilmesinin yasaklanması

    - Muayenehanelerden çocuklara bedava yoğurt dağıtımının engellenmesi

    Yoğurt firmaları birçok çocuk doktorunun muayenehanelerine buzdolapları koymuşlar. İçleri tıka basa bedava sekerli yoğurt ile doldurmuşlar. Bu doktorlar adeta uyuşturucu tacirlerinden aldıkları uyuşturucuların kuryeliğini yapıyorlar. Bu doktorları lanetleyin!. Çünkü uyuşturucu tacirlerinden bir fakları kalmadı artık. Sevindirici olan nokta her çocuk doktorunun bunu yapmaması.

    Prof. Dr. Ahmet AYDIN

    İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

    Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı

    www.beslenmebulteni.com
     
    burakula01, orkunberk, deep_fly ve diğer 5 kişi bunu beğendi.
  2. atakan_irresistable
    Offline

    atakan_irresistable Üye

    Katılım:
    14 Mart 2008
    Mesajlar:
    1.203
    Beğenileri:
    710
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    istanbul
    her fırsatta dile getiriyorum!. iyi bir paylaşım oldu. millet olarak bilinçlenmeliyiz.

    şeker ihtiyacımızı baldan ve meyveden karşılamalıyız.
     
  3. coder
    Offline

    coder Üye

    Katılım:
    3 Aralık 2006
    Mesajlar:
    480
    Beğenileri:
    138
    Ödül Puanları:
    53
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Yazılımcı
    Yer:
    istanbul
    çayı bile şekerli içmiyorum. limon sıkıyorum kabuğunuda çaya atıyorum. geçenlerde bi şekerli çay içeyim dedim. içemedim tadı çok kötü geldi. Çok çay içenler kendinizi buna alıştırın alıştıktan sonra şekeri hiç aramıyorsunuz. inanın limonlu çayın tadı daha güzel
     
    atakan_irresistable bunu beğendi.
  4. Striker
    Offline

    Striker Üye

    Katılım:
    26 Haziran 2007
    Mesajlar:
    290
    Beğenileri:
    53
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    şekerin fazlası gerçekten bayıyor
     
  5. 307KD
    Offline

    307KD Yeni Üye

    Katılım:
    27 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    316
    Beğenileri:
    36
    Ödül Puanları:
    0
    bence sıfır şeker olması da biraz insanın özgürlüğünü kısıtlar. arada bir şeker alınabilir şekerle... abur cuburu ve şekeri çok abartanlar için bence bu makale okunması gerekir nitelikte...
     
  6. SEZER YZL
    Offline

    SEZER YZL Yeni Üye

    Katılım:
    17 Ekim 2008
    Mesajlar:
    885
    Beğenileri:
    481
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    ögrenci
    Yer:
    istanbul
    acaba uzum sekeri dekstrozda bu makledeki zarali gruba dahil mi
     
  7. Striker
    Offline

    Striker Üye

    Katılım:
    26 Haziran 2007
    Mesajlar:
    290
    Beğenileri:
    53
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    sanırım üzüm şekeri de bi nevi fruktoz meyve olarak yersen bi sorun olmaz ama meyve suyu olarak sadece idmandan sonra fazlası iyi değil
     
  8. 307KD
    Offline

    307KD Yeni Üye

    Katılım:
    27 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    316
    Beğenileri:
    36
    Ödül Puanları:
    0
    günde 4 küp şeker alan biri için bu; yılda 4.1 kg yağ olarak vücuda yansırmış, diyetisyen söyledi bugün... ama spor yapmazsan hiç herhalde 4.1 kg yağ alırsın!


    Bir de 1OO gram yani bir kutu küp şekerin kalorisi 393 iken esmer şekerin 373. Hiç bir fark yok bile denebişlir aynı ikisi de... Bir de boş kalori ne yağ ne protein ne karbonhidart var şekerde geçen akşam gazetesinde yazmışlardı.
     
  9. atakan_irresistable
    Offline

    atakan_irresistable Üye

    Katılım:
    14 Mart 2008
    Mesajlar:
    1.203
    Beğenileri:
    710
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    istanbul
    meyve ve bal bence en iyi doğal şeker. sadece rafine şekerden sakınalım.
     
  10. lazmataz5
    Offline

    lazmataz5 Üye

    Katılım:
    3 Mayıs 2009
    Mesajlar:
    27
    Beğenileri:
    16
    Ödül Puanları:
    0
    Ben,çayı şekersiz içmek yerine papatya çayı içiyorum.Yediklerime dikkat etmesem bile papatya çayını şekerli çaya tercih ederim.Ayrıca yağ yakımınada yardımcı olduğunu duymuştum
     
  11. sleepy
    Offline

    sleepy Üye

    Katılım:
    5 Aralık 2007
    Mesajlar:
    844
    Beğenileri:
    643
    Ödül Puanları:
    0

    Üzümde fruktozdan ziyade dekstroz var.

    Sıkılmışında ayrı meyvesinde ayrı formda şeker niye olsun.

    Üzümün her çeşidinde dekstroz vardır ve dekstroz glisemik indeksi yüksek bir şekerdir. Rafine şekerden daha yüksektir.

    Ama meyvesinde aynı zamanda posa da olduğu için daha tok tutar meyve suyundan.
     
    SEZER YZL bunu beğendi.
  12. Striker
    Offline

    Striker Üye

    Katılım:
    26 Haziran 2007
    Mesajlar:
    290
    Beğenileri:
    53
    Ödül Puanları:
    38
    Cinsiyet:
    Bay
    biyoloji hocası deilim pardon
     
  13. Mertba
    Offline

    Mertba Üye

    Katılım:
    27 Mart 2009
    Mesajlar:
    11
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Bazen iyi ki şeker hastası olmuşum diyorum eskiden ne kadar çok şeker tüketirdim ama bir türlü kilo alamazdım meğersem vücudum şekeri kullanmıyormuş :) Bu insülin olayı da güzel oldu insanın açlığını kontrol edebilmesi güzel bir şey :) Şu an remisyon dönemindeyim zaten çok mutluyum :D
     

Sayfayı Paylaş