Aptallıkla Cesaret arasındaki o ince çizgi..

Konusu 'Konu Dışı' forumundadır ve modexl16 tarafından 15 Haziran 2008 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 9 üye.
  1. modexl16
    Offline

    modexl16 Üye

    Katılım:
    23 Temmuz 2007
    Mesajlar:
    69
    Beğenileri:
    7
    Ödül Puanları:
    0
    Evet arkadaşlar bu konu hakkında bir fikri ya da yorumu olan var mı...
     
  2. D.Wolf
    Offline

    D.Wolf Üye

    Katılım:
    19 Ocak 2008
    Mesajlar:
    1.305
    Beğenileri:
    2.200
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    istanbul
    bence sen abartıyorsun artık...yaşın olmuş 19, böyle şeyleri coktan aşman gerekirken, bize bizimle zaman gecirmek için tuhaf tuhaf sorular sordugunu görmeye başladım...anlaşılan senin arkadas ortamın alt tabakadaki insanalrdan oluşuyor...alınma sakın, ama o arkadas ortamını değiştirmen lazım...böyle olayların temelinde hep arkadas ortamının bıraktıgı izler vardır...sen hayatın için savaş ver...bak, sınavdan yeni cıktın zaten..git ilk önce hayati sorumlulukarınla ugras, buraya gelmeden önce....ileride bu sorduklarının hepsinin cevabını bulursun merak etme...kendinin aptal veya zeki oldugunu da en iyi bilen de sensin...
     
    castorpollux ve KD bunu beğendi.
  3. modexl16
    Offline

    modexl16 Üye

    Katılım:
    23 Temmuz 2007
    Mesajlar:
    69
    Beğenileri:
    7
    Ödül Puanları:
    0
    Ben o bakma etme aşk olaylarını sizin sayenizde artık zaten.İnşallah bu sene ünşiversiteye başlayaıp kazanırsam tabi sınav fena geçmedi yeni bir sosyal çevre edşnecegim wolf kardeşim.Bu sadece hep merak ettigim bi konuydu sadece genede teşekürler yazdıgın için..
     
  4. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Bu açtığın konu güzel aslında, bence şöyle özetlenebilir,
    insanlar sonuca bakarlar,
    Mesela bir serseri sana laf attı, sırf sana değil, sokaktaki herkese laf atıyor, taciz ediyor, kızlara sataşıyor.
    Adamın yanına gittin, tek laf etmeden kafayı çaktın, adamın burnunu kırdın.
    Adam yerlerde, sen yürüdün gittin.
    Kahramansın, hikayeye devam edelim, adam yerden kalktı, hınçla arkandan koştu, kafana yerden aldıı kocaman taşı geçirdi, kafan yarıldı (bilerek seni öldürtmedim)

    Yerdesin, adam üzerine düşmeden yürüdü gitti.

    Şimdi filmi burada durduralım, ne oldun çevrenin gözünde?

    Aptalsın...

    Bu hikayenin ana fikri, bu tür yargılar, değerlendirmeler kaypaktır.
    Duruma ve sonuca göre her an değişebilir, bir an kahraman olursun, 30 saniye sonra ise sersem.

    Kahraman olmak için hırsla, karate yaparsın, vücut çalışırsın, ama sonuçlar bununla belirlenmez, İstiklal Caddesinde, SAT komandosu yüzbaşı sırtından aldığı bıçak darbesiyle öldürüldü.

    O her hücresiyle bir kahramandı, aldığı eğitim ve beden kuvveti, psikolojisi çok özeldi, ama 3. sayfada bok yoluna gitmiş bir adam olarak zihinlere yer etti.

    O yüzden kahramanlık falan palavradır, 2-3 insanın gözüne girmenin 5 paralık değeri yoktur hayatta, çünkü dediğim gibi 30 saniye sonra onların gözünde sersemde olabilirsin.
    Kimsenin alkışı için bu kadar riske ve zahmete girmeye deymez.
     
    orpheo, emirturk ve D.Wolf bunu beğendi.
  5. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Kahramanlık yok mudur?
    Bence vardır, ama gündelik olaylarda yoktur.
    Biraz melodramatik, Türk filmi tadında gelebilir, ancak genede devam edeceğim.
    Kahramanlık bir kere 10 saniyelik kavgalarla olmaz, hayata yayılan bir inanç ve yaşayışla olur bana kalırsa.
    Kahramanı bence zaten herkes anlamaz, bir aile babası, mesela kahraman olabilir, sessiz sedasız, ailesi için yaptığı fedakarlıklarla, seçimlerle kahraman olabilir mesela.
    Anlık bir vurma kırmayla değil, uzun bir yolu bilerek seçerek kahraman olunur benim gözümde.
    Önünde iki yol uzanırken, kolay olana sapmak yerine, derin nefes çekerek, inançların doğrulutusunda zor olanı seçerek.

    Mike Mentzer diyordu, Değerler sporumuzda çok çok önemlidir.
    Hayatta değelerini belirleyen, sınırlarını da belirler.
    Ne + Benim için ne kadar değerli?

    Önce nelerin değerli olduğu, sonra bunların değer derecesi, sonra zaten eylemler gelir.

    Neye inandığın çok önemli, üç kuruşluk insanların alkışına inanıyorsan, bu insanların alkışına göre yaşarsın.
    Sonra ne kadar değerli olduğu sorusu gelir.
    Yaşamından daha değerli ise, bu alkış için ölüme bile gidersin.

    Mesele burada başlıyor, değerleri bulmak ve sonra bunlar için neyi göze alabileceğini belirlemek.

    Kahramanlık, eğer bu değerlerinle arana bir engel girerse, bu engeli aşacak gücün varsa, kendini gösterir.
    Aşmaya gücün yetmezse, ve genede deneyim kaybedersen, 3-5 insan için genede kahraman olabilirsin.
    Değerlerin yoksa, tek değerin yaşamaksa, kahraman olmasan bile akıllı olabilirsin.

    Akıl-cesaret...
    Hep göreceli kavramlar, en önemlisi bunlara giden yolda hayatını iyi değerlendirip ona göre hareket etmek.
     
    orpheo bunu beğendi.
  6. KD
    Offline

    KD Üye

    Katılım:
    9 Mart 2007
    Mesajlar:
    244
    Beğenileri:
    54
    Ödül Puanları:
    0
    d.wolf'a katiliyorum.. bencede bu konuya fazla kafa yoruyorsun akisina birak hayati ne olacagi varsa olur
     
  7. modexl16
    Offline

    modexl16 Üye

    Katılım:
    23 Temmuz 2007
    Mesajlar:
    69
    Beğenileri:
    7
    Ödül Puanları:
    0
    Ben bu konuyu sadece sohbet etmek için açmıştım.Adminler dilerseler kapatbilirler..
     
  8. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    Açtığı başlıkta ve merak ettiği konularda hiçbir problem yok. Ben 30 yaşına gelmiş; ama bu modexl'nin öğrenmeye çalıştığı şeyleri hiç sorgulamamış insanlar biliyorum. Hayata ve sosyal bir birey olan insana dair açtığın başlıklar gerek senin için gerekse bizim için çok faydalı oluyor. Sana bilgi vermeye çalışırken bildiklerimi tekrar ediyor ve yaşantılarımızı tekrar süzüyoruz.
    Toplumca yanlış bilinen bir durumdur, aptallıkla cesaret arasında bağ kurma. Cahil adamın düşünmeden yaptığı cüretkarlığı hiçbir zaman cesaret olarak nitelendirilemez benim gözümde. Adı üstünde aptal adamın yaptığı bir aptallıktır hep. Hiçbir zaman tek yumrukta milleti yere seren, herkesin korkudan saygı gösterdiği insanlardan olmak istemedim ve ne mutlu bana ki yine istemiyorum.
    Hep toplumun yanlış öğretileri bunlar. Millete eğlence lazım. başka birşey değil. Sen sadece bir malzeme olursun onların gözünde. İçnten içe kendini kahraman sayacaksan o da senin gafletin. eğer öyleyse ne yazıkki sen de toplumun yanlış öğretilerinden kendi payına düşen yanlışları almış ve toplumun oynattığı bir kukla olmuşsun demektir.
     
  9. D.Wolf
    Offline

    D.Wolf Üye

    Katılım:
    19 Ocak 2008
    Mesajlar:
    1.305
    Beğenileri:
    2.200
    Ödül Puanları:
    123
    Yer:
    istanbul
    insanın en büyük düşmanıda, dostu da kendisidir...insan ilk önce kendine danışmalı herşeyi...ama hemen kestirip atacak şekilde değil...iyice derinlere inmeli...eger kendi kafasına analiz yapamazsa, zaten ileride bunun sıkıntısını cok çekecek demektir...oturup kendi yanlışlarını, dogrularını tartmalı....hemen kaçmamalı bazı şeylerden....
    başkaları sana ancak 1-2 cümle yazar ve senin de aklında kalan 2-3 kelimesi olur, ama kendin düşünüpte istikrarlı kararlar alamazsan, hayatın boyunca aciz kalmaya mahkum olursun maalesef....kendi ilacın sensin...bir kere sen , ben mutsuzum diye ortalıklarda dolaşıyorsun ve çözüm bulamayınca, kendinden bir hipotez atıyorsun ortaya ve bunu destekletmeye çalışıyorsun...kendin kafa yor bazı şeylere..hayatınla ilgili anlık kararlarda da foruma yazacak halin yok ya herşeyi...kendin biraz düşün , ben onu diyorum..herhangi bir kötü niyetim yok...sana , tek önerim en yakında arkadas çevreni değiştirmendir...biraz daha mentalite seviyesi yüksek olan insanlarla takıl...bu yaşlarda nasıl başlarsan öyle gidersin...en yakın zamanda düzelmen dileğiyle.....
     
  10. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun
    seni çok iyi ve anlıyor ve düşüncelerine katılıyorum D.wolf.
    Gerçekten kişi tüm problemlerini diğer insanlardan yardım alarak çözmeyece alışacak. Bu aynı zamanda özgüvenini de zedeleyecek, kendi başına hiçbir problemi halledemediği düşüncesine kapılacak. Elbette zaman zaman burnunun sürtülmesi ve kimseden yardım almadan kendi tercihini yapması gerekir. Bunlara hiçbir itirazım yok.
    Bu dediklerin için biraz erken değil mi? Arkadaşı yetersiz gördüğüm yok zaten, buradakiler sadece fikr. Arkadaş yine kendi mantık çerçevesine uyganı ve durumuyla birebir örtüşeni almaya çalışacak. Elbette bunu bizim sunduğumuz şekilde değil, kendi uygun gördüğü şekilde yapacak. Burada belirttiklerimiz onu max. 5 dk. düşündürecektir sadece. Farklı düşünecek evet. Ama doğruyu kendisi bulacak. Okuduğunda "bu şekilde hiç düşünmedim" diyecek.
    Eğer bizim fikrlerimizi sentezleyerek, kendi karakter ve düşünce yapısına uydurarak uygulayacak ve bu uygulama kararını kendi hür iradesiyle alacaksa bence hiçbir problem yoktur.

    D.wolf senin bahsetmek istediğin davranışı ben lise'deyken çok sergiliyordum. Her problemimi abime danışıyor ve onun yaşantılarından öğrendiğim benzeri örnekleri moda mod uyguluyor ve yine bir problem olduğunda souluğu abimin dizinin dibinde alıyordum. Akıl danışmam da hiçbir problem yok, sadece moda mod uygulamamda problem var.
     
  11. fitnessist
    Offline

    fitnessist Üye

    Katılım:
    28 Nisan 2008
    Mesajlar:
    323
    Beğenileri:
    437
    Ödül Puanları:
    73
    şu yaşıma kadar yaşadığım deneyimleri göz önünde bulunarak duraksamadan dile getirriyorum ki ; cesaretin dozajı olmaz bana kalırsa "cesur insanlar aptal insanlardır".

    cesaretten kastım üçüncü sınıf aksiyon filmleri tadında atraksiyona girmek tabi, yoksa hayatı korkarak yaşarsanız büyük ölçüde ıskalarsanız! hayat sahnesinde seyirci değilde birer oyuncu olmak istiyorsanız cesur olmak zorundasınız

    ne bileyim örneğin;

    - karşı masadaki bir süredir göz teması kurduğun karşı cinsle sohpet etme cesareti göstermek..

    - öss tercihleri yapılırken senin çok istediğin fakat ailenin onaylamadığı şehir dışında bir fakülteyi tercih etmek

    bunlar gerçek cesaret isteyen davranışlardır.
     
  12. salvadore_xp
    Offline

    salvadore_xp Üye

    Katılım:
    25 Kasım 2007
    Mesajlar:
    1.113
    Beğenileri:
    531
    Ödül Puanları:
    123
    Meslek:
    Öğrenci
    Yer:
    İstanbul and Giresun

    Evet fitnessist, senin bahsettiğin 3. sınıf aksiyon tadında aktaksiyonlardan bahsediyoruz. Bahsettiğin cesaret örnekleri birey olmaya giden yolun kilometre taşlarıdır özünde. Buna da akıllı cesareti diyelim o zaman. İki çeşit cesaret türü var. Aptal cesareti ve akıllı cesareti. Yolumuza çıkacak olan cesaret arenalarında her zaman akıllı cesareti gösterme fırsatımız ve gösterecek gücümüz olur inş.
     
  13. emirturk
    Offline

    emirturk Üye

    Katılım:
    28 Eylül 2007
    Mesajlar:
    160
    Beğenileri:
    60
    Ödül Puanları:
    38
    Aslında aptallık ile cesaret arasında oldukça kalın bir çizgi var.Hatta çizgidende öte oldukça kalın ve yüksek bir duvar var. Cesaret bir erdemdir. Aptallık ise adı üzerinde olan bir durum.Sana tavsiyem Karasan'ın yazdıklarını iyi oku ve anlamaya çalış.
     
  14. SRTN
    Offline

    SRTN Üye

    Katılım:
    2 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    112
    Beğenileri:
    46
    Ödül Puanları:
    38
    Karasan ın dediği gibi bunlar anlık , göreceli kavramlar.. aynı iyi - kötü gibi.Bir an iyisin bir an kötü. İyi yada kötü olman , aptal ya da cesur olmanın bir önemi yok aslında. önemli olan kendi yolunda daha iyiyi isteyerek ilerlemektir. bir hikaye vardır , doğrulunu bilemem ama.. ;

    Leonardo da Vinci 'Son Akşam Yemeği' isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı... İyi'yi İsa'nin bedeninde, Kötü'yü de İsa'nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda'nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı...
    Resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı... Bir gün bir koronun verdiği konser sırasında korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uyduğunu fark etti... Onu poz vermesi için atölyesine davet etti, sayısız taslak ve eskiz çizdi.. Aradan 3 yil geçti. 'Son Akşam Yemeği' neredeyse tamamlanmıştı, ancak Leonardo da Vinci henüz Yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştı...
    Leonardo'nun çalıştığı kilisenin kardinali, resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başladı.. Günlerce aradıktan sonra Leonardo vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam buldu.. Paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştı...
    Leonardo yardımcılarına adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyledi çünkü artık taslak çizecek zamanı kalmamıştı.. Kiliseye varınca yardımcılar adamı ayağa diktiler. Zavallı, başına gelenleri anlamamıştı.. Leonardo adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı, bencilliği resme geçiriyordu..
    Leonardo işini bitirdiğinde, o zamana kadar sarhoşluğun etkisinden kurtulmuş olan berduş gözlerini açtı ve bu harika duvar resmini gördü. Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: 'Ben bu resmi daha önce gördüm'... 'Ne zaman' diye sordu 'Leonardo da Vinci, o da şaşırmıştı. 'Üç yıl önce.. O sıralarda bir koroda şarkı söylüyordum, pek çok hayalim vardı, bir ressam beni İsa'nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti'.. .
     
  15. Optimus_Prime
    Offline

    Optimus_Prime Üye

    Katılım:
    28 Mayıs 2008
    Mesajlar:
    54
    Beğenileri:
    33
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Antrenör
    Yer:
    Ankara

    Dostum vermeye calıstın bilgi gercekten güzel ama bok yoluna gitti tabirini kullanman gercekten sana yakışmamış insanlar hayatta nelerle karşılaşacağını bilemez belki o kahraman kişi bıcak darbesiyle değilde trafik kazasında yada biyerden düşüpte hayatını kaybede bilirdin ama kaderinde bölesi varmış bir anlık dalgınlığı sonucu bu olay başına gelmiş herneyse uzatmaya gerek yok sadece o kullandığın tabir hiç hoş değil ..
     

Sayfayı Paylaş