Bel Ölçünüz Kalbinizi Etkiliyor

Konusu 'Kişisel Bakım' forumundadır ve saydam tarafından 7 Nisan 2006 başlatılmıştır.

  1. saydam
    Offline

    saydam Özel Üye

    Katılım:
    4 Eylül 2004
    Mesajlar:
    7.092
    Beğenileri:
    1.922
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    serbest
    Yer:
    Academic Sport Center
    İSTANBUL (İHA) - Daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmenin anahtarının yaşam biçiminde yapılacak küçük değişikliklerde saklı olduğunu belirten Kalp Hastalıkları Uzmanı Dr. Levent Saraç, sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen kalp hastalarının yakınlarına da büyük görevler düştüğünü söyledi.

    Kalp sağlığı açısından asıl yapılması gerekenin hastalanmadan korunmak olduğunu belirten Kalp Hastalıkları Uzmanı Dr. Levent Saraç, kalp sağlığı için en kolay yollardan birinin sağlıklı yiyecekleri tüketmek olduğunu vurguladı. Kolesterolü gerekli seviyeye düşürmek ve kalp hastalıklarından korunmak için tereyağı, iç yağı gibi hayvansal kaynaklı yağlardan uzak durmak gerektiği belirten Dr. Saraç, "Zeytinyağı, ayçiçek, mısırözü, soya gibi bitkisel yağları tercih edin. Kırmızı eti mümkün olduğunca yemeyin. Et tercihleriniz balık, hindi, tavuk olsun. Son zamanlarda devekuşu eti de artık piyasada mevcuttur ve önerilmektedir. Beslenmenizde, fasulye, mercimek, bezelye gibi kolesterolsüz protein kaynaklarına yer verin. Yağsız veya az yağlı, süt ve süt ürünleri tüketin. Konsantre süt, karaciğer, işkembe gibi sakatatlardan, sosis, sucuk, salam gibi gıdalardan uzak durun" dedi.

    Sebze ve meyvelerin, hem lif hem de vitamin ve mineral kaynakları açısından çok zengin besinler olduğunu, düşük kalorili olan sebze ve meyvelerin ayrıca kalp hastalıklarına karşı koruyucu maddeler içerdiğini, bu nedenle mümkünse günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmesi gerektiğini belirten Dr. Saraç, "Beslenmenizde beyaz un yerine işlenmemiş buğday unu (kepekli) tercih edin. Örneğin seçimleriniz kepekli makarna, kepekli pirinç olabilir. Porsiyonlarınızın dengeli olmasına dikkat edin. Diyet-sağlıklı beslenmeye çocuk yaşlarda başlanması gerektiğini unutmayın. Köfte-pilavdan başka yemek yemeyen çocuklarınıza bamya, fasulye, salata, meyve yemesini öğretin. Çocuklarınızı fast-food, hamburgerden uzak tutun. Unutmayın, 60 yaşında kalp hastası olduktan sonra diyet yapmak kalp ağrısını geçirmez" uyarısında bulundu.

    MENOPOZU GECİKTİRİN
    Yağların karın çevresinde toplanmasının özellikle kalp-damar hastalığı riskini arttırdığı ve bel çevresinin kadınlarda 88, erkeklerde 102 santimi geçmemesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Fazla kilolarınızdan kurtulmaya çalışın. Bunun için öğün aralarında atıştırmalara, hızlı yemek yemeye son verin. Yavaş ve istikrarlı kilo vermenin daha sağlıklı ve kalıcı olduğunu unutmayın. Kilo kaybı sağlıklı bir yaşam için ilk adımdır. Kilo vermek, kan basıncını, kan şekerini, kan yağlarını ve erken ölüm riskini azaltır" denildi.

    Östrojen hormonunun kadınları damar sertliğine karşı koruduğunun altını çizen Dr. Saraç, "Ancak menopozla birlikte östrojen hormonu ortadan kalktığı için kadınlarda anormal bir damar sertliği süreci başlar. Bu nedenle kadın hastalıkları uzmanlarının menopozu geciktirmek için tedavi uygulaması gerekmektedir. Her ne kadar bu hormonun meme kanseri riskini arttırdığına ilişkin tartışmalar olsa da, yapılan çalışmalar bu ihtimalin küçük olduğunu gösteriyor. İstatistiklere göre, kanser olma riski ile koroner kalp hastalığı riski karşılaştırıldığında, kanser riski çok düşüktür. Araştırmalara göre, Amerika'da her yıl 250 bin kadın koroner kalp hastalığından yaşamını kaybediyor. Meme kanserinden ölenlerin sayısı ise 45 bin civarındadır. Kısacası koroner kalp hastalığında risk daha büyük. Ayrıca östrojen tedavisi sırasında 6 ayda bir mamografi çektirerek östrojen hormonu takviyesinin olumsuz etkilerine karşı önlem alınabilir" şeklinde konuştu.

    Tembellik (sedanter hayat) ve aşırı stresten uzak durmanın kalp sağlığı açısından çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Saraç, "Düzenli egzersiz kalp hastalıkları ve kalp krizinden sizi korur. Kalbinizi, kemiklerinizi ve kaslarınızı güçlendirir. Ancak 35 yaşından sonra yoğun efor gerektiren bir spora başlayacaksanız, gizli kalp hastalığı riskine karşı mutlaka iyi bir kalp kontrolünden geçin. Egzersizin en ideali uzun yürüyüşlerdir. Kandaki kötü kolesterolünüzün yakılması için 5 kilometreyi 45 dakikada tempolu şekilde yürüyün. Egzersizler sırasında ara vermeyin, kesintili yaptığınız yürüyüşün kalp sağlığınıza olumlu bir katkısı olmaz. Efor sırasında göğüs ağrısı, halsizlik, kramp, nefes darlığı gibi şikayetlerle karşılaşırsanız egzersize derhal ara verin" dedi.

    İŞİNİZDE SINIRLARINIZI ZORLAMAYIN
    İş ve meslek konusunda hiçbir zaman beceri ve olanakların zorlanmaması gerektiğini, özellikle aile şirketlerinde kalp krizi sorunuyla sık karşılaşıldığını ifade eden Dr. Saraç, zengin aile çocuklarının yurt dışında çok iyi eğitim alarak, genç yaşta şirketin üst düzeyde yönetimine getirildiğini, ancak mesleki deneyimi olmadığı için bu kişilerin kendisini sürekli ailesine kanıtlama çabası içine girdiğini ve stres altında kendilerini zorladıklarını ifade etti. Saraç, "En nihayetinde de omuzlarına yüklenen ağır sorumluluk bu kişilerin önce ülser, sonra kolit olmasına, en sonunda da kalp krizi geçirmesine neden olur. Bunun toplumumuzda çok örneği vardır. Bu nedenle çocuklarınıza hazır olmadıkları sorumlulukları vermeyin" şeklinde konuştu. Saraç, kalp sağlığının kontrol altında tutulması için yapılması gerekenlerin altını şu şekilde çizdi:

    "Aile geçmişinizde kalp hastası varsa, şişmansanız, diyabet veya yüksek tansiyon hastasıysanız, sigara kullanıyorsanız 30, değilseniz 40 yaşından sonra şu testleri yaptırın: Total kolesterol, HDL (iyi huylu kolesterol), LDL (kötü huylu kolesterol), tigliserid ve kan şekeri. Kan yağları dıeha sağlıklı veşında düzenli olarak yüksek tansiyonunuzu öl0n. Kilo kaybı sağçtürün. Koroner kalp hastalığından korunmak için hekim tavsiyesiyle birinci guruptakiler 30, ikinci guruptakiler 40 yaşından sonra günde 100 mg aspirin almalıdır. Hastalığınızı, aileniz veya çevrenizle ilgili sorunlarınızı bir Liyezon Psikiyatri uzmanı ile görüşün. Liyezon Psikiyatri uzmanı, organik bir hastalığın (kalp hastalıpınızın) psikolojiniz üzerinde yaptığı bozuklukları inceler".

    İnsanın kendisiyle, yaşamla, ailesiyle, eşiyle, dostlarıyla barışık olması gerektiğine değinen Dr. Saraç, "Çok çabuk karar veren, hızlı hızlı konuşan, merdivenleri birkaç basamak birden çıkmaya çalışan, sabırsız biriyseniz (A tipi kişilik) yavaşlayın. A tipi kişilikte kandaki adrenalin seviyesi çok yükselir, bu da spazma neden olur. Riskinizi azaltmak için daha yumuşak, sakin hareket eden, huzurlu biri olmaya özen gösterin. Kalbiniz için alkol yararlıdır demiyoruz. Fakat eğer içki içecekseniz tercihiniz yararlı kolesterolü yükselttiği bilinen kırmızı şaraptan yana olsun (günde bir su bardağı). Fakat kırmızı şarap içmiyorsanız içinde kalbi koruyucu maddeler içeren üzümü çekirdekleriyle birlikte yiyebilirsiniz. Üzüm çekirdeği toz ve kapsül olarak satılmaktadır" dedi.

    KALBİ YORGUN OLANLARA TAVSİYELER
    Kalbi yorgun olanlara tavsiyelerde bulunan Dr. Levent Saraç, uyarılarını şu şekilde sıraladı:
    "Sigara içmeyin, sigara içilen ortamda bile bulunmayın, düzenli olarak bir kardiyoloji uzmanının kontrolünde olun, tedaviniz ilaç, balon-stent veya ameliyat olabilir, hepsinin olumlu, olumsuz yanlarını, uzun dönem sonuçlarını doktorunuzla tartışın, abartılmış fizik aktivitelerden kaçının, bir kardiyak rehabilitasyon programına başlayın, seks konusunda sevgilinizi değil eşinizi, otel odasını değil evinizi tercih edin. Seksin kalbe herhangi bir zararı yok. Ancak koroner kalp veya kapak hastasıysanız ya da kalp yetmezliğiniz varsa seks yapmanızda bir sakınca olabilir. Bu nedenle gerekli önlemleri aldıktan sonra seks yapmalısınız. Kalbinize iyi gelen seks değil aşık olmaktır, yani sevmektir. Aşık olunca mutluluk hormonu olan endorfin salgılanır. Bu hormon adrenalinin aksine kalbe iyi gelir. Önce eşinize ve çocuklarınıza, sonra mesleğinize, sonra ülkenize aşık olun. Kalbinize iyi gelecektir. Birçok kez konuşulduğu gibi haftada şu kadar seks yapmak kalbe iyi gelir şeklinde tavsiyeler sakıncalıdır, devamlı kullanmanız gereken ilaçlarınızı ihmal etmeyin, özellikle yüksek tansiyon ilaçlarınızın yedeğini bulundurun, kan yağlarınızı 3 ayda bir kontrol ettirerek tahlil raporunda yazan normal sınırının altında tutun. By-pass ameliyatı olmuşsanız her yıl bir efor testi, 5 yıl sonra bir kontrol anjiyosu yaptırın. Bu, hem yapılan by-pass'ları hem de diğer damarlarınızın durumunu gösterrcektir, kan yağlarınızı kontrol için diyetin yetmediği durumlarda mutlaka ilaç kullanın. Bu ilaçların bazı yan etkileri olabilir ama bir kardiyolog kontrolünde uygulanması sorunu çözer".

    Kalp hastalığı problemi olan hastaların sosyal yaşamdaki olumsuzlukları azaltması gerektiğini belirten Dr. Saraç, "Aile ve sosyal yaşamınızı bir kez daha gözden geçirip hayatınızdaki olumsuzlukları en aza indirin, hastalığınız için ailenizi ve çevrenizi suçlamayın, kalp hastaları genellikle 3 aşamalı bir süreçten geçer. Özellikle gençler hasta ols. Kilo kaybı sağduklarını öğrendiklerinde bunu reddetme eğilimindedir. Bir süre sonra göğüslerine gelen ağrılar onlara hastalıklarını kabul ettirir. Hastaların 2'nci döneminde ciddi bir suçlama dönemi başlar. Önce eş, akrabalar sonra patron, meslek, ülke hastalıktan sorumlu tutulur. Bunun ardından suçlama bir anda kendisine döner 'Ben iyi bir insan değilim, kendime iyi bakamadım ve Tanrı beni cezalandırdı.' Hastalığın 3'üncü döneminde hasta tedavi edilir, iyi bir stent ya da by-pass yapılır. Ama buna rağmen depresyon dönemi başlar. Hastada 'Yarım adam oldum, tamamen iyileşebilecek miyim?' gibi kaygılar olur. Bu durumda bir liyezon psikiyatri uzmanından yardım almak uygun olur" şeklinde açıklama yaptı.
     
    eyaslak bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş