Asyalılar neden fazla kas yapamaz bilirmisiniz ?

Konusu 'Konu Dışı' forumundadır ve ALPOGAN tarafından 7 Şubat 2011 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 12 üye.
  1. Bodysoft
    Offline

    Bodysoft Üye

    Katılım:
    13 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    409
    Beğenileri:
    469
    Ödül Puanları:
    73
    Vinternatt'dan alıntı yaptığım bu kısa paragraf tüm olayı özetliyor aslında...

    ALPOGAN, iyi niyetle ve bilgilendirme amaçlı bir yazı yazmak istemeni anlıyorum ancak tüm tespitlerine bilimsel link'ler bulabilirsen ne tartışma uzar ne de "sen haklı çıktın, ben haklı çıktım" tartışması yaşanır. Bu açıdan vinternatt haklı...

    Makalelerine bilimsel link'ler ekleyebilirsen tartışma zemini çıkmaz ve böylece konunun özü tartışılır.
     
    casual bunu beğendi.
  2. qwerty12
    Offline

    qwerty12 Üye

    Katılım:
    24 Ocak 2011
    Mesajlar:
    7
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    DHT hormonu nasıl tetiklenir,nasıl arttırılır peki?
    Bununla ilgili bir bilgi var mı?
     
  3. Bodysoft
    Offline

    Bodysoft Üye

    Katılım:
    13 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    409
    Beğenileri:
    469
    Ödül Puanları:
    73
    Saçlarının dökülmesini, vücut kıllarının artmasını ve aşırı sivilcelenme mi istiyorsun?

    Karar senin :)
     
  4. ALPOGAN
    Offline

    ALPOGAN Yeni Üye

    Katılım:
    11 Ocak 2011
    Mesajlar:
    71
    Beğenileri:
    57
    Ödül Puanları:
    0

    Bodysoft;

    DHT hormonu sadece ''saç döken,vücut kıllarını arttıran ve sivilcelenme yapan'' bir hormon değil..DHT hormonu, testosterondan 5-10 kat daha güçlü bir hormon..Erkek vücudundaki en güçlü androjen hormon DHT'dir. Reseptöre bağlanma oranı ise testosterondan çok daha fazladır..Üstelik TESTOSTERON GİBİ AROMATASE OLMAZ ! Yani östrojene dönmez..Bu bağlamda çok değerli bir hormondur..Hatta en değerli androjendir erkek vücudundaki..(( O bahsettiğiniz saç dökülmesi,sivilcelenme,vücut kıllarında artış felan bunlar sadece genetik olarak DHT'ye duyarlı olan insanlarda görülür....))

    Hatta bazı uzmanlara göre testosteron bir pro-hormon, DHT ise asıl androjen hormondur..DHT'nin spermden tutun da erkek beynine kadar her alanda görevi vardır vücutta. İnsan daha anne karnındayken cinsel organı DHT sayesinde oluşur..Ergenlik çağında ortaya çıkan sakal-bıyık uzaması,vücut kıllarında artış ve buna benzer sekonder seks karektlerinin oluşumu da DHT sayesinde olmaktadır..

    Her ne kadar kaslar üzerindeki anabolik etkiden testosteron sorumlu tutulsa da; kasların sertliği,kıvrımlılığı ve buna benzer birçok faktörde DHT'nin etkili olduğu düşünülmektedir..DHT ile ilgili yapılmış birçok araştırma var..Mesela DHT inhibitörü verilen erkek fareler, dişi fareler ile çiftleştiriliyor ve çok az yavru elde ediliyor..DHT azalınca, erkeğin doğurtganlığı da azalıyor buna paralel olarak..Yani epey önemli bir hormon..
     
    Son düzenleme: 11 Şubat 2011
  5. SAVAŞ74
    Offline

    SAVAŞ74 Üye

    Katılım:
    20 Eylül 2010
    Mesajlar:
    1.331
    Beğenileri:
    1.287
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    İstanbul
    bence güzel bir "atışma" olmuş
    oldukça yararlı şeyler öğrendim
    her iki arkadaşa da teşekkür ederim.

    bir de şu penis boyu olayına takılmasaydınız :D
     
  6. qwerty12
    Offline

    qwerty12 Üye

    Katılım:
    24 Ocak 2011
    Mesajlar:
    7
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    Diyelim ki istiyorum.
    Nasıl yapılır,hangi besinler tetikler?
     
  7. sheridan
    Offline

    sheridan Üye

    Katılım:
    26 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    381
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    53
    testosteron dhtye ve östrojene dönüşür ama bu dünyadaki her erkek için ayrıdır yani neyin ne olacagınıda senin genetik sifren belirler ...
     
  8. Bodysoft
    Offline

    Bodysoft Üye

    Katılım:
    13 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    409
    Beğenileri:
    469
    Ödül Puanları:
    73
    ALPOGAN ne tür bir tartışma istiyorsun pek çözemedim ama bu yazdıklarının aksini iddia eden bir görüşüm mü vardı?

    Benim o kısacık yazıyı iyi okumamışsın!

    Soruyu soran arkadaşa "bunların olmasını mı istiyorsun?" dedim, "olacak" demedim. Kesin fiil kullanmadım. DHT artarsa, "bunların olması kaçınılmaz sakın kullanma" derim, sende hemen yukarıda ki yazdıklarını sıralarsın!

    Kısa bir internet araştırması ile yukarıda yazdıklarına ek olarak bir yığın bilgi sıralanabilir şimdi ama yazı kalabalığı yapmaya gerek yok herkes google kullanmasını biliyor.

    Benim belirtmek istediğim husus "risk almaya değer mi?" şeklindeydi... qwerty12 bunu anlamış olacak ki güzel bir şekilde, dobraca "Diyelim ki istiyorum. Nasıl yapılır, hangi besinler tetikler?" demiş.

    Buradan ne anlıyoruz? :
    Önce yazılanları ( 2 satır da olsa) son sürat değil, yavaş yavaş okuyup;,
    - bu adam bir iddia'da bulunuyor mu?
    - bulunuyorsa bilimsel dayanağı var mı?
    - varsa link/link'ler mevcut mu?

    ...şeklinde değerlendirip ondan sonra karşı yazı yazmalıyız. Risk'i göze almaktansa (aklın yolu bir) baştan risk'i elemek daha akıllıca bir yöntem değilmidir. Body Building için DHT olmazsa olmaz bir unsur değildir ki.

    Örneğin, Prostat kanserinden sorumlu tutulan Testosteron ve DHT (daha çok DHT) fazlalığı her bünyede prostat kanseri ile sonuçlanmaz, sırf bu bilgiden yola çıkarak risk almak akıllıca bir işmidir. BB yapan bir yakınına veya erkek kardeşine DHT ve Testosteron arttırıcı unsurları tavsiye edermisin? Ben etmem ve bu site aracılığı ile böyle bir soru soran kişi/kişilere de aynı samimiyetle tavsiye etmem.

    İşte tüm mesele bu!
     
    Son düzenleme: 11 Şubat 2011
    sheridan ve vinternatt bunu beğendi.
  9. sheridan
    Offline

    sheridan Üye

    Katılım:
    26 Mayıs 2010
    Mesajlar:
    381
    Beğenileri:
    108
    Ödül Puanları:
    53
    bunlar bu kadar kafaya takılıcak seyler degil herkesin bünyesi farklıdır bu tür şeyleri kurcalamak pek iyi degil 3-5 ngdl değerin artması senin fazla kas yapmanı saglamaz zaten veya vücut kompozisyonunu degiştirmez artışların %200 %300 arası olması lazım bir işe yaraması için
     
  10. Bodysoft
    Offline

    Bodysoft Üye

    Katılım:
    13 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    409
    Beğenileri:
    469
    Ödül Puanları:
    73
    qwerty12,
    Elbette ki DHT (Dihydrotestosterone) bu tip hormonları tetiklemek, farklı bir şekilde de olsa artmasını sağlamak mümkün kaldı ki çok ilginç yöntemlerle dahi bunlar artırılabiliyor. Ama benim bunları alanen buradan yayınlamam mümkün olmadığı gibi zaten tavsiye de etmem. Bu tip işlere karşıyım lakin bu hormanların zararları yıllar içerisinde kendini gösterir. İki gün içerisinde değil...

    Kaldı ki DHT'yi direkt arttıramazsın bir başka enzim sayesinde DHT açığa çıkar, yine bir başka enzim sayesinde DHT baskılanır. Ama bunlar çok teknik konular ve inan bana normal hayatta bizi zerre kadar ilgilendirmezler. Bu konu da oldukça fazla bilgi birikimim olmasına ve BB ile uğraşmama rağmen bir gün dahi aklımın ucundan DHT veya Testosteron arttırma (DHT direkt alınamaz) düşüncesi geçmedi. Kaldı ki ben oldukça zayıftım, şimdi de kilolu olduğum söylenemez ama buna rağmen hiç düşünmedim.

    Şunu bilmelisin ki sağlıklı bir erkek bünyesi bu hormanlardan yeteri kadar üretir, BB için fazlasına gerek yoktur, idman sırasında bu tip hormonlar zaten vücudun gereksinimi kadar artıyor, ek takviyelerle bunu arttırmak oldukça yanlıştır.
    Yaşını bilmiyorum ama bunu tam olarak niçin istiyorsun kendine sormalısın, nedenleri üzerine kendinle tartışmalısın;

    Örneğin;
    - çok kısa bir sürede kas inşa etmek,
    - daha bulk (hacimli) bir görünüme kavuşmak,
    - seksüel performansı arttırmak,
    - erkek karakteristik özelliklerine kavuşmak (sakal/bıyık/vücut kılı/ses kalınlaşması)
    - idmam da daha ağır çalışmak,

    Bu maddeler arttırılabilir...

    Ama tüm bunlar sağlıklı, güçlü bir besin metodolojisi ile zaten başarılabilecek işler... Hormona falan gerek yok... Tekrar düşün BB için bir ömür boyu etkilerini hissedeceğin yanlış taktikler uygulama.

    Uyku düzeni, güçlü bir beslenme diyeti ve disiplinli çalışma ile gelişmeyecek erkek vücudu tanımıyorum.

    Bol sağlıklı günler...
     
    Son düzenleme: 11 Şubat 2011
  11. qwerty12
    Offline

    qwerty12 Üye

    Katılım:
    24 Ocak 2011
    Mesajlar:
    7
    Beğenileri:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    Öncelikle cevap için teşekkür ederim.thums:
    Bu başlıkta vücut kıllanmasına neden olduğunu okuduğum için DHT hormonu nasıl arttırtır diye sordum.
    Yaş 21.Ama nerden baksan 17-18 gösteriyorum.
    Hem fiziki olarak (vücut bakımından) hem de sakal-bıyık açısından sorunlarım var.Dediğim gibi 17-18 gösteriyorum.Hatta belki daha az.Sakal-bıyık denen bir şey yok bende.
    Bunu kafama takmıyordum.Yani bir şeyi kafana takmazsan uçar gider aklından.
    Ta ki 5 ay öncesine kadar.
    Ramazan ayından hemen önceydi.Uzun zamandır görmediğim bir ağabeyimle görüştüm.
    Bu ağabey hakikaten bitkileri araştıran,doğal tedavi yöntemleri üzerine çalışan,üni. prof. larıyla görüşen biri.Dolandırıcı değil yani.Ciddi ilgileniyor.
    Bana senin yaş kaç oldu fln diye takıldı.
    21 olduk deyince.
    Çok şaşırdı.Hiç göstermiyorsun fln dedi.(iltifat değil dalga geçiyor tabii.)
    Bakmıyormusun kendine dedi.
    Hiç sakal yok.Çok küçük gösteriyorsun diye devam ediyor.
    Ne yapmam lazım, nasıl çıkar dedim.
    O'da her gece yatmadan önce 100gr kaşar peyniri ye,Üstüne hiçbir şey içme,yeme yat uyu dedi.
    Neyse araya Ramazan girdi.
    Ramazandan sonra bir deneyeyim dedim.Her gece uyumadan bolca kaşar peyniri yiyip yatıyordum.
    15 gün geçti.Sırt,göğüs,sakal,elmacık kemiği üstü her taraf tüylenmeye başladı.Korktum haliyle bıraktım.

    Şimdi neden diye sormam,Süt ürünlerini fazlaca tüketmek kıllanmayı dolayısıyla DHT yi arttırır mı?

    Çünkü artık bu sakal-bıyık meselesi olmaktan çıktı.Psikilojik sıkıntı yaşamaya başladım.:confused:

     
  12. vinternatt
    Offline

    vinternatt Üye

    Katılım:
    3 Eylül 2010
    Mesajlar:
    286
    Beğenileri:
    385
    Ödül Puanları:
    73
    Benim tahminim kaşarın içerisindeki yağın bu konuda yardımının olabileceği. Yağlı beslenmenin testosteronu arttıracak yönde tetiklediği biliniyor. Ancak kaşar peynirindeki yağın sağlıklı bir yağ olduğunu söyleyemem. Gerçi çok tüketmiyorsunuz ancak bitkisel yağlar kalp sağlığı için daha sağlıklıdır. Aynı etkiyi gösteriyorlarsa, saf zeytinyağı da içilebilir. Tamamen tahmin tabi bunlar.
     
  13. ALPOGAN
    Offline

    ALPOGAN Yeni Üye

    Katılım:
    11 Ocak 2011
    Mesajlar:
    71
    Beğenileri:
    57
    Ödül Puanları:
    0
    Sonuç olarak Asyalıların vücudunda DHT oranları az olduğu için bizim kadar kas yapamazlar..Bazı spor dallarında bizim kadar başarı sağlayamazlar..Androgenetik alopesi,prostat sorunları,akne gibi hastalıklara bizden ''daha az oranda'' yakalanırlar..Bu durum ilişikte verilen haberden de net bir biçimde anlaşılıyor.
     
  14. vinternatt
    Offline

    vinternatt Üye

    Katılım:
    3 Eylül 2010
    Mesajlar:
    286
    Beğenileri:
    385
    Ödül Puanları:
    73
    Sosyolojik, psikolojik problemler? Diğer iddiaların?

    Hala da Asyalı demeye devam ediyorsun. Sen hala şunu anlayamıyorsun. Ben hiçbir zaman yazdıklarının hepsi yanlış demedim. Ama her iddian için kaynak vereceksin. Arada yanlış genellemeler var, yanlış olanları da gösterdim sana. Hala çocuk gibi sonuçta benim dediklerimin bir kısmı doğru diye cevap yazıyorsun.

    Lütfen kaynaksız bilgiler paylaşma. Kendi görüşünü, kendi görüşün olarak paylaş. Ama kaynak veremeyeceğin gözlemleri, yerçekimi kanunuymuş gibi bize dayatma. Bu saygısızlıktır.
     
  15. ALPOGAN
    Offline

    ALPOGAN Yeni Üye

    Katılım:
    11 Ocak 2011
    Mesajlar:
    71
    Beğenileri:
    57
    Ödül Puanları:
    0
    Vinternatt kaynak yok değil var ama internette yok..Sırf şu atışmayı bitirmek için inan google'de araştırma yaptım..Ama bir endokrinoloji uzmanına konuyu danışacağım, daha önce okuduğum tıp kitaplarına da bakıp, sana sayfa numarasına kadar kaynak vereceğim.

    Ben yalan yanlış şey paylaşmam.. Eldeki bilgilerden çıkardığım sonuç sana göre yanlış olabilir. Ama eldeki bilgiler yani konuda sunulan bilgiler doğru..Bunun sen de farkındasın ama uzatıyorsun işte..İnat ettin bir kere..
     
  16. adoniss
    Offline

    adoniss Üye

    Katılım:
    1 Şubat 2011
    Mesajlar:
    27
    Beğenileri:
    5
    Ödül Puanları:
    0
    gene başladınız:)
     
  17. vinternatt
    Offline

    vinternatt Üye

    Katılım:
    3 Eylül 2010
    Mesajlar:
    286
    Beğenileri:
    385
    Ödül Puanları:
    73
    Lütfen. Başından beri yazdığın tüm makalelerden bunu istiyorum. Diğer arkadaşlar da bunu bekliyorlar. Bu tip bilgileri tek tek hangi kitaptan, hangi sayfadan aldığını, hangi araştırmaya dayandığını, varsa internetten linkini en başta araştırıp, makalenin sonuna ekleyeceksin, bizimle öyle paylaşacaksın. En başta başlığı açıp, kaynak belirtmezsen, sonra dört döne döne kaynak aramak zorunda kalırsın.

    Psikiyatrik ve sosyal uyumsuzluk konularında tahmin değil, kitleler üzerinde yapılmış çeşitli deneyler sunman gerek. Çünkü bu tip şeyler tek sebebe bağlı olmaz. Sen sanki sadece DHT'den kaynaklanıyormuş gibi bir üslupla yazıyorsun.

    Bilgi paylaşmaya çalışman güzel, ama hocalarına, profesörlerine saygı göster, onların çalışmalarını, verilerini kendi malınmış gibi derleyip makaleler yazma, rica ediyorum.
     
    Son düzenleme: 12 Şubat 2011
  18. ALPOGAN
    Offline

    ALPOGAN Yeni Üye

    Katılım:
    11 Ocak 2011
    Mesajlar:
    71
    Beğenileri:
    57
    Ödül Puanları:
    0
    Yazmıyorum zaten vinternatt.Kaynak bulunca da yayınlayacağım. Merak etme..Aslında ingilizce kaynak sunan bir site var ama paralı üyelik istiyor kaynak paylaşımı..Neyse bulacağım şu atışmayı bitirmek için..

    Sen nasıl bir kaynak istediğini söylersen memnun olurum.Yanlız baştan söyleyim. Bu yazı olduğu gibi tek bir kaynaktan alıntı değil. Birçok kaynakta yer alan bilgilerin sentezi. Yani tek bir kaynaktan alınıp da copy paste yapılmış değil.

    Birden çok da olsa o kaynakları bulup yayınlayacağım burada.Böylece yalan yanlış şeyler yazmayacağımı da öğrenmiş olursun.
     
  19. Bodysoft
    Offline

    Bodysoft Üye

    Katılım:
    13 Temmuz 2009
    Mesajlar:
    409
    Beğenileri:
    469
    Ödül Puanları:
    73
    ALPOGAN,
    Yazdıklarının bilimsel geçerliliği varmış gibi hala iddia ediyor olman oldukça ilginç. Daha da ötesi Haberturk'un sitesinde ki habere dayanarak makaleni haklı gösterir kılman oldukça enteresan. Haberturk'ün sitesinde ki haberi (3 satır!) bende okudum, ne diyor arada;

    "Bilim adamları, Japon erkeklerde ABD’lilere oranla yüzde 40 daha az prostat kanseri görüldüğünü, bunun genetik, çevresel ve beslenme faktörlerinden kaynaklandığını söyledi."

    Ne bu! Haber mi şimdi!?

    Neye üzülelim, bilmem ki;
    - Senin bu sözde haberi kaynak göstermene mi,
    - Haberturk'un habercilik etiğine uygun olmayarak asıl kaynağı göstermemesine mi,
    - Senin bu haberi "işte o araştırma" şeklinde (dalga geçer gibi) bize sunmana mı,
    - Site adminlerinin sabrına mı,

    Neye üzülelim gerçekten bilmiyorum!

    Daha önce de belirttim tekrar ediyorum;
    Senin makale yazmana hiç kimse (kaynak gösterdiğin sürece bir şey diyemez), tabii ki kendi görüşlerinden sentezlediğin makaleler de yazabilirsin ama makale sonuna "bunlar benim kişisel görüşlerimdir, üzerinde tartışalım arkadaşlar" demen gerekir. İşte o zaman ne kavga çıkar ne gürültü...

    Tüm olay yazdıklarını bize bilimsel gerçeklermiş gibi sunmandan kaynaklanıyor. Tüm sıkıntı burada...

    "işte o araştırma" diyerek bize sunduğun link'i tıklayınca bir an ekran karşısında şok geçirdim! Nasıl bir haber türü bu böyle? Hangi bilim adamları yapmış bu araştırmayı? Hangi üniversite, hangi bağımsız kuruluş, hangi sürede hangi kriterler doğrultusunda yapmışlar? Haberturk'un sitesinde de link göremedim. Bu nasıl habercilik? Bu kadar basit mi haber yapmak?

    Vinternatt'a kaynak bulacağım diyorsun işte sana yol, Haberturk'e mail at, "nedir bu iş" de, "bu haberi hangi kaynaktan aldınız" de... Sana link göndersinler...

    Bu haber doğru olsa bile (Haberturk link belirtmediği için tereddütüm var...) yazına kaynak gösterilebilecek içerikte bir haber değil. DHT'nin adı bile geçmiyor, genetiğe atıf yapılıyor ki bu da DHT demek değildir. Ayrıca çevresel ve beslenme faktörleri de önemli diyor...

    Sonuç olarak bu makaleni en baştan "bunlar benim kişisel görüşlerimdir" diyerek tartışmaya açsaydın şimdi çok farklı bir nokta da olurduk.

    Şunu da belirtmek istiyorum ki makalelerine devam et, makale yazıp forum üyelerini bilgilendirmek önemli ve saygınlığı olan bir iştir. Emek verildiği için değerlidir. Kaynak belirtmek suretiyle makaleler derleyebilirsen açtığın konular çok farklı bir noktada olur.

    Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 16:40 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 16:27 ----------


    Vücut kıllanması iyi bir şey değildir, şu bölümde ki forum sakinlerinin neler çektiğini bir oku istersen, tabii hiç olmaması da ayrı bir konu ama inan bana o kadar da kafaya takılacak bir olay değil bu kıl/tüy işi...

    Yaşın 21 olduğu için doğal anlamda anatomik gelişimini tamamlamış bulunuyorsun. Boy uzaması ve bir takım genel karakteristik özellikler maalesef bu yaştan sonra arttırılamaz. Ama doktor kontrolü altında bir takım özel yöntemlerle (ki bunlar çeşitli hormonal takviyeler ve yine bir takım yan ilaçlardır) istek doğrultusunda gelişim tedavisi başlatılabilir. Bu zengin çocuklarının çok sık başvurduğu bir yöntemdir ve bu işin uzmanı Ruslar'dır...

    Ama bu oldukça masraflı bir tedavidir ve olaya başlamadan önce çok komplike testler gerektirir ve testlerin sonucunda belki de gerek olmadığına bile karar verilebilir.

    Ama tekrar ediyorum bunlara hiç gerek yok, beslenme şekliniz, uyku düzeniniz, çalışma şartlarınız (çalışıyorsanız) sizi yıpratmayacak şekildeyse, vücut çalışma metodlarına disiplinli vakit ayırarak 1 veya 2 yıl içinde önemli bir gelişme sağlayabilirsiniz. Ama bunları tek başınıza yapmanız biraz zor lakin vücut geliştirme ciddi bilgi birikimi isteyen bir iştir.

    Bu site'de çok önemli bilgiler yer almaktadır. Takıldığın konuları arattırarak o konular hakkında bilgi sahibi olabilir veya yeni başlık açabilirsin... Ama kafadan DHT olayına girersen 10 yıl sonrası için kendine kötülük yapmış olursun!

    Kaşarpeyniri olayına gelince;
    Bunun bilimsel bir tutarlılığı olmadığı gibi bu uygulamaya aralıksız devam etmeniz durumunda kalp sağlığınızı tehlikeye bile atmış olursunuz! Kaşarpeyniri kalorisi yüksek bir besindir ve yüksek oranda hayvansal yağ içerir. Light kaşarpeyniri var mı bilemiyorum ama sonuç olarak kıllanma ve tüylenme konusunda kullanılacak en son şey kaşarpeyniri olsa gerek!

    Peynir altı suyu açısından kaşarpeyniri önemli bir besindir ancak hormonal sistemi etkilemesi neredeyse imkansızdır. Belki çok tüketip kilo aldığınız takdirde vücudunuzda ki yağların dolaşıma aktaracağı bir takım farklı hormanlardan dolayı bir kıpırdanma olabilir (kişisel görüşüm) ama mantığımı zorladığımda bunun yine imkansız olduğunu görüyorum.

    Siz bu sırada belki bir başka ürün/uygulama yaptınız veya BB çalışması içindeysiniz. Ağırlık çalışması testosteron hormonuna olumlu etki ettiği için vücudunuzda bir kıpırdanma yaşanmış olabilir. Ama bunun kaşarpeyniri ile alakası olmamalı diye düşünüyorum. Sonuçta kaşar peyniri'nin neyden yapıldığı ortada, siz şimdiye kadar hiç süt/yoğurt/ayran/peynir tüketmemiş olsanız belki derim ve bu şekilde mantığımı zorlayabilirim... Belirttiğim gibi işin içinde başka faktörler var gibi...

    Size bu yöntemi öneren kişiden kaşarpeyniri'nin hormonal sistemi uyarma halkasını (çalışma metodolojisini) dinlemek isterdim.

    İşin ilginç tarafı bu yöntemi size öneren "abi" dediğiniz kişinin "bitki araştırmacısı" olduğunu söylemektesiniz, bu abi'niz size bir bitki önermek yerine (ki hormonal olayları inanılmaz etkileyen bitkiler var) kaşarpeyniri mi önerdi? Öyle bitkiler bulunmaktadır ki vücudunuzda yapacağı etkileri gördüğünüzde hayretler içerisinde kalırsınız. Ama bu bahsettiğim bitkilerin içinde faklı onlarca kimyasal bileşen de bulunduğundan yapacağı olası karaciğer ve böbrek tahrifatından dolayı isimlerini belirtmem/önermem mümkün değildir.

    Sonuç olarak,
    Daha önce de belirttiğim gibi, hormon ve türevlerinden (tetikleyiciler dahil) uzak durun, spor'u sağlık sorununuz yoksa asla bırakmayın, dengeli beslenin (sebze/meyve/et), vücut geliştirmeye gerekli vakti ayırın en önemlisi uyku düzeninizi aksatmayın. Doktor tavsiyesi ile vitamin/mineral alabilir ve Omega-3 (pahalı bir takviyedir) ara sıra kullanabilirsiniz. Ayrıca vücut geliştirecem diye çok ağır kaldırmayın, bu işi hoca eşliğinde direktiflere uyarak yapın.

    DHT'yi unutun!
     
    Son düzenleme: 12 Şubat 2011
  20. zumruduanka
    Offline

    zumruduanka Üye

    Katılım:
    20 Haziran 2010
    Mesajlar:
    167
    Beğenileri:
    41
    Ödül Puanları:
    38
    Meslek:
    pazarlama
    Yer:
    istanbul

Sayfayı Paylaş