Ahmet Enünlü

Konusu 'Yerli Müsabakalar ve Sporcular' forumundadır ve MK #7 tarafından 6 Şubat 2006 başlatılmıştır.

Watchers:
Başlığı izleyen üye sayısı: 15 üye.
  1. masor
    Offline

    masor Üye

    Katılım:
    5 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    16
    Beğenileri:
    13
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    masaj terapisti
    Yer:
    istanbul kadıköy
    benim ahmet hocamıza ne bir kinim var nede başka birşey, ben 37 yaşındayım ve15 yaşından beri body buılding yapıyorum, yani22 yıldan beri bu camianın içinde neler olduğunu nacizane bildiğimi sanıyorum. kimsenin kişiliğinede hakarette etmem, kaldıki bu ahmet hocamızsa zaten asla olur birşey değildir. aslında kendisini çok yakından tanırım hatta birbirimizi tanırız, benim sizlere anlatmak istediğim çok farklı şeyler,,, bizim en büyüklerimiz, türk body building camisına neler katabildikleridir, şüphesiz kendileri adına yaptıkları tartışılamaz, hepsi hakikaten birer efsanedir. bizde buna sonsuz saygı duyarız.. ben hepimiz adına... kral çıplak olduğunu... farkındalığını göstermek istiyorum, tbiki hepimiz aynı fikirleri paylaşmıyor olabiliriz bundan daha demokratik birşey olmaz... ahmet hocamız ve diğer degerli sporcularımızın daha farklı misyonları, tük bodysi için, yüklenmiş olmaları gerektigini savunanlardanım arkadaşım.. hee nedir bunlar diye sorarsanız,, ilk evvela türk bodysinin içindeki durumu göz önüne getirmeni isterim. halen türk bodysi bir hobi sporu olmaktan öte gidememiş,, olan birkaç sporcumuzuda destekliyememiş yani onure edememiş bir camianın içindeyiz,, spor ruhuyla dolu olan geç arkadaşlarımızın çogunu bilirimki cebindeki son kuruşuna kadar harcayıp musabık sporcu ancak olabiliyor, ancak maddi anlamda gücü varise bunu yıllara yaya biliyor.... belki bu genç müsabık ileride mr olimpia olabilecek güç ve arzuya sahip... ancak hepimizin bildigi gibi asla olmıyacak, sebep türkiyede bu sporu yapıyor. peki neden kendimize şimdi sormuyoruz bu camiada bu kadar aksaklık varken , ve bu aksaklıkları çok çok tecrübe etmiş degerli büyüklerimiz misyon olarak bu konulara egilmiyorlar,, heralde kalkıp türk body building,nin gelişmesinde fatih terimden medet umacak degiliz.. bak arkadaşım, milenyum çagını geçeli tan 7 yıl oldu ve bizim kendimizi anlatacagımız kendimizi ifade edecegimiz bir dergimiz bile yok, hala sokaktaki insanların ilk söyledigi... basmış igneyi şişmiş... işte bütün bunların sonucunda bir çatı alyında toplanamayıp tek ses olamadıgımızdandır. ve şunu bilirimki çatı altına toplayacak olan kişi babadır.. bilmem nedemek istedigimi anlayabildinmi. evet bir fedefasyonumuz var fakat devlet memurlugundan öte gitmiyor basınla hiçbir dönemde kontak halde degiller, bir vücut geliştirme müsabakasında durum içler acısı,, alinin müzigi veliye çalar gibi vs. komik işler, türk body builder bunların hiç birini hak etmiyor, müsabık olsun veya olmasın.
     
    Karakul3s ve gaddarkemal bunu beğendi.
  2. masor
    Offline

    masor Üye

    Katılım:
    5 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    16
    Beğenileri:
    13
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    masaj terapisti
    Yer:
    istanbul kadıköy
    karasan, ahmet hocayla yaptıgımız röportaj dergisi şuan benim elimdede yok , ama98 vya 99 yıllarına ait bir dergi idi derginin adı .. bd body bilding dergisi idi, bol resimli sanırım 4veya 5 sayfalık konu içeriği vardı
     
  3. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Bende yazdıklarını iyi niyetle yazdığını hissetiğim için yukarıda anlattıklarınla ilgili birkaç satır yazdım.
    Kimse kimseyi kırarak bir yere varamaz.
    Bakmayın camiamızdaki önemli bir sorun da zaten, yapay bir "saygı" duvarı ile herşeyi tabu haline getirip, o konuları konuşamamak.
    Konuşulması gerekiyor, senin en doğal hakkın, Ahmet Enünlü'n neden önderlik etme, bu sporu koruyup kollama gibi konulara el atmadığını sorgulamak.
    Ancak bende tekrar ediyorum, ortalara düşmek, medyaya şirin görünmek, bu işleri spora saygı duymayan, sansasyon haberciliği yapma derdinde olan medyaya anlatmak çok zor bir iş...
    Geçen çok sevdiğim Özer Baysaling'in otobiyografik, "Bir yaşam üzerine Sentezler" isimli güzel kitabını okuyordum.
    Özer Hoca gençliğinde iyi bir akrobatmış, bir arkadaşıyla Galata kulesinin tepesinde amutta şınav çekerek bunun haber olmasını sağlamışlar.
    Düşünün olayın zorluğunu, işteki gözü karalığı...
    Ancak ertesi gün gazetede çıkan haber şu olmuş;
    "İşkembe parasına Galata Kulesinde amut çekti!"
    Görüyor musunuz???
    Daha başka bir örnek daha var.
    Gazetetecinin birine verdiği demeçteki laflar cımbızla çekilerek, çok sevdiği vücut geliştirme ile ilgili verdiği roportaj;
    "Spor değil, tuzak!" başlığı ile yayınlanıyor...
    Daha ne diyeyim ben?
    Camia içindeki insanın arkasından konuşan, haset eden insanlarıda ekleyince, neden bu işlerden uzak durduğunu anlamak daha kolay Ahmet Hoca'nın...
    Yalnız, çok şovmen, konuşkan, girişken bir adam belki bu sporu daha fazla duyabilirdi ama emin ol ülke bir kaç büyük sporcunun mücadelesi ile bu sporu yüceltemez.
    Ahmet Enünlü'ye, "Haaa, o kızları omzuna alıp poz veren adamın yaptığı şey mi?"
    O mu spor, ben o iş için ödenek falan ayırmam" diyen bir bakanın olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
    Ya da üniversite hocalarının 1972 Mr. Universe yarışmasına katılabilmesi için izin vermediği bir ülke.
    Ki o yarışmaya girse, yüzde bin beş yüz Overall Mr. Universe olurdu Ahmet Hoca...
    Kendisi zaten şartlara karşı amansız bir mücadele vererek bir yerlere gelmiş, ama o şartları tümden düzeltmek, bence bir kişinin işi değil...
     
  4. masor
    Offline

    masor Üye

    Katılım:
    5 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    16
    Beğenileri:
    13
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    masaj terapisti
    Yer:
    istanbul kadıköy
    Neyse artık Ahmet hocamızı daha fazla günah keçisi yapmak isemiyorum sonuçta oda kendine göre elindan geleni mutlaka yapmaya çalışmıştır.
    ne mutlu bizeki türkiye cumhuriyetinde böyle onurlu bir sporcunun body building,ten çıkmış olması.
     
  5. tulug topa
    Offline

    tulug topa <img src="images/ranks/vip.gif" />

    Katılım:
    12 Temmuz 2007
    Mesajlar:
    44
    Beğenileri:
    306
    Ödül Puanları:
    0
    Sevgili forumcular bu konuyu yeni farketmiş olabilirim.Eğer epey bir zaman sonra yazıyorsam bu yüzdendir.Bu sebeple konuya direk dalıyorum.
    Ahmet Enünlü yü bir sürü insan tanır ama lutfen hayatının bir dilimini onun bulunduğu yerde geçirmiş,idman partneri olmuş,beraber yurtdışı seyahatler yapmış biri olarak benim yorumumu analiz edin.
    Öncelikle şu madalya atma hikayesini aydınlatmalıyım ki bazı şehir efsanelerini toparlayalım.Evet ;hoca gercekten derecesini beğenmez ama madalyayı filan atmaz fakat gercekten memnuniyetsizliğini gösterir.Weider den cok Oliva ya batar bu durum.Oliva odaya girer ve ''sonucları begenmeyenler olmuş:ben definisyon olabilirim ama ben 5 gun calışırım 1 gün karımla olurum 1 gün gezerim tatil yaparım'' filan der.Daha sonra hocayı yalnız bulduğunda''bak senin yaptığını burada kimse anlamaz sen o çeki al .Ben Kuba dan geldiğimde İngilizce bilmeyen renkli gözlü biriydim.Bana böyle bakıyorlardı.Bacagı kolum kadar olan niceleri beni gecti.Ama yılmadım sabrettim....Bak bugun 1 oluyorum.Sıramı bekledim seninde sıran gelir''mealinde konuşur.Daha devamı var ama genel durum budur.
    Şimdi Ahmet Enünlü nün misyonunun aslında bu değil bundan kat kat fazla olmalıydı diyen arkadaşlar.......haklıdırlar ama bir de şu acıdan bakınız.Veya hiç bu açıdan düşündünüzmü?.....
    Daha 1983 yılında spora başlayalı sadece 4 ay olmuştu, hoca ''bunun vucudu cok orantılı'' deyip benimle ilgilenmeye başlamıştı.Sürekli beni takip ederek 6 sene gecti artık onunla cok cok samimiydim .1989 yılında yeni cıkan bir ilacı ondan almak için (o aralar başka kimsede yoktu) haftalarca yalvardım.Nasılsa ona yakınım ,yuksek potansiyel gösteriyorum ,iyi olayım diye nasılsa verir diye yalvara yalvara bir hal oldum.Taş olsa verirdi.Ama bana bile vermedi.Ama vermeme sebebi yaşımın o ilacı almak için küçük olmasıydı.
    Dogrusunu söyleyin böyle bir durumda kafanızdaki adamın daha hızlı yürümesini istemezmisiniz?...Ne yalan söyliyeyim benim de yarışdığım dönemlerde böyle şeyleri hiç düşünmeden yapıyordum.Şu cocuk bir şekilde 1. ci olsun derdim.Saglıkla ilgili şeyler akla gelirmiydi.Kendi saglıgımı bile düşünmüyordum ki....
    Federasyonda Teknik komite baskanıyken doping testi yapıldığı için gercekten temiz gelen sporcular doping aldıgı belli olanları hocaya gosterince .''merak etmeyin test yapılacak temiz olmayanlar ihrac edilecek ''demişti.İdareciler doktorları alıp testlerin yapılmasını engelleyip yemeğe götürünce insanlara verdiği söz tutturulmadıgı için oracıkta ''ben bu işte yokum''diye istifayı basıvermişti.Federasyonda surekliliği olmaması hep bu gibi sebeplerdendir.''Kalıp düzeni değiştirmek için savaşsaydın'' dediğimde ''hayır''dercesine başını sallamıştı.
    Haklısınız hoca özellikle birine bir şey öğtetmek için caba göstermezdi.Forumdaki arkadaşların sözlerini pekiştirecegim:hatta ağzından lafı zorla ,söke söke alırdık.Ama onun söylediği her şeyi analiz etmek ondan sonra tartışmak, uygulamak için gece gündüz düşünürdük.Şimdiki koordinatorluk yaptıgı salonda bir suru spor akademisi mezunu ve stajyer hoca var.Bir kısmı benim salonlardan yetişme hepsini tanıyorum.Ben onların yerinde olsam 1saat erken gelir 1 saat gec gider onun söylediği her şeyi kafamda toparlarım.Daha yolun başındalar onların alacakları cok şey var.İşi gücü bırakır ağzının içine bakarım.Ama belkide biz farklı algılıyorduk,devir o devir değil.Ayrıca sürekli okur ve kendini gunceller.Diyeceğim sevgili dostlar suçu birazda kendimizde aramalıyız.İnsanlar idareci olamayabilir ama iyi antrenör olurlar.Tarzları forumdaki arkadaşların dediği gibi gecersiz veya yetersiz olabilir.Biraz olsun çabayı bizim de göstermemiz gerekmiyormu?...Sonuçta onun kendine has tarzı etik anlayışı,ikilki ,ilişkileri bilinir.O öyledir....Neden böylesin diye hesap sorabilirmiyiz?...Yaradılış işte.
    Kendisini belki tanıyorumdur Türkiye deki litaratürü iyi bildiğinin farkındayım diye söylüyorum;Karasan kardeşim veyabu işle bir miktar ilgilenen bir sürü insan bilir ki:eek:nun etrafında dolanan bizler mutlak onun yardımlarıyla olmasada sadece duruşuyla bile veya ''ben böyle yapıyorum istersen sende yaparsın ''dediği zaman onu bir dustur gibi algılayıp bizim için muthiş bir motivasyon sebebi olarak algılayıp idmana sarılırdık.Şunu demek istiyorum tabiki benimde yetiştirdiğim ,yardımcı oldugum sporcular var.Onlara tek tek anlatıyorum ama yinede şöyle olsa olmazmı diye soruyorlar.Duruma göre insiyatif kullanıyorlar,sıkışınca''hocam nasıl edelim'' diye soruyorlar.Ama biz; hoca birşey diyince kayıtsız şartsız mutlak uygulardık.Seneler senelere eklenince başarılar geldi.Aradaki farkı hissedin lütfen...İş birazda bizde bitiyor.
    Dikkat edin burada hocayı yucelttiğim yok.Tam tersi karşı tarafı elestiriyorum.Herkes bilir ki Galatasaray ve Milli takımı oluşturan Galatasaray ağırlıklı başarı seneleri gibi;bizimle beraber o spectakuler vucutculuk,o yurtdışı başarışlar bitmiştir.hoca kadar bilgisi olan yokmu?...Var ,hemde birsürü.İsimleri tek tek de sayabilirim.O dönem hocanın etrafındaki başarılı sporcu grubu iyi potansiyelleri olsada birazda Ahmet Enünlü nün payı var olsa gerek.Tekrar edeyim şekli ve niteliği tartışılır......Maruzatım anlaşılmıştır umarım...
    Vucut geliştirmenin Türk sporundaki durumu başlı başına cok cok uzun bir tartışma konusu........
     
  6. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Tuluğ Hocam, yazdıklarınız Türkiye'de vücut geliştirmenin hangi yollardan geçtiğini anlamak açısından çok önemli.
    Madalya konusunda iki ayrı olay var, bir tanesi 1976 IFBB Amatör Dünya Şampiyonası (eski adıyla Mr. Universe) Kanada'da yapılan bu yarışmada, Ahmet Hoca Joe Weider'i sahnede kenara iterek madalya almadan sahneyi terk ediyor.
    Diğer olay ise, meşhur vücutçu Serge Nubret'in Joe Weider'dan koparak kurduğu WABBA'nın bir yarışması olan 1981 Pro World Cup.
    Bu yarışma profesyonel bir yarışma, Ahmet Hoca 4. oluyor, ve çok sinirleniyor, 4.'lük ödülü olan 4500 doları almayı reddediyor, bunun üzerine efsane Sergio Oliva odasına kadar giderek, onu dostça parayı alması konusunda telkin ediyor.
    Ancak Tuluğ Hocamızın anlattıklarındanda iyice öğrendiğimiz gibi, Ahmet Hoca, prensiplerine inanılmaz bağlı, inandığından vazgeçmeyen birisi olarak ödülü almayı kabul etmiyor.
    İki ayrı olay var yani, ödülü almaması belkide iyi oluyor, o sayede 1982 IFBB amatör dünya şampiyonasına katılıp (ödül almadığı için amatör olarak yarışabiliyor) Hafif-Ağır Siklette dünya şampiyonu oluyor.
    Ki aslında Amerikalı sporcular, 1982'deki şampiyonaya katılamaması için ağır bir kulis yapıyorlar.
    Görüldüğü gibi, alınan o dünya şampiyonlukları hiç kolay değil, perde arkasıda büyük mücadeleler var.
    Birde alınabilecekken alınamayan dünya şampiyonlukları var, 1972'de katılamadığı için overall olamadığı Mr. Universe gibi...
    Bu şartlarda silinip gitmemek büyük başarı, Ahmet Hoca'ya eski uzun boy yarışmacılarından rahmetli Mehmet Gökmen'i sormuştum.
    Hepimizden yetenekli, çok estetik bir adamdı dedi rahmetli için, ancak hayat şartları nedeniyle spordan uzaklaşmak zorunda kalmış, büyük bir potansiyeli olduğu halde şimdi unutulup gitmiş, bu sporda yetenek kadar, kismet, azim, çabanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için bu son olayı anlatma gereği duydum.
     
  7. tulug topa
    Offline

    tulug topa <img src="images/ranks/vip.gif" />

    Katılım:
    12 Temmuz 2007
    Mesajlar:
    44
    Beğenileri:
    306
    Ödül Puanları:
    0
    Tabi haklısın mevzu cok uzamasın diye fazla girmedim.Böyle günlük olarak bile ne örnekler var bir bilsen.Zaten fazla uzun bile oldu.Ayrıca Mehmet Gökçen (Kocagökçen)i de cok iyi tanırdım.Rahmetlini salonunda bile spora yeni başladıgım gunlerde idman yapmıştık.Gerçi o faal degildi o zamanlar..
    Konuya bir bakış acısı getirmeyi amacladım genel olarak.....
    Şunu unutmamak lazım ki o zamanlar spor daha farklıydı.Günümüzde her iyi sporcu şampiyon olabilir.Ama hoca dunyanın en iyi ilk 4 vucutcusu arasındaydı.Ayırt edeceğini biliyorum.
     
  8. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Ahmet Hocamızı sinirlendiren 1981 WABBA World Cup'tan bir kaç görüntü.
    Burada Ahmet Hocamızın ardından 5. olan Kalmaz Szkalak, 2. Olan Serge Nubret, 1. olan Sergio Oliva görülüyor.
    Ek bilgi olarak 3. olan kişi Robby Robinson'du.
    Rakipler gerçekten efsane isimlerdi.
    Robby Robinson 2 kere Night of Champions şampiyonu, Masters Olympia şampiyonu, Olympia'da 2. olan bir efsane.
    Sergio Oliva 3 kere Mr. Olympia, Arnold'ı Olympia'da yenen tek adam.
    Serge Nubret Mr. Olympia 2.'si.
    Kalman Szkalak, Mr. Universe ve Mr. Olympia 5.'si, spordaki en iyi kol ve göğüslere sahip sporculardan birisiydi.
    İşte böyle rakiplerin arasında 4. oldu.
    Sergio ve Serge bakın, Ahmet Hoca'nın değeri daha iyi anlaşılacak.

    https://www.youtube.com/watch?v=VbtM_4u5xwE
     
  9. Despo
    Offline

    Despo ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    30 Mart 2004
    Mesajlar:
    7.966
    Beğenileri:
    6.095
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Serbest
    Yer:
    Danimarka
    [​IMG]
     

    Ekli Dosyalar:

  10. Despo
    Offline

    Despo ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    30 Mart 2004
    Mesajlar:
    7.966
    Beğenileri:
    6.095
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Serbest
    Yer:
    Danimarka
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
     

    Ekli Dosyalar:

    ARNOLDschwarzeneggeR, WolfSoN ve saydam bunu beğendi.
  11. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    ve Tanrı erkeği yarattı!!!
    Muhteşem resimler...
    Renkli olan 1982 IFBB Amatör Hafif Orta Sikleti şampiyonu olduğu resimler.
    O sene ağır sikleti kim aldı dersiniz?
    8 Mr. Olympia alarak tarihe geçecek olan 23 yaşındaki Lee Haney.

    Diğer resimler ise, 3 tanesi 1976 IFBB Amatör Dünya Şampiyonasından, Ahmet Enünlümüz 3. olmuştu, 1. Robby Robinson sağ tarafında, solunda ise 2. Mike Mentzer.
    Diğer resim ise 1981 WABBA Pro World Cup'a ait, devler yarışında Ahmet Enünlümüz 4 oldu.
    O yarışmada 1 Mr. Olympia, 6 Mr. Universe yarışıyordu.
    Dev kere devlerin arasında 4. oldu, pek çokları hakkının en az 3, belkide 2. olmak olduğunu söyler.
     
    diez, ARNOLDschwarzeneggeR, FleXoR ve diğer 2 kişi bunu beğendi.
  12. ARNOLDschwarzeneggeR
    Offline

    ARNOLDschwarzeneggeR Üye

    Katılım:
    23 Temmuz 2007
    Mesajlar:
    1.227
    Beğenileri:
    371
    Ödül Puanları:
    93
    Yer:
    C:\
    way be ahmet hocamız kimlerle yarışmış.
     
  13. Despo
    Offline

    Despo ADMIN Yönetici Admin

    Katılım:
    30 Mart 2004
    Mesajlar:
    7.966
    Beğenileri:
    6.095
    Ödül Puanları:
    123
    Cinsiyet:
    Bay
    Meslek:
    Serbest
    Yer:
    Danimarka
    [​IMG]
    Karasana resim icin tesekkür ediyoruz ;)
     

    Ekli Dosyalar:

    bonatschi, saydam ve Karasan bunu beğendi.
  14. rockybalboa7
    Offline

    rockybalboa7 Üye

    Katılım:
    28 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    2.262
    Beğenileri:
    4.482
    Ödül Puanları:
    0
    beni işin üzen tarafıahmet enünlü gibi bu kadar başarılı bir sporcunun malesef hakettiği saygıyı görmemesi ne televizyonlarda bir haber ne spor gazetelerinde yazı doğru dürüst tanıyan bile yok nedense ronnieyi bile bu spordan bir haber olanlar bile tanıyor
     
    loveArnozyzz bunu beğendi.
  15. nika
    Offline

    nika Üye

    Katılım:
    18 Haziran 2008
    Mesajlar:
    107
    Beğenileri:
    98
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    yönetici
    Yer:
    Bursa
    Ahmet hoca başarılarıyla dünyayı salladığ dönemlerde ülkemizde özel TV kanalları olmayıp sadece TRT vardı. Ben şahsen hocayı TRT de bazı programlarda konuk olarak birkac kez izlediğim gibi aynı zamanda TRT hocanın katıldığı yarışmalardan görüntüler de vermişti.
    Şimdiki sorun acaba TV kanalların da mı yoksa arkadan gelen sporcuların aynı başarıları yakalayamamasındanmı kaynaklanıyor.? Bugün belkide bunu tatışmalıyız.
     
  16. Karasan
    Offline

    Karasan Özel Üye

    Katılım:
    18 Ocak 2006
    Mesajlar:
    2.598
    Beğenileri:
    2.095
    Ödül Puanları:
    0
    Spordan son yıllara kadar durum vahimdi ama son iki senedir haber olmayı hak eden başarılar oldu, Serdar Aktolga'nın Avrupa ve Dünya Şampiyonluğu, Erkan Özağı'nın gene çok yakın zamanda Dünya Şampiyonu olması, bence mesele sadece Türk medyasının spor konusunda çok kısır olması değil, dünyada da vücut geliştirme çok marjinal, takip edeni az olan bir spor.
    Bir dönem Eurosport'ta yarışmalar veriliyordu ama ilgisizlikten sanırım artık hiç yayınlanmıyor.
    ABD'de bile belli dönemler ESPN spor kanalında falan vücut geliştirmeyi magazinleştiren programlar yayınlanmış ama artık yok bu tür programlar, bu da sporumuzun kitlesel olarak ilgi çekmemesiyle alakalı sanırım.

    Ancak şunu da itiraf edeyim, ben vücut geliştirmeyi çok uzun yıllar sadece kitap ve dergilerle takip ettim, binde bir Eurosportta falan denk gelirdim yarışmalara, internettede öyle youtube falan yoktu tabii, yarışma videolarını görmek çok ender bir olaydı.

    Size şunu söyleyeyim, kaliteli bir dergide, bol fotoğraflar eşliğinde Mr. Olympia ya da başka bir yarışma raporu okumak, bana videosunu izlemekten çok daha büyük zevk veriyor.

    İzlemek anlamında aldığım keyif hiç aman aman değil, oysa eskiden dergilerden yarışmaları okurken, bu yarışmaların kasetlerini zlemek ne kadar müthiş olur diye hayaller kurardım, sizler neler düşünüyorsunuz?
     
    gaddarkemal bunu beğendi.
  17. nika
    Offline

    nika Üye

    Katılım:
    18 Haziran 2008
    Mesajlar:
    107
    Beğenileri:
    98
    Ödül Puanları:
    0
    Meslek:
    yönetici
    Yer:
    Bursa
    Karasan bu konuda sana katılmamak mümkün değil. Gerçekten ben de senin gibi videolar yerine yazılı basından daha çok keyif alıyorum. Hatta romanlarda öyle değilmidir.? Okuduğunuz bir romanı siz hayalinizde canlandırırsınız sonra biri çıkar bunu beyaz perdeye aktarır çok da güzel olur ancak siz onu daha önce kurgulamış olduğunuzdan bu yeni sinema eseri siz deki kurguyu karşılamaz ve siz de o eserden başkasının aldığı tadı alamazsınız. Sanırım bu da böyle birşey.
    Gerçekten son birkaç yıl içinde sporcularımızın kazandığı başarılar üst düzeyde özellikle Serdar AKTOLGA' nın durumu biraz özel federasyonla ilişkilerinden dolayı belki bu yüzden madyada daha az yer alabilmiştir. Tabii ki bir de popüler sporlar medyada daha çok yer tutuyorlar onların önüne geçebilmek olanaksız ancak bence asıl olan bu sporun daha yararlı olması nedeniyle daha çok tanıtılıp daha yaygın şekilde insanlar tarafından yapılıyor olması hedeflenmelidir diye düşünüyorum.
     
    Karasan ve gaddarkemal bunu beğendi.
  18. xerodna
    Offline

    xerodna Üye

    Katılım:
    12 Haziran 2010
    Mesajlar:
    1
    Beğenileri:
    0
    Ödül Puanları:
    11
    70 ler türkiyesi:

    televizyon tek kanal, siyah beyaz.

    döviz bulundurmak yasak, cezası var.

    yabancı dil bilen sayılı, yabancı kaynak bulmak imkansıza yakın,

    yurt dışına çıkmak olay.

    besin takviyesi bulabiliyorlar mıydı acaba?


    o günleri bugünler gibi değerlendirirsek yanılırız.

    ahmet enünlü efsanedir bana göre.

    hiç bir zaman da tam olarak kıymeti anlaşılamadı.
     

Sayfayı Paylaş