Besin Zehirlenmelerine Dikkat

Konusu 'Beslenme' forumundadır ve saydam tarafından 5 Nisan 2006 başlatılmıştır.

  1. saydam
    Offline

    saydam Özel Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2004
    Mesajlar:
    7.092
    Beğenileri:
    1.922
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    serbest
    Yer:
    Academic Sport Center
    Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, tavuk mamulleri, mayonezli yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan etler ve deniz ürünleri bozulma riski en yüksek gıdalar" dedi.

    Özellikle yaz aylarında artan ve halk sağlığını yakından ilgilendiren, yaygın hastalıklardan, besin zehirlenmeleriyle ilgili açıklamalar yapan Dr. Özgür Cem Musri, çoğunlukla hafif seyirli ve kısa süreli hastalıklar olmalarına karşın, zehirlenmeye yol açan besinle ve kişiyle ilişkili bazı faktörlerin, hastalığın zaman zaman daha ağır geçirilmesine, hatta ölümcül seyretmesine yol açabildiğini kaydetti.

    Dr. Musri, "Aldığımız gıdalar bize zehir oluyor. Böyle durumlarla karşılaşmamak elimizde. Yeter ki beslenme konusunda dikkatsiz davranmayalım" uyarısında bulundu.
    Zehirlenme vakalarının, genellikle birden fazla kişide görüldüğünü, bazen tek tek olgular, bazen yerel salgınlar (işyerleri, hastaneler, lokantalar), bazen de daha büyük çaplı salgınlar şeklinde görülebildiğini söyleyen Dr. Musri, besin zehirlenmesini kısaca şöyle tanımladı:

    "Son 72 saat içinde, bir mikroorganizma veya toksini ile bulaşmış bir besinin tüketiminin ardından ishal, bulantı, kusma, karın ağrıları, karında kramplar gibi sindirim sistemini ilgilendiren bulguların ortaya çıktığı bir hastalık tablosudur".

    Dr. Özgür Cem Musri, mide asidesini azaltması ve bağırsaktaki zararsız bakterileri yok etmesi gerekçesiyle, antibiyotiklerin zehirlenmeyi kolaylaştırdığına dikkat çekti. Bu nedenle özellikle yaz aylarında, gereksiz antibiyotiklerin ve antiasit içeren ilaçların kullanılmamasını öneren Dr. Musri, "Yiyecek ve içeceklerin saklanması, hazırlanma ve sunulma aşamasında uygun sağlık koşullarının olmaması, besin zehirlenmelerinin önemli bir sorun haline gelmesine yol açıyor" diye konuştu.
    Dr. Musri, süt ve süt ürünlerini, kremalı yiyecekleri, tavuk mamullerini, mayonezli , yumurtalı yiyecekleri, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan etleri ve deniz ürünlerini bozulma riski en yüksek gıdalar olarak sıraladı.

    Besin zehirlenmelerine genellikle bakteri türü mikroorganizmaların yol açtığını belirten Dr. Musri, "Bu bakteriler 5 ila 70 derece arasında, en çok da oda ısısı ve üzerindeki derecelerde çoğalma eğilimi gösterirler. Genellikle 5 derece ve altındaki derecelerde çoğalmazlar. Bu nedenle yaz aylarında görülme sıklığı artmaktadır. Bu etkenler ancak 70 derece ve üzerindeki ısılarda uygun süre ısıtma ve pastörizasyonla ölür" açıklamasında bulundu.

    BESİN ZEHİRLENMELERİNİN BELİRTİLERİ

    Dr. Musri, besin zehirlenmesine yol açan etkenlerin, gıdaya şu yollarla ulaştığını belirtti:
    "Birincisi; gıdanın kendisi bu etkeni içerir. Özellikle hayvan kaynaklı gıdalar, bunlar arasında da özellikle kümes hayvanları (hayvanların kendileri bu etkenlerle hasta olabildikleri için) bu tür bulaşmada rol oynar. İkincisi de işlenmemiş gıdaya katılan maddeler nedeniyle oluşan bulaşmalardır"

    Besin zehirlenmelerinin belirtilerini; şiddetli karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, ateş ve baş dönmesi olarak sıralayan Dr. Özgür Cem Musri, bu belirtilerin 1-2 saat ile 72 saat arasında ortaya çıktığını, bu sürenin etkenin cinsine (bakteri, virüs) ve kişinin özelliklerine göre değişiklik gösterdiğini ifade etti.

    Dr. Musri, "Besin zehirlenmelerinin tedavisinde çoğunlukla, kaybedilen sıvının ağızdan alınan sıvılarla telafisi edilmesi yeterlidir. Eğer bulantı ve kusma şiddetliyse, sıvı kaybı bulguları mevcutsa serum tedavi uygulanır" dedi.

    Hastalığın bazı durumlarda hayati tehlike oluşturduğunu hatırlatan Dr. Özgür Cem Musri, hastada 38.5 derecenin üzerinde ateş görülmesi, 24 saatte 6 kereden fazla dışkı atılması, dışkının kanlı olması, ishalin 48 saatten uzun sürmesi, hastanın bebek veya yaşlı olması halinde, mutlaka doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi.
    Dr. Musri, "Spazmotik ilaçların ishal tedavisinde yeri yoktur. Özellikle invaziv bakterilerin neden olduğu tablolarda, bağırsak hareketlerini azaltarak enfeksiyonun yayılmasına yol açabilir" şeklinde konuştu.

    Dışkı kültürleriyle hastalığa yol açan bakteri tanısının konulması üzerine, bakteriyel enfeksiyona uygun antibiyotik tedavisine başlandığını ifade eden Dr. Özgür Cem Musri, "Ancak her besin zehirlenmesinde antibiyotik etkili değildir. Besin zehirlenmelerinin seyri, iyi bir destekleyici tedavi ve uygun antibiyotiklerle oldukça iyidir ve genellikle yan etkilere yol açmaz" açıklamasında bulundu.

    Dr. Musri, ishal problemi yaşayan bazı kişilerin, bağırsakların dinlenme gereksiniminde olduğu ve gıda alımının olayı kötüleştirebileceği tarzındaki yanlış bilgiler sebebiyle, beslenmenin durdurulmasının doğru bir yaklaşım olmadığını kaydetti. Tam tersine harap olan bağırsak hücrelerinin çabuk toparlanması ve hastalık nedeniyle kaybedilen enerji açığının kapatılması için uygun gıdalarla beslenilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Özgür Cem Musri, sözlerini şöyle tamamladı:
    "İshal süresince süt ve sütte bulunan laktozu içeren gıdaların ve kafeinli içeceklerin tüketilmemesi önerilmektedir. Tuzlu krakerler, çorbalar, yoğurt, asitli içecekler, pirinç ve patates tarzı besinler ve Oral Rehidratasyon Sıvısı (ORS) ishal sırasında tüketimi önerilen gıdalardır"
     

Sayfayı Paylaş