Ölüm diyetine girdim galiba

Arkadaşlar bende öyle bir psikoloji varki anlatamam bir işe girersem çok abartıyorum.Şimdi diyet yapıyorum 20kilo vereceğim ama gün içinde yediklerim aşağıdakilerden başka bir şey değil.Sanki bir şeyi fazla yediğimde kilo veremeyeceğim gibi.

200-250gr haşlanmış makarna
200gr ızgara tavuk
3-4 dilim çok ince kepek ekmeği
6-7 kuru üzüm
ve akşam 9 gibi 200ml light süt.

+Haftanın 4-5 günü antreman yapıyorum.


Makarna olmazsa haşlanmış patates.

Çok abarttım galiba sizce öyle değil mi.Sonucu açlık hissi hiç geçmiyor ve diyetin biteceği günü iple çekiyorum.


Psikolojik olarak birkaç öneride bekliyorum belkide gerekli olan budur çünkü çok sabırsız biriyim.

 

Arada peynir zeytin yeseydin şaka bir yana sebze meyve falan yesene lantis, ana öğünlerde sebzeyle aralardada meyve yiyerek açlık hissinden uzaklaş. Şu yazdıkların bir öğün zaten kilo almayı bekleme. Yeşil çay günlük olarak tüket. Bu yazdıklarını ne sıklıkla tüketiyorsun bilmiyorum ama öğün atlama.

 

Sütü bile nerede ise içmeyeceğim fazladan kalori alırım diye o kadar takıntılı oldum.1 gün yediklerim yukarda yazıyor. sabah 2 dilim kepek ekmeği,öğlen makarna-akşam tavuk bu şekil gidiyor.

Tavuk 250 kalori desek
Makarna 200 desek
Kepek ekmeği 200 desek
Süt 100 desek

Toplam 1000 kalori yemiyorum galiba yoksa benmi yanlış hesaplıyorum.

 

Psikolojik ya bu kadar takıntılı olman çok az yani yediklerin. antremanda yapıyormuşsun zaten bunlara ek olarak yapabilirsen meyve sebze tüketimini arttır açlık hissini engellemek için. 1 portakal yesen kilomu alırsın aklında bitir bu işi öncelikle.

 

Tamam öyle yaparım.Örnek evde bugün içli köfte yaptılar yarın 3 tane yesem haşlanmış kötümü olur ama nedense çok katı yapıyorum duh

 

bu diyetle hayatta zayıflayamazsın anca metabolizma hızını düşürürsün. bazal metabolizma, metabolima hızı, metabolizmanın zayıflamaya etkisi konuşarında biraz araştırma yapmalısın yoksa yanlış yoldasın

 

Haftada 4-5 gün idmanı neden yapıyorsun? 4-5 idman çok fazla.

Haftada 3 gun ağırlık yapabildiğin kadarda 40-50 dakikayı geçmeyen kardiolar yap.

beslenmene kaliteli yağları ekle. en azindan proteinleri yağları ile beraber tüket.

Depresyona girersin bu şekilde ve kilo vermen zor olur.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 00:06 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 00:01 ----------

Zarelli, öğün atlamasında bir sakınca yok. kilo vermek isteyen biri devamlı insulin ile oynamamalı.

Mumkunse gunde 2-3 öğün yapılmalı.

daima karbohidrat tüketilmemeli yağlardan faydalanılmalı.

Önce insuline olan bağımlılık yok edilmedikçe kilo vermek çok zorlaşır. kilo verilse bile ağirlikli olarak kaslardan verilir.

Depresyon belirtileri başlar, hareket etmekte zorlanma başlar.

iyi uyunmalı meyve sebze ve hayvansal gıda ağırlıklı beslenmeli.

çok fazla idman yapmamalı haftada 3 idman yeter.

Bol bol yürüyüş yapmalı mumkunse dışarda.

kilo çok fazla ise eğer, mutlaka endokrin uzmanına gidilmeli.

Kan şekeri sürekli ölçülmeli.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 00:11 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 00:06 ----------

Metabolizma hızı az yada çok beslenme ile hiç bir zaman düşmez. Bu bir hurafe.

yediklerinizi yakabilecek şekilde yaşıyorsanız 1 öğünde beslenseniz iki öğünde beslenseniz 10 öğünde beslenseniz aynı şey.

hatta 2 öğün beslenen insanlar çok mükemmel yağ yakıyorlar. Tabi beslenmeyi bilirlerse. Bazıları hint fakiri gibiler ama bu onların yağı okside etmedikleri anlamına gelmiyor.

Özetle insulin hormonuyla sürekli kan sekeri alt seviye kan sekeri üst seviye şeklinde oynarsanız ve uzun zaman karbohidratları abartırsanız bel çevreniz kalınlaşır.

günde 2 öğün beslenme ile mükemmel metabolizmaya sahip insanlar var.

yağları enerji olarak açığa çıkarabilirsek sorun çözülür.

mutlaka erken yatıp erken kalkın.

 

Aslında öğün atlamamasını acıkmasını engellemek ve uzun süre aç kalmaması açısından söylemiştim, düzenli bir şekilde olsun tek öğünde yüklenip değerleriyle oynamasın diye. Ayrıca verdiğiniz bilgiler için bende teşekkür ederim.

 

yazık ki diet in aç kalmak olduğunu sanıyorsun ..
diet aç kalmak değil doğru şeyleri yiyerek beslenmektir.
hatta bazen diet döneminde normal döneme göre daha fazla yediğin bile olabilir görece.
aldığın kalori yaktıklarının altında kaldığı sürece sorun yok..yanlıs yapıyorsun bu sekilde metabolizmanı yavaslatır ve kilo veremezsin ancak sağlığın bozulur

 

coyote bunları başkaları söylese inan gülerdim ama senin yağ yakımı konusundaki bilgilerine güveniyorum en çok ilgimi çekende metabolizma hızı ile ilgili olanı çekti eger elinde kaynak varsa paylaşırsan sevinirim

 

metabolizmayı hızlandırmanın yolu yemek mi yani öyle söylüyorsunuz ki başka yolu yok gibi gözüküyor

 

diyetin aç kalmak oldugunu sanıyorsan yanılıyorsun 5 ayda 10 kilo vermiş birisi olarak

yağlı yiyecekleri kes çikolata gibi ürünleri kes ve sebze ağırlıklı olarak beslen ögün atlama az ve öz ye az derkende 1 tabak ye kalk tam doymadan kalk ancak tek sorun kas ve yağ eritirsin.sonralarında antrenman ile yerine koyacagın için sorun teşkil etmez bana göre ayrıca ne yiyorsan onları ye yediklerinden kısma ancak hafif yiyecekler ye

diyorsan canım arada tatlı çekiyor o zaman meyve ye açıktıgında meyve ye örn :1 adet elma yada 1 avuç dut kurusu

 

bi sorum olucak kahvaltı yapmadan diet mi yapıyorsun ?

 

Metabolizma hızı diye bir şey söz konusu değildir.

Özellikle bazı insanlar çok yesede net insulin salgılanması gerçekleşiyor. Kaynağı önemli değil .Özellikle yoğun antreman yapan kişiler sporcular ve atletler.

Atletler daha önceleri inanılmaz oranda şeker tüketimi yapıyorlardı. Atletlerin bir çoğu hala inanılmaz oranda karbohidrat ve şeker tüketiyorlar.

Bir çok sporcuda şekerli besinleri tüketiyor.

Net insulin salınması gerçekleşiyorsa bu bir avantaj.

Özellikle yoğun idman yapan kişiler çok sık beslenememekteler.

Bir çok dövüş sporcusuda aynı durumda. günde altı - 7 saat antreman yapan sporcular dolayısıyla 2 yada 3 öğün beslenebilir.

Dolayısıyla net insulin salgısı olan kişilerde vücut yağı yükselmiyor. Bu gruptakiler daha şanslı.

Gelelim ikinci gruba.

Bu insanlar insulin direnci ve metabolik sendrom hastalığına yakınlar. Canları sürekli tatlı ve şeker istiyor. Genellikle her zaman ekmek sepetine saldırıyorlar. huzursuzluk stress ve adrenalin artması gibi sorunlar yaşamaktalar.

Daha bir çok metabolik sendrom oluşturduğu sorunla karşı karşıyalar.

yani bu tip insanlar günde zaten 1-2 bilemedin 3 öğün yiyorlar.

Ancak bu tip insanlar tatlılar çok yatkın, çalışırken sürekli atıştırma ihtiyacı hissediyorlar yoğun kahve çay tüketimi yapıyorlar ve bunda sürekli kesme şeker kullanıyorlar. Pizzalar börekler çörekler kekler pastalar kurabiyeler bunları çok seviyorlar.

1. Gruptakilerin vücutları basit şekeri tolere edebiliyordu yaptıkları ağır idmanlar neticesinde çok güzel nişasta ve glikoz ve hatta früktoz yakılabiliyor.

2. gruptakiler perişan durumdalar. Bu sağda solda rastladıgınız koca göbekli ve huzursuz sinirli agresif insanlar. Daha doğrusu sürekli enerjisizlikten şikayet eden insanlar.

Peki.

3. gruba gelelim. Sihir burada basliyor.

Bu tip insanlar, izole halklardan oluşuyor. Dolayısıyla tükettikleri besinler genellikle protein ve yağ meyve ve sebze.

Genellikle köylüler kabile halkları Perulu acheler orta asya insanları yerliler.

Bu halkların yaşam tarzı modern hayatın dışında.

Dolayısıyla beslenmeleride modern yaşamdaki gibi değil. Sağliklilar ve oldukça enerjikler. Dolayısıyla tek enerji kaynakları yağ. Hem üretim hem tüketim.

Dolayısıyla günde 2 yada 3 öğün besleniyorlar. Öğünlerinin büyük cogunlugunu proteinler ve yağlar oluşturuyor. Çok düşük oranlarda meyva tüketimi yapıyorlar.

Sonuç itibarı ile dünyada 3 tip insanla karşı karşıyayız.

3. grup insanları mükemmel enerjikler.

1. grupta mükemmel ancak risk altındalar.

peki 2. gruba ne olacak?

işte 2. grup insanları metabolik sendrom ve insulin direnci ile karşı karşıya hatta tip1 diyabet ve tip2 diyabete yakalananları mevcut.

bu grup insanları 3. grup insanları gibi olabilmesi için tam olarak 8 hafta gerekiyor.

Tip2 diyabetlilerdede sorun çözülebiliyor. Ancak gel gelelim tip1 diyabetten kurtuluş yok.

Dolayısıyla antreman spor bağımlılığı gelişmeden evvel sorunumuzu çözmek için

yaşam tarzımızı ve beslenmemizi değiştirmemiz gerekiyor.

En büyük riski taşıyan 2. grup insanları.

Mesajınız otomatık olarak birleştirilmiştir---------- mesajın eklendiği saat 21:38 ---------- ilk mesajın gönderildiği saat 21:31 ----------

uzun süre açlık farklı birşeydir. Özellikle yağların sindirimi çok zor. Hatta doymuş yağlar çok daha zor sindirilir.

8-10 saat gibi sürelerde sindiriliyorlar. Dolayısıyla yağ insanlar için en kaliteli enerji kaynağı.

yani 8-10 saat mitokondriler yağı enerji olarak kullanabiliyor.

diyette doymuş yağ kesilmemeli. en azindan gunluk 25-30 gram doymuş yağ tüketilmeli.

diyette açlığın ve enerjisizliğin önüne bir şekilde geçilir.

birincisi iyi uyumak.

ikincisi rafine ürünleri tüketmekten kaçmak.

protein tüketimini arttirmak

kaliteli yağları kullanmak.

vücudumuza uygun idman yapmak.

arkadaşımız klasik depresyon geçiriyor.

eğer biraz doymuş yağları arttirirsa sorunu şıp diye çözülecektir.

 

ne diyeceğimi bilemedim
tüm bilimsel ölçümlerde yağ oranı kas oranı yanında metabolizma hızıda verilir

radikal olmak adına sacmalayan makaleleri okuyup lütfen burda radikal fikirler ortaya atmak adına mantığınıza oturtmadan yazmayın
yanlıs bilgilendiriyosunuz insanları

etimizin altında kemik olduğu ne kadar net ise metabolizma hızı da o kadar nettir

 

Pashacan bilim ilerliyor velevki ben saçmalıyorum ve gerizekalıyım. gunde 20-50 gram karbohidrat ve 200-300 gram yağ ve 100-150 gram protein aldıgımda nasıl mükemmel yaşıyorum.

Simdi benim metabolizmamın yavaşlaması ve durması lazımdı.

hatta bir çok insana göre ölmem lazım. Cunku doymuş yağları gunde 100 gram kadar alıyorum.

ama durmuyor. kiloda almıyorum. Şişmiyorum ama kaslarım belirgin.

ben 20 km koşabiliyorum, kendimi kassam 50-60 km rahat rahat yürürüm.

Salona girdiğimde bir çok insan beni seyrediyor Çünkü enerjim tükenmiyor.

adamlar soruyor ne yapıyorsun diye. Bende anlatıyorum. Hepsi korkuyor. Çünkü hepsi şekerlere ve karbohidratlara saldırıyorlar ve bana inanmıyorlar. Kaç tanesi ne kullanıyorsun diye sordu.

Zaten ventolin ve cleanbuterol eklesem o zaman uçuyorum resmen. Ama bunlara gerek yok psikolojimi bozduklarını anladıgımda bıraktım.

Vücutları mahvoluyor. Karaciğerleri bitap düşüyor. Vücutları suyu tutuyor. Tıpkı bir balon gibiler. Boş bir balon.

adam daha seti bitirmeden ben 3 üncü defa sete girebiliyorum.

neden benim metabolizmam yavaşlamıyor ve durmuyor?

Ben saçmalıyorsam su ana kadar karbohidrattan çok zayıf beslendiğim için ketoasidoz yüzünden ölmem lazımdı.

Şimdi siz bana açıklayın?

ben neden ölmedim yada komaya girmedim? Ketoasidoz komaya sokar ya? beni sokmadı işte.

Bütün tıp kitapları bunu söylüyor ketoasidoz zararlıdır diyor.

Bir kaç tane deli doktor çıkıp koca tıbba karşı geliyor.

inanmıyorsan Mauro Di Pasqaule ve Ahmet Aydın yazılarını oku.

Birazda yeni fikirlere kulak verin.

Ben radikalsem neden bütün tahlillerim mükemmel? Kardiolojide EKG testleri yaptırıyorum. Adamlar şaşkın.

EKG testleri sıradan insanlardan oldukça daha düzgün.

 

Ya ben hala çözemedim bu işi.Kas kütlesini arttırmak için proteinler kadar karbonhidratlarda önemlidir.Coyote sen günde 20-50 gr karbonhidrat aldıgını yazmıssın.Nasıl kas kütlesi artışı sağlıyorsun ? Bunu merak ediyorum ?

 

Karbohidrat bir enerji kaynağıdır.

Yağda bir enerji kaynağıdır.

Karbohidrat yağdan olduk.a daha hızlı yakılır ve artanı kaslarda glikojen olarak depolanır.

ancak karbohidrat yakılması esnasında pis belirtiler ortaya çıkar. Endişe korku panik sıkıntı gibi.

Ayrıca karbohidratlar vücutta suyuda tutar. yani kaslarda glikojen ve su olarak yada vücudumuzda çeşitli şekillerde deri altında su olarak tutulur.

Karbohidratın tek esprisi yağdan daha hızlı kullanılmasıdır. Yani karbohidrat kaynakları kana geçtiklerinde vücut kan sekerini hızla yükseltirler dolayısıyla vücut glikojen depoları boşsa glikojeni dolduruyorlar.

Karaciğerde 75 gram glikojen

kaslarda 400 grama kadar stoklanıyor.

Yoğun egzersizlerde glikojen yakılıyor evet.

ancak bodybuilding bir dayanıklılık sporu değil. Bodybuilding bir kuvvet sporu. Kas inşa etmekten çok öncelikli planda estetik önemli.

Dolayısıyla düşük karbohidratlı diyetlerde vücut glikozu enerji olarak tercih etmiyor.

Alınan glikoz beyin tarafından kullanılıyor ve fazla ise kaslarda depolanıyor.

eğer glikoz almassanız vücut yinede kas kütlesini yıkmıyor.

Vücuda giren protein ve yağdan glikoz elde ediyor. Eğer biraz glikoz verirseniz onuda sadece beyniniz kullanıyor.

Peki antremanda ne yapıyoruz?

Antremandan evvel meyve püreleri portakal suyu elma suları gibi kaynakları alıyoruz.

Dilerseniz esmer pirinç kabuklu yulaf gibi kaynakları tüketebilirsiniz.

Sabah saatlerinde alınacaksa idman gunu karbohidrat içeren besinler alabilirsiniz.

Dolayısıyla bu besinler kan sekerini bozmayacaktır ve kaslarda depo edilecektir.

eğer haftada 3 idman yapıyorsanız şayet, pazartesi perşemve ve pazartesi şeklinde yapmalıyız.

ve düzenimizi bozmamalıyız.

idman saatleri dışında ve sabah erken saatleri dısında kesinlikle karbohidrat alınmamalı.

yağ dan gelen enerji kas üretiminde kullanılmazmı?

Şayet yağdan gelen enerji çok kuvvetlidir ve eğer iyi çalışan mitokondrileriniz varsa (dusuk karbohidratlı besleniyorsanız)

vücudunuz proteini devamlı yapı taşı olarak kullanır ve kas üretimi için yağdan gelen enerjiyi kullanır.

Bu kadar çileye neden katlanıyoruz.

işte enerji olarak daha büyük bir depo olan yağı enerjiye çeviriyoruz.

Dolayısıyla zamanla metabolizmamız dahada hızlı hale geliyor. ( metabolizma yediğini yakıp enerjiye çevirmektir)

daha detaylı bilgi isteniyorsa, verebilirim sorun değil.

Vücut geliştirme sporcuları amerikada yavas yavas sistem değiştiriyorlar.

Turkiye Vücut geliştirme federasyonu dergisinde çıkan son yazıyıda paylaşmak isterdim.

ancak su an zamanım az.

Sekiz hafta içinde vücudun çalışma yapısı tersine dönüyor.

Artık vücut yağı enerji olarak tercih ediyor.

Dolayısıyla rahatlıyorsunuz. Sürekli acıkma atakları olmuyor, gunde 5-6 öğün yemek zorunda kalmıyorsunuz. 2 yada 3 öğünde yapsanız, vücudunuz daima enerjiyi yağdan tercih ediyor.

ve enerjinizde hiç bitmiyor ve tükenmiyor.

 

bende coyote nin önerilerine uyarak beslenmeye başladım ve karbonhidratı kestiğim için ağırlık çalışmalarında düşüş beklerken iki hafta sonra şaşırtıcı bir şekilde yükselme oldu

coyote bir sorum var, 2 yada 3 öğün beslenirsek vücuda gerekli proteğini vermiş olurmuyuz forumda 2 saatte bir proteğin alınması gerekir diyolar da?

 

Ağirlik çalişmalarinda bırak düşüş olmasını, vücudun eskisinden daha hızlı yenilenecektir ve çok kısa zamanda çok yüksek kilolara çıkabileceksin.
Dolayısıyla enerjin hem yükselecektir, hemde insulinin kötü olan bel çevresi yağlandırması ve trigliserit etkilerinden kurtulacaksın.

balon gibide şişmeyeceksin.

Gelelim soruna, insan vücudunda daima hazırda protein bulunuyor. Kanın yüzde 10 u atakanında belirttiği gibi 5000 ml kanda 500 gram protein hazırda bulunuyor.

Dolayısıyla vücutta sürekli bir yapım ve yıkım söz konusu. Hücreler yıkılıyor yerine yenileri yapılıyor.

Yani sürekli vücudumuzun protein ihtiyacı var.

ancak bu bizim düşündüğümüz gibi iki saatte bir vermemize gerek yok.

tabi vücut geliştiren kişinin kas kütlesi gelişmişse durum değişir.

ancak buna karar vermek için sürekli idrar testleri yapılmalı. Çünkü amino asitlerin fazlası idrarla amonyak formunda atılır.

eğer karbohidrattan düşük besleniliyorsa whey daha fazla alınabilir.

Çünkü whey hızlıdır ve vücudu anabolik durumda tutacaktir.

ancak sindirimi uzun süren protein kaynakları, kesinlikle günde 2 yada 3 defa alınmalı.

Özellikle kırmızı et yiyebilsek 500 gram kırmızı et mesela çok uzun zaman diliminde sindirilir.

Bu bir avantajdır. Yani kaslarınız uzun zaman diliminde tamir edilir.

yani kısa zaman diliminde sindirilen proteinler tıpkı basit şekerler gibi

uzun zaman diliminde sindirilen proteinlerde tıpkı kompleks karbohidratlar gibi dusunun.

Birde kesinlikle erken uyuyun.

Beslenmenize salataları düşük karbohidratlı sebzeleri ekleyin.

antreman günlerinde antremandan en az 3 saat evvel Esmer pirinç meyve püreleri yulaf bulgur gibi besinleri alın.

Kan şekeri düşük durumda kalacaktır ve keto durumuna çabucak geçeceksınız tabi yüksek bir enerji patlamasıyla.

Birde yeterince iyi uyuyun.

Özellikle imkanınız varsa 9 gibi yatağa girin. En azindan böyle besleniyorsanız çok erken uyumaya çalışın.

geç saatte idman yapmayın.

Kesinlikle geç saatte yapılan idmana ben karşıyım.

Birde eğer canınız çok isterse düşük şekerli meyvelerden korkmayın.

Özellikle olgunlaşmamış muz(yeşil), 40 gram bitter çikolata, siyah çekirdekli kuru üzüm, boza, elma, gibi besinler az oranlarda alınabilir.

Özellikle bozayı tavsiye ederim. Açıkta bırakın ve ekşimesini bekleyin.

Bu arada yorgunlukta ortadan kalkacaktir. Badicilerin en büyük sorunu laktik ve yorgunluk.

Düşük karbohidratlı diyette, laktik asit ve yorgunluk sorunu oldukça azalır.