50 yaşında vücut şampiyonu oldu

Sabah Gazetesinden alınma

• 24.06.2012

Çocukken köpek saldırınca korkudan kekeme kaldı. Vücut sporuna başladı, kekemeliğinden kurtuldu. Turhan Şen, 50 yaşında Türkiye Vücut Şampiyonu oldu. Yıllardır bedenini terbiye ediyor. Tek sıkıntısı yakın gözlüğü. Onu da 45'inden sonra takmaya başlamış.
TURHAN ŞEN:
Çocukluğumda kekemeydim. Vücut sporuna başladıktan sonra kekemeliğim geçti.

Tat duygumu körelttim. Lezzetli bir yiyeceğin tadına baktığınızda ipin ucu kaçıyor. Önemli olan o tadı unutmak. Kremalı pasta tadını unutalı 30 yıl oldu.

İlk derecemi 1981'de yaptım. Türkiye üçüncüsü olmuştum. O yarışmada Ustura Kemal'i çizen Haldun ağabey (Haldun Sever), Türkiye ikincisi olmuştu.

40'ınıza kadar vücudunuza aldıklarınız, 40'tan sonra sizden almaya başlıyor.

Diyetlerde tuzun kesilmesini öneriyorlar, oysa tuz bizim hücrelerimize gerekli olan sıvıyı, mineralleri taşıyor. Tuzsuz diyet olmaz! Hele bir yaştan sonra tuz alımı kesilirse, vücut kurur, yaşlanma artar.

51 yaşındayım. Vücut yaşım 43 çıkıyor! İnsanın yaşam iskeletini oturtması lazım. Bu iskeletin üç ayağı var. Uyku, beslenme ve spor. Bir insan en az sekiz saat uyumalı. Zihin yorgunluğundan ancak spor yaparak kurtulursunuz.

O benim, '50'sinde ERKEK' belgeselimin kahramanlarından biri. Turhan Şen, 51 yaşında! Geçtiğimiz yıl 50 yaş kategorisinde Türkiye Vücut Şampiyonu oldu. Yakışıklı, dikkat çekici. Ama asıl beni etkileyen, mütevazılığı oldu. 33 yıllık spor hayatında biriktirdiklerini öyle bir tevazuyla anlatıyor ki, şaşırıyorsunuz. Üç kız babası. İlk aşkıyla 25 yıldır evli. 25 yıldır kendi yemeğini kendi pişiriyor. Tat duygusunu köreltmiş. 30 yıldır ağzına tatlı koymuyor. Ona göre tatlı, vücudu çürüten bir zehirden başka bir şey değil. Kızlarının erkek arkadaşları 'vücutçu baba' diye önce ondan çekiniyor, hemen sonrasında birlikte spor yapmak için fırsat kolluyorlarmış. Kendimi tutamadım, söylediklerini dikkate almanız ve yaz bitmeden uygulamaya geçmeniz için, Turhan Şen'i size daha önce tanıtmak istedim. '50'sinde ERKEK' ise bir belgesel ve kitapla eylül ayında karşınızda olacak.


- Neden sizi tanımıyoruz? Dizi oyunculuğu, modellik teklifi gelmedi mi?
- Utangacım... Gençken modellik yapmıştım, evlendikten sonra bıraktım. Kızlarım doğduktan sonra hoş olmayacağını düşündüm. Ama vücut sporuna hiç ara vermedim. 17 yaşında bir yaz tatilinde başladığım vücut sporunu hâlâ yapıyorum. İmkansızlıklar içinde başladık. Şimdi her yerde spor salonları var, müthiş imkanlar var ama bu sporu yapanların sayısı artmadı. Ben çocukluğumda kekemeydim. Vücut sporuna başladıktan sonra kekemeliğim geçti. Beş yaşında üzerime bir köpek saldırdı. O korku kekemeliğe yol açtı. 20'li yaşlarıma kadar devam etti. Sonra bu sporla yendim. İnsana bir güven geliyor. Dış görüntünüz farklılaşıyor, insanlar arasında daha farklı bir konuma geliyorsunuz. Sporcu olduğunuz belli oluyor, sizi takdir ediyorlar.

TATLI, VÜCUDA ZARARLI
- Neden vücut geliştirme, başka bir spor dalı değil?
- Daha önce futbolcuydum, Feriköy Amatör Kulüp'te kalecilik yapıyordum. O dönemde bir karate furyası vardı. Önce karate yaptım sonra bu spora başladım. Vücut sporu irade ister. Bedeninizin kontrolü sizin elinizde. Nefsi terbiye çok önemlidir bu sporda. Yarışma zamanlarında, yarışmadan önceki üç gün su içmeyiz. Deri ile kas arasındaki suyu atmak için. Herkes yapamaz. Lezzetli olan her şeyden uzak duruyoruz.
- Nelerden uzak duruyorsunuz?
- Tat duygumu körelttim. Lezzetli bir yiyeceğin tadına baktığınızda ipin ucu kaçıyor. Önemli olan o tadı unutmak. Kremalı pastanın tadını unutalı 30 yıl oldu. Tatlı, vücuda en zararlı olan şey!

KÖTÜ BESLENME YAŞLANDIRIR
- İlk derecenizi ne zaman aldınız?
- İlk derecemi 1981 yılında yaptım. Türkiye üçüncüsü olmuştum. O yarışmada Ustura Kemal'i çizen Haldun ağabey, (Haldun Sever) Türkiye ikincisi olmuştu.
- Yaş ilerledikçe ne kadar spor yapıyor olsanız bile yaşlanma belirtileri ortaya çıkıyor değil mi?
- Tabii ki, 40'ınıza kadar vücudunuza ne aldıysanız, 40'tan sonra, o aldıklarınız sizden almaya başlıyor. O yaşa kadar kötü beslendiyseniz, hızla yaşlanma sürecine giriyorsunuz. 35'ine kadar vücut üretiyor, zirveye çıkıyor, 35- 43 yaşına kadar durağan seyrediyor, 45'inden sonra sizden almaya başlıyor. Ve maalesef bu, sizin geriye dönük yaşam tarzınıza bağlı. Şimdi eğer kötü beslenmişseniz, zamanında bu gıdalar sizden bazı şeyleri çalıyor. 40'ından sonra kolesterol, tansiyon, şeker gibi hastalıklarla karşılaşıyorsunuz.

KENDİ YEMEĞİMİ KENDİM YAPARIM
- Hiç rahatsızlığınız yok mu? 51 yaşındasınız...
- Yakın gözlüğü takmak dışında bir sıkıntım yok. O da 45'imden sonra oldu.
- Eşiniz de vücut sporuyla ilgili mi?
- Evliliğimizin ilk yıllarında ilgileniyordu. Kızlarımız doğduktan sonra bıraktı, o da kaderine razı oldu diğer insanlar gibi.
- 'Kaderine razı oldu' ne demek?
- Tipik Türk kadını, üç çocuk doğurduktan sonra kilolarını veremiyor. Nefsine hakim olamıyor. Kızların doğumundan sonra eşime çok yardımcı oldum, birlikte spor yaptık, fazla kilolarını verdi, ama şimdi çok önemsemiyor. Ben takıntılıyım, gece kalkıp mutfağın kapısını kilitliyorum. Gece yemek yemesini istemiyorum. Kadınların nefsi, erkeklerden daha zayıf. Evde benim yemeğim ayrı, karım ve kızlarımın yemeği ayrı pişer. 25 senedir, kendi yemeğimi kendim hazırlıyorum. Pilavıma, makarnama kadar kendim yaparım. Lezzet katan hiçbir şey koymam.
- Bu bir nevi kendi kendinize işkence değil mi?
- Tam tersine beden terbiyesi! Bir süre sonra alışıyorsunuz.
- Kendiniz için hazırladığınız menüde ne var?
- Omlet var. Beş yumurta, yumurtanın sarısından iki tane koyarım. Dil peyniri, içine biraz da yulaf koyuyorum. Yulaf lif kaynağıdır. Aynı zamanda da iyi bir karbonhidrattır. Öğle yemeğinde et ve salata yerim. Günde bir kilonun üstünde et yiyorum. Ara öğünlerde yağsız pilav, bulgur veya yağsız makarna. Ekmekten kaçınırım. En fazla iki dilim kepek ekmeği yerim. Akşam yemeğinde de sınırsız salata yerim. Ve biraz da protein. Meyveyi öğleden sonra yiyorum. Akşam altıdan sonra asla meyve yemem. Karpuzpeynir ikilisi vücutta bomba etkisi yaratır. Şeker ve yağ birleşiyor. Vücuda büyük zarar... Sık sık, az az yemek lazım. Vücudun insülin dengesini bozmadan... Bir yaştan sonra tuz alımı kesilirse, vücut kurur, yaşlanma artar. Bitkisel proteinin kaslara hiçbir faydası yoktur. Beyaz veya kırmızı etten almak lazım proteini. Spor yapmayan bir insanın bile günde 200 gram protein alması gerekiyor. Kaslarımızı ayakta tutan bitkisel proteinler değil, hayvansal proteindir.
- Vücut yaşınız kaç?
- 51 yaşındayım. Vücut yaşım 43 çıkıyor! İnsanın yaşam iskeletini oturtması lazım. Bu iskeletin üç ayağı var; uyku, beslenme ve spor. Bir insan en az sekiz saat uyumalı. Zihin yorgunluğundan ancak spor yaparak kurtulursunuz. Çünkü spor yaparken hiçbir şey düşünmüyorsunuz.

172 KİLO KALDIRABİLİYORUM
- Vücut sporu yapan gençlerin yanında ağırlık kaldırmakta zorlanıyor musunuz?
- Göğüs pres hareketinde en son 172 kilo kaldırmıştım. Eklemlere çok baskı biniyor. Siz ne kadar spor yapsanız, kendinize baksanız da yaşlılık bir gerçek! Sonuçta bir gerçekle yüz yüzesiniz. Eklemleri korumak lazım. Egzersizleri ona göre daha hafif kilolarla, daha sık tekrarlarla, eklemlerimi zorlamadan yapıyorum.
-Takviye alıyor musunuz?
- Hayır sadece güzel besleniyorum.

DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
- Beslenmemizde nasıl yanlışlar yapıyoruz?
- Tuz bizim hücrelerimize gerekli olan sıvıyı, mineralleri taşıyor. Tuzsuz diyet olmaz! Protein ve sebze ağırlıklı beslenerek yaşlanmayı en az 10 yıl geciktirebilirsiniz. Sofranızda kaya tuzu kullanın.
- Spora başlamak için yaşın önemi var mı?
- 'Artık geç kaldım,' diye düşünmemeli. Sporun yaşı yok. Her yaşta spora başlayabilirler. Vücut sporuna erken yaşta başlanmalı diye bir şey yok. Bir insan 40 yaşında vücut yapmaya başlarsa karşılığını hemen alır. Vücut beş ay içinde toparlar.
- Neden kadınlar, erkekler kadar kolay kilo veremez?
- Kadınların işi erkeklerden daha zor. Erkek diyetinde yağ olmayabilir ama kadınlara verilen diyette yağın kesilmemesi lazım. Erkek diyeti ile kadın diyeti ayrı olmalı. Kadın diyetinden yağı eksik edemezsiniz. Metabolizma şaşırır, hormonal denge bozulur.
- Selülit neden olur?
- Selülit yağ dokusu değil, doku iltihabıdır. Az su içmekten kaynaklanıyor kesinlikle. Zayıf kadınlarda da selülit var. Yağ olmayan bölgede de selülit çıkıyor. Bol su içmeli ve bacak egzersizi yapmalı.

KASLARIM GÜÇLENDİKÇE KALBİM YUMUŞUYOR
- 50 yaşında bir sporcu olarak, bu yaşın sizde hissettirdiği duygu nedir?
- Geçtiğimiz yıl 50 yaşına girdiğim gün, Avrupa Vücut Şampiyonası'nda dördüncü oldum. 50 yaş, erkeğin iktidarının aslında doruk yaptığı bir yaş ama aynı zamanda da bazı şeylerin artık zirveden aşağıya doğru inmeye başladığını görüyorsunuz. Artık her şeyi daha sindirerek yaşıyorum, daha farkında olarak. Büyük keyif alarak ve yaşlanacağım gerçeğini de kabul ederek. İnşallah 60 yaşında da yarışabilirim. Kaslarım güçlendikçe kalbim yumuşuyor. Vücut sporuyla uğraşanlar, bilinenin aksine kavgacı değillerdir.

LEĞEN KEMİĞİ GENİŞ KADINLAR, ÇIKIK KALÇA BEKLEMESİN!
* Kadınların nefsi erkeklerden daha zayıf. Güzel, lezzetli şeylere daha meyilliler. Bilhassa çikolataya!
* Kadının leğen kemiği genişse, ne yaparsa yapsın çıkık bir kalçaya yani Jennifer Lopez poposuna sahip olamaz.
* Fit bir vücut için her gün bir saat tempolu yürümek lazım. İlk 20 dakikada vücut ısınır sonraki 20 dakikada yağ yakmaya başlar. Spor salonları kalabalık olduğu için spor hocalarının tavsiyesi sadece 20 dakika kardiyo yaptırmaktır. Kızıyorum onlara bu konuda. Yağ yakmaz, kas kaybedersiniz.
* Belli bir nabız aralığında vücut yağ yakar. 20 yaşında bir erkek için bu nabız aralığı 130-160'a kadardır. Orta yaş biri için de 115-140 arasıdır. Nabız aralığını siz sabit tuttuğunuzda vücudunuz her bölgeden yağ yakar. Bunun için tempolu yürümek lazım. O nabız aralığının üstüne çıkarsak vücut bu sefer yağ yakımı için reseptörleri kapatıyor, akciğer kapasitenizi artırıyor, kondisyon yüklüyor. Adam koşar koşar göbeklidir, yağ yakamaz. Çünkü nabız aralığının üstüne çıkmıştır. O çok hassas bir denge.
* Vücut içeriden ısınarak yağ yakar. Vücut o nabız aralığında içeriden ısınır, önce karbonhidrat arar onu yakar. Göbek ve bel bölgesi daha kalın bir tabaka olduğu için oradaki yağı eritmek biraz daha zordur.
* Kadının önce yüzüne bakarım. Yüz güzelliği önemli benim için. Sonra da ruh güzelliği tabii.




http://www.sabah.com.tr/Pazar/2012/06/24/50-yasinda-vucut-sampiyonu-oldu

 

Selam ;

Kendisini öncelikle tebrik ediyorum bu kadar yıldır bu sporu devam ettirdiği için

Fakat spor yapmayan birisi bile 200 gr protein almalıdır ne demek yahu , ya gazete 200 gr et ile karıştırdı yada ciddi bir yanlış bilgi var ...


Saygılarımla , Danny Boy ...

 

Benim de dikkatimi çekti, ayrıca kaslarımızı ayakta tutan bitkisel proteinler değil, hayvansal proteindir, bu açıklamalarının da kesinlikle bilimsel bir dayanağı yok bence, sadece kendi görüşü, buda olabilir.

 

Sevgili actively ;

O konuda yanılıyorsunuz ama , kaslarımız yada vücudumuz kaynağa bakmaz ister et olsun ister nohut onlar gelen amino asitlere bakarlar ,

Bezelyeden gelen l-arginine ile somondan gelen arasında fark yoktur ,

Günlük hesaplama aslında amino asit bazında yapılmalıdır fakat zahmetli olduğu için gr protein olarak yapılır ,

Yani kısaca gün içinde amino asit havuzumuza gerekli aminoları katıyorsak kaynağın hiçbir önemi yoktur , başka bir deyişle pozitif nitrojen dengesi sağlanmışsa sorun yoktur .

Saygılarımla , Danny Boy ...

 

Dikkat edersen Turhan Şen den alıntı yaptım, onun görüşlerinin bilimsel dayanağı olmadığını belirttim, yanlış anlaşılmasın.

Ben ne dedim: ...................... ayrıca kaslarımızı ayakta tutan bitkisel proteinler değil, hayvansal proteindir, bu açıklamalarının da kesinlikle bilimsel bir dayanağı yok bence.

Bende 1981 yıllarında başlamıştım bu spora Galatasarayda Ahmet Enünlünün bir hanın çatı katındaki spor salonunda. O yıllar bile steroid kullanılıyordu, testo zaten tahat bulunuyordu, ayrıca almanyadan da ilaç getiriliyordu, ben reçeteleri tercüme ediyordum çoğu kişiye, o zamanlar bicepler en fazla 45-46 santimdi müsabıkların, Ahmet Enünlünün 48 di yanılmıyorsam, yani 2-3 senelik emekle şampiyonaya girilebilirdi, tabi o zamanlar suplementlerin varlığından pek haber değildik, benim eğitimim ve işhayatı daha önemli olduğu için 1-2 sene sonra bu sporu bıraktım.

 

Sevgili actively ;

Özür dilerim , az yorgunum malum kür olayları , yanlış anlamışım ,

Ve sizin gibi o yılları bilen birinden steroid o zaman da vardı deyişini duymak mutluluk verici bence

En azından bazı sporcular gibi fakirdik imkan yoktu demiyorsunuz , ne ise onu söylüyorsunuz ,

Gerçekten tebrik ve teşekkür ederim .


Saygılarımla , Danny Boy ...

 

O zaman testo eczanelerde rahat bulunuyordu, ama bilgi yoktu, neyin nasıl kullanılması gerektiği falan bilinmiyordu, şimdiki gibi internet yoktu tabi, çıkan dergilerde çok azdı, dopingten dergilerde bahsedilmezdi. kullanan arkadaşlarım vardı, o zaman bile bu işin tehlikeli olduğu bilincindeydik. İlaç olduğu için ben uzak durdum, kimsede teşvik etmedi, teşvik etselerdi de kullanmazdım sanıyorum, fazla büyümek gibi hayalim yoktu. Beslenme bilgimiz de zayıftı. Mesela ben o yıllar 69 kiloyu bir türlü geçememistim, antreman bilgimiz zayıftı, ağır kilolar kaldırıp, kendimi zorlamıyordum. Güzel genetiğe sahip olan kişiler daha rahat kas yapıyorlardı. Şimdi de aynı ama bilgi ve olanaklar daha fazla.

 

-Spor yapmayan birinin bile günde 200gr protein alması gerektigi

-Bitkisel proteinler hakkındaki düsünceleri...

30 yıllık spor hayatında anca 50 yaşında şampiyon olmasını açıklıyor sanırım...

 

Bahsettiğiniz 1-2 konu tatrışılabilir belki ama diğer görüşlerine katılmamak mümkün değil, Turhan Şener ve yazarı kutlarım, Eylül ayında çıkacak belgeseli ve yazı dizisini merakla bekleriz.

 

herkes kendini bi 50 yaşında hayal etsin
insan ister istemez ilk etapta buruk bi hal alıyor nedenmi?
çünkü sen okadar çalış devasa kasların olsun ama gözünle göremediğin zaman diye bişeye yenik düş
sonra insan bu dünyadaki yaşama amacını(dini yorum değil) ve hayata bakış tarzını sorguluyor
ben her yaşta spor yapılabilecepğine inanıyorum
eğer her zaman yenilmez olacağını düşünüyorsan elbetteki hayal kırıklığı yaşarsın
kendini bilirsen mutluluğa giden yolda yürürsün
gelecekte ne olacak diye panik yapmaktansa günün gerekliliklerini yerine geirmeye bak zaten geleceğe yardım etmiş olursun
sonuç olarak
forever bodybuilding

 

öncelikle lafını bilerek konuş, turhan abiyi çok yakından tanıyan biri olarak hem laf söyletmem hem de okuduğunuz herşeye inanmamanız gerektiğini bilin. adam şampiyon sonuçta, 50inde seni de görücez şampiyon olamasan da dilerimki en azından sağlıklı olursun.

 

MK #7
Öncelikle iyi dileklerin için teşekkur ederim

Sizin gibi yakından tanımadıgımızdan yalnızca yazılana göre yorum yapmak durumundayız ne yazık ki...
Burada kıstas benim veya bi başkasının 50yaşında ne durumda oldugu degil ki, sonuçta beni veya bi başkasını kıyaslamıyoruz,
şampiyon olan kişi hakkında konu acılmış bizde bu konuya yorum yapıyoruz...

Ayrıca şahsı tanıyor olmanız, bu şekilde konusma hakkını vermez size...

 

şahsın da senin laf sokmana cevap verecek durumu olmadıgından sen de laf sokamazsın, boyle bı tesebbuste bulunursan ben de sana lafını bıl derım cunku yuzyuze gelıp de soyleyemecegın bı tarzı burda kullanıyorsun sadece bu roportajda degıl zaten her haberde okuduguna ınanıyorsan bundakı gıbı vay halıne!

 

Arkadaşlar bu ropörtaj sabah gazetesinin Pazar ekinde, daha çok kadınlara yönelik yazılmış, röportajdan anlaşılacağı üzere, zaten Turhan Bey de bayağı yakışıklı, yazar da konuyla fazla ilgili olmadığından bazı bilgileri yanlış aktarmış gibi anlıyorum. Mesela günde bir kilo etten fazla yiyorum derken, ben bulking dönemlerinde anlıyorum, yoksa her gün yese bu formda kalamaz ki. Böyle bir şey zaten mümkün değil ki, kaldı ki 50 yaşında. Hem konunun magazin yönü de var. Bence bu detaylara girmek yersiz, zaten kendisi cevap verecek durumda değil, bence bu aşamada bize kendisini tebrik etmek düşer çünkü yapılan 30 yıllık bir emek var, muhtemelen sponsorsuz.

 

Bundan iki yıl önce aynı salonda antreman yapıyordum.Kendisi son derece mütevazi vede efendi bir insandır.Vucut geliştirmeyle ilgili ne sorduysam hemen elinden geldiğince yardımcı olurdu.Kaldi salonda ondan çok daha az deneyimli vg. ciler yüzüme bile bakmazken Turhan abi son derecede mütavizi bir şekilde yardımcı olurdu.Yani diyerleri gibi kendini jay catlur sanmazdı.Yiğidi vur hakkını yeme demişler.

 

kendisinden izin alıp burada 1-2 fotoğrafını(üstsüz biçimde) paylaşma imkanınız var mı?