Bu açtığın konu güzel aslında, bence şöyle özetlenebilir,
insanlar sonuca bakarlar,
Mesela bir serseri sana laf attı, sırf sana değil, sokaktaki herkese laf atıyor, taciz ediyor, kızlara sataşıyor.
Adamın yanına gittin, tek laf etmeden kafayı çaktın, adamın burnunu kırdın.
Adam yerlerde, sen yürüdün gittin.
Kahramansın, hikayeye devam edelim, adam yerden kalktı, hınçla arkandan koştu, kafana yerden aldıı kocaman taşı geçirdi, kafan yarıldı (bilerek seni öldürtmedim)
Yerdesin, adam üzerine düşmeden yürüdü gitti.
Şimdi filmi burada durduralım, ne oldun çevrenin gözünde?
Aptalsın...
Bu hikayenin ana fikri, bu tür yargılar, değerlendirmeler kaypaktır.
Duruma ve sonuca göre her an değişebilir, bir an kahraman olursun, 30 saniye sonra ise sersem.
Kahraman olmak için hırsla, karate yaparsın, vücut çalışırsın, ama sonuçlar bununla belirlenmez, İstiklal Caddesinde, SAT komandosu yüzbaşı sırtından aldığı bıçak darbesiyle öldürüldü.
O her hücresiyle bir kahramandı, aldığı eğitim ve beden kuvveti, psikolojisi çok özeldi, ama 3. sayfada bok yoluna gitmiş bir adam olarak zihinlere yer etti.
O yüzden kahramanlık falan palavradır, 2-3 insanın gözüne girmenin 5 paralık değeri yoktur hayatta, çünkü dediğim gibi 30 saniye sonra onların gözünde sersemde olabilirsin.
Kimsenin alkışı için bu kadar riske ve zahmete girmeye deymez.
Genişletmek için tıkla...