Amino

Konusu 'Supplementler' forumundadır ve sedatturk tarafından 21 Ağustos 2004 başlatılmıştır.

  1. sedatturk
    Offline

    sedatturk Üye

    Katılım:
    21 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    2
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    turizm
    Yer:
    kuşadası
    amino ile ilgili herşey
     
  2. Despo
    Offline

    Despo ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    30 Mart 2004
    Mesajlar:
    7.966
    Beğenileri:
    6.095
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Serbest
    Yer:
    Danimarka
    selam sedat siteye hosgeldin, hani hersey :) ?
     
  3. sedatturk
    Offline

    sedatturk Üye

    Katılım:
    21 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    2
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    turizm
    Yer:
    kuşadası
    yani konu başlığı olarak düşünmüştüm

    ben nede olsa yeni üyeyim bu body building olayınada yeni başladım. her türlü sorunu ve konuyu paylaşabilecemizi düşünüyorum
     
  4. Coleman
    Offline

    Coleman Üye

    Katılım:
    15 Ağustos 2004
    Mesajlar:
    451
    Beğenileri:
    250
    Ödül Puanları:
    73
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    ticaret
    Yer:
    istanbul
    amino nedir

    amino asitler proteinlerin yapı taşlarıdır ve bunların parçalanmasıyla açığa çıkarlar. normalde bu parçalanma mide-bağırsak bölümündeki sindirim ile gerçekleşir. kilo ve yaş oranlarına göre değişim göstermekle birlikte genellikle 80 kg olan bir insanda 80 gram bulunur. vücudun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için en az 8-10 gram daha ilaveten alınmalıdır. 20 gramın üstünde alındığı taktirde üreyle vücuttan atılır. günümüze kadar 25 amino asit belirlenmiş olup bunların 8'i isoleucin, leucin, lysin, methionin, phenlalanin, threonin, tyrptophan ve valin gidalardan alınmalıdır, 2'si gelişme devresinde, diğer 15 tanesi ise bu amino asitlerin yapımı ve yıkımı esnasında oluşmaktadır. arginin ve omithin amino asitleri büyüme hormonunu salgılayan hipofizi uyarırlar. bu hormon kas büyümesini sağladığı ve yağ yakımını hızlandırdığı için tüm sporcuların rüyasıdı :eek:
     
  5. acaliss
    Offline

    acaliss Üye

    Katılım:
    4 Mart 2006
    Mesajlar:
    212
    Beğenileri:
    6
    Ödül Puanları:
    0
    ya aradim ama bulamadim; 1 gr amino asitin kac gr proteine tekabul ettigini biliyor musunuz??
     
  6. baris
    Offline

    baris Özel Üye

    Katılım:
    10 Ekim 2005
    Mesajlar:
    624
    Beğenileri:
    554
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    üniversite ogr.
    Yer:
    ankara
    1 gr
     
  7. masteer
    Offline

    masteer Özel Üye

    Katılım:
    17 Şubat 2006
    Mesajlar:
    809
    Beğenileri:
    1.095
    Ödül Puanları:
    103
    Selam,

    Bu aslında onemlı bır konu, ben proteın alımımda aldıgım amınoacıtlerın toplam gramını proteın olarak ıkıyle carpıyorum,
    ama bu bılımsel bır kaynaga dayanmıyor, sadece amıno acıd tabletındekı cok farklı amınoların bırlıkte olması dolayısıyla
    boyle olması gerektıgını dusundugum ıcın, bu konuyla ılgılı bılımsel bır kaynak gosterebılecek yada bılgısı olan varm ı
     
  8. EyeSeeYou
    Offline

    EyeSeeYou Özel Üye

    Katılım:
    5 Nisan 2005
    Mesajlar:
    509
    Beğenileri:
    242
    Ödül Puanları:
    0
    bunun kesin bir cevabı yok aslında...amino tabletlerinin içerdikleri amino asit tür ve miktarların bağlı olarak değişebiliyor...kimi amino tabletlerindeki bileşim, hiç tam protein oluşturmazken, kimileri oluşturabiliyor...örneğin, GNC marka amino tabletlerinin 5 adedi 3 gr protein yapanı da var 3 adedi 3 gr yapanı da...diğer markalarda çok daha farklı kombinasyonlar da görülebiliyor...
     
  9. Myostatin
    Offline

    Myostatin Üye

    Katılım:
    1 Mart 2006
    Mesajlar:
    141
    Beğenileri:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    Antrenör-dieyetisyen
    Yer:
    frankfurt
    selamlar
    ben sana söylim bir gramm ( piyasada satılan aminolardan bahzediyorum yani farma aminolardan behasetmiyorum !)
    örnegin lactalbumin den üretilmis aminolardan bahsediyorum . eger icinde tablet basına oran olarak 2000 mg varsa BU DA 2 GRAMM DEMEKTİR !!! KATKIMADELERİNİ HESAPLAMIYORUZ ( magnesium sterat? bunu her bir gramm amino asidi 1 gramm proteine esdegerdir !!!! kısacası lacalbuminhydrolisat türkcesi parcalanmıs protein yani aminoasitlere parcalanmıs protein !!!
    yani 1000mg amino esdegerdir 1 gramm proteine
    saygılar
     
  10. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    işte herşey :)

    Amino asitler proteinlerin temel yapılarıdır. Tüm canlılar yaşamsal fonksiyonları için amino asitlere ihtiyaç duyarlar. Hormonlar, enzimler hepsi yapılarında amino asitler taşırlar.Amino asitler kimyasal bağlar ile bağlanarak uzun diziler yaparak proteinleri oluştururlar.

    İnsan bedeni durmadan çalışan bir fabrika gibidir. Besinler ile aldığımız proteinler, bazı kimyasal işlemlerden geçirilerek yapı taşları olan amino asitlere ayrılır. Kazanılan bu amino asitler vücutta değişik amaçlara yönelik olarak değişik diziler haline getirilir. İnsan vücudunda 50.000 değişik protein ve 20.000 değişik enzimin bulunduğu düşünülmektedir.

    Proteinler kas, kemik, organlar, salgı bezleri, kan, tırnak, saç, bağ dokuları gibi bir çok dokuda yer alırlar. Amino asitler hücrelerin kromozomlarda yer alarak genetik bilgiyi taşırlar. Merkezi sinir sisteminde amino asitler nörotrnsmitterler (bilgi taşıyıcı özel yapılar) gibi davranırlarken nörotransmitterlerin yapınıda da yer alırlar.

    Dengeli bir günlük beslenme, vücudun yeterli protein üretimi için gereken amino asitleri sağlar. Eğer kişi yetersiz besleniyorsa protein yapımı bundan etkilenir ve sağlık problemleri görülmeye başlar. Amino asit alımındaki dengeyi bozan diğer etmenler arasında çevre kirlenmesi, işlemden geçirilmiş besinler, hormonlu et ürünler, ziraii ilaçlar , ilaç, sigara ve alkol kullanımı gösterilebilir.

    Yapısal olarak bakıldığında 29 değişik amino asit vardır. Bunların değişik kombinasyonlarda bağlanmaları ile binlerce değişik proteinler oluşur. Karaciğerimiz besinlerden alınan proteinlerden bazı amino asitleri üretebilmektedir. Bu gurup amino asitlere esansiyel olmayan (nonesasnsiyel) amino asitler denir. Bu gurupta Alanin, Aspartic asit, Asparagin, Glutamic asit, Glutamine, Glisin, Prolin, ve Serin. Diğer amino asitler vücutta alınan besinlerden yapılamaz bu grup amino asit dışarıdan alınmak zorunda olan amino asitler, esansiyel amino asitler olarak isimlendirilir. Bu grupta Arginin, Histidin, Isoleucin, Leucin, Lyzin, Methionin, Fenilalanin, Treonin, Tritophfan, ve Valin yer alır.

    Bir çok amino asidin iki formu bulunur, bu formlar molekülün uzay geometrisel olarak ayna görüntüsü halidir. Bu formlar L- ve D- olarak gösterilirler. Doğal amino asitler L- formunda bulunur. Bu konuda Fenilalanin her iki formda da bulunması ile istisna teşkil eder.

    diyetce.com _______________________________________



    L - ALANİN : L-Alanin vücutta glukose metabolizmasında kullanılan amino asittir ve karbonhidratların yanarak vücut enerjisinin üretilmesinde yardımcıdır.

    L- ARGININ : Vücutta adale oluşması ve yağların yakımıda yine L-Arginin varlığında gerçekleşir. L-Arginin ayni zamanda; kollagen üretiminde,siroz gibi karaciğer hastalıklarında faydalıdır.
    Hamile ve emziklilerin L-Arginin kullanması sakıncalıdır.

    L - ASPARAGIN : L-Asparagin,merkezi sinir sisteminin dengesinin muhafazası için gereklidir. Aşırı sinir ve asabiyet oluşumunu engeller.

    L - ASPARTİK ASİT : Canlılık ve güç,kuvvet verdiği için yorgunluğa iyi gelir. Kronik yorgunluk aspartik asit seviyesinin düşüklüğüne bağlı olarak gelişen hücresel enerji eksikliğinin bir sonucudur. Bu amino asit ayni zamanda aşırı amonyağı vücuttan atarak karaciğeri korur. L-Aspartik asit diğer amino asitlerle birleşerek kandaki toksinleri absorbe ederek kanı temizleyen bir molekül oluştururlar. Ayni zamanda RNA/DNA üretimi için gerekli olan hücresel faaliyetlere yardımcı olur.

    L - SITRULLIN : Enerji verir,immün sistemi canlandırır. L-Arginin'i metabolize eder ve canlı hücrelere zarar veren amonyağı detoksifiye eder.

    L - SİSTEIN : L-Sistein vücuttaki toksin maddeleri temizler bu sayede hücreleri korur. Hücreleri radyasyonun zararlı etkilerinden korumasının yanı sıra beyin ve karaciğeri de sigara ve alkolün zararlarından korur. L-Sistein 'in respirator kanalda mukuz' u parçalama özelliği olduğundan genellikle bronşit,amfizem ve tüberküloz tedavisinde faydalıdır.

    L - SİSTİN : Bu amino asit cerrahi operasyonlardan sonra yanık ve yaraların iyileşmesi için önemlidir. Bronşit gibi solunum sistemi hastalıklarının iyileşmesinde,beyaz kan hücrelerinin aktivitelerinin arttırılmasında faydalıdır. Pankreasın şeker ve nişasta asimilasyonu için ihtiyacı olan insülinin temininde yardımcı olur.

    GAMA-AMINOBUTİRIK ASIT (GABA) : Beynin reseptör yanını doldurarak stres mesajlarının beyinin motor merkezine ulaşmasını önler. GABA merkezi sinir sisteminde nöron aktivitesini azaltarak nörotransmitter görevi görür.

    L - GLUTAMIK ASIT : Bu amino asit kişilik bozukluklarının düzeltilmesine yardımcı olur. Glikoz yanında glutamik asit beyin yakıtı olarak kullanılabilen tek maddedir. Beyin glutamik asidi beyin hücre aktivitelerini düzenleyen bir maddeye dönüştürür.

    L - GLUTAMINE : L-Glutamin alkolizm,şeker ihtiyacının giderilmesi,mental kabiliyet,erkeklerde impotens, yorgunluk, yaşlılık,şizofreni,mental gerilik,peptik ülser ve sindirim sisteminin sağlığı açısından insan bünyesine yardımcıdır. Beyinde glutamik asidi serebral fonksiyon için esas olan dönüşüme uğratarak ihtiyaç duyulan GABA miktarını yükseltir.

    L-GLUTATHION : Vücudu sigara ve radyasyonun zararlı etkilerine karşı korur,kemoterapi ve X ışınlarının yan etkilerini azaltır. Alkol zehirlenmesine karşı savaşır. Bir metal ve ilaç detoksifiyanı olarak karaciğer ve kan bozukluklarının tedavisine yardımcı olur.
    L-GLİSIN : Merkezi sinir sistemi fonksiyonları ve prostat sağlığı için gereklidir. Bu amino asid bipolar depresyon tedavisinde kullanılır. Bu amino asidin çok fazla olması durumunda glukozu metabolik zincirden çıkararak yorgunluğa sebep olur .Uygun miktarlarda olması durumunda ise daha fazla enerji üretir.

    L-HİSTİDİN : L-Histidin büyüme ve dokuların onarımı,ülser,hiper asidite,sindirim ve mide özsuyu oluşumunda çok önemlidir. Allerji, romatoid artrit ve anemi tedavisinde,kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin üretiminde ihtiyaç duyulur.

    L-ISOLÖSİN : Kas dokusunda metabolize edilir. Daima lösin ve valin ile birlikte dengeli halde alınmalıdır. Eksikliğinde hipoglisemiye benzer semptomlar oluşur.

    L-LÖSİN : L-Lösin yükselmiş olan kan şeker seviyesini düşürür. Daima isolösin ve valin ile birlikte dengeli bir şekilde alınmalıdır. Bu önemli amino asid kemiklerin,cilt ve kas dokusunun iyileşmesinde rol oynar.

    L-LİSİN : L-Lisin bütün proteinlerin esansiyel yapı bloğu olarak çocuklarda büyüme ve kemik gelişimi için gereklidir. Yetişkinlerde kalsiyum absorbsiyonuna yardımcı olur ve azot dengesini muhafaza eder. Eksikliğinde enerji düşüklüğü,konsantrasyon yetersizliği, irritabilite, saç dökülmesi, anemi, büyüme gecikmesi ve cinsel fonksiyon bozuklukları oluşur.

    L-METİONİN : Yağların parçalanmasına,karaciğer ve arterlerde yağ oluşumunun önlenmesine yardımcı olur. Bu amino asit sindirim sistemine yardımcı olur. Adale zayıflığını ve saç kırılmasını önler. Allerjik kimyasallara hassasiyetin giderilmesi ve osteoporosiste kullanılması faydalıdır.

    L-ORNİTİN : L-Ornitin vücutta L-arginin ve L-karnitin ile birlikte aşırı yağı metabolize ederek büyüme hormonu salar. İmmün sistem ve karaciğer fonksiyonları için gereklidir. Bu amino asid ayrıca amonyağı detoksifiye eder.

    L-FENİLALANİN : L-Fenilalanin sıklıkla depresyon tedavisinde kullanılır. Nörotransmitterleri üretir,bunlarda beyin tarafından norepinefrin üretiminde kullanılarak hafızaya,öğrenme kapsitesine ve zayıflamaya yardımcı olur. Merkezi sinir sistemindeki etkisinde dolayı bu amino asid depresyonu önler,migren,menstrual ve artrit ağrılarını azaltır. L-Fenilalanin anksite atakları çeken,yüksek tansiyonlu,fenilketonürili hamilelerde kullanılmamalıdır.

    DL-FENİLALANİN : DL-Fenilalanin bilhassa artrit ağrılarının kontrolünde çok etkilidir. Bütün amino asidlerin oluşumunda temeldir. Mental dikkati yükseltir,iştahı azaltır,parkinson hastalığına iyi gelir. Hamileler,şeker hastaları ve yüksek tansiyonu olanlarda dikkatli kullanılmalıdır.

    L-PROLİN : L-Prolin kollojen üretimine yardımcı olarak cildi düzeltir. Kıkırdakları,eklemleri, tendonları ve kalp kaslarını güçlendirir.

    L-SERİN : L-Serin yağ ve yağ asidi metabolizması,kas gelişimi ve immün sistemi için varlığı önemlidir. Ayrıca immünoglubulinlerin ve antibadilerin üretimine yardımcı olur.

    L-TAURİN : L-Taurin yüksek konsantrasyonlarda kalp adalesi,beyaz kan hücreleri,iskelet adaleleri ve merkezi sinir sisteminde bulunur. Bu amino asid yağ sindiriminde,kalp bozukluklarında, hipoglisemi, aterosklerosis, ödem ve, hiper tansiyonda faydalıdır.

    L-TREONİN : L-Treonin kalp,merkezi sinir sistemi ve iskelet kaslarında vardır. Bu önemli amino asid epileptik atakların kontrolünde kullanılır.

    L-TRİPTOFAN : L-Triptofan insan davranışlarını stabilize eder. Seratonin üretiminde kullanılır. Seratonin sinir impulslarını bir hücreden diğer hücreye ileten nörotransmitter olup normal uyku için gereklidir. Hiper aktiviteyi agresif çocukların kontrolünde kullanılır. Kalbe iyi gelir. Kilo kontrolüne yardımcı olur. Vitamin B-6 üretimi için gerekli olan büyüme hormonlarının salınmasında faydalıdır.

    L- TİROSİNE : Tirosin eksikliğinde hipotiroidizm oluşur. Konsantrasyonu düzeltir,iştahı bastırır ve vücut yağlarını azaltır. Karaciğerde fenilalaninin parçalanması ile ilgilidir. L-Tirosin, L-fenialaninden üretilebilir. Tirosin eksikliğinde norepinefrin üretimi azaldığından depresyon ve davranış bozuklukları oluşur.

    L-VALİN : L-Valin stimülan etkilere sahip olup eksikliğinde vücutta negatif hidrojen dengesi oluşur. Valin, lösin ve isolösin ile birlikte daha iyi adale metabolizması,doku onarımı ve azot dengesi temini için kullanılır.

    L-KARNİTİN : Uzun zincirli yağlı asidlerin taşınmasına yardımcı olur. Bu amino asid yağ oluşumunu önleyerek kilo vermeye yardımcı olur,kalp krizi riskini azaltır,atletik kabiliyeti geliştirir. Bilhassa vejeteryanların diyetlerinde kafi miktarda Lisine olmadığından L-Karnitin eksikliği oluşur.

    nefa.com.tr ________________________________________________


    Sekiz tane temel (esansiyel) amino asit vardır. Bunlar; izolösin (isoleucine), lösin (leucine), lizin (lysine), metionin (methionine), fenilalanin (phenyİalanine), treonin (threonine), triptofan (tryptophan) ve valin (vaIine)’ dir. Temel amino asitler vücutta sentezlenemez (üretilemez) ve bu yüzden dışardan besinlerle beraber veya ek gıda olarak alınmalıdır. Eğer bu sekiz temel amino asiti her gün beslenmenizde düzenli bir şekilde alırsanız vücudunuz kas üretimini, hormon ve enzim formasyonu için gerekli olan tüm diğer amino asitleri üretebilir. Bu 8 temel amino asitten lösin (leucine), izolösin (isoleucine) ve valin (valine) özel bir amino asit grubu oluştururlar ve Çift-zincirli amino asitler (BCAA-Branched Chained Amino Acids) diye anılırlar. BCAA’ lar kas dokularının muhafazası için gereklidir ve kaslardaki glikojen depolarının korunması şeklinde kendilerini belli ederler. Glikojen (glycogen) karbonhidratların bir depolanma şekli olup, enerjiye dönüştürülebilirler .BCAA’ lar aynı zamanda egzersiz, sportif aktivite veya yoğun bedensel faaliyet esnasında kaslardaki protein yıkımının önlenmesine yardımcı olurlar .BCAA’ ların besinlerle veya dışarıdan ek gıda olarak alınması araştırmalara göre aşağıdaki durumlarda faydalı olabilir:

    Yüksek irtifa veya rakımlardaki kas kaybının önlenmesi

    Sıcakta dayanıklılık performansının uzun süre sürdürülmesi
    Egzersiz performansının arttırılması ve yorgunluğun azaltılması

    Kas gücünü koruma ve arttırma

    Kas-glikojen dengesinin korunması ve protein parçalanmasının (yıkımının) azaltılması

    Yoğun fiziksel stres (Ağırlık kaldırma, koşu vs.) esnasında vücudun katabolik duruma girmesinin önlenmesi

    Fenilketonüri (PKU) hastalığında zihinsel fonksiyonlarda düzelme

    Yoğun fiziksel stres (ağırlık kaldırma, koşu vs.) esnasında vücut katabolik duruma girebilir. Yani vücut artan enerji ihtiyacını karşılamak için kas dokularını parçalayıp ayrıştırır (Protein yıkımı). Bu durum olduğunda eğer vücutta yeteri kadar BCAA varsa, kaslardaki protein yıkımının azaltılmasına yardımcı olurlar. BCAA, vücut geliştirenlerden dayanıklılık için yarışan atletlere kadar herkese faydalı olabilir. BCAA kas gelişimine önemli etkisi olan bir amino asit zinciridir. Bir sportif aktivite veya yoğun egzersiz içerisinde olmayan yetişkinler günde ortalama olarak vücut ağırlıklarının her kilogramı başına 16 mg lösin, 12 mg izolösin ve 14 mg valin’ e ihtiyaç duyarlar. Vücut geliştiriciler, kaslarını güçlendirmek isteyenler, yoğun egzersiz yapan sporcu ve atletler ise bu değerlerin 3-4 katına kadar BCAA’ ya ihtiyaç duyabilirler (Vücut ağırlıklarının her kilogramı başına 25-65 mg BCAA) (Referans13-14). BCAA’ ların herhangi bir yan etkisi şu ana kadar rapor edilmemiştir. Yüksek miktarda BCAA alınması durumunda bile BCAA’ lar vücutta diğer amino asitlere dönüştürülecek veya enerji olarak kullanılacaklardır. BCAA ile ilgili olarak henüz bir ilaç etkileşimi de rapor edilmemiştir.

    Fenilketonüri (PKU); fenilalanin denilen amino asitin vücutta parçalanması için gereken enzimin vücutta üretileme durumundan kaynaklanan kalıtsal bir metabolizma hastalığıdır. Bu hastalıkta “Fenilalanin hidroksilaz" denilen enzimin eksik olması nedeniyle “Fenilalanin" özellikle beyinde birikerek bu organın zedelenmesine neden olmaktadır. Yapılan klinik çalışmalarda bu tip hastalara BCAA verildiğinde zihinsel fonksiyonlar üzerinde yapılan bazı testlerde düzelme olduğu gözlenmiştir.

    bitkisel-tedavi.com ___________________________________________________
     
    sultanmehmed, destroy ve yvzmst bunu beğendi.
  11. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    Çift Zincirli Amino Asitler (BCAA)

    Çift Zincirli Amino Asitler (BCAA)

    Lösin (leucine); bir temel amino asittir ve vücutta üretilmez. BCAA grubunun bir üyesidir. Lösin içeren ek gıdalar geniş ölçüde vücut geliştiriciler ve atletler tarafından kaslarını geliştirmek için kullanılırlar. Bu amino asitin eksikliğinde hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) semptomları belirebilir ve ayrıca baş dönmesi, yorgunluk, baş ağrısı ve alınganlık da bu amino asitin eksiklik belirtileridir. Lösin diğer iki BCAA grubu amino asitlerle beraber dengeli olarak alınmalıdır. Proteinli yiyeceklerde, kahverengi pirinç, fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu yemişlerde ve bütün (tam) buğdayda değişik oranlarda bulunur.

    İzolösin (isoleucine); bir temel amino asittir ve vücutta üretilmez. BCAA grubunun bir üyesidir. İzolösin de diğer iki BCAA grubu amino asit gibi kasları güçlendirmek (fiziksel egzersizden sonra), hemoglobin üretimi, kan şekerini düzenlemek ve enerji seviyesini ayarlamak için gereklidir. Eksikliği baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, depresyon ve alınganlık gibi semptomlara yol açabilir. Bu amino asit fiziksel ve zihinsel hastalığı olanlarda da yetersiz durumdadır. İzolösin de diğer iki BCAA grubu amino asitlerle beraber dengeli olarak alınmalıdır. Yoğun sportif aktivite içinde olanlar ile yüksek irtifa ve rakımlarda çalışanlar veya yaşayanlar için özellikle tavsiye edilmektedir. Badem, mahun cevizi, tavuk, yumurta, balık, mercimek, karaciğer ve et çeşitli oranlarda bu amino asiti içermektedir.

    Valin (valine); bir temel amino asittir ve vücutta üretilmez. BCAA grubunun bir üyesidir. Kaslarda yüksek yoğunlukta bulunur. Uyarıcı etkisi vardır ve kas metabolizması, kasların onarımı, dokuların gelişmesi-büyümesi, vücuttaki nitrojen (azot) dengesinin kurulması için gereklidir. Hepatik ensefalopati, alkol ilişkili beyin hasarı ve dejeneratif sinirsel hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Eksikliği MSUD (Akçaağaç şurubu kokusunda idrar atma) ve sinirlerin dış kılıfınının (miyelin) olumsuz etkilenmesi şeklinde kendini gösterebilir. Vücut geliştiriciler ve kaslarını geliştirmek isteyenlere özellikle tavsiye edlmektedir. Doku iyileştirici ve enerji verici etkileri vardır. Diğer iki BCAA grubu amino asitle beraber dengeli olarak alınmalıdır. Mandıra ürünleri (süt, yoğurt, peynir vs.), et, mantarlar, soya fasulyesi, hububatlar ve yer fıstığı değişik oranlarda bu amino asiti içermektedir.
     
    destroy bunu beğendi.
  12. diez
    Offline

    diez ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    13.051
    Beğenileri:
    15.000
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Yer:
    Çorum
    L-Fenilalanin

    Fenilalanin (C9H11NO2); vücutta üretilen çeşitli proteinlerin yapı taşı olan bir temel amino asittir. Bilindiği gibi temel (esansiyel) amino asitler vücutta üretilmezler ve dışardan gıda veya ek gıdalarla alınmaları gerekir. Fenilalanin (LPA), aynı zamanda ultraviyole ışınları emme özelliği gösteren en yaygın aromatik amino asittir. Fenilalanin şu yiyeceklerde çeşitli oranlarda bulunur: Yağsız et, derisi alınmış tavuk, kurutulmuş-tuzlanmış morina balığı, kabuklu deniz ürünleri, mandıra ürünleri (süt, yoğurt, peynir vb.), yumurta, çemen (boyotu) tohumu, karpuz çekirdeği, soya fasulyesi, avokado, badem, lima fasulyesi ve çikolata. 12 yaşından büyük çocuklar ve yetişkinler vücut ağırlıklarının her kilogramı başına günde ortalama 15 mg fenilalanin’ e ihtiyaç duyarlar. Fenilalanin troid bezinin normal fonksiyonları için gerekli olup; trosin’ in ana maddesidir. Bu yüzden dopamin, noradrenalin, adrenalin, vitamin B6 ve vitamin C’ nin biyokimyasal dönüşümlerinde gerekli bir maddedir. Fenilalanin vücutta L-Tirosin’ e (bir diğer amino asit) dönüştürülür. L-Tirosin (L-Tyrosine) proteinlerin ve 2 önemli sinir taşıyıcısının (neurotransmitter) vücutta sentezlenmesi (üretilmesi) için gereklidir. Bu iki önemli sinir taşıyıcısı sırasıyla dopamin (dopamine) ve noradrenalin (norepinephrine) dir. 3 farklı tipte (formda) fenilalanin vardır. Bunlar L-, D- ve DL- formlarıdır. L- formu yukarıdaki yiyeceklerde doğal olarak bulunur. D- formu L- formunun ayna görüntüsü olup laboratuarlarda sentetik olarak üretilir. DL- formu ise her iki formun kombinasyonudur. Burada anlatılan fenilalanin yiyeceklerde doğal olarak ve serbest halde bulunan L- formundadır. Fenilalanin eksikliği uyuşukluk, ödem (vücudun herhangi bir yerinde su toplanması), güçsüzlük, deri lezyonları (doku yapısı değişikliği, yara), karaciğer harabiyeti, çocuk ve gençlerde yavaş büyümeye neden olabilmektedir.
     
    destroy bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş